Scudo Sports

Maksimum Nabız

@Hakan Yazman

Değerli arkadaşlar,
Bizler buralara mesaj yazarken spora ve bisiklete gönül veren kişiler olarak bilgi ve tecrübelerimizi paylaşmak amaçlı yazıyoruz.Dolayısıyla sizin ;bana hitaben '
((belki kötü yaşam ve kötü beslenme profillerinizden dolayı kırılgan hale gelmiş olabilirsiniz!))gibi olayı kişiselliştirmenizi garipsediğimi belirtmek istiyor ve izin verirseniz bilgilerimi aktarmak istiyorum.
Yıllardır ( lise yıllarından itibaren) aktif olarak spor yapıyorum ve spor benim için bir yaşam biçimi.Okuduğum makaleler ve kişisel olarak üniversitede almış olduğum bilgiler dahilinde vücudumuzu maksimum nabıza kadar zorlamak çok ciddi sakatlıklara ve ölümlere yol açmaktadır.Tabiki profesyonel sporcuların işi ve donanımları sayesinde(bilimsel programlar dahilinde antreman yapmak,beslenme,dinlenme,uyku,stresle başedebilme vs..)sınırları zorlayabilme ve üstesinden gelme kabiliyetlerine sahip olmaktadırlar.Ancak onlarda bile bu üst seviye nabız-max-sonucunda vücudun doğal tepkisi olarak baş dönmesi,gözlerin kararması vb. gibi doğal tepkiler oluşmaktadır.Yani kısaca bu zorlamalarda vücudumuz bize 'artık yeter' diye tepki göstermektedir.
Yazılarınızda 'beni öldürmeyen kuvvetlendirir' yada maksimum nabzınız için 'benim rekorum 204' gibi bence çok gereksiz ve yanlış bilgilendirmelerinizi hayretle izliyorum.( 220 - 35 = sizin için biyolojik hayat tehlike sınırınız 185 dir)Bunun rekoru falan olmaz,siz birebir hayatınızı riske ediyor ve yeni rekorlar(!) için bilinçsiz kişilere örnek oluyorsunuz.Bisiklet sporu ile ilgili olarak benden mutlaka daha fazla bilginiz olduğuna eminim ancak tüm dünyanın kabul etmiş olduğu ve temelleşmiş bilgileri göz ardı etmenize bir anlam veremiyorum.
Son olarak spor; yaşam kalitemizi artırmak ve uzun yıllar sağlıklı yaşamak için yapılmalıdır diye düşünüyor ve umarım yanlış anlaşılmalara sebep olmadan doğru yolu buluruz diye düşünüyorum.
 
Scudo
@melih3576


Hocam bakın burada çok önemli unsurlardan bahsettik biz. Bu unsurlar nelerdir?

Bizler dedikki atalarımızın zamanında dunyanın vahşi duzeninden bahsediyorum ölmek ve öldürmek zorunda oldugunuz yaşamak için hayvanlarla mucadele ettiğiniz ve avlanmak zorunda oldugunuz bir düzen.

Dünya geliştikçe bir şeyler oldu. Dünya geliştikçe vahşi insanın yerine acayip bir insan modeli geldi.

Özellikle televizyon ve bilgisayarın insan hayatına girmesiyle modern çağda çok buyuk değişikler oldu.

Ben diyorumki yaşamak için atalarımız sonuna kadar kaslarına dolayısıyla bedeni güce gerek duyarken böyle bilimsel makaleler yoktu.

Bakın verdiğim örneğe dikkat edin. Arkanızdan bir fil,bir mamut, bir aslan sizi kovalamaya başladığı zaman O ANDA NABIZ HIZINIZI ÖLÇEMESSİNİZ.

Onu bırakın peşinizde bir pitbull olsun ve o an sizi dusunmek bile istemiyorum.

özellikle atalarımızın vücut yapıları adeta bir hayvan gücündeydi. Bir aslan bir kaplan bir ayı.

Ama şimdi ne oldu bilimsel makalelere göre 185 atım adedinin fazla oldugunu soyluyorlar. Bakın yazının basında anlattıgımız şeyler çok farklı.

Bir defa sizin düşünce sisteminiz ile hocamızın dusunce yapısı farklı. Hocamız her türlü riski almayı seviyor siz ise profesör X bu çok tehlikeli bir durum dediği icin beyninize bu durumun tehlikeli oldugu fikrini yerleştirmişsiniz.

Bir insan tehlikelerle dolu dağ ve arazi şartlarında modern yaşamdan kopsun o zaman bu tarz dusuncelerin önem ve anlamı kalmıyor zaten.

Bunun en iyi örneği savaşlarda yaşanır.

Kısaca bu yapılan yarışlardada 204 nabız gormek cok normal. Adaptasyon sürecidir bu.

Tıpkı filden kaçmak, pitbulldan kaçmak ve dusmana butun gucunuzle saldırmak gibidir.

Hiç bir farkı yok. Beyninizde yarışı kazanmak fikri mevcut ise o zaman sınırların çok üzerine bile çıkabilirsiniz.

Bakın bu tıp tarafından kabul görmeyebilir belgelerle ispatlanabilir ancak, bazı insanlar için adrenalin ve endorfin büyük önem taşır.

Belkide o kişi sakatlanacağını bile bile yapar bunu.

İşte bunun adı risktir. Büyük başarılar göze alınan buyuk bedellerle geliyor.

Bu konuda size vermek istediğim örneklerden bir tanesi maraton koşucularıdır.

Bir maraton koşucusu arkaadasım var ve dakikadaki nabız atışı 35-38 seviyelerinde.

Normal bir insanın 70 seviyelerindedir.

Bende bir sprint koşucusuyum 100-200-400 metre koşarım. Size çok rahat şunu soyliyim. Kesinlikle dakikada 190-200 lü atışları görebiliyorum yani.

He derseniz 185 üzerine cıkmamalısın. O zaman o andaki performansımla koşmamam lazım. Yani bütün gücümü toplayıp bir anda 100 metrelik çok hızlı bir depar 200 seviyelerini gördürüyor.

İnsan vücudu bulundugu ortam ve şarta göre kendisini uyarlıyor.

Bu arada her sene gobi çölünde çok uzun etap ultra maraton duzenlenir.

Tıp bilimine göre 40 km bir maraton koştuktan en az 10-15 gun sonra bir daha 40 km koşmalısınız.

Ama ne hikmetse gobi çölünde yapılan bu ultra maratonda yaşlı adamlar bile var yani.

Buda şu demek, eğer genetik olarak ilk çağdaki insanların taşıdğı özellikleri taşıyor iseniz, gunde 30-40 km koşmamanız olası bile değil.

Modern çağlara geçiş sürecinde insanlar değişikliğe uğradı yalnız şu nereden baksanız 70-80 yıldır toplum nereye gidiyor çözemedim.

Özellikle tekerleğin icadı yapılmadan önceki dönemlerde insanların taşıt kullanmadan gunlerce dur duraksız yürüdüğünüde biliyoruz.

Modern dünya = İnsanları hamlaştırdı.

Bu arada spor demişsiniz ben buna spor olarak bakmıyorum. Butun bedeni faaliyetleri insanlar için bir gerekli görüyorum. Hepimiz et kemik ve milyarlarca hücreden oluşmuş makineleriz.

olayın özü budur bence tabiki.
 
  • Beğen
Tepkiler: Abdülkadir Ergin
@melih3576

Merhaba sanırım bir yanlış anlaşılma olmuş :) ben onu sizin için söylemedim, günümüz insanı için söyledim. insanlar doğal beslenmiyorlar, vücutlarını kimyasal, doğada bulunmayan zararlı şeylerle dolduyorlar, sonra en ufak bir cerayanda vs kalıp hasta olunca bunun suçlusunu kendilerinde aramak yerine dış nedenlerde arıyorlar, çünkü bu daha kolay.

@melih3576

Size şöyle bir örnek vereyim, doping hayatı riske attığı için müsabakalarda yasaklanmıştır, ancak yüksek nabız hayati bir risk taşısaydı UCI tarafından o da yasaklanırdı :"Yarışçıların hayati tehlike yaşamamaları açısından 185 nabızın üzerine çıkmaları yasaktır ve sakıncalıdır" ben hayatımda böyle bir söyleme denk gelmedim :) Yine Türkiyenin en iyi profösörlerinden, en yetkin antrenörlerinden eğitim almış biri olarak ve sayısız kaynaktan kendimi geliştirmeye adamış biri olarak söylediklerimin arkasında dururum ve gönül rahatlığıyla savunurum; eğer sağlıklıysanız yasal olmayan uyarıcılar ilaçlar kullanmıyorsanız, zaman zaman kendi sınırlarınızı zorlamakta bir mahzur yoktur, yine aman gençken sporda kendinizi zorlarsanız yaşlanınca çok sorun yaşarsınız eklemleriniz şöyle olur, aman kalp kapakçığınız kaçırır, bana göre bunlar hurafeden öte bir şey değildir (bunu bir doktor da söylemiş olabilir ama doğru olduğunu göstermez), insanlar yıllarca bisikletin erkekliği öldürdüğüne, kısırlık yaptığına inandı, ama bu inançların doğru olmadığı anlaşıldı, benim görüşüme göre müsabık sporcular hayatlarının altın yıllarında bir çok yaşıtlarından daha enerji ve sağlıklı olacaktır, elbette siz özgür iradenizle istediğinize inanmakta özgürsünüz, size bir şey kanıtlamak gereği duymuyorum, paylaştığım bilgilerin ve tecrübelerimin kıymeti zaten sayısız insanlarca takdir edilmektedir .
 
  • Beğen
Tepkiler: Abdülkadir Ergin
özellikle bu konulardan sonra hareketin devamlılığı ve sürekliliği olması gerekir.

Aslında doçentlerimizin ve profesörlerimizin beslenmesi zayıf, Antremansız kişilere kendinizi zorlamayınız diye bir yaklaşım içerisinde olmuş olabilir bu.

Zira bir koşu bir hareket bir bisiklet ile sürüş ve yarış esnasında rakip onunuzdeyken nabzım çok atmış yaa 185 i geçmemem lazım deyip yarışı bırakamassınız :)) zaten . Antreman derseniz anlarım ama . Dersiniz antremanım yağ yakma amaçlı o yuzden 150 nabızda sürdürücem okey.

Dersiniz antremanımda 180-185 nabzı geçmeden devam edicem tamam. Ama musabakada bu dusunceler yerini hırsa bırakır.

Bunların örneği çok görülmüştür. Musabaka esnasında insanların dusunceleri çok farklı olabiliyor. Beyin odaklandığı iş için emirlerini verir ve vücutta bunu gerçeleştirir.

saygılar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Hakan Yazman
Bu arada hemen ekleyelim.

Özellikle insan hayatındaki butun hareketler birer spordur. Merdiven çıkmak, bir koli taşımak, yerleri süpürmek, temizlik yapmak, inşaat işçileri ve bedeni işçiler,

sokakları süpürenlerin yaptığı işler.

Kısaca bedenin kullanıldığı her faaliyet spor sa o zaman hepimiz birer sporcu olarak yaşıyoruz. Sağlıklı olmak için ekstra birşeyler yapmaya gerek yok.

Kalabalık şehir yaşantısından uzaklaştıgınız an sağlığınızı yüzde 90 oranında kazanmış olacaksınız. Özellikle yüksek rakkımlı bir yerde yaşadıgınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz.

saygılar.
 
Evet arkadaşlar,görüşlerinizi paylaştığınız için öncelikle teşekkür ediyorum.Tabi bu arada yazmış olduğum mesajım için öncelikle kişisel olarak değil bu işe milyar dolar harcayarak,bilimin; belirli hipotezlerini deneylerle kanıtlayıp insanoğlunun yararına sunan kanıtlar olduğunu belirtmek istiyorum.
Bununla birlikte, burada maksimum olarak verdiğim 185 lik değer Hakan Beyin yaşı olarak düşünülmüştür,yani bu kişiye göre değişmektedir.Ayrıca bu sitede kimse birbirine birşeyler kanıtlamak yada kendini ispat etmek gibi bir tavırda zaten olmamalı.Dedim ya bizler bilgi ve tecrübelerimizle diğer arkadaşlara doğruyu göstermeliyiz.
Arkadaşlar,mesajlaşmaların kişiselleşmeye başlaması ve bana hitaben 'profesör X' gibi tarzım olmayan yaklaşımlarda bulunulması dolayısıyla bu konuyu burada kapatmak istiyorum.Saygilar...
 
@melih3576

Hocam öncelikle böyle bir durum söz konusu değil. Yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermek istemiyorum ben.

Buradaki amacımız doğru yolu bulmak.

Sizi kırdısam özür dilerim.

Yalnız hocam biraz kendinizi zorlamaktan kaçınarak spor yapmışsınız sanırım.

Neden kendimi zorliyim diye dusunuyosanız saygı duyarım.

Ama bazı insanlar dediğim gibi Adrenalin ve Endorfin bağımlısıdır :)
 
Geri