Scudo Sports

Hadi bakalım darısı tüm insanlığın başına

Bizim millet bir yolunu bulur bisiklete binmemenin. Tamam doğru bisiklet politikalarında hükümetler genelde bildiğini okur. Fakat bisiklet isteyen bir toplumu da hiçbir politika durduramaz hatta politika üretmek zorunda kalır.

3- 4 bin liralık bir bisiklet ekipmanım var.Bisikletimin ikinci eli 1000 liraya bulunabiliyor. İş yerinden çocuklar abi nolur bisiklet bul 500- 600 ü geçmesin diyorlar.4 kişiyi kandırdım aldırdım. Aldıktan sonra ekipman eksiklerinide alıyorlar. Önemli olan aldırabilmek bisikleti. İkinci el 4-5 bin liralık bir bisikleti 1500-2000 arası bulmuşluğum oldu. Pahalı dediler almadılar. Yine bu arkadaşların içinde yılda spor salonlarına 2000 bin liraya yakın para verenler de var. Gayet güzel versinler bedene yapılan hiç bir harcama boşuna değildir.

Olay sadece bisiklet olayı değil bunu net anladım bu yaşa gelinceye kadar. Ben dahil bu yaşa gelinceye kadar anlatamadık gençlerimize Allah'ın bize olan emanet bu bedeni dinç korumanın ne kadar mübarek bir dava olduğunu. Bizim toplumumuz gibi toplumlarda beden eğitimi ve din eğitimi bir arada olmalı bunu anladım.

E bu nasıl olacak, din eğitimcilerine yobaz gözüyle bakan bir spor dünyası. Ve bunun karşısında spor dünyasına dinden uzakmış gibi bakan yine yobazca bir yaklaşım. Tabi arada kalmış sağlam sporcu ve ilahiyatcılarda var bir elin iki parmağını geçmiyor işte. Spor camiası giyim yönünde sınıfta kalmış dini camia tarafından bu gözle görülüyor şimdi. Bunları aşamadan ilerleme yapamıyoruz. Yani bir ritüele başlamadan şekline takılıp kalıyoruz.

Bedeniniz Allah'ın size bir emanetidir diyen bir İslam dini ve onun emirlerini ve yasaklarını bize tebliğ eden iki cihan sevgili peygamberimiz(S.A.V). Acil olarak halkımıza bunları öğretmeliyiz, anlatmalıyız. Sonrası gelir diye düşünüyorum. Müjdelemeliyiz, korkutmamalıyız, nefret ettirmemeliyiz.

Şimdi @Kuzey Ege hayırlı olsun diye bir başlık açmış, baya yorumlar olmuş. Haksızsınız demiyorum. Üç aşağı beş yukarı nasıl yaparız diye bir şeyler yazdım. Beğenirsiniz yada beğenmezsiniz. Bu güne kadar 15- 20 kişiye bisiklet bir şekilde aldırdım. Bisikletçiliğe bir şekilde başlattım. Çoğuna sevdirdim.

Bu işi yaparken spordan ziyade olayın dini yönünü düşündüm. Gelin Coranayı fırsata çevirelim. Sporcuların daha rahat atlattıklarından bahsedelim. Devletlerin nasıl destek verdiklerini anlatalım. Bırakalım bizden vergi alanları.
Bırakalım bize gayrı dini diye bakanları.
Bırakalım bize farklı davrananları.
Tembel bir toplumda Allah rızası için insanları nasıl dinç tutarız onu araştıralım. Bir insanı yanımıza çekebilirmiyiz onun hesabını yapalım.

Olmaz, yapılmaz, imkansız diye birşey yok. Olmadı karınca misali doğru olarak bildiğimiz İbrahim-i yolda yürümeye devam etmeliyiz.

İtalyada atılan bu adım İnşallah tüm dünyaya hayırlı uğurlu olur. Bunları yazarken bisiklet hakkında çok teknik detayı olan bir insan olmadığımı söylemek isterim. Patlak lastiğimi bile zor değiştiririm. Ha bu işi seviyorum önemli olan bu galiba. Kuzey Egeye duyarlı bir başlık açtığı içinde şükranlarımı sunuyorum.
 
Scudo
Bizdeki sevgi şaşaya artistliğe patronun bisikletle işe gidip geldiğini düşünsenize 200 bin TL lik bisiklet alıp yokuş aşağı arkamızdan selektör yakarak yol ister vermezsek tekmeler düşürür. Sonra kızlar neye bakacak aaa bisikleti S-Works olmayana bakmıyorum olur olay. Yani sonuçta her türlü sistem kazanır. :harika: :ssrtcbya:

Bu şarkı size gelsin:

Gps modülü takacaksın bisiklete, gittiği mesafe kadar ödeme yapacaksın ahaliye. O zaman tutar. Ama en büyük geliri akaryakıt ve alkol sigara vergisi olan ülke, buna sıcak bakar mı? Sanmam.

Vakti zamanında istasyon paylarının artması için göbek atanlar vardı.

Memleketteki sanatçı , kodaman,.... çoğunun petrol istasyonu var, taksi plakası var,...... var. O yüzden bir kaç kişinin menfaatine ters diye çoğu doğru şey yapilamiyor.
Döviz, ötv, yakıt, enflasyon böyle devam etsin, bankalar krediyi kessin, bak nasıl biniyorlar o trafikte sıkıştırdıları ibisiklete.

Maalesef ne şehir planlari ne sanayi planlaması ne de başka planlar olmasi gereken sartlara gor degil başka kişiler için yapıldığından; ne araba ile ne bisiklet ile ne de yayan güvenle ulaşım saglayamadigimiz , nefes alamadığınız, spor yapamadığınız , -
yeşili sadece dolarda yada salatada sevenler yüzünden- beton denizindeyiz.

Recaizade Mahmut Ekrem'in ilk realist romanının '' Araba Sevdası'' olduğunu düşünürsek araba sevdası realist bir sevgidir,aşktır.Dövizle , benzinle,vergiyle bizimkileri terbiye edemezsiniz. :ckskc:
Hocam bu şarkı da sana gelsin :

 
Son düzenleme:
Tüm yorumları okudum. Genel kanı, ülkemizde bisiklet kullanımı konusunda bir gelişmenin yaşanamayacağı yönünde. Ben de genelden farksız düşünmüyorum. Ancak insanoğlu son 2 ayda büyük bir şok dalgası yaşadı ve ben bu yaşananların elbette kalıcı etkiler bırakacağına inanıyorum.

Aşağıda sayacaklarım, hepimizin "yok abi, olur mu öyle şey hiç" diyeceği şeylerdi ve oldu:

  • Kapitalizmin yıkılmaz kalesi denilen avm'ler tüm dünyada kapandı.
  • Tüm spor karşılaşmaları süresiz ertelendi.
  • Okullar kapandı ve sanal eğitime geçildi.
  • İbadethaneler kapandı.
  • Online satış yapan Çin sitelerinin satışları %95 oranında düştü.
  • İnsanlar "dezenfektan, hijyen, sosyal mesafe" gibi konuları öğrendi.
  • Gözümüzde büyüttüğümüz güçlü dediğimiz ülkelerin nasıl aciz durumda kalabildikleri görüldü.

Ve unuttuğum, gözden kaçırdığım birçok şey..

Umarım bisikletli ulaşım da bu değişimden bir nebze de olsa nasibini alabilir. Çünkü insanlar artık toplu taşıma araçlarından bildiğin korkuyor, nefret ediyor, iğreniyor, araca inip binen diğer insanları bir "mikrop" olarak görüyor. Kendi aracına sahip olup kullanabilecek ekonomik seviyedeki insanlar kesinlikle bu lüksü terk edemeyeceklerdir. Ancak piramidin geniş kesimindeki halkın bundan böyle bisiklet alternatifini göz ardı edemeyeceği ihtimalinin de yüksek olduğunu düşünüyorum.

Saygı ve sevgilerimle.
 
Tamam gerçekçi olalım, eyvallah; fakat 'bisikletforum' bu konuyu daha hiç başlamadan kestirip atıp bitirirse tabii ki olmaz.
Bisiklete binenler bu kadar karamsar yaklaşırsa tabii ki olmaz.
Biraz umutlu olmak, elimizi taşın altına herzamankinden daha fazla koymak ve organize hareket etmek gerekiyor.

Bisiklet devrimi Türkiye'de de olacak. Bunun önemini onlarca yıl önce kavramış gelişmiş ülkelerden birçok konuda geriden gelmesi gibi bisiklette de geriden gelecek ve kaçan trene binmeye çalışacak. Toplum son dakikada olan, plansız programsız kendiliğinden olan, çok zor durumlardan doğan işlere bayılıyor.
Bu yüzden, bisiklet devrimi yoksulluktan olacak. Henüz oraya gelmedik gibi görünüyor; azcık daha var.

Millet yemeye ekmek bulamadığı zaman arabalar ve bakımları millete daha fazla yük ve lüks olacağı için devran dönecek ve bisiklet kullanımı mecburiyetten artacak ve halkımız sonunda bunun ne kadar faydalı bir icat olduğunu anlayacak.

Yoksa bisikletin bir politikayla, devlet eliyle teşvikle vs gelişmesi beklenemez. Bu şekilde yapılırsa bisiklet kullanımı sadece %1-2 ya artar ya artmaz. Talebin, ihtiyacın toplumun tabanından gelmesi gerekiyor.
 
Geleceğin yıldızı küçük hacimli scooterlar. 30 sene önce de bu ülkede işsizlik enflasyon yüksek faiz vardı, bu sürecin sonunda da olacağı bu. O zaman bisiklet orta ve üst gelirli ailelerin çocuklarının eğlence aracıydı, Çin malı ürünler olmadığı için ucuz motosiklet yoktu, arabaya herkesin gücü yetmiyordu. Herkes bisiklete mi biniyordu? Hayır, ve gene olmayacak. Spor, çevre gibi hassasiyetleri olmayan insanlar bisiklete hangi gözle bakıyorlarsa aynen devam edecekler. Toplum bilinçlenmesi falan yalan bu memlekette.
 
Geleceğin yıldızı küçük hacimli scooterlar. 30 sene önce de bu ülkede işsizlik enflasyon yüksek faiz vardı, bu sürecin sonunda da olacağı bu. O zaman bisiklet orta ve üst gelirli ailelerin çocuklarının eğlence aracıydı, Çin malı ürünler olmadığı için ucuz motosiklet yoktu, arabaya herkesin gücü yetmiyordu. Herkes bisiklete mi biniyordu? Hayır, ve gene olmayacak. Spor, çevre gibi hassasiyetleri olmayan insanlar bisiklete hangi gözle bakıyorlarsa aynen devam edecekler. Toplum bilinçlenmesi falan yalan bu memlekette.

Bence çok haklısınız.Yine de küçük hacimli scooterler , bisikletin trafikte saygı görmesinde , trafikte yer bulmasında katkısı büyük olacak.Çoğalan scooterları gören diğer araç sürücüleri bisikletin de bir araç olduğunu daha kolay anlayacaklar diye düşünüyorum.
 
Kapitalizmin yıkılmaz kalesi denilen avm'ler tüm dünyada kapandı.
İnsanlar "dezenfektan, hijyen, sosyal mesafe" gibi konuları öğrendi.
Şimdi yetkililerden biri bu salgın geçti korkulacak birşey yok desin 1saate kadar AVM otoparklarinda yer bulamazsın özellikle büyükşehirlerde şehiriçi otobüslerde dolmuslarda insanlarımız içiçe gitmeye devam edecek maalesef bizde sosyal mesafe kuralı işlemiyor örneğini ilk sokağa çıkma yasağı olduğu gün gördük
 
Bence çok haklısınız.Yine de küçük hacimli scooterler , bisikletin trafikte saygı görmesinde , trafikte yer bulmasında katkısı büyük olacak.Çoğalan scooterları gören diğer araç sürücüleri bisikletin de bir araç olduğunu daha kolay anlayacaklar diye düşünüyorum.

Zaten suruslerde de isikta durdugumuzda yanimizda motorsikletli kurye vs. olunca hemen selamlasip, dertlesmeye baslamiyor muyuz nedir bu arabalardan cektigimiz diye. Bence iki tekerlek kullananlar arasinda buyuk bir empati var. En azindan bana cok oldu.

Katiliyorum bu bile guzel bir ilerleme olur.
 
Tabi hayal etmek güzel ama altyapı olmadan çok zor bisiklet yolu, bisikletiyle saygı yok denilecek kadar az ilk olarak bence kullanıcıların kendi çevresine bu kültürü oturtması gerekir. Yeni nesile kesinlikle bunu aktarmak gerekir. Sonra isterse yöneticiler bisikletleri umursamasın çokta önemli değil.
 
Ben de araç kullanıyorum trafikte her gün işe giderken ve bisiklet sürdüğüm için farkındalığım çok fazla. Yolda sağ şeritte bir bisikletli veya motosikletli varsa hafif sol şeride kayarak geçiyorum müsaitse , değilse yavaşlayıp geçiyorum. Çünkü bisiklet sürerken trafikten ve araçlardan gerçekten hoşlanmıyorum ve ne kadar gereksiz çok sayıda aracın olduğundan yakınıyorum. Algıda seçicilik de artıyor ; bir bakıyorum araçların çoğunda sadece 1 sürücü var. Yahu arkadaş bu kadar mı bağımlısınız şu 4 tekere ? Bin bisiklete yada elektrikli scooter 'a . Hele ki burası Antalya , adamlar soğuk ülkelerde bile kışın bisiklete binip işe gidiyor ona göre giyiniyor. Üzülerek söylüyorum bizim insanımızda ; başkasına hava atma , arabanla bir statü sahibi olduğunu zannetmek gibi bulaşıcı hastalık var. Zamanında masaya en pahalı telefonu koyan kendini adam zannetmiyor muydu ? :hihi:

Yani bu biraz bilmediğin şeyi anlayamazsın tarzı gibi. Hollanda / Belçika gibi genel ülke olarak bisiklet kullanılsa ve kural/kanunlar ciddi olursa üstünlük bile sağlanır. Zamanla bu da olacak ama benim korkum bizim nesil de görsün yaşasın o günleri . :srnsml:
 
İstanbul için örnek veriyorum. Şehir çok büyük bir yerden bir yere bisikletle gitmek yorucu. Sahil şeridi genelde çok rüzgarlı, şehirde iç kesimlere doğru ise yokuşlar var. Ben işyerine geldiğimde ter içinde kalmış olmak istemiyorum. Elektrikli bisikletler bu konuya çözüm olabilir ancak onların da fiyatı toplumun geneline hitap edemeyecek ölçüde pahalı. O yüzden bisiklet daha çok hobi olarak görülüyor.
Ayrıca yollar dar ve insanlar bisikletle güvenli hissetmiyor. Var olan bisiklet yolları da bisiklete binen kişi sayısı az olduğu için park yeri vs. olarak kullanıyorlar.

Türkiye'nin şartları Avrupa'nın 150-200bin nüfuslu ve genelde düzlükler üzerine kurulmuş şehirlerindeki durum ile kolay kıyas yapılamaz.
 
Geleceğin yıldızı küçük hacimli scooterlar. 30 sene önce de bu ülkede işsizlik enflasyon yüksek faiz vardı, bu sürecin sonunda da olacağı bu. O zaman bisiklet orta ve üst gelirli ailelerin çocuklarının eğlence aracıydı, Çin malı ürünler olmadığı için ucuz motosiklet yoktu, arabaya herkesin gücü yetmiyordu. Herkes bisiklete mi biniyordu? Hayır, ve gene olmayacak. Spor, çevre gibi hassasiyetleri olmayan insanlar bisiklete hangi gözle bakıyorlarsa aynen devam edecekler. Toplum bilinçlenmesi falan yalan bu memlekette.

Hocam yanlışınız var. 10-15 sene önce scooter a büyük ilgi vardı be ucuz olduğu için çoğunluk bu ürünlere yüklendi . Sonrasında yoğun arızalar nedeniyle hepsi çöp oldu. Sonra insanlarda motora karşı soguma oldu.Cin mali motorlar olmasaydı bugün dediginiz geçerliydi. Sektordekilere sorarsanız anlatırlar. Ama artık geçmiş olsun şimdi de kur, ötv, kdv, sorma ver vergileri sebebiyle tekrardan canlanması zor. Imkani olanların alma sebebi ise istanbulda trafikte sıvışmak. Durum bu maalesef.
Arazı topografyasi, sanayi planlamasının olmaması , imar izinlerinin belediyelerde usulunce halledilmesi, insanların toplu biryerde olmasindan fayda sağlayan rant tayfası,....işleri zorlaştırıyor. Bisiklet değil konu hangi mesele olursa olsun 2+2 nin cevabının doğru ve dürüst hızlıca cevap veremeyen , kasi gozu oynayan, işine göre cevaplari eğip büken, sinsi siyaset yapan A,B,C,D, farketmeden bu kafalar ile sorunlar çözülemez. Istisnasiz herkesin IQ şu 50 olsa bile bir umut var. Düşe kalka , zarar göre gore, zaiyat vere vere uzun vadede doğruya iyiye faydaliya ulaşma imkanı var. Şu an için ise belirsiz.
 
Türk insanı araplaştırıldıktan sonra güdülmeye ihtiyaç duyan bi millet haline geldi bana göre. Buna istinaden de bir çoğumuz kendiliğinden neyin iyi olduğunu kavrayamayız. Birisi çıkıp bisiklet kutsaldır diyene kadar şeytan icadı olarak görülmeye devam eder.
 
Ülkemizdeki bu ekonomik dengesizlik olduğu sürece bisiklet ve/veya herhangi farklı bir sportif faaliyetin kültür haline gelmesinin çok zor olacağını düşünüyorum. Hobi amaçlı, sağlıklı yaşam, spor adı ne olursa olsun ülkemizde bu tarz bir faaliyet içinde bulunmak bile ekonomik anlamda belli bir seviyede olmayı gerektiriyor. Avrupa'daki dengeli enflasyon seviyesi ve sabit birim para ile çok rahat bir şekilde alınabilen basit bir bisiklet veya ekipmana biz ciddi rakamlar ödemek zorunda kalıyoruz. Bu işe başlamadan önce daha ekonomik bir hobi olduğunu düşünüyordum. Giriş seviyesi bisiklet ve ekipman fiyatlarını görünce öhh be kardeşim bu fiyatlar ne böyle demiştim :D
Ek olarak arkadaşlarında bahsettiği gibi olası bir bisiklet talep artışı durumunda yeni çıkacak ÖTV+KDV+BBV (bisiklete binme vergisi) vergilerine hazırlıklı olalım. :hihi:
 
Mesafeler, calisma saatleri ve yorgunluk, gelir durumu, servis kullanimi alternatifleri...
Bu konularda bir gelisme ve iyilestirme olmadigi surece bisiklet devrimi cok zor.
Hedeflenen kitlenin buyuk cogunlugu dar gelirli, uzun saatler calisan ve yorgun dusen, ev-is arasi mesafesi yuksek olan kitleler gibi duruyor.
Hali vakti yerinde olan zaten genel olarak ulasimi degil spor ve eglence amacli kullanimi tercih ediyor ki bu nedenle bu kesim haftasonu bisikletcileri oluyor.

Tesvik ve en basta bahsedilen ana noktalar duzenlenedigi surece zorlayici bir durum.
Elbette aklinizi ve bedeninizi egitiyorsaniz zaten tesvik ve zorlamaya ihtiyac duymazsiniz ayri.

Birde isin sunumu var. Terleme, mesafe, mevki ve insanlara yakin konumda calisma durumu varsa, ise veya randevuya gittiginizde üstünüzu degistirme, terden kurtulma, koku sorununa cozum getirme alternatifi bulamiyorsaniz otomatik olarak bisikletli ulasim size cazip gelmeyecektir...
 
Son dönemde korona sonrası çevremde bisiklete karşı dikkati artan daha çok kişi görüp sevinsem de, daha sonra son dönemde bisikletçi olup da aman bisiklete binmeyin diye yaygara yapanları gördükten sonra çok da fazla umutlanamıyorum.
 
@suat akman amaç insan olsaydı ilk baştaki sorunlar olmazdı zaten.

Haklisiniz...
Sistemlerde gerekce "insan" olarak gosterilir ama hicbir zaman oyle degildir. Her zaman carkin icinde buyuk kitleler onemsizdir ve kucuk bir zumre icin amaca yonelik olarak manipule edilir ve kullanilir. Modern cagin isleyisi bu sekilde.

Ve ben global corona cilginliginda da boylesi bir art niyet ile ciddiye alinmasi gereken bir olayin paranoyak bir krize cevrilerek abartildigi, boylelikle su an varsayamadigimiz pek cok aleyhimize devrim ve yasayis sekillerimize mudahaleyi kolaylastirmak icin kullanilacagi ongorusundeyim.
Umarim sadece benim paranoyamdir ve haksiz cikarim ama max. 3 yil içerisinde bunun sonuclarina bakarak kesin yargida bulunacagiz.

Tarihte boylesi kuresel krizler sistemlerde ve yasam sekillerimizde devrimsel degisikliklere neden olmustur.
Ancak gunumuzde boylesi devrimleri kolayca yapmak ve insanlarin yasam sekillerine mudahale etmek için, suni olarak global kriz yaratacak ve bunu cilginliga cevirecek teknoloji ve medya gucune sahibiz.

Boylesi oyunlar oynamak isteyenler icin feda edilen birkac yuzbin kisi sadece istatistiktir sonucta...

Kaldiki 2018 de influenzadan yilda 5 milyon kisinin hasta oldugunu ve 650 bin kisinin öldüğünü soyleyen WHO, bir influenza türevi olan, daha once domuz gribi (H1N1), SARS gibi salginlarda aldiris etmezken bu sefer kiyameti kopardi.
Kaldiki henuz 3 milyon covid vakasi oldu ve maalesef 200 bin kisi öldü.
Bize hep ölenlerin ve hastalananlarin sayisini vurgulayarak panigi arttiriyorlar. Peki toplum genelindeki bulasma ve iyilesme oranlarini neden vurgulamiyorlar?
Cunku yeni duzen ve medya korku kulturu ve panik yaratarak oynamayi seviyor oyunlarini.

En azindan bu yeni devrimlerde belki bisiklet ile ulasim gibi cevreci ve insan sagligina uygun bir sonucta olusur, bir nebze olsun icimiz rahatlar.
 
Geri