artık kitap almıyorum indiriyorum.
sene 2000, yer Ankara Karanfil sokak, kitapçılar çarşısı. 100 liraya bir kitap almak istedim peşin. şaaaak diye 75 lira dedi dükkan sahibi sıfır kitaba. nasıl oluyor dedim?
-bu kitabı Ankara dağıtımcısından 3 ay sonra ödemek üzere 50 liraya aldım dedi. senle 50 lirayı 25er lira bölüşüyorum. nakit ödediğin için diye ekledi. şimdi ankara dağıtımcısından 3 ay sonra ödemeli kitabın yenisi alacağım dedi.
sonra anlatmaya başladı. ankara dağıtımcısı, istanbuldaki ana dağıtımcısından kitabı 25 liraya alıp, ankaradaki kitapçılara 50 liradan satıyormuş. istanbul dağıtımcısı da, kitabı basımevinden 12.5 liraya alıyormuş, basımevi -matbaa- yayın evinden 6.25 liraya alıyormuş. velhasılı, 6.25 liralık kitap rafa 100 liraya geliyor. o nedenle çevrimiçi siteler 100 liralık kitabı 65 liraya hatta 60 liraya bu kadar rahat işte bu yüzden satıyorlar.
alasım gelmiyor kitap artık. bazı yazarlar görürsünüz cebinden para verip yazdığı kitabı bastıran. sebebi biraz da bu sistem. tarladaki domatesin kilosu 25kuruştan market rafındaki 8-10 liraya uzanan hazin öyküsünün kitaplar cephesindeki durumu bu.
Aralık ayında çılgın gibi zam geldi kitaplara, ucuz tek hobimiz kitaptı, o da yalan oldu. Artık cv'sinde hobilerine "kitap okumak" yazanla da dalga geçmeyeceğim 
