recep24ank
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 12 Kasım 2008
- Mesaj
- 1.566
- Tepki
- 4.762
- Yaş
- 46
- Şehir
- Sakarya Adapazarı
- İsim
- Recep Eşref ÇINAR
- Bisiklet
- Carraro
09 Temmuz 2018’in güzel bir Pazartesi gününde, Ben, Sadık Uğun, Yavuz AKOVA ve Sezgin AKIN hocamla birlikte 4-5 günlük güzel bir tur gerçekleştirelim istedik ve rota olarak da Denizli, Pamukkale, Salda Gölü’nü seçtik.
Yolculuğumuzun ilk gününü araçla 475 km. kat ederek Pamukkale’ye gerçekleştirdik. Bisikletlerimizi Sezgin hocamızın arabasına, ikisi aracın arka kısmına diğer ikisini de üst kısmına bağlayarak yola koyulduk.
Uzun bir yolcuğun ardından nihayetinde Pamukkale’ye varıyoruz. Zaman kaybetmeden ilk olarak turistik bölge olan travertenlerin bulunduğu alanın otoparkına giriyoruz. Bu alanın 3 farklı girişi mevcut. Kısacası üst kısmın sağ ve sol kısımlarının girişlerinde otopark var. Alt girişte havuzun bulunduğu alanda otopark yok. Dileyenler için alt kısımda ücretli otopark alanları mevcut.
Pazartesi olmasına rağmen kalabalık bir turist kafilesi vardı. Pamukkale travertenleri için biraz bilgiler vereyim. Müze kartla giriş yapılıyor ve müze kartta buradan alabiliyorsunuz. Müze kartsız giriş yapmak isterseniz kişi başı 35 TL. yi gözden çıkartmanız gerekiyor. Öğretmenler ise 20 TL.
Müze kartlar hakkında bilgi almak isterseniz (link) web adresinden detaylara bakabilirsiniz.
Gişelerin bulunduğu alanda ve iç kısımlarında hediyelik eşya ve yeme içme gibi imkanlar mevcut. Burası turistik bölge olduğundan fiyatlar oldukça uçuk. Size tavsiyem yerleşim yeri merkezindeki bakkaldan su vb. genel ihtiyaçlarınızı alın ve bir sırt çantasına koyun ve bu alana öyle giriş yapın. Daha ucuza mal etmiş olursunuz.
Diğer bir hususta bu alana otoparkların olduğu sağ ve sol üst kısımdan değil de alt kısımdan giriş yapmanızı tavsiye ediyorum. Bunun nedeni yukarıdan giriş yaptığınızda travertenlerin bulunduğu havuzları yukarıdan aşağıya doğru inmek durumunda kalıyorsunuz. O kalabalıkta en aşağıya kadar da iniş yapmak biraz zahmetli oluyor. Kısacası güzellikleri tam manasıyla göremiyorsunuz.
Alt kısımdan yürüyerek giriş yaparsanız eğer, yanınıza sırt çantanızı alın, içine su ve ihtiyaçlarınızı koyun, birde boş poşet koyun, çünkü travertenlerin üzerinde ayakkabı ile yürümek yasak, birçok yerde güvenlik görevlisi var hemen uyarıyorlar. Yalınayak yürüyorsunuz. Ayakkabınızı poşete ve çantanıza koyarsanız istediğiniz yerde çıkartır giyersiniz. Bu turistik bölgeyi de rahat rahat gezmiş olursunuz.
Bazı havuzların iç kısımlarında kaygan zeminler var ama genelinde çok rahat yürüyüş yapabiliyorsunuz. Yukarıdan aşağıya doğru 37 derece sıcaklıkta sodalı kaynak suyu akıyor, su içilmiyor, bu akan su, su kanallarıyla havuzlara dağılıyor. Muhteşem bir manzara ve görüntü oluyor. Açılış saati 08.00 kapanış saati ise 21.00
Bu alanı gezmek için bolca vaktiniz var demek oluyor. Unutmadan burası sadece travertenlerden oluşmuyor. Devasa büyük bir alan, eski imparatorlukların yaşam alanı ve şehri de bu alanda yer alıyor, içerisinde antik tiyatro, müzeler, kilise, kral ve taş mezarları, antik yerleşim alanları ve antik havuz yer alıyor.
Bir gününüzü buraya ayırmanız gerekiyor. 2.5 km. gezilecek alana sahip belki de daha fazla. Gidip gelmeniz dolaşmanız bile 5-6 km.yi buluyor. Yanınızda fotoğraf makinası bulundurmanızı tavsiye ediyorum. Antik havuzda yüzülebiliyor. Burada yüzmek için yüzme bedeli kişi başı 50 TL. ödemeniz gerekiyor. Müze kart geçmiyor.
Girip yüzmeye değer mi diye düşünürseniz eğer, ben girdim yüzdüm. Akşam 8.15’e kadar açık. Bulunduğu alanda yeme içme ve alışveriş dükkanları mevcut. Fiyatlar biraz pahalı. Antik havuz için gişeden bilet alıyorsunuz ve turnike aracılığı ile giriş yapıyorsunuz. Girişinde soyunma dolapları ve emanet dolaplar mevcut. Girişte 10 TL. veriyorsunuz, çıkarken geri alıyorsunuz kısacası dolaplar (ücretsiz) oluyor.
Suya girdiğinizde o antik döneme aniden giriş yapmış oluyorsunuz. Suyun sıcaklığı 37 derece, antik oluşumun ve kayaların içerisinde yüzmeye başlıyorsunuz, suya girdiğinizde çıkmak istemiyorsunuz. Bazı bölgeleri 1 mt. bazı bölgeleri ise 3 mt. derinliklere sahip, travertenlerin ana kaynadığı da buradan doğuyor, yani suyun kaynağında yüzüyorsunuz.
Görevli fotoğrafçı zaman zaman gelerek ücret mukabilinde fotoğrafınızı çekiyor, fiyatını sormadım, bende çektirmedim. Dışarıdan fotoğraf çekilmesine müsaade etmiyorlar, zaten etrafta görevliler oluyor. Uyarı levhaları da ayrıca var. Suyu içilmiyor.
Bu devasa alanın bir çok noktasında çeşme ve bay-bayan wc ler var ve oldukça da temizler. Özgürce gönül rahatlığınca bu alanı doyasıya gezebilirsiniz. Buralara kadar gelip de bu antik şehri gezmeden giderseniz çok üzülür çok şey kaçırırsınız. Her bir köşesi tarih kokuyor, devasa yerleşim alanları, kral mezarları, antik tiyatro ve kiliseler adeta insanı geçmişe götürerek büyülüyor.
Travertenlerin bulunduğu havuzlarda yüzebiliyorsunuz. 10-50 cm. aralığında derinliklere sahipler. Gerçekten muhteşem doğal güzelliklere sahipler. Büyülenmemek elde değil. Bu güzellikleri yerinde görüp yaşadıktan sonra geldiğimiz yoldan çıkış yapıyoruz. Daha fazla detay ve bilgi için (link) web adresinden faydalanabilirsiniz. Şimdi ise uygun bir yer bulup çadır kurmamız veya konaklamamız için yer bakıyoruz.
Çevrede bir çok tesis, pansiyon ve otel mevcut, çadır imkanı da var. Merkezden 4 km. yukarıda travertenlere yukarıdan bakan Tepe Kamping isimli kamp alanı mevcut. Yüzme havuzu dahil fiyatı 30 TL. Birde aşağıda otoparklı, havuzlu bir tesis var, burada da çadır kurabiliyorsunuz, havuz dahil fiyatı 37.5 TL. her iki yerde de her türlü imkanlar mevcut.
Elektrik, duşa kabin, bay-bayan wc gibi. Güvenlik ve kameralarda mevcut. Hiçbir problem yaşamadan kalabilirsiniz. Yalnız sizlere tavsiyem buralara yeme içme yapmayın, bir küçük şişe kola 6 TL. dışarıda yiyin için, veya çantanızda taşıyın yiyin için. Bizde aşağıdaki tesiste kamp kurarak geceyi burada geçiriyoruz. Böylece 1 günümüzü de burada tamamlamış oluyoruz.
Daha fazla fotoğraf için: (link)
Yolculuğumuzun ilk gününü araçla 475 km. kat ederek Pamukkale’ye gerçekleştirdik. Bisikletlerimizi Sezgin hocamızın arabasına, ikisi aracın arka kısmına diğer ikisini de üst kısmına bağlayarak yola koyulduk.
Uzun bir yolcuğun ardından nihayetinde Pamukkale’ye varıyoruz. Zaman kaybetmeden ilk olarak turistik bölge olan travertenlerin bulunduğu alanın otoparkına giriyoruz. Bu alanın 3 farklı girişi mevcut. Kısacası üst kısmın sağ ve sol kısımlarının girişlerinde otopark var. Alt girişte havuzun bulunduğu alanda otopark yok. Dileyenler için alt kısımda ücretli otopark alanları mevcut.
Pazartesi olmasına rağmen kalabalık bir turist kafilesi vardı. Pamukkale travertenleri için biraz bilgiler vereyim. Müze kartla giriş yapılıyor ve müze kartta buradan alabiliyorsunuz. Müze kartsız giriş yapmak isterseniz kişi başı 35 TL. yi gözden çıkartmanız gerekiyor. Öğretmenler ise 20 TL.
Müze kartlar hakkında bilgi almak isterseniz (link) web adresinden detaylara bakabilirsiniz.
Gişelerin bulunduğu alanda ve iç kısımlarında hediyelik eşya ve yeme içme gibi imkanlar mevcut. Burası turistik bölge olduğundan fiyatlar oldukça uçuk. Size tavsiyem yerleşim yeri merkezindeki bakkaldan su vb. genel ihtiyaçlarınızı alın ve bir sırt çantasına koyun ve bu alana öyle giriş yapın. Daha ucuza mal etmiş olursunuz.
Diğer bir hususta bu alana otoparkların olduğu sağ ve sol üst kısımdan değil de alt kısımdan giriş yapmanızı tavsiye ediyorum. Bunun nedeni yukarıdan giriş yaptığınızda travertenlerin bulunduğu havuzları yukarıdan aşağıya doğru inmek durumunda kalıyorsunuz. O kalabalıkta en aşağıya kadar da iniş yapmak biraz zahmetli oluyor. Kısacası güzellikleri tam manasıyla göremiyorsunuz.
Alt kısımdan yürüyerek giriş yaparsanız eğer, yanınıza sırt çantanızı alın, içine su ve ihtiyaçlarınızı koyun, birde boş poşet koyun, çünkü travertenlerin üzerinde ayakkabı ile yürümek yasak, birçok yerde güvenlik görevlisi var hemen uyarıyorlar. Yalınayak yürüyorsunuz. Ayakkabınızı poşete ve çantanıza koyarsanız istediğiniz yerde çıkartır giyersiniz. Bu turistik bölgeyi de rahat rahat gezmiş olursunuz.
Bazı havuzların iç kısımlarında kaygan zeminler var ama genelinde çok rahat yürüyüş yapabiliyorsunuz. Yukarıdan aşağıya doğru 37 derece sıcaklıkta sodalı kaynak suyu akıyor, su içilmiyor, bu akan su, su kanallarıyla havuzlara dağılıyor. Muhteşem bir manzara ve görüntü oluyor. Açılış saati 08.00 kapanış saati ise 21.00
Bu alanı gezmek için bolca vaktiniz var demek oluyor. Unutmadan burası sadece travertenlerden oluşmuyor. Devasa büyük bir alan, eski imparatorlukların yaşam alanı ve şehri de bu alanda yer alıyor, içerisinde antik tiyatro, müzeler, kilise, kral ve taş mezarları, antik yerleşim alanları ve antik havuz yer alıyor.
Bir gününüzü buraya ayırmanız gerekiyor. 2.5 km. gezilecek alana sahip belki de daha fazla. Gidip gelmeniz dolaşmanız bile 5-6 km.yi buluyor. Yanınızda fotoğraf makinası bulundurmanızı tavsiye ediyorum. Antik havuzda yüzülebiliyor. Burada yüzmek için yüzme bedeli kişi başı 50 TL. ödemeniz gerekiyor. Müze kart geçmiyor.
Girip yüzmeye değer mi diye düşünürseniz eğer, ben girdim yüzdüm. Akşam 8.15’e kadar açık. Bulunduğu alanda yeme içme ve alışveriş dükkanları mevcut. Fiyatlar biraz pahalı. Antik havuz için gişeden bilet alıyorsunuz ve turnike aracılığı ile giriş yapıyorsunuz. Girişinde soyunma dolapları ve emanet dolaplar mevcut. Girişte 10 TL. veriyorsunuz, çıkarken geri alıyorsunuz kısacası dolaplar (ücretsiz) oluyor.
Suya girdiğinizde o antik döneme aniden giriş yapmış oluyorsunuz. Suyun sıcaklığı 37 derece, antik oluşumun ve kayaların içerisinde yüzmeye başlıyorsunuz, suya girdiğinizde çıkmak istemiyorsunuz. Bazı bölgeleri 1 mt. bazı bölgeleri ise 3 mt. derinliklere sahip, travertenlerin ana kaynadığı da buradan doğuyor, yani suyun kaynağında yüzüyorsunuz.
Görevli fotoğrafçı zaman zaman gelerek ücret mukabilinde fotoğrafınızı çekiyor, fiyatını sormadım, bende çektirmedim. Dışarıdan fotoğraf çekilmesine müsaade etmiyorlar, zaten etrafta görevliler oluyor. Uyarı levhaları da ayrıca var. Suyu içilmiyor.
Bu devasa alanın bir çok noktasında çeşme ve bay-bayan wc ler var ve oldukça da temizler. Özgürce gönül rahatlığınca bu alanı doyasıya gezebilirsiniz. Buralara kadar gelip de bu antik şehri gezmeden giderseniz çok üzülür çok şey kaçırırsınız. Her bir köşesi tarih kokuyor, devasa yerleşim alanları, kral mezarları, antik tiyatro ve kiliseler adeta insanı geçmişe götürerek büyülüyor.
Travertenlerin bulunduğu havuzlarda yüzebiliyorsunuz. 10-50 cm. aralığında derinliklere sahipler. Gerçekten muhteşem doğal güzelliklere sahipler. Büyülenmemek elde değil. Bu güzellikleri yerinde görüp yaşadıktan sonra geldiğimiz yoldan çıkış yapıyoruz. Daha fazla detay ve bilgi için (link) web adresinden faydalanabilirsiniz. Şimdi ise uygun bir yer bulup çadır kurmamız veya konaklamamız için yer bakıyoruz.
Çevrede bir çok tesis, pansiyon ve otel mevcut, çadır imkanı da var. Merkezden 4 km. yukarıda travertenlere yukarıdan bakan Tepe Kamping isimli kamp alanı mevcut. Yüzme havuzu dahil fiyatı 30 TL. Birde aşağıda otoparklı, havuzlu bir tesis var, burada da çadır kurabiliyorsunuz, havuz dahil fiyatı 37.5 TL. her iki yerde de her türlü imkanlar mevcut.
Elektrik, duşa kabin, bay-bayan wc gibi. Güvenlik ve kameralarda mevcut. Hiçbir problem yaşamadan kalabilirsiniz. Yalnız sizlere tavsiyem buralara yeme içme yapmayın, bir küçük şişe kola 6 TL. dışarıda yiyin için, veya çantanızda taşıyın yiyin için. Bizde aşağıdaki tesiste kamp kurarak geceyi burada geçiriyoruz. Böylece 1 günümüzü de burada tamamlamış oluyoruz.
Daha fazla fotoğraf için: (link)
