Bisiklete başladığım ve forumu takip ettiğim günden bu yana bisiklet camiasından pek çok insanla tanışıp, güzel dostlar edindim. Bisiklet gerçek bir ulaşım aracı, ulaşım alanlarından biri de insanlara ulaşmak.
Tanıştığım dostlar arasında yaşıtlarım olduğu gibi yaşımdan çok büyük ya da küçük insanlarla da temasta bulundum. Hepsinin yeri ayrıydı, her insanın içinde ayrı bir evren var. Arkadaşlık kurduğum insanlarla çok şey paylaştım, çok şey öğrendim. Hepimizin hayatından gelip geçen, paylaşımda bulunduğumuz özel insanlar olmuştur ve olacaktır.
İşte bu süreçte görüştüğüm lise ve ünv. çağındaki gençler farklı duygu ve heyecanlar uyandırdılar bende. Bu yazıyı yazmamın nedeni de onlar. ( Ben de yaşlı değilim ama lise ve ünv. çağımı geride bıraktım artık )
Ülkemizde genç olmak çok kolay değil. Gençlerimizin heyecanları, umutları, korkuları, öflkeleri, sevgi ve sevinçleri, enerjileri ve sırtlarında yükleri var. Bir genç, yolun başındayken, yapması gereken işler Herkül'ün yaptığı işler kadar zor olabilir. Okumak, Öss'den geçip istediği bölümü kazanmak, Ünv. eğitimiyle meslek edinmek, iş bulmak, iş hayatında belli bir yere gelmek, kpssler, stajlar, vizeler, okuyabilmek için gerekli ekonomik şartlar... Ya da meslek edinmek için geçirilmesi gereken dönemler, emekler... Üstelik gençken, tecrübelerden faydalanabilecek bir temel, bir alt dönem de yoktur. Çocuklukla olgunluk arasında özel bir dönemdir.
Gençlik en enerjik, en heyecanlı, en mutlu ama aynı zamanda da en buhranlı dönemdir. Yine bu dönemde kimlik bunalımları, bir gruba dahil olma isteği, iletişim kopuklukları, kuşak çatışmaları ve etrafı saran kültürel baskılar çok yaşanır.
Aslında en önemli şeylerden birisi, bir insanın ' kendisi ' olabilmesi, ' kendisini gerçekleştirebilmesi'dir. Oysa daha çocukken, bir ağacın yanlış budanıp ta büyümesi engellenmesi gibi, budamışlardır bizi. Üstelik bunu adam olalım diye yaparlar. Hatta bazen fazla düşünmemize, hayal kurmamıza ve farklı uğraşlar edinmemize, kendimizi ifade etmemize bile sıcak bakılmaz. Daha bebeklikten, kundaklanarak, elimiz kolumuz bağlanmaya başlamıştır.
Aslında ailelerimiz, sevdiklerimiz ellerinden gelenin en iyisini, hiçbir karşılık beklemeksizin yaparlar bizim için. Bunu hiç unutmamak, ne olursa olsun aklımızdan çıkarmamak lazım. Biz de elimizden geleni yapmalıyız. Bir amacımız olmalı ve amaçlarımız için mücadele etmeli, gerekirse dikenli yollarda yürümeliyiz.
Ekonomik, zihinsel ve duygusal olarak özgürlüğünü kazanmış, kendini yetiştirmiş birey olmak için çabalamalıyız. Herkesi aynılaştırmaya çalışan bu dünyada, kendi olma savaşı hiç bitmez. Her bitiş, yeni bir başlangıçtır. Bizi üzen, kıran, hayal kırıklığına uğratan her olay, ileride faydalanabileceğimiz kıymetli tecrübe hazinelerimiz arasında yer alacaktır. Her şey bir öğrenme fırsatıdır. Kendimizi geliştirmek için her fırsatı değerlendirmeliyiz. Her sorunun bir çözümü vardır ve ne olursa olsun, hayat devam eder. Bazen çözemediğimiz sorunları, raftaki bir kavanoza koyup, kapağı kapatmak gerekir. Bırakın o kavanozun içinde sorunlar kendiliğinden çözülsün. Ve kitaplar gerçekten en iyi arkadaşlar, oysa ne kadar az okuyoruz
Bu duygusal yazıyı yazmamın nedeni, liseli ve ünv.li bisikletçi gençler. Aslında forumda 'genç bisikletçiler' başlığı açılıp, altında; gençlerin iletişim kurabileceği, yardımlaşıp fikir alıp verebilecekleri bir alan da kullanılabilir. Sosyalleşmek çok önemlidir, bunun için de bisiklet ve spor çok uygun, çok güzel araçlardır.
2012'in bu son saatlerinde yazdığım bu yazıyı, içtenlik, sevgi, saygı ve umutlarıyla yazmama neden olan arkadaşlar ve tüm genç bisikletçilerin, okuyan-okumayan, lise ve ünv. döneminde olan tüm dostlarımızın hayatlarında sağlık, huzur, mutluluk ve başarılar dileyerek bitirmek istiyorum. Yeni yılınız kutlu olsun.