@Bülent ÖZER
Düşüncelerinize genel olarak katılıyorum ve özellikle de eğitim konusunda hem fikiriz.Ancak bisikletlilerin sorunlarına yönelik çözüm arayışları konusunda aklıma hep ''gerçekten birşeyler yapılamaz mı?'' sorusu takılıyor.Bir taraftan, hakikaten de ülkenin daha önemli sorunları varken bize ait sorunlara ilgi göstermezler diye düşünürken; bir tarafatan da, bizim olanı korumak veya geliştirebilmek adına fazla geri planda durduğumuzu düşünüyorum.Gerçektende sandığımızdan daha kalabalık bir bisikletli ve sayısı giderek de artan bir bisikletli varken çözüme yönelik projeler geliştiremiyoruz.Forumlarda gördüğüm kadarı ile bisiklet ile ilgili yapılan organizasyonlar genelde, içinde doğa olan,spor olan ve gezi olan organizasyonlar.Ankara ve Muğla'da biraz daha bisikletin sosyal dayanışmaya yönelik rolü ön plana çıksada genel anlamda doğa,spor ve gezi gündeminin dışına çıkılamıyor...
Bize verilmiş veya yapılması planlanan yollarda, trafikte bisiklet kullanabilmek için bisikletliler olarak ağırlığımızı koyabilmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.Bir çok sorunun olduğu ülkemizde bu da bir sorun ve tam da AB' ne uyum sürecinde özellikle, gerek bisiklet'in sorunlarını ön plana çıkaran sivil tolum örgütleri ve gerekse bisikletliler olarak bizler bu sürecin getirdiklerinden toplu hareket ederek faydalanabiliriz..
Geçen yaz bir arkadaş Rumeli Hisarı'na 100 mt kala, arabaların burnunu nerdeyse denizin içine kadar soktukları parkın yürüyüş alanından geçerken, gözümün önünde denize uçtu.Park eden arabalardan kenardaki dehliz'i görmemişti.Durumu Sarıyer polis karakoluna bildirdik ve ekip istedik,şikayetç
i olduğumuzu söyledik.Ekipler bir kaç aramadan sonra geldiler ve kaldırımlarda, belediyelerin park yapmasınlar diye koydukları çelik tellerden olmadığı için buraya park edebilirler diyerek şikayetimize kulak asmadılar.Bu sorunun İstanbul Belediyesi ile görüşülmesi gerektiğini öğrendik ve arkadaşların bu konunun peşinden gitmeleri gerekliliğinde anlaşarak ayrıldık.Arkadaşlarla önceden tanışmadığım için de ne olduğunu öğrenememiştim ama, birkaç hafta sonra Hisar'ın girişindeki o parkın arabaların burunlarını denize kadar soktukları yeri de, belediyenin çelik tel bariyer ile kapattığını gördüm.Eğer biz burası Türkiye birşey yapılmaz deyip yolumuza gitseydik belki de parkın o bölümünde arabalar gene terör estiriyor olacaktı...
Bir gün hep beraber toplanıp Kartal sahiline gidelim ve yolumuza park eden arabalar için gerekli yerlere durumu bildirelim.Ha o zaman da birşey değişmezse sorunlarımızı büyüklerimize! havale edip bekleyelim.Yani arkadaşlar kaldırımlarımıza sahip çıkmazsak çıkanlar olacaktır diye düşünüyorum..Sevgiler..