monosodyumglutamat

msg olarak bilinen bu şey özünde tuzdur ancak hazır olarak tükettiğimiz konserve yiyecekler bulyonlar ve hazır çorbalarda köfte harçlarında bulunmaktadır. özünde tat verici bir tuz değil bizim o tadı daha yoğun olarak almamızı sağlayan(salgı bezlerimizi uyararak) bir tuzdur ancak kanser yapma riski oldukça fazladır.fazla alındğında vicutta çeşitli yan etkileri vardır (şiddetli baş ağrıları göğüste sıkışma hatta ileride parkinson riski taşımaktadır) çoğu ülkede yasaklanan bu katkı maddesi ülkemizde yasak değil diye biliyorum henüz bu yüzden dikkat etmekte fayda var hazır paketler alırken.

@cparlakgul

uyarı için teşekkürler. fringe diye bir dizi var. dizi kahramanlarından bir tanesi dahi bir bilim adamı ama işlediği suçlar için akıl hastahanesine yatırılmış. yıllar sonra çıkıp bir marketten aldığı hazır çorbanın etiketinde o dediğiniz maddenin kullanıldığını okuyunca yan etkilerini sayıp birde beni deli diye akıl hastahanesine kapattılar diye yorumda bulunmuştu. bizde internetten araştırınca kullanılan katkı maddelerinin hakikatten yanetkileri olduğunu okuyup eve hazır çorba almayı kestik, her ne kadar içinde katkı maddesi yoktur diye yazsada kocaman harflerle...

Evet ben de şimdi pakette gördüm de,hiç bir koruyucu içermez denilmiş kocaman harflerle.Ben de bir kimyager olarak araştırdım ama heryerde farklı bilgiler var ve şunu sizinle paylamşak isterim Food-Info.net ten alınmıştır.

''MSG' nin yan etkileri

Yıllar önce, MSG' lı gıdaların tüketimi sonrası astımı olan hastaların astım atağının olduğunu gösteren raporlar yayınlandı. Bunun üzerine, MSG ile astım arasında bir ilişkinin olup olmadığına ve MSG tüketiminin sağlık açısından bir risk oluşturup oluşturmadığına ilişkin araştırmalar yapıldı. Astım oluşumu ve MSG arasında bir ilişki kurulamadı. Çeşitli denemelerde, MSG tüketimi ile astım atağının arttığından şikayet edenler ile MSG tüketen astımlı hastalar monosodyum glutamat ile beslendi. Ancak MSG tüketimi ile astım atağı arasında bir ilişki bulunamadı.
MSG kullananlar ile plasebo kullanan insanlar aynı tepkiyi verdiler. MSG intoleransı gibi bir durumdan yakınan insanlar gıdadaki başka bir bileşene tepki vermiş olabilirler. Ancak bu MSG değildir.

Benzer başka bir deneme; baş ağrısı, baş dönmesi, ve diğer nörolojik problemleri olan insanlar üzerinde yapıldı. Bu şikayetler genelde plazma sodyum iyonu yükselmesi yada vücut sıvı hacminin düşmesine bağlıydı. MSG alımı ile bu semptomlar arasında hiçbir bilimsel ilişki kurulamadı.

MSG' ın sağlığa etkilerini değerlendiren birçok farklı deneyin bir özeti Raif ve ark. tarafından 2000 yılında yayınlandı. Bu yayınların sonuçlarına bakacak olursak; MSG güvenli bir gıda katkı maddesi olarak sayılabilir. Ne epidemiyolojik nede karşıt fikirli çalışmalar MSG' ın istenmeyen bir reaksiyona neden olduğu şeklinde bir sonuca ulaşamadılar. Bazı deneyler göstermiştir ki; MSG' ye karşı reaksiyon verdiğini söyleyen insanlarda, başka bir gıda olmadan tek başına yüksek dozda MSG alındığı zaman bazı kişisel semptomlar ortaya çıkmıştır. Ancak gerçek şu ki bu semptomlar çok ender, ne ciddi ne de ısrarcıdır, ve bu reaksiyonlar monosodyum glutamat gıdalarla birlikte alındığında ortaya çıkmamaktadır.

Şu sonuca varılabilir ki glutamat alımı genel çoğunluk için güvenlidir. Ancak doğru hazırlanmış etiketler, MSG eklenmiş gıdaları tercih etmeyen insanlara bu tür gıdalardan korunma olanağı sağlarlar. ''

Ve bulunduğu yerleri incelediğimizde sadece çorbalarda değil;
Et, balık, sebzeler ve tahıllarda, domates, süt, patates, soya sosu ve bir çok çeşit peynirde serbest formda bulunmakta.
İtalyan mutfağında ise, peynir ve domatesteki glutamat yemeklere lezzet katmaktadır. Glutamat, gıdaların orijinal tadını artırmakta ve onları daha lezzetli hale getirmek için kullanılmaktadır.


Ders notlarımı inceledğimde:
''MSG daha çok uzakdoğu,italyan ve Türk mutfaklarında lezzet artıcı olarak kullanımkatadır.Bunun sonucu oluşan reaksiyona 'Çin Restoranı Sendromu' ismi verilir.
Baş ağrısı,bulantı,ishal,terleme,göğüste sıkışma,boyun arkasında yanma.Bu reaksiyonlar,çok fazla miktarda MSG alınması durumunda geçerlidir.MSG ile oluşan astimatik reaksiyonlar çok az görülür ''

Sonuç olarka bence yine şu söze geliyor ''Herşeyin fazlası zarar. ''

Ve nedense bu tür şüpheli kimyasallarda,katkı maddelerinde kesin sonuç bulmak zorudr.
Birisi zararını ortaya koyarken,onu kullanan bir dev firma ise bunun aksini yayınlayan deney sonuçları yayınlayabiliyor.

Takdir size kalmış

hemen hemen baharatlı endüstriyel şarküteri ve cips ürünlerinin tamamına yakınında bulunan bir tat uyarıcı maddesi..

bunun içine girdiği hiç bir ürünü almamaya çalışıyorum. zararı bir yana, içine girdiği ürünün orjinal tadının yeterli olmadığının bariz bir göstergesidir bu meret...

yani üretici demiş oluyor ki, "yahu biz bir sucuk ürettik ama, ne bileyim böyle tatsız tuzsuz bi şey.. biz de ne yaptık msg'sini kabarttık, herkes de yedi"

kaçınmak lazım..

Kodu E621 imiş...

Sucuk da bile varsa bizim şimdi çoktan kanser olmamız gerekirdi. Türk halkının tostan tutun da kuru fasülyeye kadar her yerde kullandığı bir şey; hatta evinde hazır baharatlarını alıp yaptığı...

Ya her şey kanser ama bence olay kafada bitiyor. Yani kanser olanları ve bundan kişisel gayretler (tabi tıb desteği ile beraber) ile aştığını okuyoruz. Ya ot gibi yaşayacağız ya da kanser olacağız gibi bir durum söz konusu. Haksız mıyım?

Yani ne saç kurutma ve tıraş makinesi kullanacaksın, ne televizyon seyredip cep telefonu kullanmayacaksın ve böylece riski düşüreceksin ya da teknolojinin tüm imkanları kullanıp kanser olacaksın ve yine teknolojinin tüm imkanlarından faydalanılarak geliştirilen tıbbi cihazlar ve ilaçlar ile bunu yenmeye çalışacaksın...

Allah'ım ne çelişkili hayat bu...

Özellikle dönerciler etin içine katıyor diye duymuştum Yemeğin lezzetini çok fazla artırıyormuş. Yaklaşık 6-7 ay önce haberlerde sıkça geçmekteydi bu tuz.

Eskiden her şey ne güzelmiş tüm yiyecekler doğal. Şimdi yediğimiz içtiğimiz her şeyde katkı maddesi var her şeyin hazırı markette mevcut. Bazen gerçekten çok şaşırıyorum ne garip hazır gıdalar var.

Şimdi evde ne var ne yok baktım hardalda çıktı!

Bir de bakarken şunu düşündüm. Yok peyniraltı tozu suyu, yok bilmem ne aroması falan fıstık yazıyorlar. Hammade temin ettikleri firmaların ne malum o maddenin içine bundan koymadıkları.

Bu şuna benziyor GDO'suz ürün yetiştiriyoruz diyorlar ama hayvanın yemi GDO'lu olunca, otomatikman üretilen tüm ürünler GDO'lu oluyormuş. Ya bunlara kafayı takmak yeter; kanser olmak için...

geçenlerde tv'de soya lesitini hakkında konuşuluyordu o da epey tehlike olabiliyormuş GDO'lu olabiliyorlarmış vs vs...marketlerde çikolatalara baktım içinde soya lesitini olmayan yok nerdeyse ne yiceğimizi şaşırdık gerçekten