@Kazuya
Bakınız
@Kazuya aklıma ne geldi. Yaptığımız sohbetlerde din konularını hep silik yazdım. Sonra hep düşündüm neden böyle yapıyorum diye. Çünkü Hakk'ın hatırı alidir. Hiçbir şey bundan üstün olamaz.
Artık silik yazmayacağım. Silik yazmamın sebebi başka benim gibi düşünmeyen insanları ürkütüp kaçırmamaktı. Çünkü insanlar dini bir ima oldu mu kaçabiliyorlar. Doğaldır. İnsanın yapısında var.
Dikkatinizi çektiyse bir yorumunuzda hocam yazmışsınız yazmışsınız sonra getirip dine bağlamıştınız demiştiniz. Benim hayat görüşümün başında da sonunda da din çok etkili.
Yine hatırlarsanız size hiç sömürü, ezilenler gibi ifadeleri kullanmayın demedim. Böyle bir şey deseydim. Sizi kısıtlamış olurdum. Sizin fikirlerinize pranga vururdum. O zaman olmazdı.
Sınırsız sorgulayabilmeli insan dünyayı. Sınırsız yorumlamalı ve fikirlerini ifade edebilmeli. Hakaret olmadıkça insanlar istediği ifadeleri kullanabilmeliler.
Şimdi sizin gibi bir sahabe olduğunu söylesem gülüp geçmeyin. Ebu Zerr el-Ğıfari Hz. (RA). Hiç duydunuz mu bilmiyorum. Kendisi tasadduk konusunu hayatına yansıtmış bir insan.
Bir hayatını inceleyin. Sahabenin kapılarını tasadduk etmeleri konusunda nasıl çaldığını, bıkmadan yorulmadan neyi varsa verdiğini. Yani yalnız değilsiniz. Ama olmaz.
Olmaz derken, herkes sizin kadar verici olamaz.
Bakın ben vergimi verirsem devletime, zekatımı, sadakamı verirsem fakire kafam/vicdanım rahat olur. Neden? Niye? Ölçüm ne? Tabii üzülürüm de. Yani nasıl anlatayım.
Bana her nimeti veren Allah, vicdan nimetini de vermiş. Aslında inanan-inanmayan hemen herkese vermiştir. Vicdansızlar hariç.
O nimeti veren Allah ölçüyü de koymuş. Şöyle şöyle yaparsan. Ben senden razı olurum. Ömrünü, malını bereketlendiririm. Hem bu dünyada hem ahirette mutlu olursun gibi.
İnsan neden herşeyi sınırsızca istiyor. Bunun araştırmasını yapabilir misiniz kendinizce? Rica ederim. Yani emir telakki etmeyiniz lütfen yorumunuzu buraya da yazarsanız memnun olurum.
Ben kendimce bunun nedenini tespit ettim.