Scudo Sports

Karşınızda nesnelerin interneti, nam-ı diğer IoT

Anonim

Silinmiş hesap
Kayıt
27 Nisan 2005
Mesaj
0
Tepki
1
ülkenin en az bilgili bilgisayar ağları uzmanıyım. 20 yıldır bu işin içindeyim daha yönlendirme protokollerini öğrenmedim. Detay bilenler vah vah dedi bile. Efendim gelelim konuya.

Yabancı kaynaklarda bol bol bu başlığa rastlamak mümkün, bende konuyu kıt bilgimle teknik detaysız anlatayım istedim.

Bundan yaklaşık çeyrek asır evvel elimize birer cep telefonu tutuşturdular. Nokyalarda yılan oynadık, 1 sms i 2 kontore attık, evlat acısı faturalar öderken çaldırıp kapattık. Sevgililer, çaldırnkapa yaparak aklım sende diye koskoca altyapıyı meşgul ettiler. O zaman ki adı 2G idi. İkinci nesil. Birinci nesil ne oldu arada bilmiyorum. Sonra 3G çıktı. Telefonlar akıllandı. Artık herkesin elimde tespih çeker gibi telefon, ekrana bakan zombilere döndük. Sms tarih oldu, 2000 dakkalık paketler çıktı, internetten oyun oynar olduk. 4G yi buçukladılar. Hâlâ yaygın değil. Zaten altyapı bazen 2G yi kullanıyor, kasıyor altyapı artık. Şimdi 5G terennüm ediliyor. Ölene kadar 10-15 G görürmüyüz yoksa artan radyasyon bizi 8 G ye kadar mı idare eder bilemiyorum. Tüm bu gelişmeler işte bir şeye kapıyı açıyor. IoT. 2003 yılında buzdolabına internet bağlanacak naaber diye bir makale okudum. Ne için? Buzdolabı marketten biten ya da azalan şeyleri kendiliğinden sipariş edecek, lcd ekranı olacak, orda reklam olacak, reklam veren buzdolabının elektiriğini ödeyecek, tarihi geçen ürünleri buzdolabı at gari diyecek vs diye. Oha ne gerek var dedim. Hâlâ da diyorum. O zaman buzdolabı kabloyla bağlanabilirdi artık kablosuz. IoT ile mümkün. Eh kablosuz olunca iş hareketli her nesneye bulaşabilir demek. Herşeye ama herşeye, herşey için internet bağlantısı yapabilirsiniz. Mesela, bisiklet bilgisayarlarınız, kalp monitörü, cep telefonuna bağlanmadan doğrudan internete erişebilir. Bisiklete gömersiniz veriyi her yerinden toplarsınız. Lambalar, içinden elektrik geçen herşeyi internete bağlar, uzaktan bakar, açar kapar, kontrol edersiniz.

20 yılda bir şey öğrendim. Teknoloji hızlı ilerlemez aslında, olgunlaşmamış ürünleri pazarlama sanatıdır teknoloji. Son tüketici de aman geri kalmayayım diye alayım bulunsun lazım olur diye alır yarı bilinçsiz. Örneklersek 4k televizyonlar. İlk çıktıklarında 4k yayın yoktu. 4k dvd yoktu, blueray ler imdada yetişti. 4k tv ler 10 senedir var da ilk alanlarınki çöp oldu bile.

IoT de daha tam olmadı, olana kadar da biz maymun olacağız. Çünkü, şu an bebek bezlerini doldurarak bu ekonomik karnavalda beher gün, sadece 10 liralık bez paralayan veletler, 10 seneye kalmaz sırf eğlenmek için sizin iot cihazlarınızı uzaktan kurcalayacaklar. Çünkü iot güvenliği henüz ön planda değil. Zaten teknolojik zımbırtılarda güvenlik en son satılır, önce cihazlar satılır, sonra da güvenliği. Cihaza zor para bulan, aynı miktar parayı güvenliğe gömmek istemez. Ama ne olur olmazsa, iot buzdolabınız 3 kamyon karpuz siparişi verir, ekrandaki reklama porno film basmaya başlar, bitmesine 4 ay kalan ürün için tüketim tarihi geçti at diye çıngar çıkarır.

Teknolojik ivmeyi sevmeyen bir grup, microsoft artık kullananı sniper ile vururum diyene kadar windows xp kullandı.

Bazı teknogeek tabir edilen, en önce bennnn yapıcam ben kurucammm tayfası ise daha test sürümünü eşek yükü paraya alır sonra onun kaprisleri ile boğuşur, ürün olgunlaşır, oturaklaşır evlenecek çağa gelir sonra hoop yenisi ile ömür tüketirler.

İot ye mal bulmuş mağribi gibi hemen atlamayın. İlk nesil belki ilk üç nesil kullanıcılar kobay olacaklar. 3 kamyon karpuzu yedirecek inek kalmadı memlekette, arayıp bulmak zorunda kalacaklar. Acele giden ecele gider.

Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.
 
Scudo
İnternete bağlanan buzdolabı ile tanışmadım ama bundan 5 yıl kadar önce "çamaşır makinesinde wifi ne lan?" diye sorduğum olmuştu. Görevli arkadaşın açıklaması "yerinizden kalmaktan aynı marka (samsung) telefonunuz ile bağlanıp durumu kontrol edebilirsiniz" demişti evin içinde 5 metre yürümemek için bunu yapmışlar. Bazen bende "sniper ile vurulasıya kadar kullanırım" diyorum. En son örnek olarak, kullandığım cep telefonu kendisi 2010 yılında çıkmış olsa da ben 2013'ten beri kullanıyorum. Galiba vurulma dönemim yaklaştı artık sadece arama,mesaj, fotoğraf çekme-gösterme ve müzik dışında kullanılamaz oldu. Bir de yine dediğiniz gibi "aman teknolojiden geri kalmamayım" diye her çıkanı alan grup var. Buna ekstra son zamanlarda popüler olan "x marka telefona şunu yaptıklar" oldu. Adamlar akılmaz fiyatlardaki ürünleri alıp akla mantığa gelmeyecek testler yapıyorlar. Hadi düşme ön görülebilir test ama kimse de "ulan 15 bin lira para verdim dur şunun kamerasına çakmak tutayım, o kadar para verdim bir şey olmaz her halde" demiyordur. Birde onların savunucuları var "eee onların sponsorları var" varsa var telefon gökten zembille mi iniyor onlarda para verip alıyor. Son olarak geri kalmamayım diye çıkar çıkmaz alanların ürünü belki 1 yıl içinde alt sınıf bir ürün oluyor. Zamanında ballandıra ballandıra 3D dediler, herkes sanıyor ki "gözlüğü takacağım dinazor evin salonunda koşacak" yok daha neler? Galiba TV'lerdeki en gereksizi 3D oldu. Yine +K için wifi ile youtube'a bağlanıp bir şeyler izlersiniz. Mesela ben gibi downhill videoları. Ama wifi ile bağlantı yapıp 30 kg karpuz siparişi veren buzdolabı hoşuma gitti. Bu sene tek başıma olunca 1 dilim anca yedim. İlk iş o dolaptan alacağım :D
 
Simdi efendim, soyle birsey...
Elbette mega ultra hizli ve limitsiz internet paketini alacagim. Hem evime hem telefonuma. Eeeee tabi hanımada almak lazim ultra ileri telefon ve en baba internetli paketi. Wifi ile camasiri ben yikadiktan sonra ne anlamı var.
Doldururum eve wifi klima, TV, camasir makinesi, buzdolabi, fırın, ocak, otomotik aydinlatma ve perde sistemleri mis...
Sonra cikar telefonu bip bip bip hepsini evde, iste, yolda, tatilde istedigin gibi kontrol et. Mis :)
Buzdolabi versin siparisi artık dolap ne soylediyse ye kafana gore. Zaten siparisin faturasinida dolap oduyor. O yuzden indirimde ne var, kampanyada urun cikmis mi gerek yok. O secer hepsinden. Pazara da gerek yok. Marketten soyluyor zaten sebze meyveyide.
Hem 5G oldugu icin acaip hızlı soyluyor.
Iki defa yagmur yaginca elektrik kesintisi olmaz, ilk depremde iletisim teknolojisi cokmez zaten bu ulkede. Herseyin altyapisi on numara bes yildiz oldugu icin bu hassas cihazlar voltaj dalgalanmalarindan bozulmaz ki! Hem bozulunca servisi cagirmayi birak kendi kendini icinden cikan mini servis robotu ile tamir bile eder.
Fırın desen ister yemegi icine hazirla 5 saat sonra bozulmaya yuz tutarken calissin diye ayarla, istersen komut ver kalkip hazirlasin sen gelene kadar :p
Davlumbazin bile uzaktan kumandalısi/wifi lisi cikmis. Kızartmayı ocakta birakip komsuya gittiginde ''aaa davlumbazı acmayi unuttum'' derdi yok! Hemen bas telefondan komutu calissin. Firinida sonduruverirsin hazir tel elindeyken.
Saati ayarla perdeler sabah gundogumunda otomatik acilsin. Muzik istedigin kanaldan devreye girsin. Koridorda yururken lambalar seni algilayip acilsin ve kapansin. Tasarruftur. Super!
Yeni utuler talimat verince camasir makinesi ile senkronize calisacakmis. Makine komutu alınca sepete vakum yapip kirlileri cekip yikiyormus, kurutucuya isinladiktan sonra utu sen uyurken isi tamamliyormus ?

Yahu bu teknoloji ile got gobek buyutup paralari gomecegine, bir hizmetli tut daha ucuza gelir hemde bir kisi daha ekmek kazanır.
Kaldi ki ne gerek var bu kadarina?

Bir ara TV bozuldu, kampanyadan orasi soyle burasi boyle diye gaza getirdiler, 3D ozellikli, gozluk ve kulaklık ilavesi ile 2 kanal aynı anda seyretme imkanlı TV'yi kaktirdilar bana. 4 yil boyunca cocuklar bir kere 3D film izledi, meraktan aynı anda iki kanal izleme ozelligini 5dk. kullandik hepi topu bu. Sonra ekrana carpan bir cisim nedeni ile yeni TV parasina servis cikti. Ses ve goruntu kalitesi iyi ozelliksiz bir TV aldim guc bela 2. el. TV 6 yasindaydi, 2 yıldırda bende. Ekran boyu daha buyuk eskisinden. Emin olun daha keyifli :D

Kısacasi en sonu bosverin. İhtiyacimiz olmayan herseyi kaktırıp ar-geyi bedavaya getirme derdinde sirketler. Ayrica elinizdeki urunu kullanmaya devam ederseniz kime satis yapip ciroyu katlayacaklar ;)
 
ıntel şirketinin kurucusu g.e.moore 1965 yılında bir makale yazmış,bilgisayarların hızının ve kapasitesinin her iki yılda bir iki katına çıkacağı tahmininde bulunmuş (moore yasası) . ama dünyadaki teknolojinin gelişme hızı moore'un makalesinin mürekkebinin kurumasına belkide imkan tanımadan iki yıllık süreyi 18 aya kadar indirmiş bulunuyor.
şimdi sürekli hız ve dönüşümü anlamak için kapitalizmin mantığını anlamak zorunluluğu doğuyor.insanlığın süregelen toplam üretim kapasitesini sürekli geliştirmesi ve kapitalizmin (buna burjuvazinin devrimci yönü diyebiliriz) önceki üretim ilişkilerinden doğan tüm değerleri ,inançları,hayat tarzlarını ,sosyal ekonomik ilişkileri tasfiye etmesi sonucunu doğurur. bunların yerine ihtiyaçtan fazla üretimi,yoğun emek sömürüsünü,kar,tüketimi, ticareti,değişim ve hızı yeni değerler olarak dayatır.yani bu hız meselesi ; sermayenin daha hızlı üretip daha çok metayı pazara sürmesi ve bunu daha hızlı bir şekilde kurduğu ağlarla tüketiciyle buluşturması onun daha fazla kar mantığından kaynaklanıyor.
hepimizin biraz yavaşlaması lazım...
 
ıntel şirketinin kurucusu g.e.moore 1965 yılında bir makale yazmış,bilgisayarların hızının ve kapasitesinin her iki yılda bir iki katına çıkacağı tahmininde bulunmuş (moore yasası)

Moore yasası tam olarak öyle demiyor. Her iki yılda bir, işlemcilerin sahip olduğu transistör sayısının iki katına çıkacağı öngörüsünde bulunmuştu Moore. Ancak bu yasa artık geçerliliğini yitirdi zira silikon tabanlı transistör üretim teknolojisinin fiziksel sınırlarına ulaşılmak üzere. Halihazırda kullanılan 7nm üretim teknolojisinin altına inmekte zorlanıyor üreticiler ve silikonun yerini alacak (graphen gibi) farklı materyaller üzerine AR-GE yapıyorlar.

İşlemci çekirdeğindeki transistör sayısının ikiye katlanması da, her zaman performansın iki katına çıkması anlamına gelmiyor.
 
Moore yasası tam olarak öyle demiyor. Her iki yılda bir, işlemcilerin sahip olduğu transistör sayısının iki katına çıkacağı öngörüsünde bulunmuştu Moore. Ancak bu yasa artık geçerliliğini yitirdi zira silikon tabanlı transistör üretim teknolojisinin fiziksel sınırlarına ulaşılmak üzere. Halihazırda kullanılan 7nm üretim teknolojisinin altına inmekte zorlanıyor üreticiler ve silikonun yerini alacak (graphen gibi) farklı materyaller üzerine AR-GE yapıyorlar.

İşlemci çekirdeğindeki transistör sayısının ikiye katlanması da, her zaman performansın iki katına çıkması anlamına gelmiyor.
benim ilk bilgisayarla tanışıklığım üniversite birinci sınıfta oldu .64 kişilik sınıfı bilgisayar odasına indirdiler ve bu bilgisayar dediler :) teknolojiyle durumumun özeti budur.
 
iot iyi guzel de, birbiri ile iletisim icerisinde olan cihazlarin sureclerini tanimlamak mesele.
internete bagli camasir makinemiz var, telefondan kontrol ediyoruz iyi guzel ama bu ne isimize yarayacak derse benim isime yariyor aciklamaya calisayim.

Oncelikle bu isler icin evde entegrasyon sistemi kurmak bir secenek ama PaasS sagolsun onun yerine sunu kullanabiliriz

(link)

cok basit is surecleri tanimlanabiliyor, pek cok cihazi destekliyor.

Camasir makinesi ust katta, bittiginden haberim olmuyordu. Evde philips hue isik sistemi var. ifttt'ye diyorsunuz ki camasir makinesi bitince salon isigini 3 kez kisip/ac diye, boylece haberiniz oluyor.

Bunun gibi basit isleri bir kenara birakirsak, iot ile inanilmaz derecede veri olusturuluyor. Bu verinin islenmesi ile teorik olarak islerin biraz daha verimli sekilde gerceklestirilmesi mumkun. Misal strava'yi kadans, kalp sensoru, powermeter ile birlikte kullandiginizda olusan veri ile insanin aklina gelmeyecek analizler yapilabiliyor.
Bu arada veri demisken, nerd bisikletcilerin favori sitesini de anmadan gecmeyelim (link)
 
  • Beğen
Tepkiler: Noldor
Kimse de dememiş biz evde yokken buzdolabı siparişi verdiği zaman ürünleri getiren elemana kapıyı kim açacak?
Ben lisedeyken otomasyon dersinde PLC görüyorduk. Fabrikalardaki bir çok cihazı çalıştıran sanayi tipi bilgisayar grubu. Bizim hoca bu plc'nin o kadar hastasıydı ki manyaklık seviyesindeydi. Adam sürekli mikro işlemciler, pnömatikler, hidrolikler, konveyör bant sistemleri gibi şeyler ile uğraşırdı. adam bir tane ev modülü yapmıştı. Rc alıcılı sistem adamın araçtan inip eve geldiğini (mesafe) ile algılayıp kapıyı otomatik açıp-kapatıyordu. Şimdi buna gerk kalmadı desek yeri her yerde akıllı telefonlar var bir sistem ile onuda yaparız yeter ki buz dolabı 30 kilo karpuz siparişini verip ödemesini yapsın. Hatta öyle bir döneme geliriz ki Boston Dynamics 'in köpek robotu kargoyu getirip siparişi tezgaha, dolaba istifleyip kapıyı çeker gider.
 
Bostan daynamikis köpeği siparişi getiren adamı kovalar, en kuduzundan ısırır, karpuz yükü bedavaya gelir.
 
Ey!! İnsanoğlu duy sesimizi bu gelen skynetin kablo,yazılım ve metal sesleri.:eek:
 
Tüm bu tartışmaya farklı bir boyuttan da yaklaşmak gerekiyor; IoT(internet of things) kendi düşünen makineleri ve bunların entegre halde hareket etmesini sağlarken bu durum çalışan insan sayısında ciddi azalmaya sebebiyet verecektir.

Mesela şu an bir sanayi tipi ürün deposunda; 1 şef, 2 forklift operatörü, 2 bilgi işlem personeli çalışmaktadır. IoT ile önce bilgi işlem personelleri, internete bağlı robot forklift'ler ile 2 operatör işsiz kalabilir. Dahası endüstri 4.0 ile karanlık oda olarak tabir edilen depo sistemlerinde bir yöneticiye dahi gerek olmayabilir. Sonuç olarak aydınlanma ve ısınma ihtiyacı olmayan karanlık bir depoda sistem eksikleri tespit edecek, sipariş bildirecek, gelen siparişi yerleştirecek, kayıt altına alacak ve raporlayacak.

peki bu 5 kişi ve aileleri yaşamlarını nasıl sürdürecekler?
 
Son düzenleme:
Tüm bu tartışmaya farklı bir boyuttan da yaklaşmak gerekiyor; IoT(internet of things) kendi düşünen makineleri ve bunların entegre halde hareket etmesini sağlarken bu durum çalışan insan sayısında ciddi azalmaya sebebiyet verecektir.

Mesela şu an bir sanayi tipi ürün deposunda; 1 şef, 2 forklift operatörü, 2 bilgi işlem personeli çalışmaktadır. IoT ile önce bilgi işlem personelleri, internete bağlı robot forklift'ler ile 2 operatör işsiz kalabilir. Dahası endüstri 5.0 ile karanlık oda olarak tabir edilen depo sistemlerinde bir yöneticiye dahi gerek olmayabilir. Sonuç olarak aydınlanma ve ısınma ihtiyacı olmayan karanlık bir depoda sistem eksikleri tespit edecek, sipariş bildirecek, gelen siparişi yerleştirecek, kayıt altına alacak ve raporlayacak.

peki bu 5 kişi ve aileleri yaşamlarını nasıl sürdürecekler?
üsted bu mevzuu endüstri 4.0 ın konusu. insanlara çok fazla gerek kalmayacak. hatta daha ileri gideyim, 3 boyutlu yazıcılarda sağlıklı organ basıp çıktısını insanlara yerleştirme işlemi gerçekleşene kadar, mevcut kalabalığa, kodamanların organ ihtiyacını karşılamak için göz yumulacağına, sonra da sistematik bir şekilde dünya üzerinden kaldırılacağına dair sağda solda makalelere denk geliyoruz. bu yok etmeyi de, genelde arkadaşlarla tartışırken, gelişmemiş ülkelerin insanları toptan yok olacak, zengin ülke nüfusu korunacak gibi algılıyorlar. hata ediyorlar. örneğin, isviçre nüfusunun yüzde 20si yarışmaya veda edecek, amerikanın yüzde 40, türkiyeninn yüzde 85 gibi. her ülkede nüfusu zenginleri ile orantılı olarak korunacak. nihayi nüfusun tüm dünyada 900 milyona indirilmesi planlanıyor. belki sonra daha da aza iner. buradan modül ile marsa insan taşı, orada koloni kur, düzgün bir atmosfer oluşana kadar binlerce yıl bekle. elbette bunu da yaparlar ama işte hayat süresi kısa şimdilik. michio kaku capon kırması amerikalı fizikçi fütürist bilim insanı, insan ömrünün dna ayıklaması, sağlık iyileştirmesi, organik tarıma dönülmesi, eskiyen organların yazılardan basılıp değiştirilmesi, dna da telomerlerde yaşlılık genlerinin silinmesi gibi müdahalelerle 900 yıla çıkacağını öngörüyor. 900 yıl ömrüm olsa bende boş vakitlerimde marsı dünyalaştırmak için kafa patlatırdım. 5G IoT derken nüfus bir bakmışsın 900M a inecek.
 
Üretirken de tüketirken de artık insana gerek kalmayacak ..
Insana zara yine insandan gelir. Skynet anca günah keçisi olur.
Kaynakları en çok tüketen ülkeler zengin ülkeler, en çok atık çıkaranlar yine bu ülkeler ama yaratılan algı tam tersi ???
 
Moore yasası tam olarak öyle demiyor. Her iki yılda bir, işlemcilerin sahip olduğu transistör sayısının iki katına çıkacağı öngörüsünde bulunmuştu Moore. Ancak bu yasa artık geçerliliğini yitirdi zira silikon tabanlı transistör üretim teknolojisinin fiziksel sınırlarına ulaşılmak üzere. Halihazırda kullanılan 7nm üretim teknolojisinin altına inmekte zorlanıyor üreticiler ve silikonun yerini alacak (graphen gibi) farklı materyaller üzerine AR-GE yapıyorlar.

İşlemci çekirdeğindeki transistör sayısının ikiye katlanması da, her zaman performansın iki katına çıkması anlamına gelmiyor.

İşlemci tasarımı ileride bio organik temelliye dönebilir muhtemelen. Geçtiğimiz yıllarda bu konularda çalışmalar duyurulmuştu. Hepimiz süper işlemcilere sahip organik makineleriz bir anlamda. Beyin makine köprüsü tam efektif kurulduğunda ne işlemciye gerek kalır ne monitöre :) Şahsen karşıyım ve istemezdim öyle bir geleceği.
 
Ben lisedeyken otomasyon dersinde PLC görüyorduk. Fabrikalardaki bir çok cihazı çalıştıran sanayi tipi bilgisayar grubu. Bizim hoca bu plc'nin o kadar hastasıydı ki manyaklık seviyesindeydi. Adam sürekli mikro işlemciler, pnömatikler, hidrolikler, konveyör bant sistemleri gibi şeyler ile uğraşırdı. adam bir tane ev modülü yapmıştı. Rc alıcılı sistem adamın araçtan inip eve geldiğini (mesafe) ile algılayıp kapıyı otomatik açıp-kapatıyordu. Şimdi buna gerk kalmadı desek yeri her yerde akıllı telefonlar var bir sistem ile onuda yaparız yeter ki buz dolabı 30 kilo karpuz siparişini verip ödemesini yapsın. Hatta öyle bir döneme geliriz ki Boston Dynamics 'in köpek robotu kargoyu getirip siparişi tezgaha, dolaba istifleyip kapıyı çeker gider.

Telefondan paketçiye kapıyı açtık diyelim ki. Ama evde kimse yok, paketçinin evdeki altınları, televizyonu, bilgisayarı alıp götürmeyeceği veya çekmecelerdeki bayan iç çamaşırları ile mastürbasyon yapmayacağı ne malum?
 
IoT de temel mantık bilgin yoksa, ölçemiyorsan yönetemezsin.
Bu sebeple IoT yi sadece son kullanıcı ihityaçları merkezinde değerlendirmemek lazım.
Üretimin her çeşidinde kullanılıyor (Tarım,Hayvancılık,Endüstri,Enerji v.b.).Ayrıca aktarım şebekelerinde ve hastanelerde kullanılıyor bu teknolojinin ürünleri.
Sektörde 13. yılım yapılan her teknolojik yatırımın daha çok insanı istihdam etmeye sebep olduğunu gördüm bu değişebilir ancak bizim görebileceğimizi düşünmüyorum.
Rfid ve Bluetooth teknolojileri ilerledikçe IoT dediğimiz kavram hayatımıza daha da girecek.
 
Nesnelerin internetini kimse tüketicilere sormuyor zaten merak etmeyin. Biz ne düşünürsek düşünelim sistem işliyor ve giderek yükselecek.
 
  • Beğen
Tepkiler: Şeffaf
Nesnelerin internetini kimse tüketicilere sormuyor zaten merak etmeyin. Biz ne düşünürsek düşünelim sistem işliyor ve giderek yükselecek.
Daha önceki mesajlarda IP ile çalışan buzdolabından çamaşır makinesinden örnekler veridiğinden öyle yazdım.
 
Geri