Abdullah Hakkı
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 12 Eylül 2006
- Mesaj
- 1.388
- Tepki
- 655
- Şehir
- İstanbul
- Bisiklet
- Diğer
saat 14:30 sıralarında üzerimdeki uyuşukluktan kurtulmak için ne yapsam diye düşünürken aklıma şöyle bi çıkıp gezmek geldi. ama artık kabuğumu kırmam lazım. her ne kadar son bir senedir adam akıllı bisiklete binemesem bile içimde bi canavar var... biraz tatlı bi itaatkar anne isyankar çocuk tartışması yaşadıktan sonra sonunda yola çıkmaya hazırım
(link)
yan taraftaki poşette akşam yemeğimiz var annem fırına vermem için tembihledi
yapacak bişey yok emir büyük yerden verdik mecbur
yola çıkıp gölün arka tarafından gideceğim parkın başlangıcına geliyorum
(link)
burada hemen hergün 3-4 km koşuyorum. asıl amacım babamı getirmek yoksa spor yapmıyo. önceden bisikletle almıyolardı aslında iyide oluyodu ama böyleside bana yaradı:rolleyes: aklım almıyor bu önce yasaklayıp sonra serbest bırakma meselelerini
(link)
bu tabelayı gördükçe içimden ne kadarda kurallara uymayan bi çocuk olduğum akllıma geliyo.yasak olmasına sadece üreme mevsimi olduğu için uyuyorum. göl çok güzel görünüyo ve inceden serin bi esinti okşuyo insanın tenini. güneşe ve saate bakmayın
gölümüzden bir resim
(link)
biraz ilerde normal yol bitiyor ve turumun asıl kısmı başlıyor. bu yoldan gidip malatya yolunun 4. km sine çıkacağım. ana yolu ise dönüşte kullanmayı planlıyorum
(link)
yolun sağ tarafında bi nehir akıyor o yüzden oradaki bitkiler yeşil sol tarafımda ise buğday tarlaları var. baktığınız zaman ucu bucağı görükmüyor. ama altımda şort olduğu için oraya çıkıp resim çekme cesareti gösteremem çünkü yılan çok
etrafda bu küçük nehir ve göl dışında hiç su yok. bide geçen gün gene koşarken yolda 2 tanesini uygunsuz pozisyonda yakaladım üstüne bide resimlerini çektim
dedim şimdi o yılan görüpte niye beni manitanın yanında rezil ettin lan diye üstüme atlarsa bişey yapamam en iyisi hızlı biçimde uzaklaşmak
buda resimleri:
(link)
ekin zamanı geldi artık. ama çiftçilerimiz verilen fiyatlardan hiç memnun değil.şimdi hava biraz serin gibi ama öğlen buraları düşünemiyorum..
(link)
allah yardımcıları olsun deyip devam ediyorum
yavaş yavaş ilerlerken sağ tarafımda çukurda kalmış bişey görüyorum
(link)
kesin bu su deposunuda uzaylılar dünyalılarla dost olduklarını belli etmek için yapmışlardır
biraz daha devam edince bi toz bulutu üzerime doğru gelmeye başladı. bi an noluyoz ya tarihte yolculuk ettikte eski savaşlaramı döndük dedim. meğerse gelenler bu sürüymüş
(link)
ön taraftan çekemememin sebebi ise acaba bu sürüde çoban köpeği varmıdır korkusu. bizim oranın çoban köpekleri çok büyük olur
üzerine benim köpek korkumda eklendimi onlar ejderha olur 
(link)
en sonunda asfalta çıkıyorum hedefim karşıdaki dağlar
yani dağlar değilde onun biraz yamacı
resimde ucu görünen kamyona dikkat
(link)
birkaç km gittikten sonra tekrar stabilize yoldayım. öndeki kamyon bi önceki resimdeki kamyonla aynı
yol inişli olduğundan kamyondan hızlı geçtim.
buradan önce bir aileyle karşılaşıyorum. koyun gibi bi köpek yolun ortasına uzanmış keyif yapıyor
ben birden köpeği farkedince frenlere asılıyorum. yerde kum olduğundan biraz kayıp düşme tehlikesi geçirdikten sonra duruyorum. dönüp bakıyorum hepsi bana gülüyo
bende ister istemez kendi halime gülüyorum. küçük bi muhabbete dalıyoruz. adam bi yemeğimi yemezsen köpeği çekmem diyor. bende teşekkür edip bi bardak suyunuzu alabilirim yemek yersem yolda kesilirim dedim. sağolsun çok yardım severdi. ama en son sen köpeğin yanından geç git bişey yapmaz deyince şaşırıyorum. yavaşça köpeğin yanından geçiyorum.köpekte boş boş merak etme bu sıcakta seni kovalayamam der gibi bakıp geri uzanıyor. bende memnun oluyorum tabi 
(link)
(link)
(link)
bu yollar az önceki yollardan daha iyi. en azından çok taş yok ve yol sıkışmış kumdan.
(link)
buradan geçerken buz gibi bi esinti yüzüme çarptı ve biraz durmak istedim.bura sanki 5 metre öncesiyle 5-6 derece farkediyor.
(link)
(link)
gelmek istediğim yere geliyorum
(link)
bu meşhur tren köprümüz. taa kanuni sultan süleyman tarafından yaptırılmış gibi bi saçmalık demeyeceğim tabiki
ama en az 50 senelik bi köprü.buralara demir yolu ilk çekilmeye başladığında yaptırılmış. bu yaklaşık 50 seneyi gerçekten buluyor. gölbaşının kuruluş yıllarıyla aynı tarihe denk gelir. bunun dibinde çok balık var. normalde buralar dolu olur balık tutanlarla ama bende şaşırdım bugün boş görünce.
(link)
genede birileri varmış
rastgele deyip yoluma devam ediyorum.
normalde bu kadar bi tur planlıyodum ama bisikleti çok özlediğimi farkettikten sonra rotamı 90 derece döndürüp malatya yoluna doğru gidonumu çeviriyorum
(link)
dikkat kirli çıkabilir
göksü nehrinin yanından devam ediyorum. yol nehire yanaştıkça bir serinlik geliyo
(link)
güneş yüzünü bi gösterip bi saklanıyo. yaprak oynamıyo.... sıfır rüzgar... böyle giderse çok güzel bi tur olacak diye içimden geçiriyorum
(link)
yolda sağlı sollu böyle kayalardan oluşmuş dağlar var. hava güzel bisiklet güzel olunca ben bayağı bi kendimi kaptırıp gitmişim ve fotoğraf çekmeyi unutmuşum
eee 1 senedir neredeyse binmiyorum bisiklete mazur görün
(link)
bizim oraların dağları. eğer malatyalı arkadaşlar okuyorsa kusura bakmasın ama daha malatya il sınırına kadar bisiklet sürmedim. sadece bizim olan yerleri gördüm
buralara avlanmaya geliriz bazen. genelde uçan hayvanlar olur ama bikaç kere tavşan ve domuz görüldüğüde olmuştur 
(link)
galiba polislerle başım derde girecek

dönüş yolundan resimler
(link)
(link)
bu resimden birkaç yüz metre sonra mataramda suyun bittiğini farkediyorum. işin aksiliği bu ya güneşte çıkmaya başladı ve karşımdan hafif bi rüzgar esiyo. bu kadar aksilik ancak üst üste binebilir diyerek devam ediyorum.
resimleri kabul etmediği için 2. bi yorumdan devam edicem
(link)
yan taraftaki poşette akşam yemeğimiz var annem fırına vermem için tembihledi
yola çıkıp gölün arka tarafından gideceğim parkın başlangıcına geliyorum
(link)
burada hemen hergün 3-4 km koşuyorum. asıl amacım babamı getirmek yoksa spor yapmıyo. önceden bisikletle almıyolardı aslında iyide oluyodu ama böyleside bana yaradı:rolleyes: aklım almıyor bu önce yasaklayıp sonra serbest bırakma meselelerini
(link)
bu tabelayı gördükçe içimden ne kadarda kurallara uymayan bi çocuk olduğum akllıma geliyo.yasak olmasına sadece üreme mevsimi olduğu için uyuyorum. göl çok güzel görünüyo ve inceden serin bi esinti okşuyo insanın tenini. güneşe ve saate bakmayın
gölümüzden bir resim
(link)
biraz ilerde normal yol bitiyor ve turumun asıl kısmı başlıyor. bu yoldan gidip malatya yolunun 4. km sine çıkacağım. ana yolu ise dönüşte kullanmayı planlıyorum
(link)
yolun sağ tarafında bi nehir akıyor o yüzden oradaki bitkiler yeşil sol tarafımda ise buğday tarlaları var. baktığınız zaman ucu bucağı görükmüyor. ama altımda şort olduğu için oraya çıkıp resim çekme cesareti gösteremem çünkü yılan çok
(link)
ekin zamanı geldi artık. ama çiftçilerimiz verilen fiyatlardan hiç memnun değil.şimdi hava biraz serin gibi ama öğlen buraları düşünemiyorum..
(link)
allah yardımcıları olsun deyip devam ediyorum
yavaş yavaş ilerlerken sağ tarafımda çukurda kalmış bişey görüyorum
(link)
kesin bu su deposunuda uzaylılar dünyalılarla dost olduklarını belli etmek için yapmışlardır
biraz daha devam edince bi toz bulutu üzerime doğru gelmeye başladı. bi an noluyoz ya tarihte yolculuk ettikte eski savaşlaramı döndük dedim. meğerse gelenler bu sürüymüş
(link)
ön taraftan çekemememin sebebi ise acaba bu sürüde çoban köpeği varmıdır korkusu. bizim oranın çoban köpekleri çok büyük olur
(link)
en sonunda asfalta çıkıyorum hedefim karşıdaki dağlar
(link)
birkaç km gittikten sonra tekrar stabilize yoldayım. öndeki kamyon bi önceki resimdeki kamyonla aynı
buradan önce bir aileyle karşılaşıyorum. koyun gibi bi köpek yolun ortasına uzanmış keyif yapıyor
(link)
(link)
(link)
bu yollar az önceki yollardan daha iyi. en azından çok taş yok ve yol sıkışmış kumdan.
(link)
buradan geçerken buz gibi bi esinti yüzüme çarptı ve biraz durmak istedim.bura sanki 5 metre öncesiyle 5-6 derece farkediyor.
(link)
(link)
gelmek istediğim yere geliyorum
(link)
bu meşhur tren köprümüz. taa kanuni sultan süleyman tarafından yaptırılmış gibi bi saçmalık demeyeceğim tabiki
(link)
genede birileri varmış
normalde bu kadar bi tur planlıyodum ama bisikleti çok özlediğimi farkettikten sonra rotamı 90 derece döndürüp malatya yoluna doğru gidonumu çeviriyorum
(link)
dikkat kirli çıkabilir
göksü nehrinin yanından devam ediyorum. yol nehire yanaştıkça bir serinlik geliyo
(link)
güneş yüzünü bi gösterip bi saklanıyo. yaprak oynamıyo.... sıfır rüzgar... böyle giderse çok güzel bi tur olacak diye içimden geçiriyorum
(link)
yolda sağlı sollu böyle kayalardan oluşmuş dağlar var. hava güzel bisiklet güzel olunca ben bayağı bi kendimi kaptırıp gitmişim ve fotoğraf çekmeyi unutmuşum
(link)
bizim oraların dağları. eğer malatyalı arkadaşlar okuyorsa kusura bakmasın ama daha malatya il sınırına kadar bisiklet sürmedim. sadece bizim olan yerleri gördüm
(link)
galiba polislerle başım derde girecek
dönüş yolundan resimler
(link)
(link)
bu resimden birkaç yüz metre sonra mataramda suyun bittiğini farkediyorum. işin aksiliği bu ya güneşte çıkmaya başladı ve karşımdan hafif bi rüzgar esiyo. bu kadar aksilik ancak üst üste binebilir diyerek devam ediyorum.
resimleri kabul etmediği için 2. bi yorumdan devam edicem


