Scudo Sports

Lance Armstrong, savaşı bırakıyor!

Batuhan Ustaoğlu

Aktif Üye
Kayıt
2 Temmuz 2010
Mesaj
166
Tepki
70
Şehir
İstanbul
Uzun süredir süren davalar sonucunda armstrong doping savaşını bırakmış.Suçlamaları kabul etmiyor ama mücadeleyi bıraktı ve Tur şampiyonlukları elinden alınacak. Yedi kez Fransa Bisiklet Turu’nda zafere ulaşan Lance Armstrong, Birleşik Devletler Anti Doping Ajansı’nın iddiaları karşısında pes etti. Amerikalı bisikletçinin yedi Fransa Bisiklet Turu şampiyonluğu elinden alınacak Lance Armstrong, sitesinden yayınladığı bir yazıyla pes ettiğini ve artık kendisine karşı yapılacak doping suçlamalarıyla mücadele etmeyeceğini açıkladı. Daha fazla bu iddialarla uğraşmak istemediğini ifade eden Armstrong, “Herkesin hayatında böyle bir an vardır. Benim için artık yeter. 1999’dan beri kazandığım yedi zaferimi hile ve haksız yollarla elde ettiğim iddia ediliyor. Ben artık bununla uğraşmak istemiyorum” dedi. Geçen yıl yarışmayı bırakan bisikletçinin aktif sporculuk hayatı boyunca hiçbir testi pozitif çıkmazken, Armstrong kendisine karşı yapılan muameleyi bir cadı avına benzetti. Bu karar sonucu Lance Armstrong'un yedi Fransa Bisiklet Turu şampiyonluğu elinden alınacak. Amerikan Anti Doping Ajansı, Lance Armstrong ve US Postal bisiklet takımını organize dopingle suçlamıştı. Lance Armstrong'la geçmişte yarışmış birçok bisikletçi ve gazeteci de uzun yıllardır bu şampiyonlukların dopingle kazanıldığını ileri sürüyordu. Amerikan Anti Doping Ajansı, bir sporcunun ünü ne olursa olsun, temel amaçlarının sporu temiz tutmak olduğunu belirtirken Amerikalı bisikletçinin doping yaptığına dair ellerinde çok güçlü kanıtlar olduğunu da belirtmişti. Konuyle ilgili kendisine ait resmi internet sitesinden bir açıklama yapan Amerikalı sporcu artık kendisi için yarış sayfasının kapandığını ve yeniden yakın bir şekilde kansere karşı mücadele eden vakfıyla ilgileneceğini belirtti.

Lance, "Bugün bir sayfayı daha geride bıraktım, sonucu ne olursa olsun. Hiçbir şey kazanmadan önce yaptığım gibi yine kanserden etkilenen insanlar ve aileleri için çalışmayı sürdüreceğim. Bu yıl Ekim ayında, benim kurduğum kanser vakfı 15. yılını kutlayacak. Bir kilometre taşı anlamına gelen 500 milyon dolarlık bağışa yaklaştık. Yapacak çok iş var ve artık zamanımı bunlara ayıracağım. Zamanını ve enerjsini kanserle mücadeleye ayıran insanlar için çalışmayı asla bırakmayacağım. Artık ileriye bakıyorum. Beş güzel çocuğumu büyütmeye, kanserle savaşmaya ve dünyanın en zinde, formda 40 yaşındaki ismi olmaya devam edeceğim" dedi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Amerikan Anti Doping Ajansı adına açıklama yapan Annie Skinner ise “Olay böyle bir noktaya geldiği için üzgünüz. Armstrong’un yedi Fransa Bisiklet Turu zaferi elinden alınacak ve ömür boyu men cezasına çarptırılacak” dedi. Lance Armstrong'un soruşturmayı hakem heyetine götürme seçeneği vardı. Soruşturmanın başından beri Amerikan Anti Doping Ajansı'nın adaletsiz yaklaşımından bahseden Lance'in avukatları Robert Luskin ve Tim Herman, bu seçeneği kullanmadıklarınıi çünkü kendisine karşı sergilenen tavrı hukuktan uzak olduğunan dem vurdu. İddiaların en başından beri Amerikan Anti Doping Ajansı'nın uygulamalarından rahatsızlıklarını belirten Lance Armstrong cephesi, Uluslararası Bisiklet Birliği'nin (UCI) bu konuda yaptırımı olacak tek gerçek kurum olduğunu ifade etti. UCI, daha önce Travis Tygart başkanlığındaki Amerikan Anti Doping Ajansı'nın soruşturmayı kendilerine vermesini ve konunun CAS'a yani Tahkim Mahkemesi'ne gitmesini istemişti. Amerikan Anti Doping Ajansı'nın karşı çıktığı bu çağrıya, Dünya Anti Doping Ajansı da katılmış, konunun Amerikan Anti Doping Ajansı tarafından çözülmesinden bir sorun olmadığını söylemişti. Amerikan Bisiklet Federasyonu ise Uluslararası Bisiklet Birliği'nin yanında durmuş, olayın CAS'ta çözülmesi gerektiğini açıklamıştı.

Kaynak: (link)

Benim için bir idol gibiydi kitaplarını okuyup takip ederdim ve tur şampiyonluklarının elniden alınması çok üzücü oldu.Temiz olduguna inanıyordum sizlerin ne düşündüğü beni ilgilendirmez.
 
  • Beğen
Tepkiler: SRT
Scudo
USADA Lance Armstrong'un 1996'dan beri doping yaptığını öne sürerek 7 TdF şampiyonluğunu elinden aldı. Muhakkak duydunuz. Suçlamalara bir hakem heyeti karşısında cevap vermeyi kabul etmek için dün akşama kadar süresi olan LA, artık savaşmaktan yorulduğunu söyleyerek bu hakkını kullanmayacağını ilan etti. USADA da birkaç saat içinde Armstrong'un 1998'dan beri olan şampiyonluklarını, derecelerini, ödül paralarını ve Olimpiyat bronz madalyasını elinden aldığını açıkladı. Öncelikle, sonuncusu 2005 yılında kazanılmış, doping testleri çoktan yapılıp bitmiş, hesapları kapatılmış şampiyonlukların nasıl 7 yıl sonra, ABD'de bir kurum tarafından LA'un elinden alınabildiğini anlamadığımı söylemeliyim. LA doping yapmamıştır demek istemiyorum (yapmış olma olasılığı bence yüksek). Ama o değil. USADA'nın elinde Floyd Landis ve Tyler Hamilton'un ifadeleri ve Lance'in "doping yapmış birinin sonuçlarıyla uyumlu" kan örnekleri dışında bir şey yok (diğer tanık ifadeleri hakkında bilgimiz yok). İki dopingci eski takım arkadaşı ve başı götü oynayan bir lisanla bahsedilen şüpheli kan örnekleri. LA ile beraber Johann Bruyneel ve takımın birkaç soigneur/doktoru da suçlanmıştı. Bruyneel hakem heyetini kabul etti, diğerleri savunma yapmayacaklarını belirtip ömür boyu ceza aldılar.

Armstrong, bisiklet sporunun, süründüğü yerden kalkıp dünyanın en "cool" sporlarından biri haline gelmesinde çok payı olan birisi olabilir ama Adalet Hanım bunu sallamaz. Gözü bağlıdır. Ve fakat elinde terazisi vardır. Her şeyi ince ince tartar. Bakalım öyle mi işliyor süreç? Doping testi pozitif çıkan bir sporcu suçüstü yakalanmış sayılıyor ve suçsuzluğunu ispat etmesi gerekiyor. İspat edemezse geçmiş olsun. Yani "masumiyet karinesi" diye anılan, bokunu çıkardığımız kavram bu durumda geçerli değil. Lance Armstrong olayında da USADA şöyle diyor: "Lance Bey, şimdiye kadar yüzlerce doping testini başarıyla geçmiş olabilirsiniz. Ancak Tyler ve Floyd size dopingci diyorlar, kendileri de dopingci olduklarından ben onlara inanıyorum. Üstelik elimde size ait, 2009 ve 2010 yılından kalma bazı bazı kan örnekleri var. Bunlar da kan dopingi yapmış birinin sonuçlarıyla tam tutarlılık gösteriyor. Bu nedenle gelin suçsuzluğunuzu ispat edin, yada size ömür boyu ceza veriyorum. Yerse!"

Hukuk adamı değilim. Ama adalet duygum güçlüdür. Birinin suçunu ya ispatlarsın yada ispatlayamıyorsan arkasından küfrü basar hayatına devam edersin. Ortası olmaz. Bu uygulama bana ne mantıklı geliyor ne de hakkaniyetli. Bir kere Tyler ve Floyd, özellikle Floyd, 2006'da yakalandıktan sonra 2-3 yıl suçsuzum diye kıçını yırtmış, bu arada LA'dan para ve iş istemiş, alamayınca tehdit etmiş, en sonunda da doping yaptığını itiraf edip eski takım arkadaşını ihbar etmiş bir vatandaş. Ne kadar güvenilir siz karar verin. Tyler Hamilton ise yine beş parasız, 2-3 ay sonra çıkacak yeni kitabından kazanmayı umduğu paraya bel bağlamış biri. İki kez -ayrı takımlarda- doping suçundan yakalanmış, toplam 10 yıl ceza alarak kariyerini bitirmiş bir başka sporcu.

Suçlu adam doğru söylemez diye bir kanun yok. Elbette söyleyebilir. Ama bu iki sporcunun söyledikleri daha dikkatle incelenmeli ve tanıklıkları ancak ikincil önemde görülmelidir. O zaman kan örneklerine geliyoruz. Kan örnekleri eğer doğru şekilde saklanmamışlarsa Sırat Köprüsü hariç hiçbir yerde kabul görmezler. Üstelik USADA'nın bu numunelerle ilgili dediğine yavaş çekimde bir daha bakalım: "Fully consistent with blood doping". Oğlum, ne demek bu? Yapmış mı yapmamış mı? "Fully consistent" tamamen tutarlı demek. Poposunu sağlama almak için çakal bir avukatın yazdığı belli. Var mı doping ustacım onu söyle bize! EPO mu? Vino gibi babasının kanını mı almış? Steroid mi buldun, söylesene!! Büyük olasılıkla biyolojik pasaporttan kalkıp sonuca ulaşmaya çalışacaklar ama onlar da kendilerinden emin değiller. Olasılıkla mahkemede rezil olurlardı. Bunun dışında tek bir fiziksel kanıt yok. Tabii LA'un temiz çıktığı yüzlerce doping testi hariç. Suçu ispat edilememiş olsa da bir insan vicdanlarda mahkum olabilir, itirazım yok. Ama cezalandırılamaz.

Armstrong son olarak Texas'ta bir mahkemeye başvurmuş ve USADA prosedürüyle anayasal haklarının çiğnendiği gerekçesiyle (masumiet karinesi, vs.) soruşturmanın durdurulmasını talep etmişti. Mahkeme bu konuda yetkili olmadığını söyleyerek davayı reddetti ama USADA'ya da kamış sokmaktan geri kalmadı. Yargıç Sam Sparks kuruluşun "Armstrong'u suçlayarak dopingle savaş amacı mı, yoksa reklam ve politika gibi daha az soylu amaçlar mı güttüğüne dair ciddi sorular" olduğunu belirtti. Ha şunu bileydin! Amerikan adalet sistemi "İbret için bir tanesini sallandıracaksın, bak bir daha yapıyorlar mı?" olarak bildiğimiz sistemle çalışıyor (lan bizden mi öğrendiler yoksa?). Belli bir suç kavramı için, tüm suçluları kovalamak yerine, yüksek profilli, şöhretli birkaç kişinin peşine tüm gücüyle düşmeyi tercih ediyor. O seçilmiş birkaç insanı cezalandırarak topluma "Bakın dokunulmazları bile içeri atıyorum, size kimbilir naaparım? Ayağınızı denk alın!!" şeklinde korku salıyor. Geçmişte Al Capone, Oteller Kraliçesi Leona Helmsley ve ev kadınlarının sevgilisi Martha Stewart bu şekilde kodesi boylamışlardı (yok, bizden almamışlar, bizde sistem garibanı içeri almak üstüne kuruludur). USADA Lance Armstrong konusunda yargıcın dedikleri yanında bir de bu saikle hareket ediyor. Üstüne de "Pislik at, en azından izi kalır" yaklaşımıyla LA'u rezil etme taktiği var elbette. Çok büyük olasılıkla, Lance, tanıklıklarla repütasyonu lekeleneceğinden, sonuçta kazansa bile bir Pirus Zaferi dışında eline bir şey geçmeyeceğinden savaşa girmemeyi tercih etti.

Şimdi olaya duygusal yaklaşacağım. Lance Armstrong bisiklet sporuna olan ilgimi ilk kaşıyan sporculardan birisidir. Onun hakkında okuyarak başladım işin derinine girmeye. Daha çok okudum, daha çok meraklandım, bilgilendim ve bisikleti sevdim. Yani benim bisiklet aşkımın hızlandırıcısı oldu. Açıkçası, kanser karşıtı bayraktarlığı hiç umurumda olmadı. Ben spora olan bilimsel yaklaşımını, onu değiştirişini, büyük hırsını, mücadeleciliğini ve amaca odaklanmasını sevdim. Fakat acımasızlığından, Makyavelist metodlarından, oynadığı akıl oyunlarından nefret ettim. Kendisini ne dost ne de damat olarak tercih etmem. Bir aşk-nefret ilişkimiz var. 2009'da spora geri dönmemesi için çok dualar ettim çünkü anti-şansını zorlamaya başlamıştı (anti-şans için bkz. Travenian-Şibumi). Döndü ve elbette başarısız oldu. Ama o son iki senedeki varlığı bile yol bisikleti sporunu bir seviye daha yukarı sıçrattı. Dopingci olsun olmasın, 35 yaşımdan sonra bana yeni ve tutkuyla bağlı olduğum bir spor ve uğraş kazandırdı. Yaşama yeni bir kapı açmamı sağlayanlardan biridir. Ona saygı ve hayranlık duyuyorum. 7 şampiyonluğunun elinden alınmış olmasını içime sindiremiyorum. O yarışları seyrettim. Luz Ardiden'de çığlık çığlığa, Beloki düşüp tarlaya daldığında yüreğim hoplayarak, L'Alpe d'Huez TT'de kuvvetine saygı dolu küfürler saydırarak. Lance Armstrong o yarışları dopingle mi kazandı? Bilmiyorum. Ama şu saatten sonra umrumda da değil. Kendisinin sözüyle bağlayayım: "O 7 Tour'u kimin kazandığını ben biliyorum, o 7 Tour'u kimin kazandığını takım arkadaşlarım biliyor, o 7 Tour'u kimin kazandığını karşılarında yarıştıklarım biliyor." Bana ne kazandırdığını da ben biliyorum.

(link)

mutlaka okuyun sarper abinin yazısını
 
Çok üzüldüm.Sarper abinin yazısı mükemmel.Duygularıma tercüme olmuş.
 
Ben de dahil,birçok insanın gözünde-gönlünde en büyük 5-10 bisikletçiden biri olarak kalacaktır.
 
Sarper abinin yazısını bende beğendim.
Hiç bir TDF testinde hatta başka hiç bir testte pozitif sonucu yok ama şampiyonlukları elinden alınıyor.Çok saçma.Ayrıca 2 tane dopinglinin iddiası var diye dava açılması saçma,hatta ispatlaması gereken kendi SUÇSUZLUGU olması dahada saçma.
 
Bu yazıyı yazan bile muhtemelen doping yapmıştır derken hala fanlarının "hiç pozitif çıkmadı" tarzında yapmadığına değil de "yakalanmadığı" üzerine savunması bile bir çok şey açıklıyor :)
 
Beklenen açıklama geldi Lance Armstrong ömür boyu bisikletten men edildi ve 1 ağustos 1988den sonra katıldığı bütün yarışlar geçersiz kılındı. tam bir cadı avıydı bu dava ne yaptılar ne ettiler istediklerini aldılar. Üzücü.
 
"USADA, Armstrong'un 1998'dan beri olan şampiyonluklarını, derecelerini, ödül paralarını ve Olimpiyat bronz madalyasını elinden aldığını açıkladı."

:(

Çok ağır bir ceza.Üstelik ne diye, kendini savunmayı bıraktı diye.Yanlış bir karar olduğunu düşünüyorum.
 
Doping çok yaygınlaşmaya başladı. Belliki sporculara gözdağı vermek istiyorlar. Bugün yakalanmasanız bile ileri bir tarihte doping yaptığınıza "kanaat" getirirsek kazanılmış her şeyizi iptal ederiz/geri alırız demek istiyorlar. Bence doğru bir karar. Sportmenlik diye bir kavram vardır, bütün sporcuların ve antrenörlerinin sportmenlik çerçevesinde kalması gerektiğini hatırlatıyorlar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Mutlu Köksal
kendini savunmayı bıraktı çünkü dava ile ilgili çirkin detaylar ortaya çıkıcaktı hakla ilişkiler yöntemini kullandılar bütün herşeyi elinden alındı ama imajı yerinde kaldı kıcaca.
 
  • Beğen
Tepkiler: Fatih AYTAÇ
onu gazetelerden dergilerden tv'lerden hatta raflardan silebilirsiniz ama hafızalarımızdan asla o bisiklet sporunun idol olmuş sayılı efsanelerinden biridir ve öyle kalacaktır sevgin bizi kanser etsede ölümüne LANCE ARMSTRONG diyeceğiz
 
  • Beğen
Tepkiler: Ferhat Öz
7 yıldır akılları neredeymiş acaba??? Sarper Abi söylenecek her şeyi söylemiş.
 
Jan Ullrich 3, Ivan Basso, Andreas Kloden, Alex Zulle ve Joseba Beloki birer TdF sampiyonlugu kazanmis oldu. Jan Ullrich o kilosuyla daglarda Lance'e kafa tutarak haketmisti zaten sampiyonlugu.
 
adamı kople yok ettiler ya..
üzüldüm valal dicek bişey bulamıyorum.
 
Yazık oldu Lance'in üzüntüsünü tahmin edemiyorum.Düşünsenize o kadar çalış uğraş bütün başarılarını alsınlar.Olacak şey değil !
 
Lance'in bu davası bizdeki "adları malum" bazı davalara çok benziyor.Ciddi bir delil yok...Ne idüğü belirsiz tanıklar ve "kuvvetli suç şüphesi!..." denen subjektif bir bahaneleri var."Masumiyet karinesi" de hiç önemli değil maalesef...

Not:Masumiyet karinesi, suçsuzluk ilkesi; suç kesinleşmediği sürece kimsenin hükümlü sıfatıyla değerlendirilemeyeceğini ifade eden, temel hukuk doktrini.

Sarper Günsal'ın yazısındaki şu paragraf herşeyi özetliyor:

Lance Armstrong olayında da USADA şöyle diyor: " Lance Bey, şimdiye kadar yüzlerce doping testini başarıyla geçmiş olabilirsiniz. Ancak Tyler ve Floyd size dopingci diyorlar, kendileri de dopingci olduklarından ben onlara inanıyorum. Üstelik elimde size ait, 2009 ve 2010 yılından kalma bazı kan örnekleri var. Bunlar da kan dopingi yapmış birinin sonuçlarıyla tam tutarlılık gösteriyor. Bu nedenle gelin suçsuzluğunuzu ispat edin, yada size ömür boyu ceza veriyorum. Yerse! "
 
  • Beğen
Tepkiler: Okan Örs
"Dilil yok" diyerek apaçık şike nasıl örtbas edilememişse burda da organize doping şebekesi örtbas edilemedi.2 sene edersin,5 sene edersin sonra patlarlar ;)
 
bu seviyedeki sporcuların hemen hemen hepsinin bu ürünleri kullandığını düşünüyorum evet bence Armstrong da kullandı fakat şu detay unutulmamalıki rakipleride aynı şekilde kullandı yani bu eşit şartlarda düşünüldüğünde bence Armstrong her zaman 1 numara olmayı hak etti diye düşünüyorum
 
  • Beğen
Tepkiler: Mutlu Köksal
@Ekrem Erten

Ciddi bir Jan Ulrich sempatizanı olarak , Ulrich de doping cezası aldı , ne belli ozaman doping kullanmadığı ?

Bu iş tamamen saçmalık , sen 500 testten temiz çık 3-5 gerizekalı takım arkadaşın doping yapmıştır desin , hiç bir kanıt yokken seni bitirsinler . Armstrong savunma yapmamakta haklı , neden uğraşsınki , zaten adamı bilen biliyor . Kim ne derse desin adam geldi 7 defa Tour de france kazandı . Bu gerçeği değiştiremezler :) . En öndeydi başarılarını alsan ne olur almasan ne olur ...
 
  • Beğen
Tepkiler: SRT
Geri