Scudo Sports

İstanbul'dan çıktık yola..

anzolot

Forum Demirbaşı
Kayıt
24 Mayıs 2016
Mesaj
515
Tepki
1.255
Yaş
49
Şehir
istanbul
İsim
murat yücedemir
Başlangıç
1983—84
Bisiklet
Trek
Bisiklet türü
Şehir - Tur
İstanbul’dan çıktık yola..

Aşağı yukarı 4 ay önce saat 02:00 suları yani bir gece yarısı –bisikletle uzun yol yapsak nasıl olur? Muhabbeti ortaya atılmış ve anında dakika dolmadan 28 Ağustos’da yapalım diyerek anında konsantre olmaya başladık..

Yapacağımız yol güya İstanbul-Yenikapı’dan hareketle Bandırma’ya feribotla geçip rotayı Ayvalığa çevirmekti.. Güya diyorum çünkü biri çıkıp hadi dünya turuna çıkıyoruz dese -Ayvalık neymiş bir dünya turu atıp geliyorum, diyeceğim..

4 ay içinde kondüsyon olsun diyerek arkadaşlarımla görüşeceğim zaman Bakırköy’den Avcılar, Beşiktaş, Taksim, Kadıköy vs. bisikletle geçmeye başladım, kimi zaman yorgun keyifsiz olduğum zamanlar da 7-8 gün bisikleti görmediğim zamanlar da oldu olmadı değil, takvim ilerlemeye devam etti ve..

Tarih 26 Ağustos Cuma, Yenikapı-Bandırma İdo biletlerini aldım.. Mesai bitiminde birlikte yola çıkacağımız arkadaşıma geçtim konuşmaya başladık, yapacağımız km. aşağı yukarı 230-240 km. ama çok kısa derken arkadaşımdan Kaş’a gidelim yanıtı geldi Kaş harita üzerinde 830 km. görünüyordu ve bana 5 günde gideriz dedi 5 günde nereye gidiyosun bisikletle, tamam gaza gelelimde o kadar da değil işe mantık girsin artık derken Bodrum yapalım dedim, 550 km. civarı bir yol ve anlaştık.

27 Ağustos günü kola kutusundan yaptığım ispirto ocağından, tenceresine, kahvesine kadar ekipmanları hazırladım, bisikletim yüklediğim malzemeler, çadır vs. derken 35-40 kg. ağırlığına ulaştı yan ayak üzerinde durması imkansız aile bireylerinden biri gibi evin salonunda baş köşede yüklü bir şekilde duruyor, ve..

28 Ağustos sabah saat 05:30 arkadaşım da Avcılar’dan yola çıkarak Bakırköy’e yanıma geldi.

Bisikletim öyle ağırdı ki 3 kat aşağıya aşağı yukarı 15-20 dakika gibi bir sürede kan ter içinde kalarak zorla indirdim, feribot 7’de evden uzaklığı 8 km. ama ya lastik patlarsa ya başka bir şey olursa diyerek erken gidip evde bekleyene kadar feribot kapısında bekleyelim dedik..

Yolculuk başladı..

https://i.hizliresim.com/nEbvOR.jpg

Feribota giriş yaptık, daha İstanbul’dan çıkmadık ama insanların pozitif bakışları keyif vermeye başladı.

2.5 saat sonra feribot Bandırma’ya yanaştı çizdiğim rota üzerinden gidiyoruz ve İstanbullular burada da kendini belli ediyordu. Yanımızdan kornaya basarak, sıfır denilecek şekilde sıyırarak ve biz en sağdan giderken aniden önümüze geçen araçların tamamı 34 plakalıydı. Aman dedim başka aksilik olmasın derken Susurluk yolu üzerinde arkamda Çaaat diye bir ses, arkadaşımın jant teli kırıldı.. Aklımdan geçen kaset tarafındaki tel kırılmış olmasındı neyse ki değil, jant telini değiştirip akordu yaptık daha 5 km. ilerledik bir ses daha, yine arkadaşımdan geliyor bu sefer arka bagaj vidası olması gerektiği yerde yoktu, saat 12 civarı ve güneş yukarıdan ayrı sıcak asfalttan ayrı vuruyor bizi kavuruyor, vidayı buldum yerine sıktım ve devam ettik. Susurluk’a giriş yaptık, keyif alıyoruz asfaltların sahibi biziz sanki, kırılan jant telini tamir ederken duraklama dışında hiç mola vermedik. Susurluk’a girmişken meşhur ayranını içmeden hareket etmek olmazdı, 30 dakikalık bir moladan sonra daha fazla da rehavet çökmeden yola çıkmak gerekiyordu.

https://i.hizliresim.com/3AOXzj.jpg

İnişler çıkışlar inişler çıkışlar derken 92 km. yolu devirerek saat 19:00 civarı Balıkesir göründü, saat ilerliyor birazdan hava kararacak bizim acil olarak kamp yapacak uygun bir yer bulmamız gerekiyor, her taraf tarla, tarla olmayan yerler de zaten kamp için hiç uygun değil..

https://i.hizliresim.com/40pdjY.jpg

12 km. daha pedal çevirerek Balıkesir şehir merkezine girmeden soldan Akhisar yönüne devam ettik, yolun sağında bir iki kamp yeri gördük meğer kamp yeri dediğimiz yerler askeriye imiş, hiç konuşmaya gerek yok askerlerde emir kulu izin vermezler diyerek 5-6 km. daha ilerlerken yolun tam sağında geniş çimenli bir kavşak gördük, bir halı saha kadar büyüklüğü vardı ve tam yeriydi, bu arada yüzümün acayip şekilde yanıp soyulduğunu fotoğrafta farkettim, koruyucu güneş yağı için çok geç kalmıştım..

https://i.hizliresim.com/VEQZ9R.jpg

Gece yarısı yoldan VııIıIIIınn diye geçerken lazer topu gibi görünen ışıl ışıl kamyonlar manzaramız oldu (ben öyle kamyonları sadece Hindistan’da var zannediyordum) , kendi yaptığım alkol ocağıyla şu 3 dakika da hazırlanan makarnalar yorgunluğun üzerine inanılmaz lezzetli gitti, arkasından kahve keyfi derken çimlerin üzerinde uzanarak saat gece 02:00 oldu.. Sabah saat 08:30’da uyanıp çadırı toplayıp en geç 09:00’da yola çıkmalıydık

https://i.hizliresim.com/znGWGB.jpg

Herşey hazır.. Balıkesir-Manisa yoluna çıkmadan önce sabah mahmurluğuyla selfi yapalım dedik..

Yollar yine inişli çıkışlı devam ediyor, karşıya bakıp rampaların sonunu göremeyince konsantrasyonum bozulup tempom düşmeye başlıyor bu nedenle ön lastiğimin bir kaç metre ilerisine asfaltı izliyorum, manzara da fena değil ama yol kenarlarına, yağmur kanallarına baktığım zaman istisnasız her taraf maksimum 10-15 cm. evet metre değil santi metre aralıklarla pet şişeler. Kimisinin içine işeyip atmışlar prostat olun şeyinizi tutamayın diye ne beddualar ettim. Ya o kırık bira şişeleri, asfaltın üzerinde nasıl düşman gibi duruyor.. Manzara güzel ama çöpün içinde seyehat ediyoruz.

Manisa il sınırına giriyoruz..

https://i.hizliresim.com/Mk1zR6.jpg

Akhisarı geçtikten bir 30 km. sonra duymak istemediğim o Çaaaaattt sesi, arkadaşımın jant teli bir daha kırılıyor –Gittiği yere kadar idare ederiz nasıl olsa bir bisikletçi buluruz, diyor ama o bir teli ciddiye almazsak yol bizim için kabusa döner. Hemen tamir edelim diyorum ve akşam saat 21:30 civarı sanırım, bu sefer teli takıyoruz ama artık akord yapılacak hal kalmamış arka teker yola 8 yazısını yazıyor. Zar zor ilerledik ve buraya “Manisa’da yolda kaldık, buraları bilen var mı?” diye bir başlıkla imdat çağrısı yaptım, maalesef bilen birine denk gelemedik.

Akhisar’dan Manisa’ya kadar aşağı yukarı 50-55 km.’lik bir yolda yolun emniyet şeridi 30 cm genişliğinde 7-8 cm. uzunluğunda ve 4-5 cm. derinliğinde birbirine aralıkları 3-4 cm. kadar oyuklar var, yolun sağından gitmek mümkün değil, trafikle birlikte caddede ilerliyoruz durumu anlamayan kamyoncular sağolsun küfür eder gibi kornaya basıyorlar, bizi teyet geçiyorlar. Bisikletten belli bu adamlar yolcu, gidiyorlar o kornayı küfür etmek için değil selam vermek için çal bari.

Çukurların ne olduğunu sonradan öğreniyoruz, gece yolda uyuyan kamyoncular emniyet şeridine daldığı zaman sarsıntıdan uyansınlar diye yapılmış.

Buradan Manisa belediyesini ve emeği geçen herkesi kutluyorum!!!! İnanılmaz zekiler..

Manisaya 13 km. kala bir benzinlik görüyoruz hemen ucundaki ağaçların altına kamp atıyoruz, yemek vs. derken uyuyalım da sabahtan halledelim bir bisikletçi bulalım diyoruz.

https://i.hizliresim.com/OErWz5.jpg

Sabah kalkıp toplanıp yola çıkıyoruz, 13 km. sonra Manisa’ya giriyoruz, sağda bir Bianchi bayisi hemen giriyoruz ve bize bisiklet tamircisinin yerini tarif ediyor. O ara yolda bir pikap önümüzü cart diye kesiyor içinden iki kişi iniyor, sonuçta biz İstanbul’dan gelmişiz böyle şeylere iyi bakmıyoruz tetikte bekliyor tedirgin oluyoruz. Araçtan inen arkadaşlar şiveli bir tonla -Abi nereden geliyorsunuz? İstanbul’dan, -aaaAAaaAaa delisiniz siz valla delisiniz, bir resim çekilelim mi? Tabi çekilelim. Kısa bir muhabbetten sonra birde sarılıyoruz ayrılıyoruz, sıfır olan moral pozitif yaklaşımla yerini neşeye bırakıyor.

Manisa’nın tek bisikletçisine gidiyoruz yanlış hatırlamıyorsam adı Güven Bisiklet idi, kısa bir sohbet ardından derdimizi anlatıyoruz, hemen çaylar geliyor muhabbetle birlikte akord yapılıyor vedalaşıp çıkıyoruz.

https://i.hizliresim.com/LQvJ81.jpg

Manisa-İzmir yoluna geliyoruz, bu yolu araba ile motosiklet ile defalarca tepmiş birisi olarak ilk defa keyif aldım, güneş kavuruyor ama kimin umurunda, manzara mükemmel..

https://i.hizliresim.com/886GWV.jpg

https://i.hizliresim.com/5YNAXj.jpg

Güneş kavuruyor, üzerimde ki tişörtümü çıkarıyorum uzun kollu termal içliğimi giyiyorum yoksa biliyorum ızgaraya döneceğim veee sonrasında nerede kaldı acaba bu rampalar dediğim zaman işte buradayım diyerek önümüze çıkıyor, güzel güzel ilerlerken ne gerek vardı diyorum. Yol düz olduğu zaman dahi bisikletimin pedalına deli gibi basıyorum ama nafile gitmiyor rampa çıkıyorum hissiyle ilerliyorum, bir ara lastikmi patladı acaba diyorum bir şey yok, fren mi sıkıştı bakıyorum yok herşey olması gerektiği gibi, sonra bisikletin arkasına bakıyorum ki yerde benim lastiğimin izi, asfalt sıcaktan erimiş ve bisikletin lastiğini yere yapıştırmışlar gibi tutuyor. Uzuun bir tırmanışın zirvesine İzmire inen o yola çıkmadan önce 1 belki 2 km. uzunluğunda altın vuruş yapan zirve çıkışı, bisikletin vitesiyle istediğin kadar oyna, pedal çevirip bacaklarım patlayacak gibi şişerken km. saati 4 km.’yi gösteriyor du ki bu bir insanın normal yürüme hızı. Son dik rampayı çıktığım zaman İzmir’e upuzuuun bir iniş başlıyor frene dokunmadan İzmir girişine kadar indim ve arkadaşımla kopmuştuk birbirimizi bekliyoruz, meğer onun jant yine yere 8 diye imza atmaya başlamış ve rampada sağa çekmiş görünür bir yerde olmadığı için bende es geçmişim.

İzmir’e giriyoruz aman allahım o ne İstanbul’un şoförleri nur nimetmiş meğerse, bisikletliyi araç yerine koymayı bırak üzerindekini insan yerine koyan yok, belediye otobüsünün yanımdan geçerken arka bagaj çandama sürtündüğünü ve zor toparladığımı hayatım sonuna kadar unutmayacağım, teşekkür ederim İzmir’in duyarlı araç kullanıcıları.

https://i.hizliresim.com/rE0qvN.jpg

Artık bu böyle olmaz derken yolda jantı komple değiştirelim diye karar alıyoruz, İzmir içinde Basmane tarafında bisikletçiler çarşısı dedikleri bir yere gidiyoruz, Sündü Bisiklet ilk girdiğimiz yer. Çok güzel karşılanıyoruz, neyse ki İzmirliler araç kullanma dışında harika insanlar.

https://i.hizliresim.com/Y4d1Rl.jpg

Jantı yeniden ördürüyoruz ama o gün İzmir’de konaklayacağız, maalesef çadır kuracak alan bulamıyoruz, karakola girip konuşuyorum durumu izah ediyorum polislerden aldığım cevap –Buralarda çadır kuramazsınız, ileride İnciraltı var oraya gidin. Peki diyerek ayrılıyoruz, ama o İzmir’in rüzgarı anlatılmaz yaşanır. Pedala basıyorum zar zor ilerliyorum, rüzgarın nereden tokat attığı belli değil pedalı bıraksam geri geri gideceğim, otobüsler teyet geçiyor, diğer araçların umrunda değil yolda mısın değil misin..

https://i.hizliresim.com/aXn4a5.jpg

Yolda bisikletli bir guruba rastlıyoruz, resimde ki ismini bilmediğim ihtiyar demeye dilim varmıyor pedal basarken uçuyordu sanki, delikanlı desem daha doğru olacak kısa bir muhabbetten sonra o da bizi İnciraltı engelliler parkına yönlendiriyor, gidiyoruz ama güvenlik görevlileri burada kamp yapmamıza izin vermiyor. Durumu izah ediyorum uzun yoldan geldiğimizi söylüyorum ama nafile zorlamanın anlamı yok, napacağımızı düşünürken görevli yanımıza tekrar geliyor –Çadır kuramazsınız ama uyku tulumuyla konaklayın isterseniz diyor, meğer o da yasakmış ama yasağı ufaktan deliyoruz. Galiba İzmir’in bu kısmı manzaraya en iyi sahip olan yeri, matları açıp yıldızları üstümüze çarşaf gibi çekip uyuyoruz..

https://i.hizliresim.com/nEbval.jpg

Yola çıkma zamanı geliyor, sabah 08:30 kalkıyoruz. İzmirden çıkıp Kuşadası yoluna gireceğiz ama dakika 1 gol 1! Güne yokuş tırmanarak başlamasaydık bari!!

İzmir’den çıkıp Selçuk yoluna girdiğimizde taşlı tarlada bisiklet sürüyormuşuz gibi tangır tungur ilerlemeye başladık, Kuşadası’na kadar böyle gitmese diye düşünürken ve bisikletim de burada dağılmazsa bir daha asla bir şey olmaz dedim, oldum olası Kuşadası’nın ismi dışında kendisi bana antipatik gelmiştir.

Yine rampa yukarı çıka çıka heralde artık gökyüzüne ulaşırız dedim. Ama bir rampanın başında gördüğüm o deniz manzarası fotoğrafa da aynı şekilde yansımış olsaydı tadından yenmezdi..

https://i.hizliresim.com/A3Oob0.jpg

https://i.hizliresim.com/1Np9bA.jpg

Sonunda Kuşadasına giriyoruz, 400-500 mt. aşağıda restorantlar var bir yemek molası verip yola düşelim diyoruz. 40 dakikalık bir moladan sonra rehavet çökmeye başlıyor, aklımda olan tek şey Kuşadası’ndan nolursa olsun bu gün çıkmalıyız, devam ediyoruz yol inanılmaz rezalet tam mtb’lik, bozuk rezalet yollarda tırmanışlarla devam ediyoruz ama bitmiyor bitmiyor.. İşin garip tarafı Kuşadası’ndan çıkış tabelasının tam 2-3 mt. ilerisinde yol düzeliyor :) kaymak gibi, yine o parti bu parti meselesinin derdini yola çıkan çekiyor onu gördük.

Yokuşlar bitmek bilmiyor, bacaklarımı yolda bırakmak üzereyim. Akşam saat 19:30 civarı yanılmıyorsam, artık bir düzlüğe geliyoruz telefonum sıcaktan kafayı yedi artık çalışmıyor gps durdu Strava kaydı kesti güneş paneli fasılalı çalışıyor ama yolun aşağısında bir 30 dk.’lık yol sonunda Söke’de olacağımızı biliyorum. Bizi dimdik up uzun bir yokuş selamlıyor, manzara bir anda müthiş oldu km. saati 74’ü gördü elim frene gitmiyor akışına bıraktım, Sökeye girdik zaten çok küçük bir yer girmemizle çıkmamız bir oldu, Milas yoluna yönelince kamp yapacak yer bulmamız lazım derken bir avm görüyoruz bahçesine kamp atıyoruz, yemek o bu derken yatalım sabah sırada Bodrum var diyoruz..

Sabah 09:00 bir kaç protein bar atıştırıp yola devam ediyoruz, bu yol hep hoşuma gitmiştir dümdüz up uzun keyifli. Yolda başka bisikletlilerle karşılaşıyoruz, o tarafta spor yapan arkadaşlar antrenman için Kuşadası-Söke arasındaki o yokuşu kullanıyormuş ki orayı bir kaç kere çıkmayı başaran arkadaş o Milas yolunda millete toz yutturur asfaltı kazıyarak gider..

Yola çıktıktan 1 saat sonra aşağı yukarı 20 km. gitmişken çorba içebileceğimiz tatlı bir yer görüyoruz, bisikletleri yolun karşısında bankete yaslayıp karşıya geçiyoruz..

https://i.hizliresim.com/yVGyZj.jpg

https://i.hizliresim.com/ZY5rPV.jpg

Yola devam ediyoruz, karşıdan esen rüzgar sanki bize –Senin ne işin var burada? diyerek yüzümüze yüzümüze sağlı sollu acımadan çarparak bizi geri göndermeye çalışıyor, yetti ama o kadar yokuştan sonra sen yapma bari..

Zaman ilerledikçe Bafa Gölü görünmeye başlıyor.. Biraz soluklanmak için güzel yer, 5 dk.’lık bir moladan sonra devam zamanı geliyor..

https://i.hizliresim.com/aXn4b4.jpg

Sırada Milas var, fazla da bir yol kalmadı sıcaklık fena içtiğimiz su anında ter olarak yok oluyor..

Yolda gördüğüm durulmaya değecek yerlerde mola vermeye çalışıyorum, Milasa pek bir şey kalmamışken antik kent kalıntıları vs. gibi yerler görüyorum bu arada sabah içtiğim çorbadan başka bir şey yok midede ama yemek için duramam bir iki foto ve devam..

https://i.hizliresim.com/LQvJqZ.jpg

Ve saat 14:00 gibi Milas’a giriş yapıyoruz..

https://i.hizliresim.com/5YNAOz.jpg

Milas-Bodrum arasında yine inişler çıkışlar var ve bu iniş çıkışlar açlık, sıcak gibi etkenlerle Kuşadası’nda ki rampaları dağları solladı popo ağrısı inanılmaz bir hal almaya başladı 15-20 pedalda bir ayağa kalkmaya çalışıyorum, ayağa kalkınca da oturmak büyük işkence oluyor..

Ve Bodrum..

https://i.hizliresim.com/aXn4Z4.jpg

Akşam 20:45 civarı kendimizi Bodrum’da buluyoruz, son 5 km.’lik bir yol sonrasında Bitez’e gireceğiz, 4 günde gitmeyi planladığımız yol bisiklette çıkan arızalar, jantı yeniden ördürme derken planımızdan 1 gün çalıyor.

Bitez’de otel sahibi olan arkadaşıma uğrayacağımı söylemiştim, tesise girişte elemanlarıyla bizi karşılıyor –Manyaksınız oğlum, ben arabayla giderken işkence çekiyorum naptınız diyor, sus sonra konuşuruz bana bira verin diyorum.. Hayatımda içtiğim en lezzetli bira o an elimde tuttuğumdu, gözlerimi kapatıp bardağın dibini gördüm.. Bir tane daha ver sonra konuşalım dedim :)

https://i.hizliresim.com/vZa034.jpg

İki gün bizi misafir etti, yola çıkmadan önce ki gece bir kere tenim su yüzü görmüştü ve 5 gün boyunca yolun tozu, kampın pisliği derken leş gibi olduk renk değiştirdik sıcak suyun altında iki kere keselenerek anca arındım :)

Bodrum-Bitez
https://i.hizliresim.com/znGWbR.jpg

https://i.hizliresim.com/2jOMbE.jpg

https://i.hizliresim.com/rE0qnP.jpg

https://i.hizliresim.com/ZY5r4o.jpg

Daha yorgunluk geçmeden kaşıntımız başladı yine, Datça’ya gidelim!!

Datça için Can Yücel –Allah sevdiği kullarını ölmeden önce cennetine koyar, Datça işte o cennet. Demiş diye bir rivayet var, görelim dedik iyiki görmüşüz..

Datça-Mandala koyu
https://i.hizliresim.com/9GY6J8.jpg

https://i.hizliresim.com/Y4d1XE.jpg

Datça-Yeni Datça'da deniz ve gölün arasında 5-10 adım anca var, bu göl yer altından çıkan su kaynağıyla oluşmuş. Bir taraf tatlı bir taraf tuzlu su..
https://i.hizliresim.com/6mD43E.jpg

https://i.hizliresim.com/LQvJkb.jpg

Datça feribot limanı
https://i.hizliresim.com/rE0qq1.jpg

Toplam da 635 km. yol yaptık, 3 gün Bodrum’da 2 gün Datça’da kaldık. Dönüşümüzü Çanakkale üzerinden yaparak İstanbul’a geçmekti, planlandığı gibi gitmedi.. Dönüşümü Havayolu ile yaptım..

Siz siz olun yola çıkarken gerçek arkadaşınızla yola çıkın arkadaş taklidi yapan ile akıl sağlığı sorunlu insanlarla değil, yoksa anlamsız bir şekilde hiç sebep yokken sabah kalkıp -Ben kafama göre takılacam planımı değiştiriyorum, diyebilir sizi yolda satabilir size de –Eyvallah, demenin dışında ayrıca biten 15-16 yıllık arkadaşlık kalır..

Strava’da mümkün olduğunca kayıt yapmaya çalıştım, sıcaktan ve sürekli şarjdan dolayı gps çok fazla kesildi..

Strava kayıtları da profilimde..
(link)
 
Scudo
Zevkle okudum, sonu pek iyi bitmese de o ana kadar keyifli bir tur geçirmişsiniz tebrik ederim.
 
  • Beğen
Tepkiler: anzolot
Güzel bir anı olmuş sizin icin bende karadeniz turu planlıyorum
malzemelerinizde tüh şuda olsa idi keşke dediğiniz bir şey varmıydı
 
  • Beğen
Tepkiler: anzolot
Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim @KırmızıBereli

@Ersydn malzemelerimin listesini az çok aklımda yapmıştım, tüh keşke alsaydım dediğim sadece gopro kameram oldu. Bisikletimin ağırlığı 30 kg. üstüne çıkınca ve artık heybede sıkıştıracak yer kalmayınca bırakmak zorunda kaldım
 
@anzolot tşk ederim
Ne uzunmuş isten eve gelene kadar ukudum :)
 
  • Beğen
Tepkiler: anzolot
aslında çok kısa bile kestim denilebilir @Ersydn. başlangıçtan varışa kadar olan 5 günü anca bu kadar kısalta bildim :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Ersydn
Sanırım bu tür uzun yol paylaşımlarını sadece özenerek okuyacam.5 gün bisiklet üzerinde pedal çevirmek,her yiğidin harcı değil.paylaşım için teşekkürler ayrıca bence sonu kötü bitmemiş...
 
  • Beğen
Tepkiler: anzolot
@Jacobox hiç öyle düşünmeyin kararınızı verin gerisi direk gelir
 
  • Beğen
Tepkiler: Jacobox
@anzolot tura çıkmadan önce yaptığınız hazırlığı az çok takip etmiştim forumda. Bence sonu da dahil her şeyiyle müthiş bir deneyim olmuş. Çok keyifli bir tur olduğu her halinden belli fotoğraflarda ve yüzünüzdeki gülümseme çok tanıdık, bisikletle yolda olma mutluluğu diyoruz biz bunun adına. O gülümsemenin yüzünüzden hiç eksik olmaması ümidiyle, kazasız belasız nice turlarınız olsun.
 
muhteşem. çok güzel ve özenli anlatımınız içinde ayrıca teşekkür ederim. okurken inanılmaz zevk aldım.
 
  • Beğen
Tepkiler: anzolot
Guzel bir ve unutulmaz bir tur olmuş sonu hariç tabi vardır bir kısmeti.Umarım kısa zamanda tekrar barısırsınız.Belki yaz aylarında sızle bir tur planlarız.:)

SM-G925F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
  • Beğen
Tepkiler: anzolot
@Anonim güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim :) @serkant yakıt ben teşekkür ederim, iş arasında yazmaya çalıştım beğendiğinize sevindim, @erdclk neden olmasın, -benim bisikletim de ağırlık olmasın ortak kullanılan çadırı matı ıvır zıvırı almam sende ne güzel duruyor ahbap! demediğiniz sürece olabilir
 
  • Beğen
Tepkiler: Devenez ce que
Kismet diyelim artik

SM-G925F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
  • Beğen
Tepkiler: anzolot
Çok güzel bir tur olmuş. 35 40 kilo ağırlıkta bisikletin hafif olması fayda vermiyor anladığım kadarıyla?

Discovery II Mini cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
  • Beğen
Tepkiler: anzolot
@mmehmedd evet çok bir anlam ifade etmiyor ama donanımın iyi ve akıcı olması avantaj sağlıyor
 
uzun uzun okudum çok keyifliydi :) sürekli jant teli kırılan bisikletin markası neydi
 
  • Beğen
Tepkiler: anzolot
@DKN cannondale quick 6, benim bisikletimdi arkadaşıma 100 km.'de satmıştım. Jant telini sürekli kırması bence akord ayarından kaynaklanıyordu. Bisiklet sıfırdı arkadaşta 93 kg. ufak ufak akord oynuyordu zaten tam oturmamış o rodaj süresini tamamlamamıştı. Usta olmayan herkese elini sürdürünce eline alan biraz daha sıkarak jant telini gitar teli gibi germiş, arkadaşta kırılan tel yerine markasız saçma ucuz teller takmıştı sonuç sürekli kırılan teller. İzmir'de ki bisikletçi arkadaş sadece bakararak tellerin orijinal olmayanları tek tek gözleriyle buldu. Sonuç olarak siyah tellerle ördürüp hafif esneme payı bırakarak 75 tl.'ye (bence bedava) sorun çözüldü.
 
  • Beğen
Tepkiler: DKN
Akhisar yolu bu civardaki en iğrenç yolların başında gelir ... :acpsnr:
 
  • Beğen
Tepkiler: anzolot
Çok güzel zevkle okudum hocam. İçim kıpır kıpır oldu ve yollarda kendimi hayal ettim. Merak ettiğimden soruyorum. Arkadaşınızla onca yolu tepmiş ve güzel anılar biriktirmişsiniz de arkadaşınızın ben kafama göre takılacağım demesi neydi acaba? Sonu hoş bitmemiş özellikle arkadaşınızın davranışı yaramazlık yapan çocuklar gibi ben oynamıyorum, oynarsam da kendim oynuyorum demesi gibi bir şey olmuş. :kötü:
 
  • Beğen
Tepkiler: anzolot
@cebecimehmetc kamp eşyalarının neredeyse tamamına yakını bendeydi, çadırdan battaniyeye, tavadan bardağa kadar aklınıza gelebilecek her şey benim bisikletim de yüklüydü. Bisikletin ağırlığı yüklerle birlikte 30-40 kg. arası bir şey oldu. Yükleri Bandırma feribot iskelesinde paylaşacaktık ama yapmadık pek yanaşmadı, kendi bisikleti için aldığı çanta çok fazla kibardı içine sadece kendi bir kaç tişört, çamaşır vs. gibi eşyaları sığmıştı.
Bodruma giriş yapıp arkadaşımın oteline girince yüzü düştü, hani bildiğiniz krallar gibi karşıladılar bizi ve misafir ediliyoruz para mara vermiyoruz ne kalmaya ne yemeye içmeye. Yolculuk yaptığım arkadaşa seni tanıştırayım ne zaman tatile gelmek istersen ne zaman buralara işin düşerse hallederler ikiletmezler seninde elin kolun uzar diyorum bana -istemezz diyor o_O
Daha sonra uzman klinik psikolog bir arkadaşımla paylaştım bu konuyu, onun konuya yorumu -kıskançlık krizine girmiş, oldu..

Neyse uzatıp sizleri sıkmayayım. Turdan sonra biz hiç görüşmedik taa ki 2 ay öncesine kadar, 2 ay önce evinde musluğu bozuluyor ve tesisatçıyı arıyor güya, -Murat ne zaman geleceksin vanalar kapalı evde su yok hadi hallet be abii dedi. Arkasından da -Laaan Muratları karıştırdım, neyse yanlışlıkla aradım olsun bari barışmış olalım boşver dedi.. :D
Görüştük bir kaç kere ama tur ile ilgili konu hiç bir şekilde açılmadı.. Sanki hiç gitmedik.
 
  • Beğen
Tepkiler: cebecimehmetc
Geri