Sezerşan Ünal
Üye
- Kayıt
- 20 Kasım 2013
- Mesaj
- 77
- Tepki
- 127
- Şehir
- İstanbul
Herkese merhaba,
Yazın gelmesiyle beraber 1 Temmuz'da tek başıma bir yolculuğa çıktım. Bu yıl Mart ayında yine İstanbul çıkışlı Çanakkale turu yapmıştım 3 günlük ve tadı damağımda kalmıştı. Amacım sonraki yıllarda yapmak istediğim Uluslararası turlar için biraz daha deneyim sağlamaktı.
Bisikletim Sedona 345. Şuanki turlarım için yeterli donanıma fazlasıyla sahip bir bisiklet.

Tur başlasın....
1 Temmuz sabahı saat 7:30'da Yenikapı'dan kalkan gemiye yetişebilmek için Bahçeşehir'den 5 civarı yola çıktım. İstanbul yeni uyanırken boş yollarda keyifli bir 40 km yaptıktan sonra 7 civarı Yenikapıya ulaştım ve hiçbir sorun yaşamadan gemiye bindim.

9:30 gibi Yalova'ya yanaştık ve Sudüşen Şelalesine gitmeden önce yanıma erzak almak için çarşıda dolaşmaya başladım. Sağolsun esnafta bisikletle turladığımı görünce çoğu şeyi parasız vermeye çalıştı ama ben yine de verebildiklerime ücretlerini verdim

Yalova'nın bisiklet yolu konusunda yapmış olduğu çalışmalar hoşuma gitti ama fotoğraftaki gibi tehlikeler de mevcut

Çarşı pazar işleri bittikten sonra Sudüşen'e doğru yol alma zamanı gelmişti. Forumdan falan okumuştum yolun eğiminin nası olduğunu. Hazırlıklıydım karşıma çıkacak olan sağlam yokuşlara. Yolda Yalova'da yaşayan Tavkan abi ile tanıştım. Kendisi de Termal tarafına tur yapıyormuş,beraber Termal'e kadar yol aldık. Termal tarafında öğle yemeği yedik. Saat 12 civarıydı ve ben sabah 5'ten beri bir şey yemeden yol alıyordum.


Arkadaş o Termal'in oradaki çarşının hali nedir
Bütün dükkanlar Arap turistler için hazırlık yapmış. Garsonlar bile Arap. Adama pide var mi diye sorduk anlamadı Türkçe o derece 

Yemek yendi yola devam ediyoruz. Tavkan abi biraz daha benimle sürmek istedi. Benim de hoşuma gitti doğrusu. Dağlık alanda tek gitmek sıkıcı olabilirdi. Sudüşen'den önceki son yerleşim yeri Üvezpınar köyü. Daha sonrasında Gemlik öncesi Haydariye köyüne kadar bir yerleşim alanı yok. Cafe falan tek tük. Üvezpınar ile hafiften osurtan eğimler de başlamış oldu tabi

Biraz daha gittikten sonra Tavkan abi ile yollarımız ayrıldı.Ayrılmadan önce şuna yakın bir dialog geçti aramızda.
Tavkan Abi - Ormanda kalacaksan bu bölgede çok nadir de olsa ayı olabiliyor ama korkma insanlardan kaçıyorlar çoğu zaman.
Ben - Tamam... !'^+%&/()=?
Kendisine buradan çok teşekkür ederim. Güzel bir yol arkadaşlığı oldu. Artık tek başıma yol almanın vakti gelmişti. Çok güzel dağ manzaralı yollardan gidiyordum ama yokuşlar bitmek bilmiyordu. Az gittim uz gittim dere tepe düz gittim ve ilk gün hedefime ulaştım.



Şelaleye girdim ama toplamda 1 dakika bile suyun içinde kalamamışımdır herhalde. Böyle bir soğuk yok aga bu suyun donması lazım bu kadar soğukta
Neyse akşam burada kamp atmayı düşünüyordum ama baktım pek müsait bir yer yok, 10-15 km ilerideki Haydariye köyünde müsait bir yerde kamp atayım bari dedim. Yol boyunca karşı taraftan veya bu taraftan hiç araba görmedim. Orman içinde yol mis gibi ama tek olduğum için de endişelenmiyor değilim

Yol sizi dümdüz Haydariye köyüne çıkarıyor. Havanın kararmasına 2 saat falan var. Etrafta biraz tur attım güzel bir kamp yeri bulmak için fakat düzgün olan her yer yola çok yakın konumda. Biraz köy kahvesinde oturmaya karar verdim. Belki birisi evinde misafir eder diye
Sonuçta forumda veya bloglarda buna benzer hikayeler okuyoruz belki başımıza gelir dedim. Aklıma gelen başıma gelmedi tabi... Herkesin gözü üstümde bisikletle köy kahvesine hızlı bir giriş yaptım
Oturdum bir masaya biraz dinlendim. Ramazan olduğu için çay da yoktu kahvede... En son bir dayı geldi heh dedim birisiyle muhabbet edicem. Konuştuk,nereden nereye muhabbetleri falan. Baktım kimsenin beni davet ettiği falan yok, tipimden midir nedir
Dedim dayı burada nerede kamp atarım? Kahvenin karşısında bir çimenlik vardı ağaç altı kur orada bir şey olmaz dedi
Yapıştırdım cevabı ben de tamam kuruyorum o zaman diye 

İlk gün böyle geçti. Zorlu bir 70-80 km oldu.
Devam edecek.....
Yazın gelmesiyle beraber 1 Temmuz'da tek başıma bir yolculuğa çıktım. Bu yıl Mart ayında yine İstanbul çıkışlı Çanakkale turu yapmıştım 3 günlük ve tadı damağımda kalmıştı. Amacım sonraki yıllarda yapmak istediğim Uluslararası turlar için biraz daha deneyim sağlamaktı.
Bisikletim Sedona 345. Şuanki turlarım için yeterli donanıma fazlasıyla sahip bir bisiklet.

Tur başlasın....
1 Temmuz sabahı saat 7:30'da Yenikapı'dan kalkan gemiye yetişebilmek için Bahçeşehir'den 5 civarı yola çıktım. İstanbul yeni uyanırken boş yollarda keyifli bir 40 km yaptıktan sonra 7 civarı Yenikapıya ulaştım ve hiçbir sorun yaşamadan gemiye bindim.

9:30 gibi Yalova'ya yanaştık ve Sudüşen Şelalesine gitmeden önce yanıma erzak almak için çarşıda dolaşmaya başladım. Sağolsun esnafta bisikletle turladığımı görünce çoğu şeyi parasız vermeye çalıştı ama ben yine de verebildiklerime ücretlerini verdim

Yalova'nın bisiklet yolu konusunda yapmış olduğu çalışmalar hoşuma gitti ama fotoğraftaki gibi tehlikeler de mevcut

Çarşı pazar işleri bittikten sonra Sudüşen'e doğru yol alma zamanı gelmişti. Forumdan falan okumuştum yolun eğiminin nası olduğunu. Hazırlıklıydım karşıma çıkacak olan sağlam yokuşlara. Yolda Yalova'da yaşayan Tavkan abi ile tanıştım. Kendisi de Termal tarafına tur yapıyormuş,beraber Termal'e kadar yol aldık. Termal tarafında öğle yemeği yedik. Saat 12 civarıydı ve ben sabah 5'ten beri bir şey yemeden yol alıyordum.


Arkadaş o Termal'in oradaki çarşının hali nedir

Yemek yendi yola devam ediyoruz. Tavkan abi biraz daha benimle sürmek istedi. Benim de hoşuma gitti doğrusu. Dağlık alanda tek gitmek sıkıcı olabilirdi. Sudüşen'den önceki son yerleşim yeri Üvezpınar köyü. Daha sonrasında Gemlik öncesi Haydariye köyüne kadar bir yerleşim alanı yok. Cafe falan tek tük. Üvezpınar ile hafiften osurtan eğimler de başlamış oldu tabi

Biraz daha gittikten sonra Tavkan abi ile yollarımız ayrıldı.Ayrılmadan önce şuna yakın bir dialog geçti aramızda.
Tavkan Abi - Ormanda kalacaksan bu bölgede çok nadir de olsa ayı olabiliyor ama korkma insanlardan kaçıyorlar çoğu zaman.
Ben - Tamam... !'^+%&/()=?
Kendisine buradan çok teşekkür ederim. Güzel bir yol arkadaşlığı oldu. Artık tek başıma yol almanın vakti gelmişti. Çok güzel dağ manzaralı yollardan gidiyordum ama yokuşlar bitmek bilmiyordu. Az gittim uz gittim dere tepe düz gittim ve ilk gün hedefime ulaştım.



Şelaleye girdim ama toplamda 1 dakika bile suyun içinde kalamamışımdır herhalde. Böyle bir soğuk yok aga bu suyun donması lazım bu kadar soğukta
Neyse akşam burada kamp atmayı düşünüyordum ama baktım pek müsait bir yer yok, 10-15 km ilerideki Haydariye köyünde müsait bir yerde kamp atayım bari dedim. Yol boyunca karşı taraftan veya bu taraftan hiç araba görmedim. Orman içinde yol mis gibi ama tek olduğum için de endişelenmiyor değilim

Yol sizi dümdüz Haydariye köyüne çıkarıyor. Havanın kararmasına 2 saat falan var. Etrafta biraz tur attım güzel bir kamp yeri bulmak için fakat düzgün olan her yer yola çok yakın konumda. Biraz köy kahvesinde oturmaya karar verdim. Belki birisi evinde misafir eder diye

İlk gün böyle geçti. Zorlu bir 70-80 km oldu.
Devam edecek.....

































