cagdascaneroglu
Daimi Üye
- Kayıt
- 6 Mayıs 2015
- Mesaj
- 241
- Tepki
- 1.013
- Şehir
- Antalya
- İsim
- Çağdaş Can
- Bisiklet
- Salcano
Planladığım rotanın Çevlik Köyü etabını daha önceden bir defa yaptığım için bu sefer ki rotamın daha da uzun olmasını ve mümkünse hiç ana yola çıkmadan; toprak yollardan tırmanış ve iniş yaparak köylere ulaşmayı istedim. Uzun dediysem 30-40 km arası günübirlik beni zorlamayacak kısa bir gezinti diyelim. 
Parkur: Eski Mezitli yolundan başlayarak köyün içerisinden Çevlik daha sonra Cemilliyi dağ taş arasından teğet geçerek Fındıkpınarı ana asfaltı, ardında da Bozön Köyüne kadar yörüklerin kullandığı toprak parkurlardan inerek sona ulaşacak...

Evimiz Eski Mezitli'ye yakın olduğu için köyü çıkar çıkmaz ilk fotoğrafı çekiyorum. Evden çıkışım saat 11:00.
Eski Mezitli köy yolu.
Daha tırmanış başlamamış. Ama güneş tepemizde mangal üstünde pişirilmiş piliç gibi hissediyorsunuz kendinizi. Savunmasız ama lezzetli.
Gülü seven dikeni misali...

Asfalt kalitesi düşük tabi ki ama ileride ki fotoğraflarda toprakta tofaşçı gençlik misali patinaj hikayelerimi paylaşacağım sizlerle
Yola devam Çevlik Köyü ilk hedef...
Gölgeyi gördünüz mü? Her turum gölgeye kaçış yazıları içeriyor.
Gölgesinde dinleneceğim ağaç; bir keçiboynuzu ağacı. Bir pekmezi vardır, o biçim...
5 dakikalık bir su molası verildi.
Çevlik Köyüne bu yoldan çıkarsanız eğer tepede eğimi en dik 2 tane yokuş selamlayacak sizleri. Yol kalitesi tabi ki asfalttan kurumuş, hatta kuma dönüşmeye yakın... Patinajdan çıkmakta zorluk çekiyorsunuz.
Bulduk zeytin ağacını dinlendik yine...
Evet sol taraf Çevlik Köyü... Küçük bir yerleşim yeri ve kahvesini de bulamadım. Insan turda çay arıyor.
Çevlik'den çıkar çıkmaz karşınıza çıkan toprak yoldan tırmanıyorsunuz. Stravadan ölçtüğüm eğim yüzde 19... Işte modifiye edilmiş araç misali attığını patinajlar burada başlıyor. Tekerlekler de dişli mtb tekerleği olmadığı için zorluyor.
Trafiğin olmadığı bu yolları daha çok seviyorum. Daha çok doğa ile iç içe olabiliyorsunuz. Ama şunu da ekliyeyim: ıssız yolda içinizde bir ürperti ve kafada komplo senaryolarıda bazen dolaşabiliyor. Genellikle tek başıma tur yaptığım için hep bu duyguyu ıssızlaşan orman yollarında hissediyorum.
Bu son düzlüğüde aştıktan sonra sağ tarafınızda hafif sizden daha yüksekte Cemilli Köyü'nü görüyorsunuz. Isterseniz Cemilli Köyünden; Fındıkpınarı Asfalt yoluna bağlanabiliyorsunuz ama ben toprak yolu tercih ediyorum ve bir gece önceden google earth'da oluşturduğum rotama sadık kalıyorum...

Evet, Cemilli Köyü işte burası. Bulunduğum yerden Cemilliye gitmiyorum. Direk devam...
Bu ağaç çok dikkatimi çekti. Altını tellerle kapatmış birisi; muhtemelen içinde kümes hayvanları var. Doğal gölge daha ne olsun
Işte burada iki seçenek geliyor karşınıza. Ben rotamı sağ tarafta ki yoldan çizmişim ama orada bir problem var. 1.si inşaat alanı. Yüklü kamyon ve iş makinaları toprak çalışması yapıyor. 2.si bir diken ki sormayın yolda. Tekerlerin haşatını çıkartır. Bisikleti aldığım 8 aydan bu yana 3000km yol yaptım ve lastiklerim bir defa patlamadı. Burada yıkılamam deyip; sol taraftaki yoldan gitme kararı alıyorum. Planım şu; soldan gidip buranın çevresini dolaşacağım ve tarlanin içinden geçerek planladığım rotaya tekrar bağlanacak bir yol bulacağım. Böylelikle yaklaşık 1km boyunca uzanan dikenli yolu atlatmış olacağım...
Siz gelin görün ki o plan tabi ki istenildiği gibi gitmiyor... Bırakın iki yolun birleşmesini,180 derece ayrılarak resmen birbirlerine meydan okuyorlar... Yukarıda ki resimde olduğu gibi bisikletimi elime alıyorum ve tarlaya dalıyorum." Hayaller Paris, gerçekler Mersin " diyerek, " çayır çimen geze geze " şarkısını söyleyerek planladığım rotaya doğru yürüyorum.
Bize diken göster diyenlere bilgi olsun. O yeşillik, göze hoş ama tekere boş gelen ot sandıklarımız dikenli bir bitki. Top top dikenleri olur kendilerinin. Bu yörelerde meşhurdur. Küçükken mahallede toprakta maç yaparken illa ki ayağımıza batmıştır, ayağımıza batmasa bile eve geldiğimizde terliğimizin altını temizlettirir bize
Diken tehlikesini de atlattıktan sonra Fındıkpınarı ile 1km boyunca kesişmek zorunda kalacağım. Çünkü Bozön koyü ile aramda kalıyor bu yol.

Asfalta çıktığım gibi Mersin manzarası ile karşılaşıyorum. Rakım 500 metre. Bundan sonra 85 metre daha tırmanıp orman yolundan Mersin'e iniş yapacağım. Tırmanışın bitmesi ve toprak bir parkurdan iniş yapacağımı bilmek beni heyecanlandırıyor. Inanın bu asfalttan aşağı kayıp gitsem, inişin keyfini asla alamam...
Yolu buluyorum. Bu yol beni dosdoğru Karahacılı Köyü ile Bozön Köyünün arasında bir yere çıkartacak. Yola girerken bir mesire alanı edası var ama ileride taş toprak her bir yanı sarıyor.
Iniş gerçekten keyifli. Emeğinizin karşılığını veriyor size...
Inişler bazen küçükte olsa çıkışlar içeriyor o da olsun. Hiç zorlamıyor insanı. Bu eğimin arka tarafında en az 100 adet geçisi bulunan yörükler selamlıyor beni. Korkmuyor değilim. Şöyle bir kangal zıplar mı üstüme diye ama korkulan olmuyor. Köpek görmüyorum.

Gölgeden tam belli olmasa da ağacın altında çok sayıda keçi dinleniyor
Iniş yolunda bolca nar ağacı ve ekilmiş tarlalar mevcut tabi ki göz hakkımızı aldım. Sonradan neden buralarda nar ünlüymüş paylaşacağım
Evet, Mersin'de Mezitli-Gözne yolu yol ayrımına kadar olan otoban yolunu bir çok kişi bilir. Bir çok viyadüğe sahiptir. Işte o viyadüklerden biri hemen sol on tarafı ise Bozön Köyü.
Toprak yolun bitişi. Artık rakım 190 metrelere düşüyor ve asfalt yola bağlaniyorum. Sağ tarafımda oyulmuş bir kayalık bölge.
Gök gürlemeye başlıyor sanırım yağmur yakın. Hemen eve gitmeliyim diye düşünüp pedala kuvvet veriyorum.
Evet, nar ünlü olsa gerek buraların. Karahacılı Köyü geleneksel Nar Festivali yapılıyormuş...
Bozön Köyünü fotoğraflıyorum. Tepeye tırmanıp içimden kahvede çay içmek geçiyor ama eve sürme isteği ağır basıyor devam ediyorum. Rotamız ev ve yemek
Yemek derken eve giderken birşeye ihtiyaç var mı demeye kalmadan ekmek diye lafı toparlamama fırsat kalmadan yapıştırıyorlar. Ee napacaksın? Yaş olmuş 24 ama hala ekmeği biz alıyoruz.
Eve geliyorum ve aşağıda ki yemeği miğdeme gönderiyorum...
Turdan sonra ve öncesinde iyi beslenmek önemli !!
Okuyan ve konuyla ilgilenen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Keyifli sağlıklı günlerde pedallamalar...
Strava kaydım aşağıdadır.

Parkur: Eski Mezitli yolundan başlayarak köyün içerisinden Çevlik daha sonra Cemilliyi dağ taş arasından teğet geçerek Fındıkpınarı ana asfaltı, ardında da Bozön Köyüne kadar yörüklerin kullandığı toprak parkurlardan inerek sona ulaşacak...

Evimiz Eski Mezitli'ye yakın olduğu için köyü çıkar çıkmaz ilk fotoğrafı çekiyorum. Evden çıkışım saat 11:00.
Eski Mezitli köy yolu.
Daha tırmanış başlamamış. Ama güneş tepemizde mangal üstünde pişirilmiş piliç gibi hissediyorsunuz kendinizi. Savunmasız ama lezzetli.

Asfalt kalitesi düşük tabi ki ama ileride ki fotoğraflarda toprakta tofaşçı gençlik misali patinaj hikayelerimi paylaşacağım sizlerle
Gölgeyi gördünüz mü? Her turum gölgeye kaçış yazıları içeriyor.
5 dakikalık bir su molası verildi.
Çevlik Köyüne bu yoldan çıkarsanız eğer tepede eğimi en dik 2 tane yokuş selamlayacak sizleri. Yol kalitesi tabi ki asfalttan kurumuş, hatta kuma dönüşmeye yakın... Patinajdan çıkmakta zorluk çekiyorsunuz.
Bulduk zeytin ağacını dinlendik yine...
Evet sol taraf Çevlik Köyü... Küçük bir yerleşim yeri ve kahvesini de bulamadım. Insan turda çay arıyor.
Çevlik'den çıkar çıkmaz karşınıza çıkan toprak yoldan tırmanıyorsunuz. Stravadan ölçtüğüm eğim yüzde 19... Işte modifiye edilmiş araç misali attığını patinajlar burada başlıyor. Tekerlekler de dişli mtb tekerleği olmadığı için zorluyor.
Trafiğin olmadığı bu yolları daha çok seviyorum. Daha çok doğa ile iç içe olabiliyorsunuz. Ama şunu da ekliyeyim: ıssız yolda içinizde bir ürperti ve kafada komplo senaryolarıda bazen dolaşabiliyor. Genellikle tek başıma tur yaptığım için hep bu duyguyu ıssızlaşan orman yollarında hissediyorum.
Bu son düzlüğüde aştıktan sonra sağ tarafınızda hafif sizden daha yüksekte Cemilli Köyü'nü görüyorsunuz. Isterseniz Cemilli Köyünden; Fındıkpınarı Asfalt yoluna bağlanabiliyorsunuz ama ben toprak yolu tercih ediyorum ve bir gece önceden google earth'da oluşturduğum rotama sadık kalıyorum...

Evet, Cemilli Köyü işte burası. Bulunduğum yerden Cemilliye gitmiyorum. Direk devam...
Bu ağaç çok dikkatimi çekti. Altını tellerle kapatmış birisi; muhtemelen içinde kümes hayvanları var. Doğal gölge daha ne olsun
Işte burada iki seçenek geliyor karşınıza. Ben rotamı sağ tarafta ki yoldan çizmişim ama orada bir problem var. 1.si inşaat alanı. Yüklü kamyon ve iş makinaları toprak çalışması yapıyor. 2.si bir diken ki sormayın yolda. Tekerlerin haşatını çıkartır. Bisikleti aldığım 8 aydan bu yana 3000km yol yaptım ve lastiklerim bir defa patlamadı. Burada yıkılamam deyip; sol taraftaki yoldan gitme kararı alıyorum. Planım şu; soldan gidip buranın çevresini dolaşacağım ve tarlanin içinden geçerek planladığım rotaya tekrar bağlanacak bir yol bulacağım. Böylelikle yaklaşık 1km boyunca uzanan dikenli yolu atlatmış olacağım...
Siz gelin görün ki o plan tabi ki istenildiği gibi gitmiyor... Bırakın iki yolun birleşmesini,180 derece ayrılarak resmen birbirlerine meydan okuyorlar... Yukarıda ki resimde olduğu gibi bisikletimi elime alıyorum ve tarlaya dalıyorum." Hayaller Paris, gerçekler Mersin " diyerek, " çayır çimen geze geze " şarkısını söyleyerek planladığım rotaya doğru yürüyorum.
Bize diken göster diyenlere bilgi olsun. O yeşillik, göze hoş ama tekere boş gelen ot sandıklarımız dikenli bir bitki. Top top dikenleri olur kendilerinin. Bu yörelerde meşhurdur. Küçükken mahallede toprakta maç yaparken illa ki ayağımıza batmıştır, ayağımıza batmasa bile eve geldiğimizde terliğimizin altını temizlettirir bize
Diken tehlikesini de atlattıktan sonra Fındıkpınarı ile 1km boyunca kesişmek zorunda kalacağım. Çünkü Bozön koyü ile aramda kalıyor bu yol.

Asfalta çıktığım gibi Mersin manzarası ile karşılaşıyorum. Rakım 500 metre. Bundan sonra 85 metre daha tırmanıp orman yolundan Mersin'e iniş yapacağım. Tırmanışın bitmesi ve toprak bir parkurdan iniş yapacağımı bilmek beni heyecanlandırıyor. Inanın bu asfalttan aşağı kayıp gitsem, inişin keyfini asla alamam...
Yolu buluyorum. Bu yol beni dosdoğru Karahacılı Köyü ile Bozön Köyünün arasında bir yere çıkartacak. Yola girerken bir mesire alanı edası var ama ileride taş toprak her bir yanı sarıyor.
Iniş gerçekten keyifli. Emeğinizin karşılığını veriyor size...
Inişler bazen küçükte olsa çıkışlar içeriyor o da olsun. Hiç zorlamıyor insanı. Bu eğimin arka tarafında en az 100 adet geçisi bulunan yörükler selamlıyor beni. Korkmuyor değilim. Şöyle bir kangal zıplar mı üstüme diye ama korkulan olmuyor. Köpek görmüyorum.

Gölgeden tam belli olmasa da ağacın altında çok sayıda keçi dinleniyor
Iniş yolunda bolca nar ağacı ve ekilmiş tarlalar mevcut tabi ki göz hakkımızı aldım. Sonradan neden buralarda nar ünlüymüş paylaşacağım
Evet, Mersin'de Mezitli-Gözne yolu yol ayrımına kadar olan otoban yolunu bir çok kişi bilir. Bir çok viyadüğe sahiptir. Işte o viyadüklerden biri hemen sol on tarafı ise Bozön Köyü.
Toprak yolun bitişi. Artık rakım 190 metrelere düşüyor ve asfalt yola bağlaniyorum. Sağ tarafımda oyulmuş bir kayalık bölge.
Gök gürlemeye başlıyor sanırım yağmur yakın. Hemen eve gitmeliyim diye düşünüp pedala kuvvet veriyorum.
Evet, nar ünlü olsa gerek buraların. Karahacılı Köyü geleneksel Nar Festivali yapılıyormuş...
Bozön Köyünü fotoğraflıyorum. Tepeye tırmanıp içimden kahvede çay içmek geçiyor ama eve sürme isteği ağır basıyor devam ediyorum. Rotamız ev ve yemek
Yemek derken eve giderken birşeye ihtiyaç var mı demeye kalmadan ekmek diye lafı toparlamama fırsat kalmadan yapıştırıyorlar. Ee napacaksın? Yaş olmuş 24 ama hala ekmeği biz alıyoruz.
Eve geliyorum ve aşağıda ki yemeği miğdeme gönderiyorum...
Turdan sonra ve öncesinde iyi beslenmek önemli !!
Okuyan ve konuyla ilgilenen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Keyifli sağlıklı günlerde pedallamalar...
Strava kaydım aşağıdadır.



