Mesut Girgiç
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 28 Mart 2006
- Mesaj
- 4.517
- Tepki
- 11.601
- Şehir
- Konya
Son bir yıldır daha da yoğunlaştırdığımız Konya il sınırı içindeki tarihi, turistik ve doğal güzelliklere yaptığımız bisiklet turlarımıza devam ediyoruz.
Kışın Develi, Bozdağ ve Çaltepe geçitlerinin kar ve tipiden çoğu zaman kapanmasından dolayı biz de Konya’nın güneyini haziran ayında gezmeye karar verdik. Şimdiden söyleyelim ki, kışı yoğun yaşayan coğrafyaların yaz mevsimi çok daha güzel oluyormuş.
Amacımız Konya’nın güneyinde bulunan Yerköprü, Göksu, Astra antik kenti, Apa gölü ve mağaraları, Mavi kanyon vb. gibi yerlerin ulaşım durumunu tespit ederek, daha sonra buralara nokta hedefler tarzında MTB’li keşif gezileri düzenlemek ve buradaki tarihi ve doğal hazineleri sizlerle paylaşmak.
Gezi rotamız aşağıdaki haritada yeşil renkle işaretli
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apaharita.jpg
4 haziran Pazar günü sabah 05:00 da Mevlana Türbesinde buluşuyoruz. Buluşma yerine biraz önce gelerek, Yeşil Türbe’den bir şafak manzarası alıyorum.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa01.jpg
Ironman ekibiyle tam vaktinde buluşma yerinde toplanıyoruz. Soldan sağa iron-Mesut, iron-Ergin ve iron-Dede(iron-Alaettin).
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa02.jpg
Konya-Karaman yolunun 26. Km sinde benim bisikletin kokpitini görüyorsunuz. Ekip ortalama 30-35km./saat hızla ilerliyor. Foto çekebilmek için ben biraz yavaşlıyorum. Vakit kaybetmemek için tur boyunca çektiğimiz fotoların çoğunluğunu bisiklet üzerinde ve hiç durmadan çekmek durumundayım.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa03.jpg
Aynı kokpitten öndeki iron’ ların görünümü ( İçeriçumra girişi)
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa04.jpg
İçeriçumra’ ya giriyoruz. Kazaçumra ve Çatalhöyük için sola dönmek gerekli. Ancak biz Apa barajına ulaşmak için Bozkır, Hadim tarafına, yani sağa dönüyoruz.
Daha önce yaptığımız Çatalhöyük gezimiz için aşağıdaki linke tıklayınız.
Çatalhöyük Linki:
(link)
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa05.jpg
Dineksaray köyüne geldiğimizde Apa barajına 5 km. kaldığını öğreniyoruz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa06.jpg
Apa belediyesi alabalık yetiştiriciliği ile ünlü ve barajı sayesinde yemyeşil bir yer.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa07.jpg
Ve, beklenilen an geldi. Kilometre saatlerimiz 75km. yi, saatlerimiz 08:00 am yi gösterdiği anda karşımızda Apa baraj gölünü buluyoruz.
Apa baraj gölü; Beyşehir gölünden kaynaklanan derenin üzerine kurulmuş. Dolayısıyla hayatiyeti Beyşehir gölünün varlığına bağlı. Beyşehir gölünün de masesef son yıllarda su seviyesinin azaldığını bildiğimiz için derin bir iç çekiyoruz. Doğada herşey nasıl da çok hassas denge ile birbirine bağımlı.
Beyşehir gezimiz için aşağıdaki linke tıklayınız.
https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=3322&highlight=Bey%FEehir
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa08.jpg
Barajın “Kepez” mesire yerinde 1 saat mola veriyoruz ama yine de Apa belediyesinin yeşilliği ile gölün manzarasına doyamıyoruz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa09.jpg
Gölden değişik açılardan enstantaneler..
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa10.jpg
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa11.jpg
Piknik masamız, bugünün özel mönüsü mısırunlu genetiğiyle oynanmamış soya ekmeğine sürülmüş mevsim çileği reçeli ve ahududu marmelatıydı. Fotoğrafçı olmam, mönüyü kaçırmama sebep olmuyor yani resimde görüldüğü üzere iki elim de çalışıyor. :=)
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa12.jpg
Gölün manzarasından o kadar etkileniyoruz ki gölün etrafını neredeyse çepe çevre dolaşıyoruz. Göl kenarındaki mağaraların olduğu koyu ve mavi kanyona giden havzayı buluyoruz, bir daha gelmek üzere hafızamıza kaydediyoruz. Aşağıdaki resimlerde üstte mağaraların olduğu koy ve altta baraj havzasındaki sahilde Arpasaraycık köyüne ait balıkçı teknelerini izliyorsunuz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa13.jpg
ve nihayet gölden ayrılarak yolumuza devam ediyoruz. Arpasaraycık’ tan Karahüyük köyüne kadar artık ne göl var ne de tarla. Bu bölgede başlıca geçim kaynağı hayvancılık.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa14.jpg
Ve parkur, toprak olduğu için mecburen yavaşlıyoruz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa15.jpg
Hava o kadar sıcak ki, yollarda kertenkeleler ve yılanlar tekerleklerimizin önünden kaçarak neredeyse cirit atıyorlar. Ayrıca onlarca çeşit misler gibi çiçek kokusunu ciğerlerimize çekerek yolculuk yaptık. İnanın dağ-taş parfüm sıkılmış gibi harika kokuyor. Bir kertenkeleyi görüntülemek için iron-dedeyle neredeyse 15 dk. vakit harcıyoruz ama, turuncu-kızıl renkli o ilginç minik hayvan bizi atlamayı beceriyor. Onun yerine havada bir kartal resmi yakalıyorum, kartal üzerimizden uzaklaşmıyor ve yere baktığımda maalesef yerde yaralı ama çok sevimli bir yılan görüyorum. Yılanı çantama alıp Konya’da tedavi ettirmeyi düşünürken iron-dede bana eko-denge’yi hatırlatıyor. Yılanın yaşamaya hakkı olduğu kadar yukarda onu avlamaya çalışan kartalında yılana ihtiyacı var diyor.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa16.jpg
Karahöyük’e yaklaştıkça yol manzarası şenleniyor ve tüm ovayı altın gibi sarı başaklar dolduruyor.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa17.jpg
Karahöyük’ten sonra yol tekrar Konya’ya kadar asfalt oluyor.Yaklaşık 120 km. yi çoktan geride bırakmamıza rağmen ekipte hala keyifler yerinde, yorgunluk belirtisi ve kopma yok. Ancak sıcak bunaltmaya devam ediyor. Bu arada adam başına tükettimiz su miktarı 10 lt yi çoktan geçiyor. Devebeli tepesi (1246m) bu sıcakta da hiç çekilmiyor.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa18.jpg
Akörene girişte buranın eski adının Akviran olduğunu hatırlıyorum ve Akviran’ın içinde hatıra olarak fotosunu çekmek için özellikle viranelik bir ev arıyorum. Nitekim, buluyorum da. Ancak bu hareketim Akviranın hoşuna gitmemiş olacak ki, Akviran iron-dede’nin ön lastiğini patlatıyor ve yarım saat kaybediyoruz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa19.jpg
Akören’den çıkar çıkmaz Konya’ya 54 km. kaldığını gösteren levhayı görüyoruz. Yol düm düz. Etrafta göz alabildiğine buğday tarlaları ve aniden yol kenarında gördüğümüz bir trafik kazası enkazı nerdeyse kanımızı donduruyor ve medeniyete(?) yani yoğun trafikle dolu Dünya’ya yaklaştığımızı hatırlıyoruz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa20.jpg
Hatunsaray’da durduğumuz bir çeşme başında yöre gençlerinin aşırı ilgisine maruz kalıyoruz ve onlarla sohbet ediyoruz ve 45 dakika kadar durup yiyecek bir şeyler atıştırıyoruz.
Konya- Hatunsaray istikametinde giderken Hatunsaray çıkışında solda Kilistra(Gökyurt) antik kentinin levhasını görüyoruz. Daha önce Kilistra Antik kentine iki kez bisiklet gezisi yapmıştık.(Linki aşağıda). Kilistra haç şekilli mimariye sahip taştan oyma kilisesi ve Peribacalarının bire bir aynı olan jeolojik yapılarıyla çok ilgi çeken ve Hz. İsa’nın havarilerinin yaşadığı bir antik şehir.
Kilistra linki:
https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=3252&highlight=kilistra
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa21.jpg
Konya’ya varmadan 25 km. önce son ziyaret ettiğimiz yer ise Taşhan
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa22.jpg
Teknik veriler.
Tarih: 4 Haziran 2006 pazar.
Total km: Evden-eve 175 km. (20 km. toprak, gerisi asfalt)
Max hız: 78 km./sa. (Çaltepe rampasından inerken, rakım:1562m)
Süre: Her şey dahil yolda geçen süre 9 saat.
Ortalama hız: 26km/sa (itiraf edelim ki; rüzgar dönüşte çoğu yerde arkamızdan esti )
Kışın Develi, Bozdağ ve Çaltepe geçitlerinin kar ve tipiden çoğu zaman kapanmasından dolayı biz de Konya’nın güneyini haziran ayında gezmeye karar verdik. Şimdiden söyleyelim ki, kışı yoğun yaşayan coğrafyaların yaz mevsimi çok daha güzel oluyormuş.
Amacımız Konya’nın güneyinde bulunan Yerköprü, Göksu, Astra antik kenti, Apa gölü ve mağaraları, Mavi kanyon vb. gibi yerlerin ulaşım durumunu tespit ederek, daha sonra buralara nokta hedefler tarzında MTB’li keşif gezileri düzenlemek ve buradaki tarihi ve doğal hazineleri sizlerle paylaşmak.
Gezi rotamız aşağıdaki haritada yeşil renkle işaretli
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apaharita.jpg
4 haziran Pazar günü sabah 05:00 da Mevlana Türbesinde buluşuyoruz. Buluşma yerine biraz önce gelerek, Yeşil Türbe’den bir şafak manzarası alıyorum.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa01.jpg
Ironman ekibiyle tam vaktinde buluşma yerinde toplanıyoruz. Soldan sağa iron-Mesut, iron-Ergin ve iron-Dede(iron-Alaettin).
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa02.jpg
Konya-Karaman yolunun 26. Km sinde benim bisikletin kokpitini görüyorsunuz. Ekip ortalama 30-35km./saat hızla ilerliyor. Foto çekebilmek için ben biraz yavaşlıyorum. Vakit kaybetmemek için tur boyunca çektiğimiz fotoların çoğunluğunu bisiklet üzerinde ve hiç durmadan çekmek durumundayım.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa03.jpg
Aynı kokpitten öndeki iron’ ların görünümü ( İçeriçumra girişi)
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa04.jpg
İçeriçumra’ ya giriyoruz. Kazaçumra ve Çatalhöyük için sola dönmek gerekli. Ancak biz Apa barajına ulaşmak için Bozkır, Hadim tarafına, yani sağa dönüyoruz.
Daha önce yaptığımız Çatalhöyük gezimiz için aşağıdaki linke tıklayınız.
Çatalhöyük Linki:
(link)
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa05.jpg
Dineksaray köyüne geldiğimizde Apa barajına 5 km. kaldığını öğreniyoruz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa06.jpg
Apa belediyesi alabalık yetiştiriciliği ile ünlü ve barajı sayesinde yemyeşil bir yer.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa07.jpg
Ve, beklenilen an geldi. Kilometre saatlerimiz 75km. yi, saatlerimiz 08:00 am yi gösterdiği anda karşımızda Apa baraj gölünü buluyoruz.
Apa baraj gölü; Beyşehir gölünden kaynaklanan derenin üzerine kurulmuş. Dolayısıyla hayatiyeti Beyşehir gölünün varlığına bağlı. Beyşehir gölünün de masesef son yıllarda su seviyesinin azaldığını bildiğimiz için derin bir iç çekiyoruz. Doğada herşey nasıl da çok hassas denge ile birbirine bağımlı.
Beyşehir gezimiz için aşağıdaki linke tıklayınız.
https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=3322&highlight=Bey%FEehir
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa08.jpg
Barajın “Kepez” mesire yerinde 1 saat mola veriyoruz ama yine de Apa belediyesinin yeşilliği ile gölün manzarasına doyamıyoruz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa09.jpg
Gölden değişik açılardan enstantaneler..
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa10.jpg
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa11.jpg
Piknik masamız, bugünün özel mönüsü mısırunlu genetiğiyle oynanmamış soya ekmeğine sürülmüş mevsim çileği reçeli ve ahududu marmelatıydı. Fotoğrafçı olmam, mönüyü kaçırmama sebep olmuyor yani resimde görüldüğü üzere iki elim de çalışıyor. :=)
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa12.jpg
Gölün manzarasından o kadar etkileniyoruz ki gölün etrafını neredeyse çepe çevre dolaşıyoruz. Göl kenarındaki mağaraların olduğu koyu ve mavi kanyona giden havzayı buluyoruz, bir daha gelmek üzere hafızamıza kaydediyoruz. Aşağıdaki resimlerde üstte mağaraların olduğu koy ve altta baraj havzasındaki sahilde Arpasaraycık köyüne ait balıkçı teknelerini izliyorsunuz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa13.jpg
ve nihayet gölden ayrılarak yolumuza devam ediyoruz. Arpasaraycık’ tan Karahüyük köyüne kadar artık ne göl var ne de tarla. Bu bölgede başlıca geçim kaynağı hayvancılık.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa14.jpg
Ve parkur, toprak olduğu için mecburen yavaşlıyoruz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa15.jpg
Hava o kadar sıcak ki, yollarda kertenkeleler ve yılanlar tekerleklerimizin önünden kaçarak neredeyse cirit atıyorlar. Ayrıca onlarca çeşit misler gibi çiçek kokusunu ciğerlerimize çekerek yolculuk yaptık. İnanın dağ-taş parfüm sıkılmış gibi harika kokuyor. Bir kertenkeleyi görüntülemek için iron-dedeyle neredeyse 15 dk. vakit harcıyoruz ama, turuncu-kızıl renkli o ilginç minik hayvan bizi atlamayı beceriyor. Onun yerine havada bir kartal resmi yakalıyorum, kartal üzerimizden uzaklaşmıyor ve yere baktığımda maalesef yerde yaralı ama çok sevimli bir yılan görüyorum. Yılanı çantama alıp Konya’da tedavi ettirmeyi düşünürken iron-dede bana eko-denge’yi hatırlatıyor. Yılanın yaşamaya hakkı olduğu kadar yukarda onu avlamaya çalışan kartalında yılana ihtiyacı var diyor.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa16.jpg
Karahöyük’e yaklaştıkça yol manzarası şenleniyor ve tüm ovayı altın gibi sarı başaklar dolduruyor.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa17.jpg
Karahöyük’ten sonra yol tekrar Konya’ya kadar asfalt oluyor.Yaklaşık 120 km. yi çoktan geride bırakmamıza rağmen ekipte hala keyifler yerinde, yorgunluk belirtisi ve kopma yok. Ancak sıcak bunaltmaya devam ediyor. Bu arada adam başına tükettimiz su miktarı 10 lt yi çoktan geçiyor. Devebeli tepesi (1246m) bu sıcakta da hiç çekilmiyor.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa18.jpg
Akörene girişte buranın eski adının Akviran olduğunu hatırlıyorum ve Akviran’ın içinde hatıra olarak fotosunu çekmek için özellikle viranelik bir ev arıyorum. Nitekim, buluyorum da. Ancak bu hareketim Akviranın hoşuna gitmemiş olacak ki, Akviran iron-dede’nin ön lastiğini patlatıyor ve yarım saat kaybediyoruz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa19.jpg
Akören’den çıkar çıkmaz Konya’ya 54 km. kaldığını gösteren levhayı görüyoruz. Yol düm düz. Etrafta göz alabildiğine buğday tarlaları ve aniden yol kenarında gördüğümüz bir trafik kazası enkazı nerdeyse kanımızı donduruyor ve medeniyete(?) yani yoğun trafikle dolu Dünya’ya yaklaştığımızı hatırlıyoruz.
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa20.jpg
Hatunsaray’da durduğumuz bir çeşme başında yöre gençlerinin aşırı ilgisine maruz kalıyoruz ve onlarla sohbet ediyoruz ve 45 dakika kadar durup yiyecek bir şeyler atıştırıyoruz.
Konya- Hatunsaray istikametinde giderken Hatunsaray çıkışında solda Kilistra(Gökyurt) antik kentinin levhasını görüyoruz. Daha önce Kilistra Antik kentine iki kez bisiklet gezisi yapmıştık.(Linki aşağıda). Kilistra haç şekilli mimariye sahip taştan oyma kilisesi ve Peribacalarının bire bir aynı olan jeolojik yapılarıyla çok ilgi çeken ve Hz. İsa’nın havarilerinin yaşadığı bir antik şehir.
Kilistra linki:
https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=3252&highlight=kilistra
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa21.jpg
Konya’ya varmadan 25 km. önce son ziyaret ettiğimiz yer ise Taşhan
http://i56.photobucket.com/albums/g180/ironmankonya2/apa22.jpg
Teknik veriler.
Tarih: 4 Haziran 2006 pazar.
Total km: Evden-eve 175 km. (20 km. toprak, gerisi asfalt)
Max hız: 78 km./sa. (Çaltepe rampasından inerken, rakım:1562m)
Süre: Her şey dahil yolda geçen süre 9 saat.
Ortalama hız: 26km/sa (itiraf edelim ki; rüzgar dönüşte çoğu yerde arkamızdan esti )