Scudo Sports

Kandilli Rasathanesi Müdürü: Marmara'da 7.2'lik deprem enerjisi var

Anonim

Silinmiş hesap
Kayıt
27 Nisan 2005
Mesaj
0
Tepki
4
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, 'Şu anda Marmara'da 7,2'lik bir deprem enerjisi birikmiş durumda. Dolayısıyla Marmara'da şu anda da bir deprem olabilir, belki 1, belki 5, belki 10 yıl sonra da olabilir ama olacağı kesin' dedi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Geomatik Kulübü tarafından düzenlenen programın ardından yaptığı açıklamada, belirli bir büyüklükte deprem meydana geldikten sonra onun artçılarını görmenin normal olduğunu söyledi.

6.5-7 YILDA BİR 7'NİN ÜSTÜNDE DEPREM SÜRPRİZ DEĞİL

8256874.jpg


Türkiye'de deprem sayısında çok anormal bir artış olmadığına işaret eden Özener, "Türkiye ve yakın coğrafyasında, Türkiye'nin etkilenebileceği Ege'de, Akdeniz'de yaklaşık her 3,5 yılda 7'nin üstünde bir deprem meydana geliyor. Türkiye kara sınırını da düşündüğünüzde Türkiye'de yaklaşık 6,5-7 yılda bir 7'nin üstünde depremin olması sürpriz değil" diye konuştu.

'DEPREM İSTANBUL'A YAKLAŞTIKÇA İLGİ ARTIYOR'
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu vurgulayan Özener, aktif fayları ve tarihsel depremleri bilerek yaşamak gerektiğini belirtti. Depreme hazırlıklı olmanın önemini vurgulayan Özener, 1999'daki Marmara Depremi'nden sonra bu konuda daha bilinçli olunduğunu dile getirdi. Özener, "Ayrıca deprem İstanbul'a ne kadar yaklaşırsa insanların depreme ilgisi o kadar artıyor. Çünkü ekonominin kalbi, nüfusun kalbi İstanbul'da. Dolayısıyla İstanbul'a depremin yaklaşması, deprem konusuna insanların ve karar vericilerin ilgisini daha çok artırıyor." ifadelerini kullandı.

8256862.jpg


'NE ZAMAN OLACAĞINI MAALESEF KİMSE BİLMİYOR'
Marmara'da deprem beklendiğine işaret eden Özener, şöyle devam etti: "Şu anda 7,2'lik bir deprem enerjisi birikmiş durumda. Dolayısıyla Marmara'da şu anda da bir deprem olabilir, belki 1, belki 5, belki 10 yıl sonra da olabilir ama olacağı kesin. Çünkü fay hattı geçiyor, tarihsel depremler var, tarihi depremler tekrarlanıyor. Bir gün bu depremi yaşayacağız ama ne zaman yaşayacağımızı maalesef kimse bilmiyor. Kuzey Anadolu Fayı 1939'da Erzincan'dan kırılarak geldi, 17 Ağustos Gölcük ve 12 Kasım Düzce depremleriyle nihayetlendi. Kırılmayan bir sonraki kısmı Marmara Denizi içinden geçiyor. Türkiye'de 7'nin üstünde deprem beklenebilecek bölgeler var, farklı yerlerde yine 7'nin üstünde deprem olabilecek fay hattı var. Ama Türkiye'de insanların en çok ilgisini çeken yer Marmara."

Özener, "Türkiye'de 3'lük deprem, 4'lük depremden daha fazla oluyor. Yani depremin büyüklüğü arttıkça görülme sıklığı azalıyor." bilgisini verdi.
 
Scudo
Olayın asıl özeti şudur başka biyerde okuduğum kadarıyla bu fay hatları genellikle belli periyotlar halinde kırılır yani atıyorum 100 sene 200 sene gibi, Marmara fay hattına bakıldığında aşağı yukarı 250 senelik bir periyodu olduğu görülüyor tarihteki depremlere dayanarak 1509 ve 1766 yıllarında olmuş son iki deprem. Diyorlar ki artık bir sonraki depremin zamanı geldi bu aşağı yukarı 5 sene oynar 10 sene 15 sene oynar belki ama o deprem olacak ve ne kadar çok uzarsa süresi depremin şiddeti de o kadar çok olacak çünkü biriken enerji artıyor.
 
@mtb_rider benim eyyorlamam şudur,
depremin 6.5 mu, 7.5 mu olacağı gibi gereksiz bir tartışmayla vakit kaybettikçe bizden hiçbir yol olmaz. joao azevedo adlı ağbimizin bir sunumundan alıntı yapayım:
Adsız.png


hala daha yer bilimciler saçma sapan "yok efendim 7.2 olmayacak 6.7 olacak" tartışmasıyla gündemi işgal ediyor. ya 7.2'lik depremde yıkılacak binaların çoğu zaten 6.7'de de yıkılacak. bakın yukarıda ağbimiz ne güzel demiş, depremler doğal olaylardır, felaketler değil. felaketlere deprem neden olmaz. bakın şu aşağıdaki risk diyagramıdır.

risk venn diagram.png


bu diyagram şunu anlatır. AFET-MARUZ KALACAK ELEMANLAR-HASAR ALABİLİRLİK (kötü çeviri için kusura bakmayın) üçlüsü bir arada bulunduğu zaman risk vardır.
düşünün bir bölgede deprem oluyor, hazard var. ama bu depreme maruz kalacak bir yapı yoksa risk yoktur.
ya da binalar var, zarar görebilecek derecede zayıflar, ama deprem olmuyor. risk yoktur.
anlaşılacağı üzere, bu 3'lü bir araya gelince deprem riski var demek oluyor.

istanbul için konuşalım.
depremsellik var.
bol miktarda yapı var.
yapılar gayet zayıf.

YANİ DEPREM RİSKİ SON DERECE YÜKSEK.
bu riski düşürmek için 3'lüden 1'inin gitmesi gerekiyor. ya binaları yıkacağız hiç bina kalmayacak, ya depreme diyeceğiz ki "kardeşim git uzakta bir yerde ol".
bunlar olası şeyler değil. demek ki bu riski ortadan kaldırmak için elimizde sadece binaları depreme dayanıklı hale getirmek var.

depremi uzaklaştırabiliyor muyuz? hayır. deprem olacak mı? evet. tamam yer bilimciler için son derece yoğun bir araştırma konusu olmalı bu, ama insanları hiç mi hiç ilgilendirmemeli kaç büyüklüğünde deprem olacağı. istanbul'u tamamen "vulnerability", yani binaların güvensizliği konusu ilgilendiriyor. peki sorarım size, bugüne kadar televizyon tartışmalarında 1 tane bile inşaat mühendisini, deprem mühendisini gördüğünü söyleyebilecek kimse var mı? varsa yoksa jeoloji/jeofizik mühendisleri. yani insanları ne kadar büyük bir deprem olacağı kurtarmayacak arkadaşlar. bu deprem bugün yarın olacak, büyük bir deprem olacağı da ortada.

binalar için kısaca şunu söyleyeyim, 2000'den önce yapılmış binaların büyük çoğunluğundan uzak durmak gerek.
 
Ahmet Mete Işıkara var diye geldim :(
 
Şimdi yazsak siyaset diyecekler,yazmayınca da olmuyor.
On yıldan fazla deprem vergisi olarak özel tüketim vergisi isminde vergi kesildi aldığımız bir çok şeyden.
Peki ne oldu o vergiler?
Elbette duble yollara harcandı.
Bunu bir bakan açıklamıştı.
Herhalde depremde enkaz altındakilere ulaşmak için duble yollar gerekiyordu.
İşte çok övünülen duble yollar deprem için altyapı harcamalarına verilmesi gereken parayla yapıldı.
Ve İstanbul'da olacak bir depremde halkın yardım alması için toplanacağı bir alan bile yok.
Gelmiş geçmiş tüm iktidarlar, bizler; herkes, hepimiz suçluyuz.
Onlarca yıldır olacak denilen deprem olacak ve tüm yaşanacak acıların vebali üzerimizdedir.
 
@Ahmetgitar
O degil de muhalif oldugu icin Akut gibi bir olusumu zedelediler. Olasi bir depremde devletin torpilli sivil savunma ekipleri vinclerle göçük altindan adam cikarirlar artik.
 
İstanbul da deprem olması demek Türkiye ekonomisinin dibe vurması demek. Geçenlerde Burada geyik makale arası mesaj vermeye çalışan bir yazıya " Türkiye' nin 19 milyonu İstanbul da diğer 15 küsür milyonu 4 büyük ilde , İstanbul'un taşı toprağı altın mı yazmıştım. İstanbulda deprem olacak diye bangır bangır jealoglar söylüyorlar medya evlenme programlarından kafasını kaldırıpta yahu ne olacak bu istanbul da bir deprem olursa diye program yapmıyor. Gerçi böyle bir program yapılsa kaç kişi izler sonucu ne olur umutsuz vaka. Dizi magazin siyaset futbol mevzularıyla yıllardır İstanbul'un sonunu beklemekteyiz. Aslında durum gerçekten çok vahim değil, vahim ötesi " İstanbul' Türkiye için stratejik öneme sahip bir metropol. Bundan ötesi İstanbul çökerse ekonomi çöker. Yağmalar başlayabilir, Türkiye ye dıştan bir saldırı gelebilir, olabilir de olabilir.

Çözüm nedir sorusunun cevabını düşünelim. İsterseniz bu bir beyin fırtınası olsun.

1- Çözüm binaları güçlendirmek.

2- Çözüm İstanbul'daki 2000 den önce yapılmış tüm binaların okulların ,yapıların, yeniden inşaa edilmesi.

3- Çözüm İstanbul'un nüfüsunu başka illere bölüştürmek. o başka illerde depreme dayanıklı binalar olmalı.
4- çözüm İstanbul' dan geri bir göç dalgası. Nereye anadolu topraklarına yada doğu bölgemize. İstanbul' dan geri bir göç dalgası ile yeni alanlar açılabilir. Bu alanlar yeşillendirilebilir ve hem istanbul'un havası değişir hem trafik sorunu çözülür.

Bu saydığım maddeler elbette güç radikal kararlar gerektiren uygulamalar. Mesela banane abi ya nolursa olsun nasılsa öleceğiz diye düşünülebilir. İstanbul depreminden sonrası Türkiye için bir felaket olması kaçınılmaz görünüyor. Aslında mevzu sadece İstanbul değil. Mevzu Türkiye'mizin geleceği. 80 milyonluk nüfusun 20 milyonu İstanbul da.

Amacım kimsenin tadını kaçırmak değil bunu bilmenizi isterim. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır deriz. Bu İstanbul depremi konusunda gerçekten söz konusu vatan, sadece istanbul değil.
 
Umarım İstanbul'da deprem olmaz. Tam 450bin suriyeli yaşıyor arkadaşlar. Acil korumamız lazım onları.

suriyelilere lafımı attıktan sonra, deprem yaşamış birisi olarak umarım kimse yaşamaz diyorum. En ufağı bile korkutucu ki 4 küsürdü benim yaşadığım deprem, büyük bile değilken ev yıkılacak gibi oldu. Gram önlem alınmıyor. Ne biz alıyoruz ne de devlet. Eşyaları sabitleyen kaç kişi var forumda. Anket yapsak 2 3 kişi çıkar mı acaba? İlk yardım malzemesi, çantası olan kaçımız? Kaçımız karnını doyurdu da ilkyardım çantası alabilecek durumda? Eline din tutuşturulmuş insan toplulukları dua ile deprem engellerler anca. Ölene kafir de geç.
Arkadaşlar farkındalık yaratan gruplar yukarda da söz edildiği gibi bir bir kapatılıyor. Tehlikenin farkında mısınız?

 
@Ahmetgitar

Hocam yalnız deprem vergisi, depremin devlete yüklediği ekonomik yükü azaltmak içindi, depreme hazırlık yapmak için değil. Başka yere harcanması doğal. Ama harcanan konu "yol" olunca ben de sinirleniyorum.

@Ahmet Bilge Kaan AKIN 4.0-4.9 aralığındaki bir depremde yıkılacak gibi olmaz bina, panik yapmana gerek yok. Sallanmanız normal.
 
  • Beğen
Tepkiler: Özcan
çocukluğumdan beri bunu biliyoruzda kimse tedbir ,eğitim verme gibi en basit can ve mal güvenliğini en aza indirgicek şeyleri söylemiyor planlamıyor.amerikayı yenıden keşfetmenın luzumu yok bana ayın karanlık yüzünden bahset
 
@Ahmet Bilge Kaan AKIN

Tam olarak ne olduğunu anlamadım işte. Bina sallanıyor mu? Çatırdıyor mu?

Binaların durumunu basitçe şöyle anlatayım. Oturduğumuz standart konut binaları deprem kuvvetinin tamamına karşı koyacak şekilde tasarlanmıyor. Deprem kuvvetinin yaklaşık %25'ine karşı koyacak şekilde tasarlanıyor. Geri kalan kısmını, binanın hasar almasında sakınca olmayan yerleri hasar alacak şekilde karşılanıyor. Yani binalar hasar alabiliyor olmalı.
Snickers ile ülker çikolatalı gofreti karşılaştıralım.

986CC0A1-B0CC-4D15-BA15-FB98BECACE5D-9882-00000B448C8AFCF9.jpeg
Bu kardeşimizi bükelim. Ne olacak? Çatlayacak, sünecek, hasar alacak ama hemen ayrılmayacak. İşte bir binada doğru kullanılmış demir, düzgün beton kalitesi bunu sağlıyor kabaca.

A85084D5-D021-46C9-9EE9-03DA40A5182E-9882-00000B44B07BD018.jpeg

Bu kardeşimiz ise çatırt diye aniden gider.

İşte binalarda da snickers tipi durum var. Sallandıkça hasar alacak; ama ola ki 50 yıllık ekonomik ömrü boyunca %90 ihtimalle yaşamayacağı tasarım depremini yaşadı, hasar alma kapasitesini yüksek tuttuğumuz için bina can kaybına neden olmayacak. Hasar alacak o depremde, ama yıkılmayacak.

2000'den sonra yapılmış binaların önemli kısmı b şartları sağlıyor. Ancak 2000 öncesi yapılmış binalar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Binanın kapasitesini artıracak uygulamaların çoğunluğu kötü kontrol ve kötü işçilik nedeniyle atlanmış.

Özet olarak, zayıf binaların çoğu, çikolatalı gofret gibi depremi yediği anda yıkılacak.

Bina depreme dayanıklı mı, değil mi anlamak 4'lük bir depremle mümkün değil, kendini sıkma hiç.

99'da giden bir binaya bakıyorum bu aralar, 5. Saniyede bu duruma gelmiş, ama eminim ki 5. Saniyeyi bile görmemiştir. Bu iyimser bir tahmindi.
IMG_2246.JPG
 
Geri