Scudo Sports

Giant Türkiye Ofisi - Fiziksel Şiddet Tehdidi

Sarp X

Aktif Üye
Kayıt
7 Nisan 2014
Mesaj
137
Tepki
133
Yaş
36
Şehir
İstanbul/Kadıköy - Balıkesir/Akçay-Zeytinli
İsim
Sarper Uluoluk
Başlangıç
1994—95
Bisiklet
Giant
Bisiklet türü
Şehir - Tur
Merhabalar.

İstanbul Sahrayıcedid semtinde yer alan Giant Türkiye ofisini biliyorsunuzdur.

Ben buraya 3-4 sefer gittim. Bundan önce de mükemmel bir hizmetle karşılaşmasam da şikayet edebileceğim bir durum yaşanmamıştı ve genel olarak ve Türkiye'dek genel hizmet anlayışı ve davranışını göz önünde bulundurduğumuzda memnundum diyebilirim.

Başıma bugün bir şey geldi ve fevri bir karar vermeden önce, haklıyken haksız duruma da düşmemek adına önce buradaki tecrübeli kişilerin fikrini almak istedim.

Giant Escape 2 City bisiklet sahibiyim. Arka aktarıcı ve kulakçık kırılmıştı. Bisiklet üzerinde SRAM VIA serisi donanım var. Bu seri az kullanıldığı ve sanırım Sram de Türkiye'ye belli aralıklarla ürün getirdiği için Aslı Bisiklet'ten temin etmek istemelerine rağmen aynısını edemediler.

Sram X4 ya da X5 serisi takacaklarını belirttiler ve 8'li sistem X4 olduğu için (benim VIA da 8'li) önce onu takmak istediler, ancak o da Aslı Bisiklet'te yoktu. Bu yüzden X3 takmak istediler. Ben de X3'ün VIA'ya göre daha düşük kaldığını belirttim ve internette X4 bulduğumu söyleyince, "Olur, bizim için farketmez, sen de alıp gelebilirsin, biz takarız, 55 TL'ye de kulakçık takarız dediler."

Bisiklet kolay hareket edemez halde olduğu için orada bıraktım ve ne yazık ki hem iş hem de hastalanmam sebebiyle 2 hafta gidemedim parçayı götürmeye. Ancak ismim ve telefon numaram kendilerinde yer alıyordu.

Bugün parçayı götürdüm. Orada ilk bisikleti götürdüğüm ve benimle ilgilenen çalışan kişi vardı. İlk olarak bozuk bir suratla, "bisiklet bayadır burada, "Bugün yapayım al götür bunu" dedi. Üslup tamamen bununla başladı. Tamam dedim gelip alacağım.

(Ekleme: Yarım saate yaparım dedi çalışan, ben de tura çıkıyorum şimdi dönüşte alırım, akşam alırım dedim. Tamam bugün alırsan iyi olur benim için dedi. Bu ikinci cümle kısmında daha sakindi, yalan konuşmuş olmayayım, ama yine de afra tafralı eda ile söyledi. Dükkan dışına çıkınca yanımdaki arkadaşım bile, bu ne afra tafra diye o söyledi aynı şeyi. Kendi bisikletini aldığı yerden (isim vermeyeyim iyice reklam gibi olmasın) 1 ay kalsa orda sesini çıkarmıyor adamlar, buna mı bozuk atıyor bu kadar dedi.)

Öğleden sonra gittim almaya, etiketin de üzerine yazmışlar. Fiyat:115 TL

Buradan sonra hatırladığım kadarıyla diyalog şeklinde yazayım.

Ben: Bir dakika, bana 55 TL olduğunu söylemiştiniz, 115 TL nedir?
Çalışan Çocuk: Zincire koruma taktım (teknik terim kullandı ben çok anlamıyorum o kısmında, takmış evet gösterdi de), vites teli kısa geldi onu düzelttim, ee hizmet bedeli de alacağım heralde değil mi hepsi 115 işte dedi.

Ben: Dedim ki bana kulakçık size takılmasıyla birlikte 55 TL'ye gelecek demediniz mi?
ÇÇ: Ben sadece kulakçık fiyatı o demişimdir, hizmet veriyorum sonuçta, ayrıca bunlar bunlar yapıldı bak buraya da yazmışım.

Bu arada içeride bir karı koca çift müşteri vardı, onların yanında o kişileri zor duruma sokmamak için ilk başlarda mümkün olduğunca sessiz konuşuyor ya da susuyordum ama bozulduğumu belli ettim.

Ben: Bakın anlıyorum ama bu zincire taktığınız koruma şart mıydı?
ÇÇ: Evet, o yüzden fiyatı da burada yazıyor.

Ben: Madem şart, bu işlemler yapılırken onu da yapmam gerek diye neden belirtmediniz, fiyatı neden ona göre söylemediniz de sadece 55 TL ile işin çözülür dediniz bana takma parası dahil?

Burdan sonrasına dikkat edin.

ÇÇ: (Diğer çalışan kişiye seslenerek) arkadaştan sadece kulakçık parası al 55 TL, gerisini de alma, benim hediyem olsun, git 55 TL öde sadece tamam. (Söylenme devam etti bu tarz)

Ben: Yalnız üslubunu düzeltir misin, benimle senli benli konuşma, ben burada müşteriyim, düzgün konuş.
ÇÇ: Hangi üslup?

Ben: Böyle yap et, senli benli, ben burada müşteriyim sen de böyle konuşamazsın agresif agresif dedim.
ÇÇ: Ben üslubumu koruyorum, korumasaydım, dışarıda gibi olsaydım, bu dükkanda böyle duramazdın şimdi.

Ben: Saçma sapan konuşma ne diyorsun ya, ne biçim üslup ya bu?
ÇÇ: Böyle bir üslup, bak burada başka müşteriler de var, rahatsız olmasınlar diye susuyorum. Sen geçen geldiğinde de böyle sorgulamıştın ben seni biliyorum.

Ben: Ya neyi sorgulamışım, tamam müşteriler de burada onlar da görsün. 55 TL dediğin şey 115 TL oluyor, hizmet bedeli almayacağım dediğin şey hizmet bedeli alacağım heralde diye bana tafra yapıyorsun, parasını verdiğim şeyi mi sorgulamayacağım neyi kaldıramıyorsun, neyi sorgulamışım dedim.
ÇÇ: Ne yapsaydım sonradan ihtiyaç çıktı, onları da yaptım, parasını istiyoruz diye mi suçlu olduk, düzelttim diye mi suçlu oldum?

Ben: Hayır ama böyle durumlarda müşteri aranır, ekstra masraf çıkıyor, bilginiz olsun, kabul ediyor musunuz diye önceden bilgi verilir, burada ben yaptım ettime getirilmez haber verilmeden.
ÇÇ: Ne yani ben söyleseydim sanki yaptırmayacak mıydın?

Ben: Orası seni ilgilendiremez, sen bana bunun için laf söyleyemezsin, ben müşteriyim ya, sakin sakin sordum evet bozuldum dedim.
ÇÇ: Tamam ya öde paranı işte 55 TL, istemiyorum.

Ben: Bana bak kendine gel, şikayet ettirme kendini bana.
ÇÇ: Edersen et, kime edeceksin? BENİ BANA MI ŞİKAYET EDECEKSİN? (artık işletmecinin tanıdığı mıdır nedir, güvendiği şey de bu:))

Ben: Tamam uzatma, bu üslupla konuşmayacağım.
ÇÇ: Biz burada amme hizmet mi yapıyoruz hayret bir şey.
Ben: Ya tamam sus, konuşma benimle.

Böyle sonlandı. Şimdi öncelikle ben işin parasında, cimriliğinde, küstahlığında değilim. Bugüne kadar hizmet aldığım, hatta bazen almadığım zamanlarda bile elimden geldiğince karşılığını vermeye çalışırım. Her insan gibi ben de çalıştığım için emeğin ne olduğunun yine her normal insan gibi bilincindeyim.

Dolayısıyla, hem dışardan parça getir, hem orada taktır, üzerine başka parça taktır, bir de adamlar hizmet parası isteyince verme, demenize gerek yok. Dediğim gibi ben parada değil, hem bana verilen sözün (parçayı getirirsin, 55 TL'ye sana takarız, hizmet bedeli de almayız dediler o gün) hem de daha çok üslubun (hizmet bedeli almayalım mı?) tepkisindeyim. Daha sabahtan bugün gel bisikletini al çok kaldı burada diye başladı benimle iletişime. Gerçekten sıkıntıysa, benim hatam da olmuş olabilir, ismim telefon numaram orada yer alıyor, ararsın, bisikletinizi yaptırmayacaksanız gelip alabilir misiniz, dükkanda tutamıyoruz dersin. Dükkanda 3 katlı dükkan yer olmama ihtimali yok, ama yine de olsun diyebilirler yani ona da bir şey demem.

Şimdi ben Giant Türkiye ile iletişime geçsem zaten orada da gördüğüm işletmeci ile muhattap olacağım, o da aynı mentalitede biri olacak. Bu çalışan kişi de ya kendi kendine ya da tanıdığı olduğuna güvenerek işi fiziksel şiddet tehdidine kadar vardırabildi.

Benim o an kan beynime sıçradı, elim ayağım boşaldı, bir an döverim dayak yerim kısmını düşünmeden üzerine yürüyecektim. Sonra koltukta oturan çift müşteriden bayanın gerildiğini ve önüne baktığını gördüm. Onu öyle görünce biraz kendime geldim, hem de haklı olduğum konuda ilk hamlede bulunarak saçma sapan suçlu çıkarmak istemedim kendimi.

İnsanlar sanıyor ki, orada beni tehdit edince korkacak herkes. Umrumda değil karşımdaki güçlüymüş güçsüzmüş, dayak yemişim dövmüşüm, olay oysa, illa o da yer sopanın bir kısmını, ama ben bu Türkiye'de ticaretle uğraşan insanların bu tepkilerinden bıktım. Bunu başka konularda neyse de bisiklet gibi genelde bilinçli kişilerin alışveriş sektörü olan bu dükkanlarda görünce, onların da aynı mentalite ile yönetildiğini görünce gerçekten bıkkınlık geliyor.

Şimdi sorum şu, benim bu aşamadan sonra nasıl bir yol izlemem gerekiyor? Arkadaşın da belirttiği gibi "onu ona şikayet etmemem için :)" nasıl yaptıklarının karşılıklarını bulmayı sağlayabilirim?

Yardımcı olursanız çok sevinirim.

İyi günler.
 
Scudo
Tamamıyla haksızlar.

Eğer ektsradan bir şey yapacaklarsa sizi arayıp, onay almaları gerekir. Bu her yerde böyle sonuçta adamın kendi bisikleti değil, bisiklet sizin.

Şikayet etmekte tabii ki fayda var ama nereye edeceksin, Türkiye burası :/
 
Piyasada böyle çakallarla uğraşmamak için birşey aldığımda bozulsa bile garantiye götürmüyorum, bisikletimmi bozuldu?
Gider parçasını kendi cebimden alır evde takarım hocam, böyleleri adamı kanser eder.
 
Hizmet sektorunde calistigim icin durumu daha iyi hayal edebiliyorum :(

Sizin ona en basindan beri "siz"li hitap ettiginizi dusunmuyorum acikcasi.

Anladigim kadariyla hep senli-benli konusuldu karsilikli olarak. Fakat bu 115 tl problemi ortaya cikinca bunu farkedip "ayrica uslubuna da dikkat et" dediniz gibime geliyor. Bilmiyorum dogru mu anladim.

"Tum bunlara ne gerek vardi?" Diye sormadan da edemiyorum ote yandan :bsmagryr:
Talihsiz bir olay, keske yasanmasaymis :(
 
Üzücü durum, önde gelen marka temsilcileri dahi böyle yapıyorsa siz gerisini düşünmeyin bile...
 
@Serkan Mıstınoğlu

Bunu birisinden bekliyordum ama sektörden birinin bunu haklı çıkarmaya çalışması da benim için talihsiz bir cevap açıkçası, ki sizin de takip ettiğim kadarıyla saygılı biri olduğunuzu biliyorum, görüyorum.

Senli benli konuşma hiçbir zaman sorun olmamıştır benim için, nefret ederim gereksiz nezaket ve saygıdan da. Ancak buraya yazıyla belirttiğim için, her vurguyu taşıyamıyorum elbette. Yazının içeriğindeki konuşmalar ortada. Benim hatam varsa da, bir tanesini bile çarpıtmadan yazdım diyebilirim.

Biriyle senli benli konuşmak ayrı, sonuçta dükkanında müşteri konumunda bulunan birine kızdığı için, git öde, sana hediyem olsun diye ağzını burnunu kıvırıp, laf sokarak konuşmak ayrı. O ana kadar senli benli konuşmasına bozulmuyordum evet, ne zaman tavrını değiştirip kapalı çarşı esnafı gibi davranmaya başladı, o zaman "önce çizgini koru, samimi olduk diye müşteri olduğumu unutma, sen bana laf sokamazsın, bana agresif de davranamazsın, ben sana saygısızlık yapmadım, kendine gel konuşmalarında" mesajı verdim. Çok da haklıyım bu konuda. Konuşmasını beceremiyorsa, müşteriyle dışarıda tartıştığı biri gibi konuşuyorsa o samimiyeti geri çekip doğru düzgün konuşacak.

Kaldı ki, ben çok gıcık, ukala bir müşteri de olabilirdim, ki sorguladığım şeyin yanlış olduğunu düşünmüyorum, kimse müşterisine hangi sebeple olursa olsun (ana avrat küfür mü ettim, insanlık duygularıyla mı oynadım başkalarının içinde ne yaptım?) "Üslubuma dikkat ediyorum, etmesem burada böyle duramazdın emin ol!" diyemez.

Bu konuda, hele de hizmet sektöründen biri olarak, ne olursa olsun tehdit, laf sokma, agresiflik yapma gibi davranışlar sergileyemez kısmını vurgulamanızı beklerdim. Buradaki asıl olay bunlar çünkü, geri kalanların hepsi günlük hayatta yaşanan şeyler.

Bir de bir şeyi anlayamıyorum. Tamam biliyorum, satıcılar bu toplumdansa alışverişi yapanlar da aynı toplumdan, bizler de hizmet verenleri zorluyor olabiliriz zaman zaman, ama hepimiz işinde gücünde insanlarız. Her duymak istemediğimiz bir şeyi işittiğimizde, o zaman hemen agresifleşip, istediğimiz gibi konuşalım, çıkışa gel muhabbeti çekelim liseli ergenler gibi. Bunun lamı cimi yok kusura bakmayın, ekmeğinin derdinde olan insanlar olabiliriz, ama kimse o işlerde çalıştığımız için başımıza silah dayamıyor. Hani gerçekten çok ağır şeyler söylense anlarım ama bu kadar basit tartışmalarda daha hemen tartışmanın başında buralara gelmeyi mazur göremem.
 
Geçmiş olsun.

Zincir koruma neden şartmış, madem onsuz olmuyormuş, bisikleti niye zincir korumasız satmışlar; merak ettim.

Aktarıcı değişince vites telinin kısa kalması ve değişmesi gerekmesi çok anormal bir durum değil. Ancak 5 liralık tel ve 3 dakikalık işçilik için bu kadar masraf çıkartmaları ve bunu bildirme gereği duymamaları rezalet.
 
@Mehmet Altuğ

Merhaba. Öncelikle desteğiniz için çok teşekkür ederim. Benim de aklıma bu geldi açıkçası. Türkiye merkezi zaten o dükkandaki daha önce görmüş olduğum işletme sahibi sanırım. Onunla da gidip konuşmayı düşündüm ama aynı tacize maruz kalma durumum konusunda (çalışan çocuk veya daha kötüsü işletme sahibi) o zaman istenmeyen durumlar yaşanabilir. Amacıma ulaşamadığım gibi daha çok sinirimi bozacağım. İngilizcem var ama durumu (terimsel konular da olduğu için) en doğru anlatmak adına iyi bir İngilizce ile dile getirmek daha iyi olabilir. Sizden destek almak çok yardımcı olacak, teşekkürler tekrar.

@Murat B.


Yani söylediği terimi tam aksettirebildim mi buraya bilmiyorum. Ve dediğim gibi, aktarıcıyı dışardan getirttim, onlar kendi takacağını düşünerek mi dışardan getirince hizmet bedeli dediler onu da bilmiyorum. Aynı seriyi veya dengini bulamayanlar onlar, bir düşük olanı bana seçenek gibi sunarlarsa ben de kendim dışarıdan başka yerden bulup getirttim. Giant Türkiye olarak onlar değil de bunun için ben uğraşıyorsam, onlar da bir zahmet taksınlar, o zaman kulakçık için de başka yere giderim zaten, ne anlamı kaldı yetkili bayi ve servise götürmenin?

Kaldı ki dediğim gibi bunlar hallolabilecek şeyler, orada bir iki güzel cümleye bakar, "haklısınız size söylediğimizin üzerinde masraf çıktı, haber de veremedik, aklımıza gelmedi kusura bakmayın, şu kadarını almayalım (mesela hizmet bedeli), ben zaten o 115 TL'yi o zaman veririm. Sorguladık diye bozulan bir Türk esnaf sistemi var.

Hele de daha çok zengin kesime hitap eden markalarda (bisiklette niyeyse bunu çok yaşadım) paralı kitle sorgulamadan parasını veriyor ediyor diye, herkes bu şekilde olsun istiyorlar. Sorgulayınca da yüzü değişmeler, kaş çatılması, tavırlı ses, mantık da "Yani ne soruyorsun, ne anlıyorsun ki zaten, lazımdı yaptık, böyle gerekiyordu, sorgulama işte, yorma bizi."


@Sarper Uluoluk

@Serkan Mıstınoğlu Bu arada bir şey daha belirtmek isterim ki, siz Delta Bisiklet'te mi çalışıyordunuz tam emin değilim şu anda ama, ben geçenlerde bir türlü kafama uygun kask bulamadığım için Kızıltoprak Delta'dan Caddebostan'a kadar tüm bisikletçilere gidip tek tek denedim.

Kızıltoprak Delta'da görüntü olarak çok beğendiğim bir kask vardı, ama o dahil ne denediysek tek tek olmadı bir türlü. Güvenlik anlamında riskliydi. Ben en sonunda o beğendiğim fena değil gibi aslında falan dedim ve o dükkanda çalışan bir beyefendi, "Ben size bunu veremem, çünkü oturmadı ve güvenli değil sizin için" dedi. Bırakın afra tafrayı, para kazanmamak uğruna böyle davrandığı zaman bir satıcı, o zaman daha güvenilir oluyor gözünüzde ve eminim onlar da böyle bir sorgulama karşısında aynı tepkiyi vermezlerdi.

Sonraki gittiğim dükkanların neredeyse hepsinde "bence oldu, o kadar oynama olur" gibi cevaplar aldım. Ve ben o Delta'daki kişinin de sırf para için güvenliğimi yoksaymamasından dolayı, daha bir bilerek, onları da reddettim.

Bu konuda bir de Yeşil Bisiklet ile Bisiklet Cumhuriyeti'ni olumlu örnek gösterebilirim. Kask konusunda Yeşil Bisiklet, bisiklet satın alma sürecimde ise Bisiklet Cumhuriyeti sahipleri (çalışanlar da değil) içine sineni al, senin için en doğrusu en güvenlisini al, bizden almak zorunda değilsin, bisiklet hobi ve içine sinerek alman daha güzel olur, diğer yerdekileri beğendiysen gidip onu al gerekirse demişlerdi.
 
Şikayetvar vari ''rezillik'' başlıklarında (ekşisözlük jargonu) bir kere bile baştan aşağı haklı bir insan göremedim.
 
@Serrchi

Kusura bakmayın ama her şeye kim haklı gözüyle baktığımız için zaten bu sorunlar medeniyet çerçevesinde çözülemiyor. Konuyu benim de haklı olmadığımı ima ettiğinizi düşünerek cevaplıyorum, yanlış anladıysam düzeltin lütfen.

Ben açtığım bu konuda, hayatımla ilgili diğer konularda da kesin haklı benim, baştan sona ben haklıyım gibi tabirler kullanmadım, ki böyle olduğunu da düşünmüyorum. Hatam varsa bunu da belirtebilirsiniz, ben de kabul ederim.

Ancak bazı şeyler var ki onlar kırmızı çizgi ile çok net çizilmeli. Bir kere Türkiye'de istisnaları ayrı tutarak genellikle,

-Müşteriler ile nasıl konuşmak gerektiğini bilmiyoruz (senli benli mevzusu değil bahsettiğim)
-Ahlaklı ticaret yapmayı bilmiyoruz.
-Tartışmayı bilmiyoruz.
-Eleştiriyi kabullenmeyi bilmiyoruz.
-Soğukkanlı kalmayı bilmiyoruz.
-Alttan almayı bilmiyoruz.

Ben üstteki cevaplarımda da bahsettiğim gibi, 2-3 kere karşılıklı sorgulamadan sonra, bana söylemiş olmanız gerekiyordu böyle bir fiyat çıkacağını, madem mecburdu bir kısmı bunun, başta niye şu da gerekiyor diye belirtmediniz diye söylemem üzerine tartışma ve agresifleşmeye, hatta tehdite varıyor oluşu.

Tartışmalarda ve şikayetlerin içeriğinde hizmet ile ilgili bir içerik yer alması ayrı bir şey, konunun tartışmadan çıkıp karşıdakini tehdit etmek, git kime şikayet edersen et diye konuşmak ayrı bir şey. Bunları ayıramadığımız için, bu konuları sadece kim haklı onu belirleme peşinde oluyoruz.

Ben bu başlığı kötü hizmet diye açmadım, tehdit edilme olarak açtım. Korktuğumdan falan da değil, koskoca markanın Türkiye'deki temsilcisinde böyle basit tartışmalar için işin bu seviyeye gelmesini (tahrik yok, saygısızlık yok) kabullenmiyorum. Siz konuya nasıl bakıyorsunuz bilemedim, ama bu haklı haksız mevzusunun ötesinde.

Bu başlığı açmam ve tehdit ile ilgili şikayetimi dile getirmem için konuda baştan aşağı haklı mı olmak zorundayım? Dedim ya, tahrik mi ettim, saygısızlık mı ettim? Dükkanda başka müşteri var diye, onlar rahatsız olmasın, çalışanlar da onların gözünde kötü gözükmesin diye başta sessiz sessiz sordum, baktım iş biraz tartışılması gereken bir şey başta bir şey de diyemedim çok fazla. Tamamen onların verdiği mantıksız cevaplar üzerine biraz sesimi çıkardım (yükselttim demiyorum, soru sordum işte) ondan sonra bir anda tavırları değişti.
 
@Sarper Uluoluk merhabalar bende hizmet sektöründe çalışan birisiyim böyle davranmaları etik değil daha önce çok firma gezmedim öyle sizin gibi ama gittiğim yerlerde hep iyi karşılandım ( dechatlon hariç ) orada herşeyi kendin alıyorsun yardıma gelen insan yok sorsan bilgiside yok bende kaskımı dechalondan altım deneye deneye orda yazan ölçüleri baz aldım diğerleri kafamı acıtıyordu ( içinde bulunan cırt cırtlar ) en sonunda uygun olarak gördüğüm kafama göre olanı aldım ve hizmet sektöründe çalışan insanlarda bazen gerilebiliyor ama bunu müşteriye belli etmememiz gerekir atiyorum bi gerginlik yaşanmıştır o an sinirlenmişsinizdir ama o siniri gerginliği müşteriye aktarmazsınız bu satış ve hizmete aykırı bir durumdur mesela şuan benimde bisikletim serviste arka jant değişicek 2 haftayi geçti bekliyorum ( bana yapılan teklif isterseniz gelin gecici bi jant verelim yenisi gelince getirin değiştirelim şeklinde ) bende olmuşken tam orjinaliyle olsun biraz daha beklerim dedim sonuçta parça yutdışından geliyor bende yurtdışı alışverişleri yapan bi insanım az çok tahmin edebiliyorum ) bekliyorum ama daha öyle agresif bir şekilde karşılanmadım ve benim çalışma zamanlarımda uğrayabilirseniz görün beni çokda sabırlı bi insanimdir kolay kolay sinirlenmem giant türkiyedeki bildiğim kadar distiribütörü giantın üst merciye bi çıtlatın isterseniz sizden habersiz bisikletinize parça takmak ve ekstradan ücret istemek bana pek mantıklı gelmiyor
 
  • Beğen
Tepkiler: Road_Runner
@ysnakblt

Merhaba. Bu konuda güven vermese bile (bu konu özelinde değil genel söylüyorum) karşımdaki kişinin içini bilmediğim için doğrudan iftira atmak istemem. Yani dolandırmaya çalışıyormuş gibi. Bana oturup açıkladı da. Ama açıklarken de ben bunu sorgularken de buna sabrının olmamasına, yetmeyip tavır sergilemesini kabullenemiyorum ben. Yani ben senin fiyatını kabul edeceksem madem, sen de bir zahmet benim soruma, sorgulamama, haber vermediğin için tepki göstermeme (çok sakin ve saygılı şekilde yaptım) bir şey demeyeceksin. Olayı kişisel meselemizmiş gibi alınmanın, agresifleşmenin manası nedir?
 
@Sarper Uluoluk

Olayın en başında bir iletişim sorunu olduğu kesin. Burada da hatalı olanın mağaza değil müşteri olduğunu iddia etmek mantıklı olamaz.

Parçayı onlardan da alsanız, dışarıdan da getirseniz, işçilik/montaj/hizmet bedeli istemeleri bence normal. Hatta bence pek çok sorunun kaynağında ufak işler için ücret alınmaması yatıyor; yapılan işin karşılığında para almayan "esnaf" kendini lütfedip de müşteriye iyilik yapmış olarak görüyor. Bunun sonucu olarak da işi baştan savma yapıyor, istediği zaman yapıyor, istediği gibi yapıyor...

Kadro kulağını değiştirmek basit bir iş değil. 2-3 vida ile kadroya monte edip aktarıcıyı da ona vidalamak ile iş bitmiyor. Aktarıcı değişmiş olmasa bile limitlerin tekrar ayarlanması ve vitesin indexlenmesi gerekiyor. Ayrıca zincirin ve telin montajdan önce sökülüp sonra tekrar takılması lazım. Bu işlemler, mahir bir mekaniker için 5-10 dakika, benim gibi "az çok anlayan kullanıcı" için en az yarım saat demek. Vites telini de değiştirmek bunun yanında çok sıradan bir işlem, bunun için ilave işçilik ücreti alınıyorsa iyi niyetli olduklarını düşünmek doğru olmaz.

Ben iki olasılık görüyorum, ya en başta verilen 55 Liralık fiyat sadece kadro kulağıydı, işçilik bu fiyata dahil edilmediği gibi ekleneceği de müşteriye belirtilmedi (iletişim hatası: müşteriye eksik bilgi verildi). Müşteriye bir fiyat verilip de daha fazlasının ödeneceğinin anlaşılmasını nasıl bekliyorlar, bilemiyorum. İkinci olasılık ise kadro kulağı + montajı için 55 Lira fiyat verildi, ilave işler çıkınca bunlar müşteriye sorulmadan yapıldı ve fiyat şişirildi (zincire takılan parçanın ne olduğunu anlayamadığım için düzgün yorum yapamıyorum, fakat vites telinin fiyatı 5 Lira civarında). Başta öngörülen ile sonradan istenen arasındaki 60 Lira'nın ne olduğunu anlamış değiliz.

Kısacası, mağaza ile müşteri arasında bilgi asimetrisi var; zaten olmasa müşteri mağazaya gitmez, bütün işini kendi yapar. Dolayısıyla, müşteriyi bilgilendirmek mağazanın sorumluluğunda. Kapitalizmin, serbest rekabetin falan kurallarının işleyip işini düzgün yapmayanların piyasa dışına itilmeleri gerek, ama bir türlü olmuyor nedense...
 
Sana soyle soyleyim en basindan sert olcaktin bu ne kadar kaca olur diyip basinda bekleyip odeyip ekstra varsa gorup o sekil davrancaktin.

Ya da en bastan abi su isi bi coz ya diyip adami tartacaktin nabza gore serbet gitcektin arada gidip limonata alcaktin 5 tl lik limonata 100 tl asagi ceker bu tip durumlarda.

Az alakali ama soyle soyleyim xbox da oyin takasliycaktik biriyle ben habire dostum abisi kardesim diyorum bu beyfendi diyip duruyo neyse bulusma saati geldi dedim ki nerdesin abisi beyfendi benim dersim var dedi dedim.ki kardesim dersin bittigi saatte bulussaydik neyse ne zaman biter dedim bu dedi ki beyfendi benim evim oraya cok ters e dedim . Cocugu deseydin ya ortak yeri sen soyledin neyse zaten zengin muhitteydi bu boyle beyfendi dedikce bende sarteller atmaya basladi dedim ki bir cumle daha yazarsan usenmem gelir bulur ... neyse yazmayim oralari engeli bastim kapattim olayi .. bana da ders oldu frekans tutmuyorsa is yapma seklinde ....

Diyecegim o ki bazilarina beyfendi .. bay may diyince sinir katsayilari artabilir ... nabiz onemli serbet onemli ... kazasiz belasiz surusler : )
 
Böyle esnaflara para kazandırmayın arkadaşlar, ben istanbul Pendik de yaşıyorum prensip olarak bir şey alacağım zaman öncelikle küçük esnafa bakarım fazla fiyat farkı yok ise esnafa kazandırmak için oradan alırım, pendikte maalesef bisiklet satıcıları ve servisler işler acısı geçenlerde uzun zamandır alışveriş yaptığım ve bisiklet te satın almış olduğum efor Bisiklet te elcik almak üzere gittim komşu sayılır o yüzden üçe beşe bakmıyorum, gelelim meseleye adam elciği taktı boynuzu monte edecem diye aldı çekici öküz gibi bam güm gidona vurmaya başladı bu arada gidon da full ne ararsan telefon dahil herşey üzerinde o an, aklım gitti tabi dur ne yapıyorsun derken genç arkadaş sen tut gidonu düşmesin üzerindekiler demesin mi yuh dedim gözlerine baktım söver gibi resmen neyse iş bitti ödedim ücreti birdaha lanet olsun diyerek çıktım belki efor Bisiklet in sahibi Şenol bey in suçu yok eleman ın kabahati ama arkadaş gavur malı değil yahu böyle muamele mi olur paramla geliyorum insan gibi hizmet vereceksin müşteriye yoksa internetten veririm spariş sende kapatır gidersin sonuç itibariyle memnuniyetsiz müşteri negatif reklam olur esnaf kendi zarar eder bu kafayla daha çok kepenk kapatırlar şimdi yaz olduğu için şımardılar kışın görüşürüz o artist esnaflarla
 
klasik giant-kadikoy tavri. merak etmeyin ilk ve son degilsiniz bu tavri cogu kisiye yapiyorlar.
 
@3rsin

Çoğu bisikletçinin, (yukarıda yorumlarda bahsettiğim gibi, parayı ver hiç sorgulama tarzı olmadıkça) küstah ve umursamaz tavrına alışkınım zaten herkes gibi. Aslına bakarsanız işletme sahibi olduğunu düşündüğüm kişi, burası ilk açıldığında (bisikleti oradan değil Kaçkar Bisiklet'ten aldığım halde) bir sorun olursa getir biz hallederiz demişti. Çok hoştu açıkçası. Sonrasında niyeyse böyle bir durum yaşandı. Genelde tepkileri de (genel bisikletçiler için konuşuyorum) bazı şeyleri direkt onlar kadar bilerek anlamanızı bekliyor olmaları. Yani ben hiç anlamayan biri de olabilirim. "Anlamıyorsan karışma, böyle işte gibi" bir tepkiyle yaklaşıyorlar. Diyorum ya, özellikle ticaretin özellikle teknik bilgi gerektiren bir kolu olduğu için, müşteriye anlatmaları, anlamalarını sağlamak yerine aksine bu durumdan acaip sıkılıyorlar.

Ben bu durumu çok saçma buluyorum ve ahlaklı bir ticaret şekli olarak da görmüyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: Groims ve Ozan :)
Ben yol bisikeletimi oradan almıştım. Uzun süre git gel ve model bakmama ragmen (2-3 hafta tahmini) bana çok kibar ve sevecen davranmışlardı. Bu kötü deneyiminiz beni üzdü ve şaşırttı.
 
Geri