LPG'ye Şok Zam: 30 Kuruş!

Sanırım son silah olan LPG de artık cazibesini iyiden iyiye yitirmeye başladı. Toplu taşımayı bir tercih sebebi değil, zorunluluk olarak insanlara dayatmanın yolunu bulmuşlar anlaşılan. E tabi bisikletler de cazip hale gelmeye başladı.

(link)

(link)

Bizim araç da LPG'li. Bize de sağlam vurdu. Bundan sonra mecbur kalmadıkça yanaşmayı pek düşünmüyorum.

30 kuruş zam çok fazla oldu, bu gidişle LPG'nin fiyatı dizelle benzinle aynı olacak.

Dizel yakıt havayı daha çok kirletiyor ama benzine göre daha ucuz. Bu mantığı Avrupalı dizel yakıtı daha pahalıya satarak çözmüş. Bizde herşey olduğu gibi bu da tersine işliyor.
Ben yaklaşık 1.5 yıldır araba kullanmıyorum. Ailemizin, eşime ait olan bir Micra'sı var, ailece onu kullanıyoruz. Kendime ait bir arabam yok ve almayacağım da. Bundan sonra sağlığım elverdiği sürece bisikletten inmeyi düşünmüyorum. Böyle yaparak benzin, otomotiv, otoyollar ile köprüler aracılığı ile bizleri haraca bağlayan devlete bir nevi kişisel olarak direnmiş oluyorum.
Bu direnişe birer bisiklet alarak ve kullanarak herkesi davet ediyorum.
#direnbisiklet...

Tamam bisiklet sürelim ama ş,içinde nerde sürelim

@M.Cevat Bayhan

Bizdeki de Micra hocam, sevimli olan K12 kasalardan. Evin küçük köpeği gibi severdik kendisini ama artık aramız açılmaya başlayacak keratayla.

benzin kullansınlar efendim. ekmek bulamıyorlarsa pasta yisinler.

@M.Cevat Bayhan

ankarada, yün yorgan sarınarak binmek gerekiyor kışın maalesef.

şuan benzinli düşük motorlu bir araç, dizel veya lpg li araçlardan çok daha cazip. lpg hiçbir şekilde tavsiye etmiyorum. 10 tlye çıkarsalarda kurtulsak şu sistemden.

Bisiklet kullanımını elbetteki şartları sağlayabilenler için öneriyorum. Benim işyerim ile kaldığım lojmanların arası 3 km ve öğle arası eve gidip gelmek dahil günde en az 12 km pedal çevirebiliyorum. Gün içinde tüm yakın mesafelere bisikletle gidiyorum. Bu kaldığımız yerde yüzlerce insan yaşıyor ve benim dışımda herkes (abartmıyorum) şu mesafeyi arabasıyla gidip geliyor. Sadece benim dışımda bir kişi o da sağlık problemi yüzünden yürüyerek gidip geliyor.
Bunun dışındaki insanlar direnişini toplu taşım araçlarını kullanarak yapabilir. Gerçi özellikle İstanbul gibi metropollerde devletin istediği de bu; ne kadar direniş olur bilemiyorum ama...

Her zam haberinden sonra hep duyuyorum bundan sonra kullanmayız vs diye ama yürüyerek 15 dk'lık olan yolu yine arabayla giderler. Senelerdir bu böyle. Millet rahatına o kadar alışmış ki,litresi 10 lirada olsa seve seve kullanacak milyonlarca insan var hükümetler de bunun farkında. Tepki yok,bir şey yok cebinde 5 kuruş parası olmayan adamda bile en kötü şahin var ne bileyim değişik milletiz. Üniversiteye gitmek için ufak bir scooter alayım dedim,onun bile masrafını düşünüyorum şimdi 100 km'de 2 litre yakmasına rağmen.

@Mehmet Levent

Bu arada iklim şartları açısından Trakya'da Ankara'yı aratmıyor ama ona göre kıyafet seçerek pekala kullanılabiliyor. Aşırı rüzgar ve yağmurlu günlerde elbette ben de kullanmıyorum ama soğuk çok büyük engel değil.

Her zaman aklımdadır.
Kaskosu sigortası vergisi bakımı vs yıllık harcamalarımı aya böldüğümde aylık 280 tl boşa para çıkıyor cebimden. Yakıtı katmadım daha. En az 350 TL aylık yakıtıyla birlikte en düşük maaş alan bir insanın maaşına denk geliyor sadece şu metal yığınına harcadığım para. Aslında hani arabam var diyor insanlık ama masrafıda ortada :S Ama her yapılan bize haktır. Şu hesabı kitabı çıkarıp hala onun üzerindeysek bize müstehak.

Soğuk engel değil. Adam gibi bisiklet yollarımız olsa ben 12 ay işe bisikletle gider gelirim. Ama maalesef yağışta zaten az olan trafikte sürüş emniyeti iyice azalıyor

şu videoları izleyince o kadar imreniyorum ki şu insanlara. Biz sadece spor amaçlı biniyoruz. Binerken giyiyoruz bisiklet takımlarımızı. kaskımız, ayakkabılarımız bile spd. Ama şu videodaki insanlara baksanıza. Günlük yaşantılarının bir parçası olmuş adeta bisiklet. Hergün giydikleri kıyafetlerle ayakkabılarla ne güzel bisiklet sürüyorlar. Çok şanslılar.

iyi uykular türkiye

@Ahsen Okyay

işte... insanların yaşama alanları öncelikle yaşama elverişli.

ben evimden çıkarken ister istemez bisiklet forması vs her türlü techizatı almak zorunda kalıyorum. çünkü adımımı attığım gibi yokuş, terliyorum. çok fazla teliyorum. o kıyafetler olmadan bisiklet sürdüğümde feci şekilde üşüyorum, yaz ise heryerim yapış yapış oluyor. ter kokuyorum.

yani demek istediğim balık baştan kokuyor.

böyle görüntüleri izledikçe yaşadığım ülkeden soğuyorum ister istemez. hoşuma gitmiyor ama... malesef.

normal günde bisiklet sürerken uzaylı gibi bakıyorlr bide karda sürdüğümde düşünemiyorum videodaki gibi ese
ama süper olur kardada sürmek yağsada denesem canım çekti

@ahmetcan44

Halkımızın nerede zorunlu ihtiyacı olsa hep orası hedef alınıyor en çok arabayı biz kullanıyoruz haa öylemi? dayayın vergiyi en çok yakıtı biz harcıyoruz? dayayın vergiyi zammı.. Bilemiyorum ileride ne olur, olmaz dediklerimiz oluyor ya inşallah buda olur ama olursada böyle olur 'en çok bisikleti biz mi kullanıyoruz?' hedef bisiklet olur... Olacağı ne bilir misin olan yine bize olur... !! Bisiklet bir kültürdür , çocukluk hayalimize sahip çıkalım ..

@KaanG

bisiklet sürmek saygıdır, saygı insan işidir, iş zamanı faydalı geçirmektir, faydalı olmak doğayı sevmektir, sevmek aşkın temelidir, aşk bisiklettir...

Benim de anlayamadığım bir şey var: Neden LPG yerine CNG desteklemiyorlar (hatta köstekliyorlar)? CNG dolum istasyonu açmak için gereken bürokrasi ve maliyet o kadar yüksek ki, İstanbul'da sadece bir iki istasyon var, Ankara'da ise hiç yok (birkaç sene evvelki durum böyle idi). Ancak bunun pratik bir çözümü var, açıklayacağım.

Çok basit bir analiz: LPG (Likit Petrol Gazı) ve CNG/LNG (Sıkıştılırılmış/Sıvılaştırılmış Doğal Gaz) ikisi de döviz ile ithal ediliyor. Yani her ikisine de "milli yakıt" denilemez. Ancak, doğal gaz petrolden daha ucuza ithal ediliyor. Öte yandan, Türkiye'nin enerji ithalatının büyük kısmı petrole, petrol ithalatının büyük kısmı da otomotive gidiyor. Yani otomotiv sektörünün petrolden doğal gaza kayması, Türkiye'ye her sene korkunç döviz tasarrufu sağlayacaktır. Ayrıca, doğal gaz yanma atıkları, petrol türevlerinin yanma atıklarından çok daha zararsız ve çevre dostu.

Yani hangi açıdan, hangi şapkayı takarak, kimin gözlüğüyle bakarsanız bakın, otomotivde doğal gaz kullanımı petrole göre tartışmasız daha karlı (tüketici için de, ülke ekonomisi için de, doğa için de).

Neden CNG LPG'ye alternatif olarak desteklenmiyor? Hiç bir açıklamasını bulamıyorum. Hani destek derken sübvansiyon falan kastetmiyorum. Sadece petrol türevlerine göre daha az vergi koysunlar (zaten ucuz olan CNG iyice ucuzlar), bir de CNG dolum istasyonu açmayı LPG'den daha kolay hale getirsinler (şu an daha zor - hatta imkansıza yakın). Hepsi bu.

Not: Arabanıza CNG sistemi taktırmakta sorun yok. Bir çok LPG dönüşümcüsü (mesela yerli Atiker) CNG sistemi de yapıyor. Sorun dolumda. Orada da şöyle bir kolaylık var: Yurt dışında satılan ev tipi CNG oto-dolum pompaları var. Doğalgaz kombi gibi montajını yapıyorsunuz, cihazın dolum hortumunu aracın CNG girişine takarak depoyu dolduruyorsunuz. Kompakt ve düşük debili şeyler. Boş depoyu CNG ile fullemesi zaman alabilir ama haftada 1 gün birkaç saat dolumda bırakmanız kafidir. Bir sıkıntı da şu: CNG çok yüksek basınçlı bir sistem olduğundan, dolum hortumu aşırı sağlam ve kısa oluyor. Yani eviniz mesela 3. kattaysa, pencereden kaldırımdaki araca dolum hortumu sarkıtma gibi bir lüksünüz yok. Özel garajı olanlar ve zemin katta oturanlar için CNG dolum kolay: Zemin katın arka penceresi apartman otoparkına bakıyorsa, dolum cihazı pencere dibine yerleştirilerek pencereden otoya kısa bir dolum hortumu yeterli olabilir. Üst katta oturanların da biraz antin-kuntine bulaşması gerekebilir. Mesela zemin katta oturan biriyle anlaşmak vs. gibi.

@M.Cevat Bayhan

Dizel motorlar, benzinlilere oranla daha fazla kirlilik yaratir diye birsey soz konusu degil. Sadece dizelden cikan partikuller siyah duman olarak goruldugunden boyle bir algiya sebep oluyor saniyorum.
Benzinli motorlardan salinan NOx ve CO gazlari cok daha zehirlidir. Sonucta gunumuz teknolojisinde her iki motorda da bu gazlar dogrudan atmosfere salinmiyor tabii ki. Ancak eski model veya yakit sistemi yipranmis/bozulmus, kalibrasyonuyla (veya yakit ayarlariyla)oynanmis, emisyon sistemleri etkisini yitirmis araclarda bu gazlar salinmaya baslar. Fark ise; benzinlide bu gazlar gorunmezken, dizelde duman olarak gorunur.

Dizeller benzinlilerden daha verimli oldugundan genel olarak daha az kirlilige yol actigini soylemek yanlis olmaz bence (en basit yaklasimla birim guc icin harcanan yakit daha azdir) Dizeller ozellikle rolanti ve dusuk yuklerde benzinlilerden cok daha verimli ve temiz calisir. Bu sebeple buyuk oranda bu kosullarda kullanilan ve agir yuk tasimayan ufak araclarda benzine oranla daha da temiz olduklarini soylemek yanlis olmaz. Kullanim acisindan hic sportif degiller bence o ayri

Bildigim kadariyla Avrupa’daki dizel fiyati emisyonla ilgili degil, dizel motorlarin cok daha agirlikli kullanilmasi ile ilgili. Buyuk oranda arz talep iliskisi, ama yan sebepleri de olabilir tabi bilemiyorum..

Motor tasarimi uzerine calistigimdan, bir aciklama getirmeden duramadim

@Burçak Erbil

Ben ve benim gibiler de duyduklarımızın cahiliyiz. Hep söylenir durur benzin motorine göre daha çevrecidir diye. Biraz da şirketlerin mallarını temiz gösterme çabası herhalde. Paylaşım için teşekkürler...