hamlet2006
Cırbağa dedesi
- Kayıt
- 14 Kasım 2017
- Mesaj
- 7.164
- Tepki
- 32.966
- Yaş
- 41
- Şehir
- İzmir,Denizli
- İsim
- Süleyman
- Başlangıç
- 1986—87
- Bisiklet
- Scott
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
LA PRİMAVERA IS COMING
Bildiğiniz gibi bisiklet sezonu Güney Yarımküre'de Tour Down Under ile açılmış ve Arap Yarımadsındaki çöl manzaralı yarışlarla devam etmişti.Bu yarışlar bisikletçilerin bacaklarına kilometreler,organizatörlerin ise cüzdanlarına dolarlar yüklediği yarışlardı.
Aslında Kıta Avrupası'nda Omloop Het Nieuwsblad,Kuurne Brussel Kuurne gibi Flaman klasikleri ile '' Bahar klasikleri'' sezonuna da merhaba demiş olsak da asıl bisiklet sezonu açılışını Milano Sanremo ile yapacağız.
Bizim kültürümüzde baharın geldiğini cemreler düşünce anlarız.Bisikletin demirbaş spor olarak görüldüğü bisiklet yarış kültürünün oturduğu kadim Avrupa'da ise baharın gelişini bahar klasikleri ile anlaşılır.Onlar için klasikler baharın gelişini müjdeleyen bir çeşit cemre diyebiliriz.
Ancak asıl resmi bahar açılışımızı monument(anıtsal) klasiklerin birincisi olan La Primavera yani Milano Sanremo ile yapacağız.İtalyanlar; Milano Sanremo'ya La Primavera yani ''bahar'' demektedir baharın gerçekten geldiğini bu yarış ile anlarlar.
Game of Thrones'a selam yollayan yarı İtalyanca yarı İngilizce başlıktan görmüşsünüzdür:''La Primavera is coming''
ÖZELLİKLER,ROTA ve PROFİL
Pelotondaki şovalyelerimiz; ''Demir Taht''a oturabilmek için bu sene 110.kez aynı tutku ile yani acı,kan,ter ve gözyaşı ile 291 km boyunca savaşarak Milano'dan Sanremo'ya ulaşacaklar.Dikkat ettiniz mi hep aynı tutkudan ve duygulardan bahsediyoruz:Acı,kan,ter ve göz yaşı.Milano Sanremo gibi monument yarışları anıtsal klasik yapan, 100 yıla yakın muazzam geçmişlere dayanması,epik yarışlara sahne olması,büyük şampiyonların kazanması,kırıcı ve zor olması kadar tarif edilemez bu duyguları barındırması da sayılabilir.
Bu yarışın en can alıcı özelliklerinden birisi tam 291 km gibi hiç bitmeyecek bir mesafede düzenleniyor olması.Yarış takviminin en uzun yarışı.
UCI'NIN ''260 km üzerinde herhangi bir yol bisikleti yarışı düzenlenemez'' kuralının bile özel izinle delindiği bir yarıştan bahsediyoruz.
Yarışın bu inanılmaz uzunluğu yarışa ruhunu da katmış oluyor.Çünkü bu yarışın en önemli zorluğu bu ''uzunluğu'' dur.O kadar çok geçilen kilometrelerden sonra iyi yarışçılar bile zorlanıp saf performanslarını gösteremiyor.Yani dayanıklılık kilit nokta.
Yarış Milano'dan başlayıp Passo del Turchino Geçidi geçildikten sonra Genova'ya yani Akdeniz'e inip enfes manzaralar eşiliğinde devam ederek Sanremo'ya ulaşılıyor.
Ünlü Passo del Turchino ve peloton
Bu geçit geçildikten sonra Genova'ya,Akdeniz'in bir kolu olan Ligurya Denizi'ne inilecek ve pelotonu Ligurya Denizinin müthiş manzaraları selamlayacak.
Ligurya Denizi
Yarış Profili
Yarış nispeten düz bir profilde yapılacak.
Yarışın karekteristik özelliklerinden biri son 50 km kala geçilmeye başlayan 3 Capo (Tepecik) ve yarışa ruhunu katan ünlü Cipressa ve Poggio tırmanışlarıdır.Anlayacağınız yarışın heyecanını son 50 km kala yaşamaya başlayacağız ve yarışta kazananı Cipressa ve özellikle de Poggio yokuşlarının belirlemesini heyecanla umut edeceğiz.
Capo Mele ,Capo Cervo ve Capo Berta 'yı Cipressa ve Poggio için ısınma olarak görebiliriz.
Son 27 km profili
Son 27 km kala tansiyon yükselecek.
Finişe 27 km kala geçilecek Cipressa'nın eğimi %4,1 ve uzunluğu 5,6 km.Cipressa'da yarışı kazandırabilecek bir atağın oluşmasını beklemek çok iyimser kaçacaktır.Çünkü Cipressa İnişinden Poggio'nun başlangıcına kadar 9 kmlik düz bir yol var ve pelotonun uzun yol kaptanları ile hız olarak coştuğu anlarda bu 9 km de pelotondan kaçabilmek çok ama çok zor.Şunu hatırlatmakta fayda var Cipressa'da pelotondan bir yarışçının kaçıp yarışı kazanabilmesi için adınızın Spartacus Fabian Cancellara olması lazım ki kendisi bu şekilde bu yarışı kazanmıştır.
Gerçekçi bir atak görebilmek adına Poggio'yu beklemek gerekecektir.Poggio, yaklaşık 4 km ve eğimi sadece %3,7.Bu uzunluğu ve eğim değerlerini düşündüğümüzde ikonik tırmanışlarla karşılaştırdığımızda biraz basit gibi görünebilir ancak Poggio'yu Poggio yapan özelliği yarışın sonunda konumlandırılmış olması ve yarışa etkisidir.
Poggio yokuşu başlangıcı
Poggio tepesinin bitimine doğru yapılacak bir atak ile 30 sn kadar bir fark açılabilirse ve iyi bir Poggio inişi performansı ile kombine edilip inişten sonra da kalan 3-4 km de ciğerleri yeten bir sporcu olursa yarışı kazanacaktır.Zira bunu geçtiğimiz sene Messina köpek balığı Vincenzo Nibali ders niteliğinde göstermişti.
Nibali ve atağı
OLASI SENARYOLAR ve OLAĞAN ŞÜPHELİLER
Milano Sanremo'ya ''Sprinterlerin Klasiği'' de denir.Gerçekten de sprinterlere en çok uyan anıtsal klasik Milano Sanremo'dur.Diğer anıtsal klasikler sprinterlere çok sıcak bakmaz.Sprinterlerin diğer monumentleri kazanması çok daha zordur.
Sprinterler içinden de Arnaud Demare,John Degenkolb,Colbrelli,Mathews gibi yokuş çıkabilen sprinterlerin şansları daha yüksektir.Kittel gibi ağır sprinterler Poggio ve Cipressa yokuşlarının etkisi ile çok şanslı değildirler.Yani yokuş çıkabilen bir sprinter olabilmek de önemli.
Geçtiğimiz yılların kazananlarının çoğunluğu sprinterlerden oluşmaktadır.Toplu sprint görme ihtimalimiz hiç de az değil.Durun hemen burun kıvırmayın ,sprinterlere de kızmayın.Düz etap kazanmak nereye kadar ,en büyük fırsat yakaldıkları monument klasiği kazanmak onlar için kariyerlerinin en büyük olayı olacaktır.
Sprinterlerin klasiği dediysek hep sprinterlerin kazandığı bir yarış da demedik.Zira Milano Sanremo,puncheurından,klasik spesiyalistine,baroudeurune ,sprinterine,tırmanışçısına,genel klasmancısına kadar hemen her türlü yarışçı tipinin kazanabildiği bir yarıştır.Pelotondan 40-50 tane sporcuyu çok rahatlıkla favori olarak gösterebiliriz. Favori çok olduğu için çok açık bir yarıştır.Fırsatını yakalayan yarışı kazanabilir.
Yarışın temel mantığı eğer bir klasikçi,puncheurveya tırmanışçı isen finişe pelotonla sprint trenleri ile birlikte gelmeden önce kaç.Eğer bir sprinter isen klasikçilerden birisi iyi bir kaçış yapacak gibi olursa arkasına takıl finişte işini bitir.
Kaçışın yani atağın en uygun olduğu yerin Poggio olduğunu belirtmişttik.Cipressa veya öncesinde yapılan bir atakla kazanılması çok daha zor.
* Caleb Ewan, Fernando Gaviria,Groenewegen
**** Julian Alaphilippe, Elia Viviani, Peter Sagan,
*** Michal Kwiatkowski, Arnaud Démare, Magnus Cort, Sam Bennett
** Alexey Lutsenko, Sonny Colbrelli, Matteo Trentin, Michael Matthews,Matej Mohoric
* Vincenzo Nibali, John Degenkolb, Philippe Gilbert, Alexander Kristoff ,Dumoulin
LA PRİMAVERA IS COMING
Bildiğiniz gibi bisiklet sezonu Güney Yarımküre'de Tour Down Under ile açılmış ve Arap Yarımadsındaki çöl manzaralı yarışlarla devam etmişti.Bu yarışlar bisikletçilerin bacaklarına kilometreler,organizatörlerin ise cüzdanlarına dolarlar yüklediği yarışlardı.
Aslında Kıta Avrupası'nda Omloop Het Nieuwsblad,Kuurne Brussel Kuurne gibi Flaman klasikleri ile '' Bahar klasikleri'' sezonuna da merhaba demiş olsak da asıl bisiklet sezonu açılışını Milano Sanremo ile yapacağız.
Bizim kültürümüzde baharın geldiğini cemreler düşünce anlarız.Bisikletin demirbaş spor olarak görüldüğü bisiklet yarış kültürünün oturduğu kadim Avrupa'da ise baharın gelişini bahar klasikleri ile anlaşılır.Onlar için klasikler baharın gelişini müjdeleyen bir çeşit cemre diyebiliriz.
Ancak asıl resmi bahar açılışımızı monument(anıtsal) klasiklerin birincisi olan La Primavera yani Milano Sanremo ile yapacağız.İtalyanlar; Milano Sanremo'ya La Primavera yani ''bahar'' demektedir baharın gerçekten geldiğini bu yarış ile anlarlar.
Game of Thrones'a selam yollayan yarı İtalyanca yarı İngilizce başlıktan görmüşsünüzdür:''La Primavera is coming''
ÖZELLİKLER,ROTA ve PROFİL
Pelotondaki şovalyelerimiz; ''Demir Taht''a oturabilmek için bu sene 110.kez aynı tutku ile yani acı,kan,ter ve gözyaşı ile 291 km boyunca savaşarak Milano'dan Sanremo'ya ulaşacaklar.Dikkat ettiniz mi hep aynı tutkudan ve duygulardan bahsediyoruz:Acı,kan,ter ve göz yaşı.Milano Sanremo gibi monument yarışları anıtsal klasik yapan, 100 yıla yakın muazzam geçmişlere dayanması,epik yarışlara sahne olması,büyük şampiyonların kazanması,kırıcı ve zor olması kadar tarif edilemez bu duyguları barındırması da sayılabilir.
Bu yarışın en can alıcı özelliklerinden birisi tam 291 km gibi hiç bitmeyecek bir mesafede düzenleniyor olması.Yarış takviminin en uzun yarışı.
UCI'NIN ''260 km üzerinde herhangi bir yol bisikleti yarışı düzenlenemez'' kuralının bile özel izinle delindiği bir yarıştan bahsediyoruz.
Yarışın bu inanılmaz uzunluğu yarışa ruhunu da katmış oluyor.Çünkü bu yarışın en önemli zorluğu bu ''uzunluğu'' dur.O kadar çok geçilen kilometrelerden sonra iyi yarışçılar bile zorlanıp saf performanslarını gösteremiyor.Yani dayanıklılık kilit nokta.
Yarış Milano'dan başlayıp Passo del Turchino Geçidi geçildikten sonra Genova'ya yani Akdeniz'e inip enfes manzaralar eşiliğinde devam ederek Sanremo'ya ulaşılıyor.
Ünlü Passo del Turchino ve peloton
Bu geçit geçildikten sonra Genova'ya,Akdeniz'in bir kolu olan Ligurya Denizi'ne inilecek ve pelotonu Ligurya Denizinin müthiş manzaraları selamlayacak.
Ligurya Denizi
Yarış Profili
Yarış nispeten düz bir profilde yapılacak.
Yarışın karekteristik özelliklerinden biri son 50 km kala geçilmeye başlayan 3 Capo (Tepecik) ve yarışa ruhunu katan ünlü Cipressa ve Poggio tırmanışlarıdır.Anlayacağınız yarışın heyecanını son 50 km kala yaşamaya başlayacağız ve yarışta kazananı Cipressa ve özellikle de Poggio yokuşlarının belirlemesini heyecanla umut edeceğiz.
Capo Mele ,Capo Cervo ve Capo Berta 'yı Cipressa ve Poggio için ısınma olarak görebiliriz.
Son 27 km profili
Son 27 km kala tansiyon yükselecek.
Finişe 27 km kala geçilecek Cipressa'nın eğimi %4,1 ve uzunluğu 5,6 km.Cipressa'da yarışı kazandırabilecek bir atağın oluşmasını beklemek çok iyimser kaçacaktır.Çünkü Cipressa İnişinden Poggio'nun başlangıcına kadar 9 kmlik düz bir yol var ve pelotonun uzun yol kaptanları ile hız olarak coştuğu anlarda bu 9 km de pelotondan kaçabilmek çok ama çok zor.Şunu hatırlatmakta fayda var Cipressa'da pelotondan bir yarışçının kaçıp yarışı kazanabilmesi için adınızın Spartacus Fabian Cancellara olması lazım ki kendisi bu şekilde bu yarışı kazanmıştır.
Gerçekçi bir atak görebilmek adına Poggio'yu beklemek gerekecektir.Poggio, yaklaşık 4 km ve eğimi sadece %3,7.Bu uzunluğu ve eğim değerlerini düşündüğümüzde ikonik tırmanışlarla karşılaştırdığımızda biraz basit gibi görünebilir ancak Poggio'yu Poggio yapan özelliği yarışın sonunda konumlandırılmış olması ve yarışa etkisidir.
Poggio yokuşu başlangıcı
Poggio tepesinin bitimine doğru yapılacak bir atak ile 30 sn kadar bir fark açılabilirse ve iyi bir Poggio inişi performansı ile kombine edilip inişten sonra da kalan 3-4 km de ciğerleri yeten bir sporcu olursa yarışı kazanacaktır.Zira bunu geçtiğimiz sene Messina köpek balığı Vincenzo Nibali ders niteliğinde göstermişti.
Nibali ve atağı
OLASI SENARYOLAR ve OLAĞAN ŞÜPHELİLER
Milano Sanremo'ya ''Sprinterlerin Klasiği'' de denir.Gerçekten de sprinterlere en çok uyan anıtsal klasik Milano Sanremo'dur.Diğer anıtsal klasikler sprinterlere çok sıcak bakmaz.Sprinterlerin diğer monumentleri kazanması çok daha zordur.
Sprinterler içinden de Arnaud Demare,John Degenkolb,Colbrelli,Mathews gibi yokuş çıkabilen sprinterlerin şansları daha yüksektir.Kittel gibi ağır sprinterler Poggio ve Cipressa yokuşlarının etkisi ile çok şanslı değildirler.Yani yokuş çıkabilen bir sprinter olabilmek de önemli.
Geçtiğimiz yılların kazananlarının çoğunluğu sprinterlerden oluşmaktadır.Toplu sprint görme ihtimalimiz hiç de az değil.Durun hemen burun kıvırmayın ,sprinterlere de kızmayın.Düz etap kazanmak nereye kadar ,en büyük fırsat yakaldıkları monument klasiği kazanmak onlar için kariyerlerinin en büyük olayı olacaktır.
Sprinterlerin klasiği dediysek hep sprinterlerin kazandığı bir yarış da demedik.Zira Milano Sanremo,puncheurından,klasik spesiyalistine,baroudeurune ,sprinterine,tırmanışçısına,genel klasmancısına kadar hemen her türlü yarışçı tipinin kazanabildiği bir yarıştır.Pelotondan 40-50 tane sporcuyu çok rahatlıkla favori olarak gösterebiliriz. Favori çok olduğu için çok açık bir yarıştır.Fırsatını yakalayan yarışı kazanabilir.
Yarışın temel mantığı eğer bir klasikçi,puncheurveya tırmanışçı isen finişe pelotonla sprint trenleri ile birlikte gelmeden önce kaç.Eğer bir sprinter isen klasikçilerden birisi iyi bir kaçış yapacak gibi olursa arkasına takıl finişte işini bitir.
Kaçışın yani atağın en uygun olduğu yerin Poggio olduğunu belirtmişttik.Cipressa veya öncesinde yapılan bir atakla kazanılması çok daha zor.
* Caleb Ewan, Fernando Gaviria,Groenewegen
**** Julian Alaphilippe, Elia Viviani, Peter Sagan,
*** Michal Kwiatkowski, Arnaud Démare, Magnus Cort, Sam Bennett
** Alexey Lutsenko, Sonny Colbrelli, Matteo Trentin, Michael Matthews,Matej Mohoric
* Vincenzo Nibali, John Degenkolb, Philippe Gilbert, Alexander Kristoff ,Dumoulin
LA PRİMAVERA IS COMING