İbrahim Yurtseven
Forum Demirbaşı
- Kayıt
- 17 Nisan 2007
- Mesaj
- 463
- Tepki
- 1.362
- Yaş
- 67
- Şehir
- KIRKLARELİ - lÜLEBURGAZ
- İsim
- İbrahim YURTSEVEN
- Bisiklet
- Specialized
Selam arkadaşlar.
Bende pek eski sayılmam.İlk turumu geçen yıl yapmıştım.Buyılda tura çıkmak için Haziran sonunu dört gözle bekliyordum.Bu arada bulunduğum Şarköyde sık sık antrenman amaçlı kısa turlara çıkıyordum.(Yalnız) 22 Haziran 2008 günü Şarköyün 3-4 Km çıkışında bulunan baraja piknik ve balık amaçlı giden iki arkadaş benide davet etti. Bisiklet ile gidilecekti. Yalnız onların anlıyacağınız anlamda bisiklet tutkuları yok. Bende değişiklik olur ve birazda dağlara doğru antrenman yaparım, yokuş tırmanırım düşüncesi ile onlara katıldım. Gittik, eğlendik,ter attım, akşam üzeri dönüşe geçtik.
Şarköye gelenler bilir. Tekirdağ Malkara istikametinden gelindiğinde Şarköye dağlardan inersiniz.Barajın sonlarından yola çıktığımız için hatırı sayılır bir yokuştan hızla iniyorum. Arkadaşlar yüzlerce metre arkamda,rölantide iniyorlar. Ben ise bıyık altından onlarla, korkularıyla dalga geçiyorum kendimce. Yokuşun son virajına yaklaşıyorum. Hızım tahminen 50 km cıvarında. Deniz ve Şarköy ayaklarımın altında. Kırlangıç gibi süzülüyorum. Dağları ben yaratmış gibiyim. Biranda 30-40 m. kadar ileride, yolun sağında beyaz bir köpeği farkediyorum. Yaz sezonu olmasından dolayı trafik bayağı yoğun. Köpek karşı istikametten peşpeşe gelmekte olan üç otomobile odaklanmış, her haliyle onlara saldıracağı belli. Beni farketmedi. Ayrıca köpeklerden oldum olası hiç korkum olmadı.(keşke korksaydım) Karşı istikametten gelmekte olan araçlardan önce köpeğin bulunduğu noktaya varırsam hızla yanından geçeceğimi hesapladım. Bütün bunlar belki 5-10 saniyede film şeridi gibi aklımdan geçti. Ben araçlardan önce geçeyim diye frenlerede dokunmadım. Ancaaaaak. Benim hesabım yola uymadı. Köpeğe yaklaştığım anda karşı istikametten gelen kırmızı otomobilde aynı noktaya gelmişti. İşte o anda Köpek otomobile saldırmak için yolun sağında bulunduğu noktadan hareketlendi. Aramızda 6-7 m. mesafe var. Frenlere dokunup dokunmadığımı hatırlamıyorum. Direksiyonu sıkıca kavradığım aklımda. Köpek araca saldırdığı için, sol karın boşluğuna, o hızla çarpana kadar beni farketmedi. Yalnızca ona çarptığımı hatırlıyorum. O andan sonrası kayıtlarımda yok. Bilincim yerine geldiğinde sol kaşımın üzerini,Alnımı biri hem dikiyor, hemide bana bazı sorular soruyordu.(Kimliğim, nerede olduğumu bilip bilmediğimle ilgili) Köpeğe çarptığım an ile Acilde kendime geldiğim an arasındaki boşluğu arkadaşlardan aktarayım.
Köpeğe çarptığımda karşıdan gelen kırmızı otoyu kullanan bayan olayı film gibi izlemiş. Köpeğe çarpıyorum. Köpek kaçıyor. Ben ise asfaltın ortsına fazla sürtünmeden ve yuvarlanmadan dik bir şekilde düşüyorum. Arkamdan gelen doblo araçta bana çarpmamak için kaza tehlikesi atlatıyor. Birlikte olduğum arkadaşlar gelip beni yolun ortasında kanlar içinde ve baygın görünce doblonun çarptığını sanıyorlar. Ambulans çağrılıyor. Şarköy acile sevk. Şarköy acilde ilk müdahale yapılıyor, ancak Film çekme imkanları yok.Beni Tekirda Dev Hastanesine sevk ediyorlar. Götürülüyorum. Filimler çekiliyor.Kırık yok. Ama kendimi iyi hissetmiyorum. 24 saat kontrol altında kalıyorum. Tehlikeyi atlatınca Şarköye dönüyoruz.
Kırık yok. Kafada sağlam kalmış ama sol dizim, sol baldırım, sol,bileğim ve dirseğim hatırı sayılır şekilde yaralanmış. Asıl darbeyi kafadan almışım. Bir hafta boyunca hiçbirşey bana NET görünmüyordu.
Kazadan üç gün sonra, bana ders olur düşüncesiyle küçük kızımın çektiği bu resimleri, özellikle bize yeni katılan arkadaşlarada KASK konusunda olumlu yönde faydası olur düşüncesiyle paylaşmayı uygun gördüm.
Geçen yıl çıktığım ilk turumda Kask'ın tipi hoşuma gitmediği için takmamıştım. Amaaaa. Hiçte öyle değilmiş. Temmuz'un sonunda Karadeniz turu düşünüyorum. KASK DEĞİL; YAĞ TENEKESİ BİLE OLSA BAŞIMA TAKMADAN YOLA ÇIKMAM.
Kask. kask. kask.
Bende pek eski sayılmam.İlk turumu geçen yıl yapmıştım.Buyılda tura çıkmak için Haziran sonunu dört gözle bekliyordum.Bu arada bulunduğum Şarköyde sık sık antrenman amaçlı kısa turlara çıkıyordum.(Yalnız) 22 Haziran 2008 günü Şarköyün 3-4 Km çıkışında bulunan baraja piknik ve balık amaçlı giden iki arkadaş benide davet etti. Bisiklet ile gidilecekti. Yalnız onların anlıyacağınız anlamda bisiklet tutkuları yok. Bende değişiklik olur ve birazda dağlara doğru antrenman yaparım, yokuş tırmanırım düşüncesi ile onlara katıldım. Gittik, eğlendik,ter attım, akşam üzeri dönüşe geçtik.
Şarköye gelenler bilir. Tekirdağ Malkara istikametinden gelindiğinde Şarköye dağlardan inersiniz.Barajın sonlarından yola çıktığımız için hatırı sayılır bir yokuştan hızla iniyorum. Arkadaşlar yüzlerce metre arkamda,rölantide iniyorlar. Ben ise bıyık altından onlarla, korkularıyla dalga geçiyorum kendimce. Yokuşun son virajına yaklaşıyorum. Hızım tahminen 50 km cıvarında. Deniz ve Şarköy ayaklarımın altında. Kırlangıç gibi süzülüyorum. Dağları ben yaratmış gibiyim. Biranda 30-40 m. kadar ileride, yolun sağında beyaz bir köpeği farkediyorum. Yaz sezonu olmasından dolayı trafik bayağı yoğun. Köpek karşı istikametten peşpeşe gelmekte olan üç otomobile odaklanmış, her haliyle onlara saldıracağı belli. Beni farketmedi. Ayrıca köpeklerden oldum olası hiç korkum olmadı.(keşke korksaydım) Karşı istikametten gelmekte olan araçlardan önce köpeğin bulunduğu noktaya varırsam hızla yanından geçeceğimi hesapladım. Bütün bunlar belki 5-10 saniyede film şeridi gibi aklımdan geçti. Ben araçlardan önce geçeyim diye frenlerede dokunmadım. Ancaaaaak. Benim hesabım yola uymadı. Köpeğe yaklaştığım anda karşı istikametten gelen kırmızı otomobilde aynı noktaya gelmişti. İşte o anda Köpek otomobile saldırmak için yolun sağında bulunduğu noktadan hareketlendi. Aramızda 6-7 m. mesafe var. Frenlere dokunup dokunmadığımı hatırlamıyorum. Direksiyonu sıkıca kavradığım aklımda. Köpek araca saldırdığı için, sol karın boşluğuna, o hızla çarpana kadar beni farketmedi. Yalnızca ona çarptığımı hatırlıyorum. O andan sonrası kayıtlarımda yok. Bilincim yerine geldiğinde sol kaşımın üzerini,Alnımı biri hem dikiyor, hemide bana bazı sorular soruyordu.(Kimliğim, nerede olduğumu bilip bilmediğimle ilgili) Köpeğe çarptığım an ile Acilde kendime geldiğim an arasındaki boşluğu arkadaşlardan aktarayım.
Köpeğe çarptığımda karşıdan gelen kırmızı otoyu kullanan bayan olayı film gibi izlemiş. Köpeğe çarpıyorum. Köpek kaçıyor. Ben ise asfaltın ortsına fazla sürtünmeden ve yuvarlanmadan dik bir şekilde düşüyorum. Arkamdan gelen doblo araçta bana çarpmamak için kaza tehlikesi atlatıyor. Birlikte olduğum arkadaşlar gelip beni yolun ortasında kanlar içinde ve baygın görünce doblonun çarptığını sanıyorlar. Ambulans çağrılıyor. Şarköy acile sevk. Şarköy acilde ilk müdahale yapılıyor, ancak Film çekme imkanları yok.Beni Tekirda Dev Hastanesine sevk ediyorlar. Götürülüyorum. Filimler çekiliyor.Kırık yok. Ama kendimi iyi hissetmiyorum. 24 saat kontrol altında kalıyorum. Tehlikeyi atlatınca Şarköye dönüyoruz.
Kırık yok. Kafada sağlam kalmış ama sol dizim, sol baldırım, sol,bileğim ve dirseğim hatırı sayılır şekilde yaralanmış. Asıl darbeyi kafadan almışım. Bir hafta boyunca hiçbirşey bana NET görünmüyordu.
Kazadan üç gün sonra, bana ders olur düşüncesiyle küçük kızımın çektiği bu resimleri, özellikle bize yeni katılan arkadaşlarada KASK konusunda olumlu yönde faydası olur düşüncesiyle paylaşmayı uygun gördüm.
Geçen yıl çıktığım ilk turumda Kask'ın tipi hoşuma gitmediği için takmamıştım. Amaaaa. Hiçte öyle değilmiş. Temmuz'un sonunda Karadeniz turu düşünüyorum. KASK DEĞİL; YAĞ TENEKESİ BİLE OLSA BAŞIMA TAKMADAN YOLA ÇIKMAM.
Kask. kask. kask.


