ktumimarnuman
Üye
- Kayıt
- 15 Mart 2015
- Mesaj
- 58
- Tepki
- 42
- Yaş
- 30
- Şehir
- trabzon
- İsim
- numan
- Bisiklet
- Salcano
Öncelikle bisikletimden bahsedeyim Salcano xrs030 yol bisikletim var arka bagaj deliği olmadığı için Bagaj ve yük konusunda cok araştırma yaptım arkadaşımdan aldığım kullanmalık bagaj işimi fazlasıyla gördü. Yol bisikleti ile Tura çıkmak isteyenlere tavsiye ederim 20kg gibi yük ile yükledim ve çukur tümsek felanda geçtim. Lastiklerim Grand prix 4sea. Ne kadromda sorun oldu ne jantlarımda ne lastiğim patladı düzgün hava ve basınçla gidince cok sorun olmuyor. Neyse Başlayalım gezi hikayemize Öncelikle turumuza Düzce İstanbul Tekirdağ Çanakkale olarak çıktım fakat hava koşulları sebebiyle yarıda kesmek zorunda kaldım. İstanbulda iki günlük yoldan sonra döndüm. Rota planımı hazırladım fakat çıkan eğimler beni fazlasıyla korkuttu ama yılmadım motive oldum.
Sabahın erken saatlerinde Düzcedeki evimden yola çıkıyorum İlk tek turumun ilk uzun yolumun ilk deneyimimin ilk heyecanı artık nasıl gaza gelip cesaret aldıysam. 
Evden uğurlanıyoruz Bol dua ve korku ile
Sabahın erken saatlerinde olduğu için düzce Adapazarı e5 yolu biraz boş ve rahat oluyor. Günün ilk saati olduğu için ortalamayı vuruyoruz 30Km hıza. Hendek rampasına ulaşıncaya kadar rahatız


Hendek rampasına ulaştığımızda o yol bisikletinin acımasızlığına maruz kalıyoruz. Yük ile o rampalar çıkmıyor abi çekide sorun yasıyoruz hızımız düşüyor düşüyor 10-15km hız ile tırmanışa geçiyoruz
Yol bisikletinde önemli olanlardan biride Hava basınç olunca tazeleyelim dedik birde rampa sonu mola verdik şimdi yolumuz adapazarına kadar basabas 
Meşhur sakarya Nehri yol üstünde olduğu için cok fazla düzgün resim çekemedim bu konularda biraz amatör kalıyorum. Birde insan yalnız olunca cok çekesi gelmiyor.
Saat 11 gibi ulaşıyorum Adapazarı merkeze ilk tek turum olduğu için köpek korkumu daha yenememiş olmamdan dolayıdır ki ilk av bayisinden dazer 2 alıyorum ( işe yaradımı derseniz hiç kullanmadım sadece bi cesaret versin 10larca köpekle karşılaştım koşturdular ama kullanmadım sadece dursunda cok ihtiyaç olursa diye.)
Tozlu cami Diyorlar mimarisi beni etkliedi gayet güzel hoş düşünülmüş bir cami günümüzden biraz farklı
Evett bu saatten sonra Düz yollarımız bitiyor rampalar başlıyor onun için Mola verip enerjimizi alalım dedim malum daha cok yolumuz var Dağdibi kahvehanesi
Sakin bir kaynarca yolu görüyoruz. Emniyeti şeridi temiz ve geniş gayet rahat bir yol
Mısır tarlaları ve doğa eşliğinde gidiyoruz. Fotograf çekenimiz olmayınca tabi
İçimden keşkeler geçiyor ne gerek vardı bisiklete al birtane şundan bas git diye dayının arkasından bakıp bakıp pedallıyorum yokuşlar sıcakta bitmiyor
Bilmediğiniz bir yolda ki bu yol rampalıysa içgüdüsel gitmeyiniz ! Rampa aşağı vurmuşum bisikletimi iniyorum 200mtlik bir iniş sonrası rahat rahat giderken bir amcaya rastlıyorum
-Abi kefkene gidiyor bu yol demi? Amcadan beklenmedik cevap
- Gider gider ama yolu cok uzatır cok eğimli çıkarsın ha şu yokuş var ya indiğin onun basındaki ağaçtan sağa döneceksin.
Başımdan kaynar sular dökülüyor Dönsem mi dönmesemmmi arasında gidip geliyorum dönmesem bi dert dönsem bir dert. Tükürdüğünü yalamak mı denir ne denir bilemiyorum ama geri dönmek adama cok koyuyor. öyle böyle dönüyoruz okadar rampa yolu geriye. Rampanın basına zorlana zorlana çıkıyoruz Neyseki sonrasının tamamı tatlı iniş. fakat yollar cok bozuk buralarda yol bisikleti ile gitmek tehlikeli oluyor. yavaş yavaş inişe geçiyorum
Ve sonunda Cennet Kefken tabelasını görüyorum kumcağızmı cebecimi derken cebeci sahile giriyorum saat 2 buçuk olmuş yanmışım terlemişim
Taytı çıkarıp doğru denize 1 saatlik yatışın ardından kumsala cıktıgımda ne gidicek gücüm kalmış ne de isteğim yolu burada bitip off moduna geçiyorum
Kumsalda mı atsam yoksa arkada piknik alanındamı atsam diye düşünürken kumsalda atmak istemediğim için piknik alanına atıyorum sessiz sakin bir yer fakat gece köpeklerin yuvası. sabaha kadar susmadılar basımda uyutmadılarda. Bu yüzden kamp atmadan önce atıldığı yere dikkat edilmesi gerekiyor.
2.gün Köpeklerin yüzüne erken çıkamıyorum yola saat 8i geçiyor cıktıgımda.Kandıraya doğru yol alıyorum emniyet şeridi eksikliği var fakat yol bomboş olduğundan bir sıkıntı yasamıyorum İstikamet ağva 50km
Buralarda cok fazla fotoğraf çekemiyorum çünkü powerbankim telefonumu sadece 60 sarj doldurmuş buda demek oluyor ki gün boyu bunun yetmesi lazım.
Biraz tehlikeli gibi görünüyor yollar. Kandıradan sonra agva şile arası tamamen ıssız gibi bişey köylerde kimse yok bakkal yok köpek cok fazla mandalar inekler vs. Köpekleri de sağlam köpekler. Yol durumu buradada cok fazla bozuk bir anda çıkan tümseklerden dolayı jant kırmakdan cok korktum fakat bir şey olmadı

Ağvaya ulaştığımda benzinlikteki abilerle konuştuğumda sahilin cok fazla eğim ve rampası olduğunu o yolun zor geçeceğini söylediler. istanbulda arkadaşım beklediği için cok zorlamanın gereği olmadığını düşünüp agva sahilden değilde arka şile yolundan gitmenin mantıklı olduğuna karar verdim
Asfalt calısmaları yapan abinin üzerine şile yolundan ovacık kestirmesine giriyorum zaten ne geliyorsa basıma bu danıştıklarım yüzünden geliyor.Kestirmeye girsemmi girmesemmi diye düşünürken Kendimi rampanın basında buluyorum 5 4 3 2 1 ? ? ? ? daha azalmıyor. Yük ile ciddi şekilde zorlanmalar oluyor sağ sol zikzaklar çiziyoruz nafile fakat yılmak yok mola vere vere devam yola
Ovacıkdan indiğimde şileye gelmiş bulunuyorum gayet güzel hafif inişli yol villalar yazlıklar ve çiftlikler eşliğinde iniyoruz.Şileye geldiğimde sarjımın 10lara düştüğünü görüyorum ve bu yüzden cok fazla fotoğraf cekemiyorum

Daha sonra şarjım tamamen bitiyor Ve hiç bir görsel kaydım kalmıyor bu çok üzücü bir şey gerçekten. İstanbula ulaştığımda ertesi gün yağmur sebebi ile yola devam edemeyip dönmek zorunda kalıyorum otobüs ile. Biraz acemice yazı oldu
ilk Gezi anlatımımı yapayım dedim
herkese kolay gelsin
Sabahın erken saatlerinde Düzcedeki evimden yola çıkıyorum İlk tek turumun ilk uzun yolumun ilk deneyimimin ilk heyecanı artık nasıl gaza gelip cesaret aldıysam. 
Evden uğurlanıyoruz Bol dua ve korku ile
Sabahın erken saatlerinde olduğu için düzce Adapazarı e5 yolu biraz boş ve rahat oluyor. Günün ilk saati olduğu için ortalamayı vuruyoruz 30Km hıza. Hendek rampasına ulaşıncaya kadar rahatız


Hendek rampasına ulaştığımızda o yol bisikletinin acımasızlığına maruz kalıyoruz. Yük ile o rampalar çıkmıyor abi çekide sorun yasıyoruz hızımız düşüyor düşüyor 10-15km hız ile tırmanışa geçiyoruz
Yol bisikletinde önemli olanlardan biride Hava basınç olunca tazeleyelim dedik birde rampa sonu mola verdik şimdi yolumuz adapazarına kadar basabas
Meşhur sakarya Nehri yol üstünde olduğu için cok fazla düzgün resim çekemedim bu konularda biraz amatör kalıyorum. Birde insan yalnız olunca cok çekesi gelmiyor.
Saat 11 gibi ulaşıyorum Adapazarı merkeze ilk tek turum olduğu için köpek korkumu daha yenememiş olmamdan dolayıdır ki ilk av bayisinden dazer 2 alıyorum ( işe yaradımı derseniz hiç kullanmadım sadece bi cesaret versin 10larca köpekle karşılaştım koşturdular ama kullanmadım sadece dursunda cok ihtiyaç olursa diye.)
Tozlu cami Diyorlar mimarisi beni etkliedi gayet güzel hoş düşünülmüş bir cami günümüzden biraz farklı
Evett bu saatten sonra Düz yollarımız bitiyor rampalar başlıyor onun için Mola verip enerjimizi alalım dedim malum daha cok yolumuz var Dağdibi kahvehanesi
Sakin bir kaynarca yolu görüyoruz. Emniyeti şeridi temiz ve geniş gayet rahat bir yol
Mısır tarlaları ve doğa eşliğinde gidiyoruz. Fotograf çekenimiz olmayınca tabi
İçimden keşkeler geçiyor ne gerek vardı bisiklete al birtane şundan bas git diye dayının arkasından bakıp bakıp pedallıyorum yokuşlar sıcakta bitmiyor
Bilmediğiniz bir yolda ki bu yol rampalıysa içgüdüsel gitmeyiniz ! Rampa aşağı vurmuşum bisikletimi iniyorum 200mtlik bir iniş sonrası rahat rahat giderken bir amcaya rastlıyorum-Abi kefkene gidiyor bu yol demi? Amcadan beklenmedik cevap
- Gider gider ama yolu cok uzatır cok eğimli çıkarsın ha şu yokuş var ya indiğin onun basındaki ağaçtan sağa döneceksin.
Başımdan kaynar sular dökülüyor Dönsem mi dönmesemmmi arasında gidip geliyorum dönmesem bi dert dönsem bir dert. Tükürdüğünü yalamak mı denir ne denir bilemiyorum ama geri dönmek adama cok koyuyor. öyle böyle dönüyoruz okadar rampa yolu geriye. Rampanın basına zorlana zorlana çıkıyoruz Neyseki sonrasının tamamı tatlı iniş. fakat yollar cok bozuk buralarda yol bisikleti ile gitmek tehlikeli oluyor. yavaş yavaş inişe geçiyorum

Ve sonunda Cennet Kefken tabelasını görüyorum kumcağızmı cebecimi derken cebeci sahile giriyorum saat 2 buçuk olmuş yanmışım terlemişim

Taytı çıkarıp doğru denize 1 saatlik yatışın ardından kumsala cıktıgımda ne gidicek gücüm kalmış ne de isteğim yolu burada bitip off moduna geçiyorum

Kumsalda mı atsam yoksa arkada piknik alanındamı atsam diye düşünürken kumsalda atmak istemediğim için piknik alanına atıyorum sessiz sakin bir yer fakat gece köpeklerin yuvası. sabaha kadar susmadılar basımda uyutmadılarda. Bu yüzden kamp atmadan önce atıldığı yere dikkat edilmesi gerekiyor.
2.gün Köpeklerin yüzüne erken çıkamıyorum yola saat 8i geçiyor cıktıgımda.Kandıraya doğru yol alıyorum emniyet şeridi eksikliği var fakat yol bomboş olduğundan bir sıkıntı yasamıyorum İstikamet ağva 50km
Buralarda cok fazla fotoğraf çekemiyorum çünkü powerbankim telefonumu sadece 60 sarj doldurmuş buda demek oluyor ki gün boyu bunun yetmesi lazım.
Biraz tehlikeli gibi görünüyor yollar. Kandıradan sonra agva şile arası tamamen ıssız gibi bişey köylerde kimse yok bakkal yok köpek cok fazla mandalar inekler vs. Köpekleri de sağlam köpekler. Yol durumu buradada cok fazla bozuk bir anda çıkan tümseklerden dolayı jant kırmakdan cok korktum fakat bir şey olmadı

Ağvaya ulaştığımda benzinlikteki abilerle konuştuğumda sahilin cok fazla eğim ve rampası olduğunu o yolun zor geçeceğini söylediler. istanbulda arkadaşım beklediği için cok zorlamanın gereği olmadığını düşünüp agva sahilden değilde arka şile yolundan gitmenin mantıklı olduğuna karar verdim

Asfalt calısmaları yapan abinin üzerine şile yolundan ovacık kestirmesine giriyorum zaten ne geliyorsa basıma bu danıştıklarım yüzünden geliyor.Kestirmeye girsemmi girmesemmi diye düşünürken Kendimi rampanın basında buluyorum 5 4 3 2 1 ? ? ? ? daha azalmıyor. Yük ile ciddi şekilde zorlanmalar oluyor sağ sol zikzaklar çiziyoruz nafile fakat yılmak yok mola vere vere devam yola
Ovacıkdan indiğimde şileye gelmiş bulunuyorum gayet güzel hafif inişli yol villalar yazlıklar ve çiftlikler eşliğinde iniyoruz.Şileye geldiğimde sarjımın 10lara düştüğünü görüyorum ve bu yüzden cok fazla fotoğraf cekemiyorum

Daha sonra şarjım tamamen bitiyor Ve hiç bir görsel kaydım kalmıyor bu çok üzücü bir şey gerçekten. İstanbula ulaştığımda ertesi gün yağmur sebebi ile yola devam edemeyip dönmek zorunda kalıyorum otobüs ile. Biraz acemice yazı oldu


