Velespitli Seyyah
Keşfetmek Güzeldir...
- Kayıt
- 4 Temmuz 2017
- Mesaj
- 494
- Tepki
- 1.640
- Yaş
- 34
- Şehir
- Çanakkale
- İsim
- Sabri
- Bisiklet
- Carraro
Kapıdağ Yarımadası Kamplı Bikepacking Bisiklet Turu (1. Gün)
Velespitli Seyyah'tan herkese merhaba bisiklet dostları; 4 günlük yıllık iznim de evde oturmak yerine tura çıkayım dedim ve Tur rotası , planları yapıldı. Bikepacking çantalarıma ekipmanlarımı yükledim ve Kapıdağ Yarımadasını ve Avşa Adasını turlayarak yeni güzellikler keşfettim. 4 Bölümlük serinin 1. bölümünde Biga'dan yola çıkarak Kapıdağ Yarımadasında bulunan Ballıpınar köyüne 104 km'lik maceralar ve güzelliklerle dolu rotayı tamamlayarak ulaşıyorum. Çayınızı veya kahvenizi hazırlayın macera başlıyor...
---------------------------------------------------- TUR VİDEOSU ----------------------------------------------------
------------------------------------------------- TUR FOTOĞRAFLARI ------------------------------------------------
Sabah saat 9:30 gibi işten eve geldim ve bir şeyler atıştırarak kıyafetlerimi giydim. Hava durumunu 1 haftadır takip ediyordum şansıma yıllık iznimin başladığı zaman hava yer yer sağanak yağışlı gösteriyordu. Ama bu turumu yapmama engel değildi. Çünkü ben ne zaman kamplı tura çıkmaya karar versem hava genelde kapalı ve yağışlı oluyor yani alıştık artık
. Bisikletimi ve ekipmanlarımı bir gün öncesinden hazırlamış olduğumdan dolayı rahat rahat hazırlandım. Saat 10:00 gibi de bisikletimi alıp yola koyuldum. Beni ne gibi macera ve güzelliklerin beklediğinden bir haber heyecanlı bir şekilde rotamda pedalladım.

Hava yavaştan gürlemeye ve kara bulutlar toplanmaya başladı. Gideceğim yönde şu anlık bir şey yok ama olmayacağının da garantisi yok.

Bilenler bilir Musakça diye uzun tırmanışları olan sağlam bir tırmanışımız var, bende tırmanışa geçmeden bulduğum ağaç gölgesinde dinlenmeye geçiyorum.

Musakça tırmanışının bir kısmı sadece, hava oldukça sıcak ama tırmanışa devam ediyorum.

Musakça tırmanışının elbette güzel bir inişi olacak bende o güzel inişi yaparak kendimi gündöndü tarlasının önünde su molasında buldum. Kara bulutlar bir yandan beni takip etmeye devam ediyordu ama hava sıcaklığında bir değişme yoktu.

Asfaltta çok pedallamayı sevmesem de bu rota böyle maalesef. Yolun bir kısmında asfaltlama çalışması var ve yaklaşık 10 km boyunca rahat rahat pedallamaya devam ettim.

Dilime tutturdum İzmir marşını Yaşa Mustafa Kemal Paşa diye diye keyifli keyifli yoluma devam ediyorum.

Rüzgar santrallerinin yakınından geçiyorum ve oldukça heybetli görünüyorlar.

Rüzgar santrallerinin sayısı oldukça fazla ve manzarada da iyi çıkıyor

Bandırma yolundan çıkarak Edincik ilçe merkezine doğru yağmur bulutları ile pedallamaya devam ediyorum. İlçe merkezine geldiğimde büfenin birinden sade soda ve su takviyesi yapıyorum. İlçede anlam veremediğim bir araba ve insan trafiği vardı büfeciye sordum buralar hep böyle mi oluyor yoksa bir olay felan mı var diye. Cenaze var dedi ondan bu kalabalık, yoksa buralar sakin dedi. Bende vefat edene Allah rahmet eylesin dedim ve yoluma devam ettim.

Asfalt yolda tırmanış ve inişlerden sonra artık stabilize yollara geçiş yapıyorum. Erdek yavaştan hedefe girdi ve logomu tabelaya yapıştırarak güzel bir inişi tamamladım.

Edincik ilçe merkezinden aşağı güzel inişler vardı ve iniş sonunda sahile ulaştım. Karşımda hep gitmeyi hayal ettiğim Kapıdağ Yarımadasını görüyordum artık. Heyecanım ve mutluluğum çok daha arttı.

Yağmur bulutları artık iyice geldi ve yağış kaçınılmazdı artık. Her pedal çevirdiğimde yağdı yağacak diyordum.

Kapıdağ Yarımadasına girdiğim anda yağmur yağmaya başladı ve bende yağmur altında pedallamaya devam ettim. Aşağıyapıcı köyüne gelmeden yol acayip daraldı ve iki araç yan yana anca geçerken birde ben en sağda yoluma tehlikeli şekilde devam etmek zorundaydım. Aşağıyapıcı ve Tatlısu köyleri acayip tatilcilerin akınına uğramış her yer araba kaynıyordu. Birden kendime ben nereye geldim böyle diye sorular sormaya başladım.

Yağmur biraz şiddetini azaltmıştı ve Tatlısuda şöyle bir manzara ortaya çıkınca hemen fotoğraflamak istedim. Yarımadaya pedal bastığım andan itibaren sıkışık trafik beni oldukça yordu ve yavaştan tırmanışlar başlıyordu.

Yağmur altında selfie de başka bir zevkli oluyormuş

Kapıdağ Yarımadasının güzelliklerini yavaş yavaş görmeye başladım ve neredeyse her koyda denize giren insanların neşeli seslerini duyuyordum.

Karşıyaka ve Çakıl köye ayrılan yolu es geçip kestirme olan Şahinburgaz yoluna giriyorum ve yolda yağışlardan devrilen ağaçları görüyorum. Yağış yavaştan dinmeye başladı ve yollarda ara ara çamurlu yerlerden geçiyorum.

Kağıdağ Yarımadasının içerisinde sulama göletleri oluşturulmuş ve bende bu güzelliği görünce hemen duruyorum. Hani Jurassic World yada Kayıp Dünya gibi filmlerde yemyeşil ve sisli araziler, dağlar görürsünüz ya aynısını şuan karşımda ve ben ağzım açık bu güzelliği seyre daldım.

Geldiğim yol ve manzaranın devamı.

Şahinburgaz Köyüne ulaştım ve köyü biraz hızlı geçmek zorunda kaldım. Çünkü oldukça yorulmuş ve artık kamp yapacağım yere ulaşmak istiyordum. Şahinburgaz çıkışında güzel tırmanışları olan rampalar başlıyordu.

Fotoğrafta gördüğünüz yollar gibi yollardan sürekli tekrar ederek pedallıyorum. Yani çıkıyorsunuz iniyorsunuz ve tekrar çıkıyorsunuz

Kamp için planladığım yerin oldukça kalabalık olduğunu görünce yola devam etme kararı alıyorum ve Ballıpınar köyüne doğru pedallamaya devam ediyorum. Yarımada içerisindeki en uzun ve en dik tırmanışa doğru pedal çevirdiğimden habersiz etrafa baka baka tırmanıyorum.

Yolu görüyorsunuz, manzaralar eşliğinde pedallamaya devam ediyorum.

Her köşe başı ayrı bir güzellik, her yer o kadar güzel ki anlatmak için kelimeler bulamıyorum. O kadar dağ tepe bayır gez ama burası efsane güzellikte

Uzun bir tırmanıştan sonra iyi ki bu tırmanışı bugün yapmışım diyorum, kamp kurmayı planladığım yerde kalsaydım bu yolu sabah tırmanmak zorunda kalacaktım ve bu hiç hoşuma gitmezdi.

Her çıkışın bir inişi var derler ve bende o iniş kısmındayım artık. İnişi dikkatli bir şekilde yaparken bir baktım ki karşımda Ballıpınar Köyü ve muhteşem manzarası. Başardın oğlum dedim kendi kendime hayal ettiğin bir şeyi daha başardın.

Hava yavaş yavaş kararmaya başlıyordu ve bende son bir selfie yapıp artık kamp yapmak için uygun yer bulamam aramaya başlayacaktım.

Ballıpınar Köyü sahilinde kendime oldukça sakin bir nokta buldum ve hemen çadırımı kurup malzemelerimi çadırın içine yerleştirdim. Islak olan kıyafetlerimi çıkartarak uygun noktalara astım ve kurumlarını sağladım. Akşam yemeği için termosuma sabah koyduğu sıcak suyu kullanarak bulgur pilavının yapımını hızlandırdım.

Nohutlu bulgur pilavım artık hazırdı ve bende oldukça açtım. Denizin dalga sesleri eşliğinde bugünün değerlendirmesini yaparken yemeğimin keyfini çıkarttım.

Artık hava karardı ve bugün kanlı ay (Ay tutulması) vardı, ilk defa kamp yaparken bir tutulma izleme şansım olacaktı. Kahvemi aldım ve beklemeye başladım.

Dışarıdaki evim ve manzarası

Bisikletimi de çadırımın hemen arka kısmına yerleştirdim. İp yardımı ile çadırımın polüne bağladım ve ekstra olarak kilitledim.

Ay tutulmasını ve gökyüzündeki yıldızları izleyerek hayaller kurdum. Bu tur benim için oldukça önemliydi, Youtube de diğer arkadaşların kanallarında kapıdağ yarımadası turlarını izleyerek bir gün bende gideceğim diye hep iç çekerdim. Sonunda ben tura başlamış ve ilk gün 104 km yol yapmıştım. Rüzgar, yağmur, çamur derken uyku vakti gelmişti. Hava nedense soğumuş ve ben iyi ki uyku tulumumu getirmişim dedim kendi kendime. Uyku tulumunun içine girerek uykuya daldım.
Macera 2. Bölümde de devam edecek arkadaşlar. Okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim.
Bana destek olmak isterseniz; videoyu beğenmeyi, videoyu arkadaşlarınızla paylaşmayı ve yorum yazmayı unutmayınız. Hepinize iyi seyirler dilerim.
Sosyal Medya Hesaplarımı Takip Etmeyi Unutmayın

YouTube: (link)
Facebook:(link)
Twitter: (link)
Instagram:(link)
Strava : (link)
Velespitli Seyyah'tan herkese merhaba bisiklet dostları; 4 günlük yıllık iznim de evde oturmak yerine tura çıkayım dedim ve Tur rotası , planları yapıldı. Bikepacking çantalarıma ekipmanlarımı yükledim ve Kapıdağ Yarımadasını ve Avşa Adasını turlayarak yeni güzellikler keşfettim. 4 Bölümlük serinin 1. bölümünde Biga'dan yola çıkarak Kapıdağ Yarımadasında bulunan Ballıpınar köyüne 104 km'lik maceralar ve güzelliklerle dolu rotayı tamamlayarak ulaşıyorum. Çayınızı veya kahvenizi hazırlayın macera başlıyor...
---------------------------------------------------- TUR VİDEOSU ----------------------------------------------------
------------------------------------------------- TUR FOTOĞRAFLARI ------------------------------------------------
Sabah saat 9:30 gibi işten eve geldim ve bir şeyler atıştırarak kıyafetlerimi giydim. Hava durumunu 1 haftadır takip ediyordum şansıma yıllık iznimin başladığı zaman hava yer yer sağanak yağışlı gösteriyordu. Ama bu turumu yapmama engel değildi. Çünkü ben ne zaman kamplı tura çıkmaya karar versem hava genelde kapalı ve yağışlı oluyor yani alıştık artık

Hava yavaştan gürlemeye ve kara bulutlar toplanmaya başladı. Gideceğim yönde şu anlık bir şey yok ama olmayacağının da garantisi yok.

Bilenler bilir Musakça diye uzun tırmanışları olan sağlam bir tırmanışımız var, bende tırmanışa geçmeden bulduğum ağaç gölgesinde dinlenmeye geçiyorum.

Musakça tırmanışının bir kısmı sadece, hava oldukça sıcak ama tırmanışa devam ediyorum.

Musakça tırmanışının elbette güzel bir inişi olacak bende o güzel inişi yaparak kendimi gündöndü tarlasının önünde su molasında buldum. Kara bulutlar bir yandan beni takip etmeye devam ediyordu ama hava sıcaklığında bir değişme yoktu.

Asfaltta çok pedallamayı sevmesem de bu rota böyle maalesef. Yolun bir kısmında asfaltlama çalışması var ve yaklaşık 10 km boyunca rahat rahat pedallamaya devam ettim.

Dilime tutturdum İzmir marşını Yaşa Mustafa Kemal Paşa diye diye keyifli keyifli yoluma devam ediyorum.

Rüzgar santrallerinin yakınından geçiyorum ve oldukça heybetli görünüyorlar.

Rüzgar santrallerinin sayısı oldukça fazla ve manzarada da iyi çıkıyor

Bandırma yolundan çıkarak Edincik ilçe merkezine doğru yağmur bulutları ile pedallamaya devam ediyorum. İlçe merkezine geldiğimde büfenin birinden sade soda ve su takviyesi yapıyorum. İlçede anlam veremediğim bir araba ve insan trafiği vardı büfeciye sordum buralar hep böyle mi oluyor yoksa bir olay felan mı var diye. Cenaze var dedi ondan bu kalabalık, yoksa buralar sakin dedi. Bende vefat edene Allah rahmet eylesin dedim ve yoluma devam ettim.

Asfalt yolda tırmanış ve inişlerden sonra artık stabilize yollara geçiş yapıyorum. Erdek yavaştan hedefe girdi ve logomu tabelaya yapıştırarak güzel bir inişi tamamladım.

Edincik ilçe merkezinden aşağı güzel inişler vardı ve iniş sonunda sahile ulaştım. Karşımda hep gitmeyi hayal ettiğim Kapıdağ Yarımadasını görüyordum artık. Heyecanım ve mutluluğum çok daha arttı.

Yağmur bulutları artık iyice geldi ve yağış kaçınılmazdı artık. Her pedal çevirdiğimde yağdı yağacak diyordum.

Kapıdağ Yarımadasına girdiğim anda yağmur yağmaya başladı ve bende yağmur altında pedallamaya devam ettim. Aşağıyapıcı köyüne gelmeden yol acayip daraldı ve iki araç yan yana anca geçerken birde ben en sağda yoluma tehlikeli şekilde devam etmek zorundaydım. Aşağıyapıcı ve Tatlısu köyleri acayip tatilcilerin akınına uğramış her yer araba kaynıyordu. Birden kendime ben nereye geldim böyle diye sorular sormaya başladım.

Yağmur biraz şiddetini azaltmıştı ve Tatlısuda şöyle bir manzara ortaya çıkınca hemen fotoğraflamak istedim. Yarımadaya pedal bastığım andan itibaren sıkışık trafik beni oldukça yordu ve yavaştan tırmanışlar başlıyordu.

Yağmur altında selfie de başka bir zevkli oluyormuş

Kapıdağ Yarımadasının güzelliklerini yavaş yavaş görmeye başladım ve neredeyse her koyda denize giren insanların neşeli seslerini duyuyordum.

Karşıyaka ve Çakıl köye ayrılan yolu es geçip kestirme olan Şahinburgaz yoluna giriyorum ve yolda yağışlardan devrilen ağaçları görüyorum. Yağış yavaştan dinmeye başladı ve yollarda ara ara çamurlu yerlerden geçiyorum.

Kağıdağ Yarımadasının içerisinde sulama göletleri oluşturulmuş ve bende bu güzelliği görünce hemen duruyorum. Hani Jurassic World yada Kayıp Dünya gibi filmlerde yemyeşil ve sisli araziler, dağlar görürsünüz ya aynısını şuan karşımda ve ben ağzım açık bu güzelliği seyre daldım.

Geldiğim yol ve manzaranın devamı.

Şahinburgaz Köyüne ulaştım ve köyü biraz hızlı geçmek zorunda kaldım. Çünkü oldukça yorulmuş ve artık kamp yapacağım yere ulaşmak istiyordum. Şahinburgaz çıkışında güzel tırmanışları olan rampalar başlıyordu.

Fotoğrafta gördüğünüz yollar gibi yollardan sürekli tekrar ederek pedallıyorum. Yani çıkıyorsunuz iniyorsunuz ve tekrar çıkıyorsunuz

Kamp için planladığım yerin oldukça kalabalık olduğunu görünce yola devam etme kararı alıyorum ve Ballıpınar köyüne doğru pedallamaya devam ediyorum. Yarımada içerisindeki en uzun ve en dik tırmanışa doğru pedal çevirdiğimden habersiz etrafa baka baka tırmanıyorum.

Yolu görüyorsunuz, manzaralar eşliğinde pedallamaya devam ediyorum.

Her köşe başı ayrı bir güzellik, her yer o kadar güzel ki anlatmak için kelimeler bulamıyorum. O kadar dağ tepe bayır gez ama burası efsane güzellikte

Uzun bir tırmanıştan sonra iyi ki bu tırmanışı bugün yapmışım diyorum, kamp kurmayı planladığım yerde kalsaydım bu yolu sabah tırmanmak zorunda kalacaktım ve bu hiç hoşuma gitmezdi.

Her çıkışın bir inişi var derler ve bende o iniş kısmındayım artık. İnişi dikkatli bir şekilde yaparken bir baktım ki karşımda Ballıpınar Köyü ve muhteşem manzarası. Başardın oğlum dedim kendi kendime hayal ettiğin bir şeyi daha başardın.

Hava yavaş yavaş kararmaya başlıyordu ve bende son bir selfie yapıp artık kamp yapmak için uygun yer bulamam aramaya başlayacaktım.

Ballıpınar Köyü sahilinde kendime oldukça sakin bir nokta buldum ve hemen çadırımı kurup malzemelerimi çadırın içine yerleştirdim. Islak olan kıyafetlerimi çıkartarak uygun noktalara astım ve kurumlarını sağladım. Akşam yemeği için termosuma sabah koyduğu sıcak suyu kullanarak bulgur pilavının yapımını hızlandırdım.

Nohutlu bulgur pilavım artık hazırdı ve bende oldukça açtım. Denizin dalga sesleri eşliğinde bugünün değerlendirmesini yaparken yemeğimin keyfini çıkarttım.

Artık hava karardı ve bugün kanlı ay (Ay tutulması) vardı, ilk defa kamp yaparken bir tutulma izleme şansım olacaktı. Kahvemi aldım ve beklemeye başladım.

Dışarıdaki evim ve manzarası

Bisikletimi de çadırımın hemen arka kısmına yerleştirdim. İp yardımı ile çadırımın polüne bağladım ve ekstra olarak kilitledim.

Ay tutulmasını ve gökyüzündeki yıldızları izleyerek hayaller kurdum. Bu tur benim için oldukça önemliydi, Youtube de diğer arkadaşların kanallarında kapıdağ yarımadası turlarını izleyerek bir gün bende gideceğim diye hep iç çekerdim. Sonunda ben tura başlamış ve ilk gün 104 km yol yapmıştım. Rüzgar, yağmur, çamur derken uyku vakti gelmişti. Hava nedense soğumuş ve ben iyi ki uyku tulumumu getirmişim dedim kendi kendime. Uyku tulumunun içine girerek uykuya daldım.
Macera 2. Bölümde de devam edecek arkadaşlar. Okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim.
Bana destek olmak isterseniz; videoyu beğenmeyi, videoyu arkadaşlarınızla paylaşmayı ve yorum yazmayı unutmayınız. Hepinize iyi seyirler dilerim.
Sosyal Medya Hesaplarımı Takip Etmeyi Unutmayın


