Otopark yönetmeliği değişikliği ve bisiklet

Hani yer ayrılmasınada gerek yok yüzde 1 biraz göstermelik hadi ordan diyeceğim..Çözüm illaki ölü noktalar araç parkının mümkün olmadığı alanlar olucaktır kazık çakıp kitliyeceğiz herzamanki gibi..

Bisikletinizin güvenliği sizin için önemli birşeyse eğer yani parayı sokaktan toplamıyorsanız, hiçbir apartman otoparkı yönetmeliği sizin derdinize çare olamayacaktır. Olası çözümler :

1. Katlanır bisiklet kullanacaksınız, bagaja koyacaksınız. Bu benim 2.5 senedir uyguladığım çözüm.

2. Bisikletinizi, müstakil evinizin müstakil garajına koyacaksınız. İdeal çözüm budur ama paranın gözü kör olsun. Zaten burada bahsi geçen "apartman otoparkı" idi, müstakil ev değil, bu maddeyi kayıtlardan düşelim.

3. Asansör ile eve götürün bisikletinizi fakat "audiophile" denen fetiş grubunun pek iyi bildiği "WAF" ve "MIF" kavramları konusunda dersinizi iyi çalışın.

Çok komik buldum bu haberi. Denizli' de yaşıyorum sokaklarda o kadar çok araba var ki mümkün olsa üst üste park edecekler . ben bu kadar kötü bir şehir planlaması görmedim. sanki 5 yaşındaki çocuk şehir kurmaca oyunu oynamış, çocuğun yaptığı şehri hayata geçirmişler gibi. Bu şehir iflah olmaz. Bisiklet park yerine de bisiklet falan koymam, gerekirse bisikletimle birlikte uyurum.

@Mustafa Zeybek
Umarım İstanbul'da yaşamak zorunda kalmazsınız ya da şehir kurmaca oyununun Ankara versiyonunu görmek. Bazı çocuklar 69 yaşında ve bu oyunu çok haşin oynuyorlar.
Başlığın konu ettiği yönetmelik değişikliğini "park mı istiyorsunuz? alırsınız..." şeklinde yorumluyorum. Yani bu konuyu konuşarak kendimizi yorduğumuza değmez. En fazla dalga geçebiliriz ve geçmeliyiz.

csb.gov.tr adresindeki "CSB" bence "cool story bro"nun kısaltması

@Mustafa Zeybek Lütfen! Beş yaşındaki çocukların hayal gücü muazzamdır Onlara laf yok, bizlerden çok daha güzel şeyler resmederler.
@antika Açıkçası katlanır mantıklı ama her bisikletin farklı yeri var. Maalesef bazı seçimleri durum el vermiyor bazı seçimleri gönül. Bu arada 3. maddeye Fransız kaldım. Biraz araştırdım sadece audiophile'yi anladım.
@Bakbay Açıkçası parkın olmadığı yerlerde kirada kalırken ben de yol kenarındaki direklere kilitliyordum bisikleti, yalan yok.

@kadir karakaya

Audiophile dediğimiz grup Hi-Fi ses sistemleri yani pahalı müzik setleri meraklılıarıdır. Bunlar evlerine 5000+ USD'lik amplifikatör 10000+ USD'lik hoparlör, sesi etkilediğini düşünüp 1000 USD'lik VanDerHull marka "elektrik kablosu" almakta beis görmeyen "çoğunlukla" paralı "kesinlikle" ağır fetişist insan grubudur.

Tabii iş bu alet edevatı almakla bitmiyor, bunları bir de evin akustiğini gözeterek yerleştirmek gerekiyor. Mesela 20000 USDlik kolon alıp sonra bunu dolabın arkasına gizleyip sesini boğmak akıl karı bir iş değil, sesin dalga boylarını duvarların perdelerin yansıtma kapasitelerini vs. gözönüne alınıp odanın köşesinin 70-80 cm içerine falan yerleştirmek gerekiyor çoğunlukla. Sonra bunlar çoğunlukla fonksiyonel cihazlar sadece iyi ve temiz ses için tasarlanmışlar, dekoratif özellikleri zerrece önemsenmemiş, ağır, büyük çirkin şeyler.

Tam burada zurnanın "cırt" dediği yere geldik, evinde tekbaşına yaşamayan zavallılar bu koca koca heyhulaları beraber yaşadıkları karılarına, kızlarına, annelerine vs. nasıl kabul ettirecekler. İşte bu noktada cihazların değerlendirme kriteri olarak WAF da dahil edilir. WAF=Wife Acceptance Factor yani Hatun Kabul Faktörü. Bu gibi cihazları değerlendiren dergiler falan görüntüsüne boyutlarına göre bir WAF rating koyarlar incelemelerine. Bu durumu aşmanın bir başka stratejisi de eve alınan her tür cihaz için karıya da rüşvet niteliğinde bir hediye almakmış, işte bu da MIF yani Marriage İnterference Factor yani Evlilik Etkileşim Faktörü olarak isimlendiriliyor.

@antika Bir yaşıma daha girdim. Şimdi uyuyup yarın yazdığınız 3.maddeyi tekrar okuyacağım. Fetişik yani bunlar Bilgilendirme için teşekkürler.

@antika
Aklıma bu konuyu getirdi;
Hanıma çaktırmadan bisletini nasil apgereyt edersin?

@BerkEvren

Konu bu alet edevatın bütçede işgal ettiği yer değil, dediğim gibi bu fetiş grup üyelerinin çoğunun ziyadesiyle parasi var, konu bu alet edevatin evde işgal ettiği yer. Şöyle anlatayım, farzedin her biri orta boy buzdolabı boyutlarında 2 kolonu evin başköşesine konuşlandırdınız, ortasına da şekilsiz bir lambalı amfiyi yerleştirdiniz, evin hanımı bu duruma kayıtsız kalabilir mi, açmaz mı ağzını, yummaz mı gözünü.

Benim 2 adet katlanır bisikletim var, biri sürekli olarak arabanın bagajında duruyor, sorun yok, ama diğeri katlı olarak ardiye olarak kullandığımız balkonda mütevazi bir yer işgal ediyor, geçen gün bizimkisi çöpe atmaya yeltendi, evde atacak onca döküntü varken bisikletime iş olmaya kalktı, tabii girişim şiddetli mukavetimle engellendi ama huzurum kaçtı bir kere. Benim katlanır bisikletimin mevzusu böyleyken sizin yol bisikletlerinin, MTBlerinizin WAFını düşünmek bile istemem.

Bu arada, audiofillere geri dönersek, bunların işi iyice azıtıp WAF'tan sıtkı sıyrılanları oturdukları evin karşısındaki daireyi de satın alıp huzura erebiliyorlar, bir nevii alet edevatları için garsoniyer açıyorlar. Abartmıyorum var böyle tipler.

Ve son olarak ekleyeyim bunlara fetişist diyorum çünkü müzik seti alıyorlar fakat müzik dinlemiyorlar, müzik dinlermiş gibi yaptıklarında aslında amfiyi dinliyorlar, kolonu dinliyorlar, en ufak bir cızırtıda moralleri bozulup yıkılıyorlar. Tanıdık geldi mi ? Çünkü dünyadaki tek fetişist grubu audiofiller değil, mesela süper fotograf makinesi ve lens alıp test fotolarından başka işe yarar tek bir kare çekmeyen fotografçılar, bilimum dinamik ip kampana makara, bolt sikke, softshell, hardshell vs. edinip 40 yılın başı o da haftasonu tırmanışa giden dağcılar, toplam 5.5 kiloluk karbon kadrolu, DuraAce vitesli, Mavic tekerli bisiklet düzüp haftasonu yarım saat pedallayıp dili dışarı çıkan, yorgunluğunu yol üstündeki en yakın lüks kafeye girerek atan bisikletçiler de fetişisttir benim kitabımda. Ve bütün bu fetiş gruplarının ortak özelliği yaptıkları işi değil alet edevatlarını saatlerce konuşabilmeleridir.