Kiralık araba ile 8 gün (Almanya,Avusturya,İsviçre,İtalya,Slovenya)

ASinanB

Daimi Üye
Kayıt
13 Aralık 2010
Mesaj
236
Tepki
187
Yaş
42
Şehir
İzmir
Arkadaşlar merhabalar, size burada 2014 Temmuz ayında, 4 arkadaş Münihten araç kiralayarak yapmış olduğumuz gezinin notlarını paylaşacağım, biz bu geziye izmirden uçak ile münihe giderek başladık ve oradan kiraladığımız araba ile 8 gün gezdik. Fakat şunu fark ettik ki, keşke bisiklet ile gelseymişiz, gerçi bisiklet ile 8 günde bu kadar çok yer göremezdik ama, oradaki şehirlerarası yollardaki bisiklet yollarını, ve yollardaki bisikletlileri gördüğümüzde içimiz gitti... Ayrıca yola bisiklet ile başlayıp, sonra belediye otobüsü ile de devam edebilirsiniz, çünkü otobüslerde bisiklet aparatları vardı, böylece gezip görülecek yerleri arttırabilirsiniz.

Yani bu anlatacağım gezi, bisikletli bir gezi olmadı, fakat siz bisiklet ile de giderseniz bilgilerden faydalanabilirsiniz.

Bu arada aralarda maliyetlerden de bahsedeceğim, öyle çok çok imkansız bir olay değil(miş) biz de yaşadık gördük.

Bu gezimiz araba kiralayarak,dört kişi için hem ekonomik oldu, hem de rotamızı tamamen özgür bir şekilde kendimiz belirledik, istediğimiz yerde istediğimiz kadar vakit geçirmiş olduk. (Yola çıkmadan önce çok ciddi bir rota araştırması yapıp planlama yaptık, zamanı verimli kullanabilmek açısından çok önemli bir husus) Yola çıkmadan evvel interrail ile araç kiralama arasında çok kaldık, iyiki araba kiralamışız diyoruz şimdi. Konaklamalar için de çadırlarımız yanımızdaydı, kampinglerde geceledik.

Gezimizde amacımız kültür gezisi veya şehir gezisi olmaktan ziyade, biz dört arkadaş doğa aşığı olduğumuzdan, pek şehirlere uğramayı düşünmüyorduk, o yüzden doğa ağırlıklı bir gezi planladık. Planımız Alp dağlarını, dağ geçitlerinden (Passlardan) kuzey-güney doğrultusunda geçmek, özellikle Stelvio Passı görmek, İtalyan Alplerindeki Türk köyü olarak tabir edilen Moena'ya gitmek, Almanyada bulunan, Disneylandın da logosuna ilham kaynağı olan Neuschwanstein şatosunu görmek ve Slovenyada bulunan Avrupa'nın en büyük mağara yapısı olan Postojna Mağaralarını görmekti... hepsine ulaştık bunların, aralarda da muazzam manzaralar, Alp dağlarının müthiş zirveleri ve göller...gerçekten inanılmazdı...

2 Temmuz 2014 Çarşamba 13:20 'de Münih hava limanına indikten sonra yaklaşık 1 saate yakın pasaport kontrol noktasında bekletilmemiz morallerimizi biraz bozsa da Alp dağlarının heyecanı ile gümrükteki işlerimizi bitirdik. Hava Münih de soğuk ve yağmurlu idi. Kiraladığımız aracımızı, gezi ekibinden Ferhan'ın Münih Havalimanında araç kiralama şirketinde çalışan kuzeni Tanzer'den teslim aldıktan sonra yola çıktık. Tanzer'in burda bize oldukça yardımları oldu, daha ekonomik olması açısından onun yönlendirmesi ile, gitmeden önce internetten rezervasyon yaptırmıştık, oraya vardığımızda da, bizim rezervasyon yaptırdığımız "economy" sınıfı araç ellerinde olmadığından, bize ücretsiz upgrate yaptılar, yani daha pahalı bir arabayı fark ödemeden aldık http://www.gezenbilir.com/media/Smileys/default/smiley.gif Aracımız 2014 model 1300 km. de bir Ford Focus SW idi. Çok kahrımızı çekti sağolsun bizleri 1800 km taşıdı.

DSCF7648.JPG


Havalimanından ayrılışımız neredeysa saat 16:00'yı buldu. Munih içerisinde biraz araba ile dolaşarak, Alians Arena ve Münih olimpiyat statlarını gördük.

DSCF7660.JPG

DSCF7671.JPG
Sonra da yönümüzü güneye, Bayvera alplerine doğru çevirdik. Starnberger gölünün yanından geçerek Kochelsee ve Walchensee göllerine vardık. Bu göller arasında, neredeyse yanyana olmalarına rağmen yaklaşık 100 m irtifa farkı bulunuyor. Burada hayatımızda ilk kez gölden dışarı doğru akan nehir gördük. Hepimizin ağzı bir karış açık kaldı.. Kochel kasabası da minik ama sevimli bir yer. Bu göllerin çevresi inanılmaz güzel ve doğa harikası muhakkak gezilmesi gereken yerler.
DSCF7691.JPG

DSCF7694.JPG

DSCF7698.JPG
DSCF7701.JPG
DSCF7707.JPG
DSCF7709.JPG
DSCF7711.JPG
DSCF7725.JPG
DSCF7728.JPG

Programımız buna musade etmediği için, ilk hedefimiz Neuschwanstein şatosunun bulunduğu Füssen'e doğru yola devam ettik. Araçta araç GPS i var, fakat biz bir iki deneme ile cep telefonuna indirdiğimiz I-Go nun daha iyi çalıştığına karar verdik ve gezi boyunca onu kullandık ve I-Go nun bizi yönlendirdiği yoldan Füssen'e gittik, yani önce Almanyadan Avusturya'ya geçtik, sonra da tekrar Almanyaya girip Füssene ulaştık. Avrupa zaten bir acaip bu konuda, ülkelerin sınırlarında bulunan küçük şehirler arasında, ülkeler arası çalışan belediye otobüsleri var http://www.gezenbilir.com/media/Smileys/default/smiley.gif

Füssen yolu gerçekten görsel olarak muazzamdı, hatta yolda giderken, çayırlarda başı boş koşturan 2 geyik gördük, arabanın içinde çığlık çığlığa bağırmaktan kendimizi alamadık:) Ama fotoğrafını çekemedik ne yazık ki...
DSCF7735.JPG
DSCF7736.JPG
DSCF7744.JPG

Fussen'e vardığımızda ise bizi Forggensee gölü ve yarın ziyaretine gideceğimiz Neuschwanstein şatosu karşıladı bizi, buraya ulaştığımızda artık güneş batıyordu. Ilk konaklama yerimiz bu gölün hemen yanında bulunan Brunnen-Forggensee isimli Camp alanı idi. Dateylı bilgi aşağıda. Buraya 4 kişi 2 çadır toplamda 60 € dolayında bir para ödedik gecelik. Bu kamp yeri gerek sosyal imkanları ile ( market kapansa da bira ve sıcak içecek otomatı var, duşlar, çamaşırhane mükemmel temizlikte ) gerek göl kıyısındaki yeri ile gerek de şatolara çok yakın mesafede olması ile oldukça güzel bir yer.
(link)

Neuschwanstein şatosu tüm heybeti ile bizi bekliyor
Kampımızdan şatonun görüntüsü
DSCF7745.JPG
DSCF7748.JPG
Şatoyu ziyaret etmek için bu kamping çok uygun, çünkü çok yakın, sabah erkenden gidip biletlerinizi alıp, günün kalanını istediğiniz gibi planlayabilirsiniz.
Ve çadırlarımızı kurup dinlenmeye çekildik.

Kampingimiz
DSCF7750.JPG
Maalesef Almanya havası bizi fena ısırdı bu gece. Isı neredeyse 10 derecenin altına indi. Malzemelerimiz bizi ısıtmaya pek yetmedi. Gezi boyunca üşüdüğümüz tek gece oldu ilk gece.
Ilk gün sonunda 230Km yol yapıldı.
Detaylı Rotamızı ve konaklama yerlerini aşağıdaki haritadan görebilirsiniz.
1.Gün Yol haritası için tıklayın; (link)

2. gün ile devam edeceğim, umarım beğenirsiniz...
 
Scudo

mehmet ulaş

Forum Bağımlısı
Kayıt
9 Temmuz 2014
Mesaj
1.062
Tepki
571
Şehir
İstanbul Çengelköy
Bisiklet
Mosso
Çok güzel olmuş elinize sağlık tam bisikletlik yermiş :)
 

Milbert Hofen

Forum Bağımlısı
Kayıt
14 Eylül 2013
Mesaj
847
Tepki
1.623
Şehir
Münih
Bisiklet
Canyon
Belki en az beni etkilemesi gereken fotoğraflar, en çok beni etkiledi(en azından öyle olduğunu düşünüyorum :) ). Fotoğraflar 1 km yakınımdan başlıyor; ara ara gittiğim, neredeyse tırmanmadık tepesini bırakmadığım dağlara ve yanı başında kamp yaptığım göllere uzanıyor. Eğer günün birinde Türkiye'ye geri dönersem, Bavyera'nın gönlümde apayrı bir yeri olacak.

Fotoğraflar, sıralama ve bilgilendirmeler çok hoş. Elinize sağlık.
(Uzun zaman sonra foruma girip mesaj yazıyorum.Bakıp geçtiğim, zamansızlıktan cevap yazamadığım mesajlar için bekleyen arkadaşlara da, anlayışları için teşekkür ederim)
 
  • Beğen
Tepkiler: YüzSürKoş

ASinanB

Daimi Üye
Kayıt
13 Aralık 2010
Mesaj
236
Tepki
187
Yaş
42
Şehir
İzmir
@Soner Közen sevgili dostum Soner, anladığım kadarıyla Füssen'e yakın bir yerde yaşıyorsun, Bavyera'nın kalbindesin yani, inan bana biz bi ara pasaportları yakıp kaybolalım bu yeşil doğanın içinde, yaban hayatı yaşayalım dedik... şaka bir yana gerçekten geri döndüğümüzde, gördüğümüz manzaraların etkisinden uzun süre çıkamadık, çok kıskandım şimdi seni, yaşadığın coğrafya tam bir bisiklet, hiking ve kamp bölgesi, geri gelmek için fırsat kolluyorum, hele son gün Obersee gölü maceramız var, onu da sırası gelince anlatacağım :)
 

Milbert Hofen

Forum Bağımlısı
Kayıt
14 Eylül 2013
Mesaj
847
Tepki
1.623
Şehir
Münih
Bisiklet
Canyon
Dostum ben maalesef Münih şehir merkezindeyim.(Haksızlık etmeyeyim, şehir de yeteri kadar yeşil :) ) Yakın zamanda uzaklaşacağım inşallah ama özellikle hafta sonları, 1 saatte istediğim dağ eteğine trenle ya da yaklaşık 4-5 saatte bisiklet ile ulaşıyorum. Obersee maceranı okumayı dörtgözle bekliyorum. Bu da benden Obersee'yi merak eden arkadaşlara gelsin. Arkadaşımdan tam izin almadığım için fotoğrafı kesmek zorunda kaldım.(kişileri çıkardım)

(link)


Yeri gelmişken, birkaç aylık bebeğiyle gezinen güzel arkadaşlarım da var;
(link)
 
  • Beğen
Tepkiler: mavinehir

ASinanB

Daimi Üye
Kayıt
13 Aralık 2010
Mesaj
236
Tepki
187
Yaş
42
Şehir
İzmir
2. Gün 3 Temmuz 2014 Perşembe

Gece oldukça üşümüşüz, gezimizin diğer hiç bir gününde bu geceki kadar üşümedik aslında. Almanya'da oldukça soğuk bir hava vardı. Sabah erkendan kalkıp Forggensee gölü yanında süper bir kahvaltıya oturduğumuzda saat sabah 8:00 olmuştu. Forggensee gölü ve çevresinin burada tarif edemediğim fotolarını, tepedeki şatodan çektim, onları aşağıda paylaştığımda bana hak vereceksiniz.
Muhteşem manzara eşliğinde kavhaltımızı bitirerek Neuschwanstein şatosunun yolunu tuttuk. Yılda 1,5 milyon turistin ziyaret ettiği Almanya'nın en ünlü şatosu, Disneyland'ın logosuna ilham olmuş olan şatoya doğru ilerledik.
Şatonun bulunduğu tepenin altında Alpsee gölü bulunuyor, burada biraz vakit geçirmenizi öneririm.

Şatonun aşağıdan görüntüsü
DSCF7754.JPG

DSCF7756.JPG
DSCF7757.JPG

Bilet satış ofisi;
DSCF7765.JPG

DSCF7761.JPG
DSCF7763.JPG


Aslında şatonun tam karşısında, Hohenschwangau şatosu isimli bir şato daha var, fakat biz burayı gezmedik, sadece dışarıdan fotoğraflarını çektik. Zaten bu bölge Almanyadaki Romantische Straße (Romantik Yol) isimli çok popüler bir gezi destinasyonu, her yıl milyonlarca insan Füssen den başlayarak bu rotayı geçiyor, biz Romantik Yol rotasına uymayacağız, tamamen kendi planladığımız rotadayız. (link) romantik yol ile daha fazla bilgiyi buradan bulabilirsiniz.

Hohenschwangau şatosu
DSCF7759.JPG
DSCF7766.JPG



Neuschwanstein şatosuna ulaşmak, bir tepe üzerinde olduğu için, 3 farklı yol içeriyor.

1. Otobüs 1,5€ (çok sıra bekleyebilirsiniz)
2. Fayton 6€ gidiş 3€ dönüş
DSCF7764.JPG

3. Yürümek bedava

Bizler elbette ki yürüdük, tatlı eğimli, orman içinden geçen harika bir yoldan yürüyerek yaklaşık 35 dakika sürüyor.
DSCF7769.JPG
Şatoya giriş kişi başı 12€ Eğer sadece bu şatoyu gezecek iseniz yarım gün size yetecektir. Şatonun gezilmesi yaklaşık 1 saat sürüyor. Çok güzel bir sistem var, ziyaretçileri 30 lu gruplara bölüyorlar ve sıranızı dijital panolardan takip ediyorsunuz, sıra gelince giriyorsunuz, rehber olarak kulaklık dağıtıyorlar(ücretsiz) siz odaları ve bölümleri geçtikçe seçtiğiniz dillerde (Türkçe yok) dinliyorsunuz. Şatoyu ziyaret ettikten sonra, şatonun karşısındaki vadiye yapılmış Marien Brücke köprüsüne gitmeyi ve oradan şatonun fotoğrafını çekmeyi ihmal etmeyin, yürüyerek köprüye neredeyse 10 dk da ulaşılabiliyor. Bu arada şatoya çıkmadan evvel, aracımızı aşağıdaki otoparka bıraktık, otopark ücreti de 5 €.
DSCF7800.JPG
DSCF7811.JPG
DSCF7813.JPG
DSCF7819.JPG
DSCF7822.JPG
DSCF7827.JPG
DSCF7830.JPG
İçeride fotoğraf çekmedik, yasaktı çünkü...
(Hediyelik eşyaların şato içerisindeki satış yerinden alınmasını da öneririz daha ucuz http://www.gezenbilir.com/media/Smileys/default/smiley.gif)

Hohenschwangau şatosu da yukarıdan bir başka gözüküyor;
DSCF7831.JPG
DSCF7832.JPG

Arkada görünen göl bahsettiğim Alpsee Gölü
DSCF7833.JPG

Şatonun bulunduğu tepeden aşağının ve Forggensee gölünün görüntüsü;
DSCF7803.JPG
DSCF7804.JPG
DSCF7805.JPG
DSCF7807.JPG
DSCF7808.JPG


Bu da Şatodan Marien Brücke köprüsünün görüntüsü, az sonra köprüye yürüyüp, ordan da şatonun fotosunu çekeceğiz, instagramda onbinlerce kez paylaşılan bir klasiği, bir de biz çekeceğiz :)
DSCF7815.JPG
DSCF7816.JPG
DSCF7817.JPG
DSCF7818.JPG

Şato ziyaretimiz tamamlanınca, Marien Brücke köprüsüne doğru yürümeye başlıyoruz
DSCF7828.JPG

Bunlar da köprüden çektiklerim;
DSCF7840.JPG
DSCF7842.JPG
DSCF7847.JPG
DSCF7834.JPG
Aşağısı biraz korkutucu, oldukça yüksek...
DSCF7843.JPG


Eğer zamanınız var ise aşağıdaki Alpsee gölü çevresinin mükemmel doğası içerisinde de yürümenizi tavsiye ediyoruz. Biz şatoya çıkmadan önce, biletimizdeki giriş saatine çok zaman olduğundan orada biraz dolaştık, çok güzel bir göl kenarı.
DSCF7770.JPG
DSCF7771.JPG
DSCF7772.JPG
DSCF7779.JPG
DSCF7775.JPG
DSCF7782.JPG
DSCF7789.JPG

Bu bölgede çok güzel yürüyüş ve bisiklet rotaları var, hepsi çok güzel şekilde işaretlenmiş, tabela bol miktarda var...
DSCF7853.JPG

Bizler öğlen yarım civarında şato bölgesi Füssen den ayrılarak Alp dağlarına doğru yolumuza devam ettik. Zira çok uzun bir rotamız vardı bizleri bekleyen. Ayrıca bu yol trafik açısından oldukça yoğun bir yol.
179 numaralı yolu takip ederek Avusturya sınırını aşarak öncelikle 1212 mt. yükseklikteki Fern Pass'ı araçla geçtik. Ayrıca bu bölge Avusturya'nın Kuzey Tirol Alpleri olarak da geçiyor. Yani Almanyadan Avusturyaya geçmiş olduk tekrar.

Avusturyada Fernsteinsee gölü kenarından Inn nehri kıyısına kadar indik. Alp dağlarının arasındaydık artık. Bizleri kör edici bir yeşil karşıladı. Eğer zamanınız olur ise Avrupanın en güzel kamp mekanları arasında gösterilen Fernstein'de kalmanızı öneriz, biz yanından geçerken gözlerimiz arkada kaldı çünkü... zaman öğleden sonra olduğu için durmadan yolumuza devam ettik.

Sonra Landeck sehrini geçerek Serfeus Fiss Ladis kayak merkezi bölgesine ulaştık. 3 ayrı lokasyonda(köy büyüklüğünde) pek çok teleferik ve kayak pistinin olduğu bir yer burası. Tüm köyler, teleferik hatları ile birbirine bağlanmış. Akşam üzeri olmasından dolayı sadece Ladis'e giderek oradaki ilginç,manzaralı köy mezarlığını ziyaret ettik. Köyün merkezinde bulunan gölün kenarında dinlendik. Ladis'de pist bulunmuyor fakat Fiss'e teleferik ile ulaşım mümkün oradan da pistlere ve 2000 mt. üzerine teleferikle çıkmak mümkün. Şehir içerisinde göl ve kale manzarası görülmeye değer. Buradaki küçük bir gezinin ardından tekrar aşağıda Inn nehrine inerek kamp alanımızda çadırımızı kurduk saat de akşam 19:30 olmuştu. Tam nehir yanında fakat aynı zamanda yola da yakın bir kamp yeri idi. Sosyal imkanları yine harikaydı tesisler süperdi.
Akşam yemeğimizi kampta yiyerek yattık, çünkü yarın oldukça atraksiyonlu bir gün planladık, dinlenmek gerekiyor, bu arada yemeklerimizi kamplarda kendimiz yapıyoruz, çok fazla çeşit yok, makarna ağırlıklı besleniyoruz, enerjiyide çikolatalı barlardan ve kuru üzüm,incir gibi atıştırmalıklardan sağlıyoruz, gezi boyunca pek sağlıklı ve düzenli beslenemedik ama yemeğe de çok fazla para harcamak istemiyoruz doğrusu.

(link)

2.Gün Yol haritası için tıklayın; (link)

DSCF7858.JPG
DSCF7859.JPG
DSCF7860.JPG
DSCF7862.JPG
DSCF7863.JPG
DSCF7867.JPG
DSCF7876.JPG
Devam edecek....
 

ASinanB

Daimi Üye
Kayıt
13 Aralık 2010
Mesaj
236
Tepki
187
Yaş
42
Şehir
İzmir
DSCF7877.JPG
DSCF7885.JPG
DSCF7889.JPG
DSCF7890.JPG
DSCF7891.JPG
DSCF7892.JPG
DSCF7895.JPG
DSCF7896.JPG
DSCF7897.JPG
DSCF7898.JPG DSCF7899.JPG
DSCF7902.JPG

Ve bu geceyi de İnn nehri kıyısındaki kampingimizde geçiriyoruz..
DSCF7904.JPG

Gezimizin 3. gününde Inn nehri yanındaki kamp alanımızda sabah erkenden uyandık. Bu günkü hedefimiz Fiss ve Serfeus'u ziyaret etmek ve aksiyon parkına gitmek. Zippline yapmak ve akabinde yolumuza Heidi'nin de köyünü görmek üzere İsviçreye doğru devam etmek idi. Burada rotamızda bir değişiklik yapmak durumunda kaldık, çünkü bu hızla devam edip İsviçreye geçmemizle, rotamızı planladığımız tarihte Münih'te bitirememe durumu ortaya çıktı, o zaman da dönüş uçağımızı kaçırmış olacaktık, bizde İsviçre planını revize ederek yola devam etme kararı aldık.

Fiss bu kısmın Serfeus ile birlikte merkezi konumunda. Oteller bölgesi de burada bulunuyor. Bu kısmın kışını hayal edemedik doğrusu. Tam bir kayak merkezi.
DSCF7911.JPG
DSCF7915.JPG
DSCF7919.JPG
DSCF7928.JPG
DSCF7926.JPG
DSCF7932.JPG

Burada (Fiss) 4 kişi toplamda 83 euro vererek hem yukarıya (yukarısı aslında kayak merkezi, ama yazın outdoor sporları merkezine çevirmişler, dağ bisiklet parkurları, trekking parkurları, aksiyon parklar inanılmazdı (uludağdaki otelcilerin görmesi gereken bir merkez) teleferik ile çıktık hem de 2 ayrı aksiyon yapma imkanı bulduk.

Bunların birisi; Fisser Flieger diğer ise Fisser Flitzer idi. Ne olduklarını aşağıdan görebilirsiniz.

(Bu sizi aşağıya indiren, raylı sistem) çok çılgın birşey :)
DSCF7920.JPG

(Bu da zirvede bulunan iki ayrı yamaç arasındaki telde hareket eden sistem, teleferik ile yukarı çıkıp önce bunu yapıyorsunuz, sonra yukardaki videodaki sistem ile aşağıya iniyorsunuz, bu 2 aksiyon paket olarak 4 kişi için 83 euro)
DSCF7939.JPG
DSCF7940.JPG

Fiss bu kısmın Serfeus ile birlikte merkezi konumunda. Oteller bölgesi de burada bulunuyor. Bu kısmın kışını hayal edemedik doğrusu. Tam bir kayak merkezi.

Sonra aracımız ile Serfeus'a gittik, aslında bir birlerine çok yakınlar, burasının da arasında ulaşım için telefrerik bulunuyor. Ama biz buradan yola devam edeceğimiz için araçla gittik.

Serfeus'un içerisine araba ile giriş yapmanıza gerek kalmıyor. Bedava çalışan yer altı otobüsü yapılmış Onunla insanları diğer pistlerin altına, teleferik merkezi kısmına taşıyorlar.

Tam Serfeus un girişinde süper bir aksiyon parkı daha bulunuyor. Ağaçların arasına çok güzel bir parkur inşa edilmiş. Bu kısım 24 € idi yaklaşık 2 saat sürdüğü için buna katılamadık. Umuyoruz bir dahaki sefere http://www.gezenbilir.com/media/Smileys/default/smiley.gif

(link)
DSCF7953.JPG
DSCF7962.JPG

Bu kısımda(Serfaus) zipline yapma niyetimiz vardı. 31€ kişi başı ücret verdik ve önce teleferik ile zirveye çıktık, 1850 mt. den aşağıya, çelik halat ile kurulan hatta, özel güvenlik aparatları ile sırtınızdan tele sabitleniyorsunuz ve toplam dört istasyona uğrayarak aşağıya kadar kayarak iniyorsunuz, inanılmaz bir deneyim yaşadık harika adrenalin oldu bizler için. (Youtube dan "zipline" olarak aratırsanız videolarını bulabilirsiniz) Güvenlik önlemleri üst düzey, her istasyonda da sizi bekleyen, hatlardaki bağlantıları değiştiren görevliler var, siz sadece yer çekimine kendinizi bırakarak boşlukta kayıyorsunuz.
Bölge tam bir doğa sporları merkezi yani;

DSCF7945.JPG

Ve biz ziplinedan sonra yolumuza devam ettik. Sonraki hedefimiz İtalya sınırları içindeki Stelvio Pass oldu. Yani İtalya'ya geçtik artık.

Toplam 25,3 Km tırmanış içeren bu pass bizleri en tepesinde tam olarak 2758 M irtifaya çıkartıyor. Yol olarak da manzara olarak da tek kelime ile harika bir yer. Herkesin hayatında bir kez olsun çıkmasını isterim doğrusu. Burası motorcular ve tabi ki bisikletçiler için mabed gibi. Yolda gördüğüm motosikletleri (özellikle r1200 gs ler) ve bisikletlileri sayamadım bile. Stelvio Pass benim için önemli bir noktaydı, çünkü hayatımda, ölmeden önce mutlaka görmem gerekenler kişisel listemin üst sıralarında olan bir yerdi, ve ben zirveden aşağı, o yılan gibi kıvrılan yola bakarken kendimden geçtiğimi hatırlıyorum.
(link)
Biz çıktıktan sonra arkamızdan bisikletle gelen Polonyalı arkadaşın bisikletinin kaptığım gibi poz veriyorum hemen :) ne yazık ki bizim bisikletler yanımızda değil.
Burada önce hayatta en sevdiğim fotomu paylaşıyorum, bundan sonra Stelvioya çıkış sürecinin fotoları var;
10547801_10204225584628203_5488389974262817529_o.jpg
DSCF7967.JPG
DSCF7987.JPG
DSCF7988.JPG
Stelvio Pass a tırmanmaya devam...
DSCF7965.JPG
DSCF7972.JPG
DSCF7995.JPG
DSCF7999.JPG
DSCF8001.JPG
DSCF8002.JPG
Aylardan Temmuz, zirvedeki kar kalınlığına dikkat :)
DSCF8007.JPG
DSCF8015.JPG
DSCF8016.JPG
DSCF8017.JPG

Yağmur ve sisin etkisini arttırması ile bir miktar endişeleniyoruz, çünkü eğer kar basar ve biz aşağıya inemezsek, hayatımızın en pahalı otel konaklamasını yapabiliriz burada ve buna hiç niyetimiz yok. Haritadan bize en yakın kampingin, İsviçrenin sınır kasabası olan Val Mustair de olduğunu görüyoruz. Oraya da en yakın yol Umbrail Pass, onu da geçip kampinge kendimizi atmak istiyoruz, inşallah İsviçre sınır geçişinde sıkıntı olmaz diyoruz, çünkü AB ye üye değiller ama Schengen vizesini kabul ediyorlar, yine de emin olamıyoruz ve inişe geçiyoruz.
DSCF8025.JPG
Bu fotoyu (yukardaki) italyadan isviçreye geçtikten sonra çektim, zaten sınır geçiş tabelası arkada gözüküyor.

DSCF8026.JPG
DSCF8028.JPG
İşte İsviçre sınırı, gümrük binası. Ne bir görevli var, ne asker ne polis, Avrupanın gözünü seveyim dedim :)
DSCF8029.JPG
DSCF8031.JPG


Ve bizi İsviçre'ye taşıyan Umbrail Pass'ı da geçtik ve hemen arkasından İsviçreye doğru inişe geçtik. 2501 mt İnişin hemen ardından İsviçredeki sınır kasabası olan St.Maria Val Mustair kasabasına geldik. Şehre girmeden hemen önce Pè da Munt isimli kamp alanına girdik. Harika yemyeşil bir alan, fakat hava hiç durmadan yağmaya başladı. Neyseki resepsiyondaki amcayı tam çıkmadan 15 dk önce yakalamıştık. Biz apar topar kampa girerken, kayıt falan olalım deyince, "Geceyi geçirin sabah görüşürüz" dedi ve arabasına atladığı gibi kampı yanlız bırakıp evine gitti :). Gece yatana kadar yağmur neredeyse hiç durmadı ve zaman zaman da şiddetini çok arttırdı. Yanımızdaki çadırlar 5 mevsim fakat biri biraz eski. Bu yağmura dayanamayacağını düşünüp bayanları Station Wagon arabamızın arkasında gecelemelerini planladık. Ben de Gürhan ile çadırda kaldık. Sağanak yağmur altında çok güzel bir uyku ve akşam oldu. Sağanak yağmur altında çadırın 40 saniyede kurulabileceğini ispatladık.. Bizim çadırda sınıfı geçti, böyle bir yağmura dayandıysa yıkılmaz artık... Böylece bir geceyi de isviçre de geçirmiş olduk.

3.Gün Yol haritası için tıklayın; (link)
 

ASinanB

Daimi Üye
Kayıt
13 Aralık 2010
Mesaj
236
Tepki
187
Yaş
42
Şehir
İzmir
4. Gün 5 Temmuz Cumartesi

Gözlerimizi sabah harika bir İşviçre güneşine doğru açtık hep beraber. Tüm gece yağan yağmur doğayı öyle bir yıkamıştı ki heryer mis gibi olmuştu. Bu gün seyahatimizde planın gerisinde kaldığımız için hızlanmalı ve uzun yol yapmalıydık. Ayrıca daha önce karar vererek isviçre Alplerinin tümünü farklı bir seyahate bırakmıştık. Bu kararı almazsak 8 günde rotamızın tümünü istediğimiz şekilde gezemeyecektik. Biz de bir karar vererek iyice güneye italyanın adriyatik denizine kadar sürmeye karar verdik. Orada bir gece konaklayarak yönümüzü doğuya Slovenya'ya çevirecektik.

Yola çıkmadan hemen önce bir koyun sürüsü, Kamp alanının ortasından heyecan ve sevinç içerisinde hoplaya zıplaya geçtiler. Kahvaltı ve hazırlık akabinde saat 9:00'da yola çıktık. Sınırda olduğumuz için yaklaşık 15 dk sonra tekrar İtalya topraklarına giriş yaptık.
DSCF8032.JPG
Sınırlardan o kadar çok kez geçiyoruz ki, bazen aynı günde bir kaç ülkeye girip çıktığımız oluyor.
DSCF8036.JPG
Önce Merano şehrinin içerisinden geçtik sonra yolumuza devam ettik.

DSCF8041.JPG
DSCF8043.JPG

Sonra merakla beklediğimiz Moena köyüne ulaştık. Bu köyün biz Türkler için oldukça farklı bir anlamı bulunuyor.

(link)
Yukarıdan bu detayları öğrenebilirsiniz.
Kısaca hikaye şu; Viyana kuşatması sonucu Anadoluya geri çekilen Osmanlı Ordusu yeniçerilerinden bir asker, yolunu kaybeder ve yaralı olarak bu köye sığınır. Dürüst ve mert yeniçeri Köy halkının kısa sürede güvenini kazanır, iyileşir ve köyden bir kız ile de evlendirilir. O yıllarda köyden vergi alan dükalığa karşı köylüleri organize eder ve dükayı yenerler ve uzun yıllar vergi vermezler... hikaye böyle, kulaktan kulağa anlatıla anlatıla gelmiş, şimdi her yıl Türk günü festivali yapılıyor köyde, ama eğer giderseniz çok beklenti içinde olmayın, yerel halkın pek bir ilgi alakası yok konu ile, sokağı bile bilemedi kimse, biz kendimiz arayarak bulduk...
DSCF8105.JPG
DSCF8115.JPG
DSCF8121.JPG
DSCF8130.JPG
DSCF8131.JPG
DSCF8133.JPG
DSCF8136.JPG
DSCF8141.JPG
DSCF8146.JPG

Moena ile ilgili çok fazla fotoğraf var, kalanlarına buradan bakabilirsiniz : (link)

Köyü ziyaret ve merkezinde birer kahve içtikten sonra bizim sokağı aramaya başladık, köy halkı durumdan biraz bihaber ama, kime sorduysak bilen çıkmadı, biz de kendi kendimize bulduk "Strada Turchia"yı http://www.gezenbilir.com/media/Smileys/default/smiley.gif Biz fotoğraf çekerken, yeniçeri heykeli bulunan çeşmeden su doldurmaya gelen italyan kız, bizim türk olduğumuzu öğrenince heyecanla hikayeyi anlattı bize, bizi gördüğüne çok şaşırdı, çünkü pek fazla Türk gelmiyormuş köylerine. Burada biraz vakit geçirip güneye devam ettik. Sonraki hedefimiz ise İtalyan Alpleri Dolomitleri aşmak idi. Gerçekten hemen kasabadan sonra tırmanmaya başladık.

Doğanın yeşili bizleri yine içerisine aldı. İnanılmaz ormanlar ve zirveler var burda. Her bisikletçide inip de alnından öpesimiz geliyordu http://www.gezenbilir.com/media/Smileys/default/smiley.gif Zaten yokuş aşağıya bizi geçen bile oldu yetişemedik bazılarına...

Dolomit Alplerindeki SS241 numaralı karayolu üzerinde Lago Di Carezza'ya vardık. Burası yol üzerinde harika bir göl. Dolomit alplerinin eteklerinde inanılmaz bir manzarası olan ve harika bir rengi olan yeşillikler içerisinde bir ufak göl. Burada öğle yemeğinde bir şeyler atıştırdıktan sonra yolumuza devam ettik.(İlk kez dışarda yemek yedik -Pizza tabi ki-)
DSCF8051.JPG
DSCF8054.JPG
DSCF8058.JPG
DSCF8084.JPG
DSCF8094.JPG
DSCF8077.JPG
DSCF8073.JPG

Hedefimiz Venedik'in tam karşısında yer alan bir yarım ada olan Lido Di Jesolo ya ulaşıp orada bulunan Camping'lerden birinde konaklamaktı. Bu kısma doğru yol alırken İtalya ovalarına ulaştık. Artık Alpleri geride bırakmıştık. Doğa ve hava değişti akdeniz oldu birden.
Bizleri yol üzerinde outdoor ekipmanlarının lider markalarının fabrikaları karşıladı. Görünce heyecanlansak da outlet fiyatları çok da avantajlı değildi malesef http://www.gezenbilir.com/media/Smileys/default/smiley.gif

Akşam saat 21:00 gibi yarım adanın tam ucuna ulaştık (Punto Sabbioni).
DSCF8180.JPG
Venedik'e giden vapuru da bulduk. Aracımızı park ettikten sonra (park alanı ücretsiz) kısa bir venedik akşamı turu için Venediğe doğru vapurla yola çıktık.

DSCF8181.JPG

Fakat Vendikte dolaşıp akşam yemeği olarakta pizza yiyerek son vapurla anakaraya döndüğümüzde bizi bir süpriz bekliyordu. (Venediği anlatmıyorum, çok kalabalıktı, bizim gezi amacımızın dışında bir yerdi, çok keyif almadık doğrusu, sadece görmüş olmak için gittik) Kalacak yer bulamıyorduk!! Gittiğimiz hiç bir kamping bizi kabul etmiyordu! Saat 22 den sonra, içerideki misafirlerin rahatı düşünülerek, yeni müşteri kabul edilmiyordu, en az 20 campingten red cevabı aldığımızda saat gece yarısından sonra 3 olmuştu bile, inatla otelde kalmak istemiyorduk da, zaten bu saatten sonra burada kalırsak, planda aksama olacaktı ve biz de Slovenya'ya doğru devam etmeye karar verdik, yeni günün sabahına Slovenyada uyanacaktık... tam 24 saattir de yoldayız..

4.Gün Yol haritası için tıklayın; (link)
 
Kayıt
15 Aralık 2013
Mesaj
476
Tepki
1.320
Şehir
Şile / İstanbul
İsim
MUSA
Başlangıç
2007—08
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Valla bildiğin yalancı cennet :D
 

ASinanB

Daimi Üye
Kayıt
13 Aralık 2010
Mesaj
236
Tepki
187
Yaş
42
Şehir
İzmir
5.Gün 6 Temmuz 2014

Venedikten gece yarısı döndükten sonra kalacak yer bulamadığımızı önceden yazmıştım, biz de planda geri kalmamak için slovenya'ya doğru devam etme kararı vermiştik, çift şöförle yaklaşık son 24 saatimiz yolda geçti, yorucu ama zevkli bir günün sabahında Slovenya kırsalında bulduk kendimizi. Bugün planımız sabah erken saatte bir kaç saat uyuyup, programı aksatmadan devam edeceğimiz bir yer bulmak, 2-3 saat uyusak yeter bize...
Venedikten yola çıktıktan sonra 3 saatin sonunda Postojna'ya km'ler kala Mali Otok isimli bir köy tabelası gördük. Kalacak yer işareti vardı. Saat sabah 5:30 olmuştu. Normalde o saatte herkesin uyuması lazım iken bulduğumuz köy evinde tüm ev halkı kalkmış ineklerini sağıyorlardı. İnekler sayesinde kalacak yer bulmuştuk. Harika bir yerdi tam anlamıyla. Bize pansiyon tarzı bir yer verdiler. 2 oda ve 2 banyosu bulunan. Sadece 2-3 saat uyuyup, duş alıp kalktık tekrar.
20€ + 5 € kahvaltı için verdik kişi başı ama muhteşemdi. Jana teyze bize kendi elleriyle kahvaltı hazırladı. Ekmek, süt, reçeller, hepsi kendi imalatları idi. O sıcacık gülümseme ve yakınlık aynı dili konuşamasak bile bizleri inanılmaz etkiledi. Pansiyon-ev olarak kullandıkları evlerinde, bir de ziyaretçiler için ziyaretçi defteri vardı, onu da doldurduk, eve gelen ilk Türkler olarak http://www.gezenbilir.com/media/Smileys/default/smiley.gif
DSCF8233.JPG
DSCF8237.JPG
Sofranın boş olduğuna bakmayın, kahvaltının sonunda çektik fotoyu..
DSCF8240.JPG
DSCF8245.JPG

Mali Otok köyü nerede ?
(link)

Öğlen 12:30'da duygulu anlar yaşayarak Jana teyzeden ve mutlu ineklerinden ayrıldık. Hedefimiz Postojna kasabası ve mağarası ile Predijama Kalesi idi. Akabinde ise Bled gölüne ulaşarak kamp alanımıza kurulmaktı. Dünkü deneyimlerimiz sayesinde kamp alanını telefon ile arayarak en son hangi saatte check in yapılabileceğini hemen sorduk tabi http://www.gezenbilir.com/media/Smileys/default/smiley.gif

DSCF8238.JPG


(link)
Postojna mağarası için detaylı bilgiyi yukarıdan edinebilirsiniz.

Biz burada 4 aktivite için toplam 39,90 € verdik kişi başı;

Postojna Mağarasını gezme ve bilgi alma ( 1,30 saat )
Bu mağaranın oluşumu ve endemik türleri hakkında müze ( 45 dk )
Predijamski Kalesi ( 1 saat )
Predijamski kalesi altındaki mağarada yürüyüş ( 1 saat )

Postojna mağarası mükemmel bir yer, yaklaşık 5 km. uzunluğa sahip ve içinde tren yolu var http://www.gezenbilir.com/media/Smileys/default/smiley.gif evet, bir kısma kadar mini trenler ile gidip kalanını yürüyorsunuz. 10 binlerce yılda oluşmuş, doğanın en büyük sanat eserlerinden biri bence.
Predjamski kalesi de Postojna mağarasında araba ile yarım saat uzakta, manzarası güzel bir ortaçağ kalesi, ama asıl ordaki özellik kalenin altında olan mağara, bu mağara biraz daha az turistik bir yerdi, başımızda kask ve fenerlerle girdik içeri, aydınlatma yoktu, her yer yarasa doluydu, ama çok zevkliydi, mağaraya girdiğimiz yer ile alakasız bir yerden yeryüzüne çıktık sonunda.
DSCF8252.JPG
DSCF8254.JPG
DSCF8258.JPG
DSCF8259.JPG
DSCF8264.JPG
DSCF8271.JPG
DSCF8289.JPG
DSCF8289.JPG
DSCF8296.JPG
DSCF8321.JPG DSCF8328.JPG
DSCF8332.JPG
DSCF8335.JPG

Sonra burdan devam ettik yola, Ljublijana'yı pas geçip Bled'e kadar sürdük ve geceyi Bled gölünün kenarındaki Camping Bled'de geçirdik, akşam Bled gölü kenarında yürüyüş yapıp, zevkini çıkardık, yarın sabah sandal ile gölün ortasındaki kaleye gitmeyi planlıyoruz.

DSCF8337.JPG
DSCF8350.JPG DSCF8349.JPG
DSCF8346.JPG

Camping Bled:
(link)

5.Gün Yol haritası için tıklayın; (link)

Daha fazla fotoğraf için: (link)
 

Dosyalar

Kayıt
26 Nisan 2015
Mesaj
13
Tepki
5
Yaş
27
Şehir
Zonguldak
İsim
Talha
Bisiklet
Carraro
@googoo__abi çok özendim bende yav :D
benim de yapmam lazım bunu çıkalım beraber seneye iskandinavyaya doğru :D

tabi biz bisikletle yapacaz
 

Türka¥

Forum Bağımlısı
Kayıt
8 Temmuz 2013
Mesaj
1.784
Tepki
2.271
Başlangıç
2018—19
Bisiklet
Ghost
öncelikle ben yeşile doydum belirteyim o_O

nefis bi gezi olmuş. zaten şu dünyada fırsat buldukça gezeceksin göreceksin, evden işe işten eve nereye kadar.

bir de, adamların dağı taşı full çimen yahu, biz ne bahtsız bir milletiz ki her yerimiz kurak toprak çalı çırpı. muhtemelen bizim insanımızın da payı vardır bu kuraklıkta ama başka ülkelerde dağ taş çimen görünce üzülüyorum. keşke bizim ülkemiz de öyle yeşil olaydı diyorum ahh ahh.
 

ASinanB

Daimi Üye
Kayıt
13 Aralık 2010
Mesaj
236
Tepki
187
Yaş
42
Şehir
İzmir
hani diyoruz ya "ama bizim ülkemizde 4 mevsim yaşıyoruz, cennet gibi cennet" yalan abi yalan :)
evet adamlarda 4 mevsim yok, yazın bile gün aşırı yağmur yağıyor ama su hayattır, doğa da aldığı suyu yeşil olarak geri veriyor, doğanın korunması konusunda yapılanları anlatamam bile, bilinç, kültür, bambaşka şeyler...
2 bin km.ye yakın yol yaptık, yol kenarında yemin ediyorum size :) tek bir hayvan leşi ya da çöp (venedik hariç) görmedik, abartmıyorum...