Şimdi böyle isteklerde bulunmak güzelde,işin birde reel tarafına bakmak lazım.
Yurt dışı ve bizim ülkemizdeki potansiyel arasında inanılmaz derecede büyük bir fark var bir kere.
Oralarda işler rayına oturmuş bu tarz sürüşler yapan 100 binlerce insan var.Tabi bu potansiyel doğrultusunda gerek devlet gerekse özel sektörlerde düşünmeden yatırım yapıyorlar bu disiplinlere.Yatırımdan kastım bisiklet parkları yada teleferik v.b hizmetler verecek yerler tabikide.
Gelelim Türkiye'ye;
Dağ bisikletçiliği daha doğrusu bu türün DJ/FR/DH sınıfı kategorileri ülkemizde henüz emekleme aşamasında.Daha bebek anlıyacağınız.FR/DH tamamda ben gerçek anlamda DJ yapan,yapabilen birisi olduğuna inanmıyorum açıkcası.
Gönül olarak,hayal olarak hani hatırı sayılır bir gurup vardır belki ama işte sadece isteyince olmuyor ekipmanda gerekiyor malesef.Bu bağlamda ülkemizde kaç kişinin gerçek anlamda bu sürüşlere hitap eden bisikletleri var?Kim kalkıp bir elin parmağını geçmeyecek kişiler gelsin sürüş yapsın diye neredeyse milyonlarca dolarlık yatırımlar yapar.Kolaymı park inşa etmek.Bence ülkemizde şu aşamada öncelikli olan ihtiyaç bisiklet parkları değil.Bu tarz bisiklet getiren,satan firmalar.Ülkemizdeki hiç bir bisiklet firması şu aşamada -vergileride hesaba katarak- 5-6bin dolarlık aletler getirmeye cesaret edemiyordur bence.Kim satın alacak?Ekonomik seviye olarak yeterli bir ülke değilizki biz bu tarz hobbylere yatırım yapacak.
Şu Kaçkar bisiklette duran Umf marka FR bisikleti satıldımı mesela?Kaldki dünya genelinde değerlendirirsek pekte esamesi okunacak bir marka değil.Ama işte fiyatı yanlış bilmiyorsam 3bin dolarlar civarında.Diğer yandan büyük markaların ülkemizdeki temsilcileri bu markaların büyük bisikletlerini yavaş yavaş getirtmeye başladılar son zamanlarda.Ama ben kimsede daha Specialized-Sx trail görmedim,Big Hit görmedim.Scott-Gambler görmedim.Yani sen orda duran bisikleti almıyorsun/alamıyorsun.Ama gidip bana park yapın diyorsun.Tamam bencede yapsınlar karşı değilim de kim gidecek.Süper hafif xc bisikletini kucağına alıp teleferikle yukarı çıkan adamlaramı güleceğiz yani
Uzun lafın kısası,
Şu aşamada bisiklet parkı istemek bence agu diyen bebeğin babasından bisiklet istemesi gibi birşey.Dur bakalım önce konuşacaksın,ayaklanacaksın,yürüyeceksin sonra bisiklet isteyeceksin.Öyle değilmi?
Sonuçta Amerika'da bile gökten bisiklet parkları inmedi herhalde insanlara.Orada da bu tür meydana çıktı,ilgi çoğaldı devamında talep geldi ve gelişmeye başlandı ve şuanki halini aldı.Hem sanılmasınki Amerika kıtasında her yer bisiklet parkından geçilmiyor.Oradaki insanlarda alıp bisikletlerini paşa paşa kendi imkanlarıyla tepeye çıkartıyorlar.Artık pedalmi çeviriyorlar,itiyorlarmı sırtlarına alıp taşıyorlarmı yoksada arabalarınamı atıyorlar ama bir şekilde yapıyorlar.Tek farkı imkanlarının kat be kat iyi olması bizlerden.20li yaşlarında bir genç pekala dev gibi kamyonetine atlayıp parkur,parkur gezebiliyor.Burada öylemi?
Sende al o bisikletlerden kendi imkanınla çıkart tepeye yap inişini.Sonra senden göreyim ben alayım,o alsın ve süreç başlasın!Ama burada öyle olmuyor malesef.Ben dikkat ediyorum bazen birisi foruma bir DH yada FR bisikleti koyuyor resim olarak.Hemen birisi çıkıp şu cümleyi kuruyor.'' Bu bisklet bizim ülkemiz standartlarına göre uygun bir bisiklet değil.Nasıl çıkacaksın tepeye,çok ağırdır'' vs açıklamalar.E yani şimdi önce bu zihniyetin değişmesi gerekmiyormu bisiklet parkına gelene kadar.Nesi varmış ülkemizin?Kaldıki coğrafya olarak son derecede uygun dağ bisikletçiliğine.Yukarıda da yazdığım gibi ne sanıyorsunuz heryer bisiklet parkımı dolu yurtdışında.
Uzun lafın kısası demiştim uzatmışım yine.Onunda kısası olsun,
Türkiye'de bu iş daha en başında yani 10 belki daha fazla sene önce oralarda olduğu gibi.Sizlerin tek şansızlığı(şansızlık demekte doğrumu oda tartışılır)bu türün öncüleri olmanız,ilk talep eden kişiler olmanız.O yüzden biraz daha beklenmesi gerekiyor bence.Şahsi fikrim bu tarz ekipmanlara ciddi şekilde ulaşılabilmesine ve bu talebe yatırım yapmak isteyen kişilerin çıkmasına en az 10yıl daha var yönünde...