Scudo Sports

Nükleere Karşı Düzce'den Sinop'a

Kayıt
4 Temmuz 2007
Mesaj
92
Tepki
39
Şehir
İZMİR,Marmaris
Merhaba arkadaşlar,
Marmaris'den otobüsleDüzce'ye gelip Düzce-Ordu arasını bir arkadaşımla turlayacağız. Sinop'taki Nükleer Santral girişimine kişisel tepkimizi göstermek istiyoruz. Güzergah önerileriniz varsa lütfen paylaşın. 11 Temmuz'da yola çıkıp 10-12 gün yollarda olmayı planlıyoruz. Çadır'da konaklayacağız. Elbette misafir etmek isteyen olursa seviniriz. Duş alınabilecek kamp yeri bilgisi olanlarında paylaşmasını rica ederim..
Yollarda karşılaşmak ümidiyle
 
  • Beğen
Tepkiler: Ozan Seyyah
Scudo
@cinosantancero
Haftaya pazar Bursa- Batum turuna çıkıyorum, karşılaşırız umarım :)
 
Biz tamamen sahil şeridini kullanmayı düşünüyoruz. Arkası dolu, çadırlı bir bisiklet görürsen benimkidir :)
 
karşılaşmamız biraz zor gibi görünüyor ben şuan Sakarya Sapanca gölü kıyısındayım tura bugün başladım :) Dediğin gibi Arkası dolu, çadırlı beyaz prens yollarda :D
 
Ben de arkadaşın hevesini kırmak istemediğimden bir şey yazmamıştım. Ama bugüne kadar nükleere karşı olan söylemlerin duygusallıktan öteye gitmediğini gördüm. Bilimsel olarak masaya yatırıldığında optimum çözümdür oysa ki. Bizim nükleere karşı olmamızı teşvik eden, sırtımızı sıvazlayan milletler, kendi enerjilerinin büyük kısmını nükleerden temin ediyorlar halbuki. :)

Nükleere karşı değilim, aptallığa karşıyım. Aptalca uygulamaya karşıyım yani. Şartlarına uygun yapıldıktan sonra, ekonomi-çevre dengesinde optimum çözümdür nükleer enerji.

Fransa elektrik ihtiyacının %85'ini nükleerden karşılıyor. Çin önümüzdeki 5 seneye 35 yeni nükleer santral planlamış. Sonra adamlar endüstriye neredeyse bedavaya elektrik veriyorlar, biz de dökme suyla adamlarla rekabet etmeye çalışıyoruz. Bugün elektrik üretimimizin üçte birini doğalgaz ile yapıyoruz. Böyle aptallık olur mu? Enerji ithalatı dış ticaret açığının önde giden kalemi olmuş, enflasyondan şikayet ediyoruz. Rüzgar ve güneşten faydalanabildiğimiz kadar faydalanalım, ancak bunlar gerek ölçek, gerekse maliyet açısından koca bir endüstriyi besleyemezler. Sadece destek olabilirler. Devasa miktarlarda ve çok ucuz enerji lazım bize. Petrolümüz de yok ki.

Kaldı ki, petrol olsa bile termik santrallerin CO2 salınımları malum. Hidroelektriklerin ekolojik dengeye zararları malum, eh nükleer de yok. Kaldık solar panel ve rüzgar değirmenine. Bunlarla da ancak evsel ihtiyaçlarımızı (o da bazı bölgelerde ve kısmen) karşılayabiliriz.

Hayal kurmak iyidir, ama gerçeklerden de kopmamak lazım. En ekonomik ve (şartlarına riayet edildiğinde) en temiz enerjidir nükleer enerji.

Nükleere kökten karşı olmaktansa, şartlarına uyum ve teknolojiyi doğru kullanmak konusunda hassasiyet göstermek daha akıllıca olur bence. Veya ilkel şartlarda yaşamayı tercih edenler de olabilir - saygı duyarım. Ama teknolojiyi akıllıca kullanmak yerine ilkelliği tercih edenler, lütfen geri kalmışlıktan, altyapı yetersizliğinden... velhasıl fakirlikten şikayet etmesinler.
 
Ben nükleere karşıyım ama karşı olmamın sebebi sadece nükleerin kendisi değil başımızdaki beceriksiz çıkarcı yöneticilerin bu işi de yönetemeyeceği korkusu. O santralin ihalesini birisi alır taşeron olarak alt firmaya yaptırır o da kendisine başka taşeron bulur derken bu böyle gider. Basit bir kömür madeni kazasında bile yüzlerce kayıp verdik aynı durumun nükleer santralde başımıza geldiğini düşünsenize binler hatta milyonlar etkilenir. Önce toplum olarak seviyemizi yükseltelim sonra bu nükleer işlerine girelim derim ben.
Ayrıca olaya diğer bir açıdan bakacak olursanız o nükleer zengini ülkeler bile yenilenebilir doğal enerji yollarını araştırmaya başladılar. Şu an rüzgar, güneş, gel-git gibi yeşil enerji üretimi için Ar-Ge çalışmalarına milyon dolarlar harcamaları can sıkıntısından değil bence.
 
  • Beğen
Tepkiler: mehmetbulak
Nükleer santraller ne kadar kurallarına uygun olarak işletilse de sorun çıkma ihtimali, diğer her şeyde olduğu gibi, vardır. Eğer bir nükleer santralde sorun çıkarsa bu sorun bir rüzgar panelinde çıkacak sorunla karşılaştırılamaz bile. Bu benim için nükleere karşı olmak için yeter de artar bir sebep..
 
Enerji sorunu daha çok üretilerek değil daha az tüketilerek çözülür. Sorun hızla tüketim toplumu haline gelmemiz. Saygı, gıda, teknoloji, eğitim, bilgi, enerji hepsini kontrolsüzce tüketiyoruz. Nükleer enerji sorununu çözmez aksine daha büyük enerji sorunlarına yol açar. Çevre sorunlarından ya da kazalarından bahsetmiyorum bile. Daha birkaç ay önce Soma faciası yaşandı bu ülkede.

Sözün özü nükleer enerji, daha çok tüketmek ve kazanmak isteyen küçük bir zümreden başka kimsenin işine yaramaz. Bu zümre sadece ülkemizin değil bütün insanlığın sorunudur.

Pedala bas ve ihtiyacın kadar tüket.
 
Neden fazla enerjiye ihtiyaç duyuyoruz acaba hiç düşündünüz mü?

Kaynaklarımız yetmiyor,enerji yetmiyor, şu yetmiyor bu yetmiyor.
Sonu yok bu tüketimin.

Eğer ki tüketmeyi bırakırsak. Daha fazla enerjiye ihtiyaç duymayız.
Aç gözlüyüz. Hep daha fazlasını istiyoruz. Daha büyük televizyonlar, daha hızlı bilgisayarlar, daha hızlı telefonlar.
Bu bir döngüdür, siz ne kadar çok tüketirseniz o kadar çok kaynağa ihtiyaç duyulacaktır.

Dünyanın en pahalıya mal olan kazasıdır çernobil. Kaza anında ölenler ve sonradan kanser olanlar hariç.
Çevreye verdiği zarar ve temizleme çalışmaları 700milyar dolar tutuyor.

Kaza veya kasıt her şey olabilir.
Titanic için de "tanrı bile batıramaz bu gemiyi" demişlerdi.

Daha ağır etkilerden bahsedebilirim +18, hatta +24 etkiler, pek kaldıramazsınız. Duygusal olarak bitersiniz.

Siz en iyisi tekrar düşünün.
 
Dünyanın en pahalı enerjisi için yürüyelim nükleer için yürüyelim ondan sonra en güzeli mum alıp oturalım


iPad 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi
 
1960 da başladı göç hikâyeleri. Dağlıktır yapılmaz dediler demir ağlar teğet geçti bizi. Yol istedik "Dranoz"u geçemedik. Ulaşmak pek zahmetliydi Sinop'a. İçerdeki ne yapardı peki? Keten ekerdi keten biçerdi. Kestane dokur, mısır kurutur, fındık toplar, yari unutur... Liman duraksadı bir ara. Gemiler gelmez oldu. Oysa Ramazanlarda Sellim'e çıkılırdı. Elinde fenerle bir Kaptan Bismillahla başlardı, " Helesa yalesa, Heyamola yusa, Yusa hoop..." Sonra kara bulutlar çöktü üzerimize. Nato geldi derken, Sovyetleri dinledik Amerikan askerleriyle. Kimse gelmemeliydi Sinop'a. Görev çok gizliydi. Herkes çıkmalıydı ama kimse gelmemeliydi. Sanayi de mi? Hiç kimse. 90'da uğurladık Conileri. Tıpkı amcamızı, dayımızı uğurladığımız gibi.Arkalarından su dökmedik Adettendir. Evet evet. Gidenin arkasından su dökülmez bizde. Zira gitmek kurtuluştu. Kurtulmuşa yine gel denir mi? Sonra şişe cam kapatıldı. Peşinden sülük fabrikası. Yahu yapmıyorsun anladık da olanı bari yıkma! Göçler göçler göçler... Sinop nüfusu 200.000. Göç eden nüfusu 1.000.000. Bunların sadece 400.000 i ben dahil İstanbul'da. Kusura bakmayın biz tam 1.000.000 insan 90 yıldır bizi geri döndürecek ekmek kapısını bekledik. Kusura bakmayın bu 1.000.000 insanın intihar eylemidir. Büyük rezidanslarda yaşayıp, ellerinden akıllı telefonları düşmeyen, deodorant banyosu yapıp karbonun kralını salan, deri ceket giyen, egzoz gazı salan, şehre sövüp şehirden uzaklaşamayan, elektriğe zam geldiğinde dua okuyanlar; iki seçenek var önümüzde, ya bütün sistemi yok edip sanayinin, enerjinin olmadığı orta çağ hayatı yaşayıp gerçekten çevreci olacağız ya da bu sistemden kopamıyorsak bir şehrin ekmeğine mani olmayacağız. Aksi takdirde çok samimiyetsizsiniz
 
Nükleer hakkındaki şahsi fikirlerim bir yana, konu çok dağılmadan... Facebook üzerinden Sinop Bisiklet kulübü ile iletişime geçerseniz sizi en iyi şekilde ağırlayacaklardır. Eğer çok zor durumda kalırsanız bana da ulaşırsanız elimden geleni yapmak isterim tur adına. Turizm de çok gelişmediğinden otel sayımız az. Dolayısılığıyla yer bulmak sıkıntılı olabiliyor. Çadırınız var ise Akliman'da kamp atabilirsiniz. Ücreti hakkında bir bilgim yok. Yolunuz bahtınız açık olsun
 
Sen erken çıkmışsın biz kpss sınavını beklediğimiz için haftaya çıkacağız. Turun bitince haberleşiriz. Kolay gelsin.Umarım hava boğucu değildir
 
@Abdullah.R

Bir çok mesaj yazıldıktan sonra yazdığım için yazılanları tekrar etmeyeceğim. Arkadaşların belirttiği gibi tüketim odaklı yaşamın pompolanmasıyla her yere nükleer kurulsa enerji ihtiyacı bitmez. Devlet evlere kendi enerjisini üretebilme imkaanı veriyor ama rehberlik edecek firma ya da devlet kurumu yok. Biz imkaan sunduk ama kullanılmıyor demek istiyorlar. elektrikli araç çıkıyor ama kullandırtmamak için aylık 80 Euro para istiyorlar. Bunlar hiç samimi değil. Sadece evlerin çatılarına kurulacak güneş enerjisi ile evlerin ihtiyacı rahatlıkla karşılanabilir. Benim yaşadığım yerde 70.000 TL ye bir pansiyon&restoran bunu yaptı ve 0 carbon salıyor. Makul fiyatla tüm evler yapabilir. Devlet elinden Teşvik ve özendiricilik gerek
Elbette enerji ihtiyacında evsel kullanımından tahminimce daha fazla enerji isteyen sanayi kullanımı var ama bunlar da yenilenebilir kaynaklar öncelikli olarak sağlanabilir. Tüm bunlardan sonra nüklleeri tartışabiliriz. Ki 60 yıllık bir ömrü yüksek kurulum maliyeti ve en önemlisi de riski gene de gereksiz kılar. Nükleer enerji aynı zamanda Nükleer silahların gizli labarotuarıdır..
 
  • Beğen
Tepkiler: sedat_slave
@Oğuz Mert

Aynen dostum, tamamen haklısın
Biz-biz derken tüm insanlık- enerjiyi bol bulursak kim bilir neler yaparız. Mesela bomba yapıp tahrip gücünü ölçeriz, evi 5 dakka yerine 10 saniyede soğutan klima üretiriz falan..Pink Floyd'un "What shall we do now" şarkısı özetle anlatır tüketim zihniyetini..
 
  • Beğen
Tepkiler: sedat_slave
@sedat_slave

Haklısın dostum,
Hali hazırda belirgin bir kazası olmayan nüklleer santrallerin ne gibi kaçakları olduğu devlet sırrı gibi saklandığı için biz sadece halka mal olmuşları biliyoruz. Deniz suyuna ne karaşıyor, su buhariyla başka şeyler atılıyormu bilmiyoruz. Nükleeri seçelim mantığı bana bir şey olmaz mantığıdır. .
 
  • Beğen
Tepkiler: sedat_slave
elektrik mühendisliğinde okurken hocamıza sorduk bu nükleer işini. kendisi de, "ayak masaj aletiniz elektrikli, yoğurt makineleriniz elektrikli. böyle abuk subuk şeyler için elektrik talebi olmasa nükleere ne hacet" demişti. efendim gelişmişlik sembolü elektrik tüketimi diyebilirsiniz. haklısınız.
 
  • Beğen
Tepkiler: sedat_slave
@Ugur Basdag

Dostum nüklleerin sağlayacığı iş imkaanı çok olsa 10 bin, ailelerle birlikte 50.000 dir. Nükleer bir Hes gibi yerel değil ülkesel hatta komşu ülkeleride ilgilendiren bir meseledir. Sinop'un işşizlik kaynaklı göç sorunu çok alakasız oldu bence.Eğer hükümet sinopun sorunu için Nükleer açıyor olsaydı başka şeyler yapardı. Tamamen stratejik konumu için Sinop ve Mersin seçildi.
Nükllere karşı olmanın çevrecilikle ilgisinden önce yaşama saygı duymakla ilgisi var. Evdeki tüpün riskiyle karşılaştıramayız.
Enerjiyi israf timsalleri için ettiğin sözlerde tamamen haklısın.Zaten işin temeli bu tüketim odaklı yaşam şeklini değiştirmek ama maalesef devletlerde vergi için, sınırsız büyüme için görmezden geliyorlar.
 
  • Beğen
Tepkiler: sedat_slave
@Abdullah.R


İlk kez ülkenin tüm elektrik talebinin %50’den fazlası güneş enerjisi tarafından sağlandı.

(link)
 
  • Beğen
Tepkiler: sedat_slave
Geri