Mineralli Takviyeler

Yol bisikletçisi için tek sürmek kişinin kendi fiziksel ve zihinsel yeteneklerini öğrenmesi açısından çok önemlidir. Bu hareket bazen sosyalleşmemeye ve egoya yol açsa da sporcu en iyi olmadığını her zaman bilir.
Son yıllarda kişisel antrenmanların yanı sıra gruplar ve takım sürüşleri daha fazla gözlere çarpar oldu. Bu yol bisikletine olan sempatiyi artırarak kullanıcıların çoğalmasını sağladı. İşte bizim bu yazıda değineceğiniz konu tamda bu grup sürüşlerinde yaşanan, sürüşlerin daha uzun zaman almasına, beklemekten sıkılan grup üyelerinin dağılmasına yol açan bir konu: KONDİSYON
Amatör sporcular genelde bu sıkıntıyı kendilerinin yaşadığını düşünse de Profesyoneller de sık sık aynı konudan muzdariptir. Bu sorunda en büyük sorumluluk enerji tüketiminin dengeli yapılamamasından kaynaklanır. Bazı fiziki yapıların farklılıkları, Kilo, boy, kullanılan ekipman, rota koşulları, öncesi beslenme, sürüş esnasında alınan takviyeler ve tabii ki önceden kalan yorgunluk yada dinlenme süresi uzun antrenmanlar sırasında sorunların çeşitliliğini artırır.
Profesyonel sürücülerin doktorları, yol arkadaşları, takip araçları buna hazırlıklıdır. Peki ya bu olaylardan bihaber yola çıkan amatörler ne yapmalı?
Spor yaparken maruz kaldığımız terlemeyle birlikte vücudumuzda mineral kaybı ortaya çıkabilir. Özellikle de sıcak yaz aylarında daha da fazla! Vücudumuz için birçok düzenleme mekanizmasına sahip olan minerallerin eksikliği ya da fazlalığı birçok rahatsızlığa sebep verebileceğinden ve kimi zaman da gıdadan alınan mineraller yetersiz kalabileceğinden, mutlaka bir uzmana danışmak suretiyle, hangi minerallere ihtiyaç duyabileceğinizi öğrene bilirsiniz. Peki bu mineraller hangileri?
Sodyum, Kalsiyum, Potasyum ve Magnezyum
SODYUM, antrenman esnasında vücut sıcaklığının artması ile birlikte eksikliği en çok görülen mineraldir. Vücut kendini soğutmak için salgıladığı ter ile birlikte Sodyum elektroliti de kullanır. Terin tene yapışmaması ve daha çabuk atılmasını sağlar, kurumayı hızlandırır. Bu kuruyan giysilerde beyaz leke olarak belirginleşir. Kısacası Vücudun sıvı dengesini sağlayan Sodyum sıvı eksilmesi sebebiyle oluşan sinirsel iletişimde çıkan sorunu kramp olarak kaslara yansıtır. Her 15 dakikada bir yudum su içilerek kasılma ve krampları en aza indirmek mümkün.
KALSİYUM, vücudun çalışması esnasında kemiklere yapılan baskının olumsuz sonuçlara yol açmaması için gerekli olan mineraldir ve vücutta en çok bulunandır. Beslenme alışkanlıkları ile kalsiyum eksikliği hissedilmeyecek derecelere indirgenebilir. Koyu yeşil yapraklı sebzeler ve süt ürünlerinden bu mineraller çok miktarda alınır. Takviyeye gerek duyulmayacak mineraldir.
POTASYUM, Sodyum ile beraber çalışan bu mineral yine sodyumun görevlerine ortaktır. Düzenli sıvı alınmadığında eksikliği ortaya çıkar. Potasyum dengesizliği eksik sıvı seviyesine, susuzluğa, mide bulantısına, halsizliğe, sinirliliğe, kas kramplarına ve kalp atışlarında düzensizliğe neden olur. Potasyumu doğal yollardan almak için muz, portakal, kuru erik, kayısı, kavun, ıspanak, domates, patates, süt gibi gıdaları tüketmek yeterlidir. Antrenman sırasında eğer ki vücudunuzda potasyum eksilmesine sebep bir sorun yoksa özel takviye de gerekmez.
MAGNEZYUM, Vücuda her gün alınması gereken miktarı ortalama 400 miligramdır. Ancak her magnezyumun kullanılması bu ihtiyacı karşılamaz. En doğru magnezyum desteğinin düzenli beslenmeyle sağlanması gerekse de bazı durumlarda takviyelere ihtiyaç duyulur. Tempolu ve uzun süreli antrenmanlarda sıkça görülen magnezyum eksikliği sinirlilik, uyumsuzluk, iştah kaybı, depresyon ve kasların zayıflaması ile kas krampları, kas kasılmaları görülebiliyor. Ispanak, yoğurt, tam tahıllar, kuru baklagiller, koyu yeşil yapraklılar, yağlı tohumlar, çikolata, kakao, deniz ürünleri ve meyveler ile alınan magnezyumun, spor diyetlerinde pek rastlanmadığından eksikliği de daha sık görülür. Magnezyumun vücudumuzdaki temel faydası kasların ve sinirlerin gevşemesini sağlamaktır. Sinir sisteminin sakinleşmesini sağladığı için anti stres minerali olarak da tanımlanıyor. Bunlarla da bitmiyor. Magnezyum, vücutta 300'den fazla enzimi harekete geçiriyor ve hücrelerin enerji üretmesine yardımcı oluyor.
Amatör bir yol bisiklet sürücüsü rahatlıkla 100 km yi sorunsuz aşar. Ancak 130 – 150 km arası magnezyum eksikliği had safhaya ulaşır. İşte bu eksikliği hissetmemek için takviye drajeler alınabilir. Farklı format ve çeşitte bulunabilen magnezyum tercihi ne olmalı? Magnezyum malat, Magnezyum L-treonat, Magnezyum Glisinat, Magnezyum Orotat Magnezyum Klorür, Magnezyum Taurat. Firmaların kendilerince koyduğu isimleri hiç karıştırmayalım listeye.
Peki, antrenmanda takviyeye neden ihtiyaç duyuyoruz? Vücudun kaybettiği minerallerin eksikliğinden kaynaklanacak sorunları minimuma indirmek ya da hiç yaşamamak için. Öyleyse her Magnezyum yazan tableti tüketmemekte fayda var. Çünkü mineralin en faydalısı doğal yollardan alınandır. Antrenmanda magnezyum eksikliğinden dolayı ne gibi sorun yaşıyoruz; Sinir sisteminde, kasların kasılmasında, tansiyonun dengelenmesinde, sağlıklı beyin fonksiyonlarının istikrarlı çalışmasında, mide asidinin salgılanmasında tükettiğimiz magnezyumu dengelemek yeterli olacaktır. Eczanelerde antrenmanlara özel hazırlanmış magnezyum tabletler Glisat, Orotat, L-treonat, malat diye sınırlandırılmaz. Yani enzimleri sınırlandırılır. Bizim en çok kullandığımız ve ihtiyacını duyduğumuz Magnezyum Klorürdür. Magnezyum klorür, magnezyum formları arasında en istikrarlı olan formudur. Vücutta Magnezyum ve klorür olarak ayrıştığında yukarıda yazdığımız eksikliği gidermekte önemli rol oynar. Dolayısıyla Magnezyumu doğal olmayan yollarda minimum almak ve maksimum fayda sağlamak için Klor içeriği fazla olan Magnezyum tabletini öneriyorum. Bu değişikli formlarda olsa da en çok kullanılanı suda eriyen, ağızda bekletilerek enzimleşenler en çok tercih edilenleridir.
Yeni yılda İyi Pedallar diliyorum.
Alıntı
Facebook/Extrem Gençlik ve Spor Kulübü Derneği - Abdullah ZAİMOĞLU