Scudo Sports

Fixie üzerine ...

@Anonim Yapmayın hocam kimmiş o fakir damgası vuranlar,diyenler eğer ironi ise lafım yok ama ciddi diyorsanız o havalı arkadaşların havasını alsaydınız keşke.
 
Scudo
@Anonim
Bazen fixie bisikletlerin fotoğraflarına bakıyorum, bazıları çok hoşuma gidiyor.Ama bisikletin estetik olarak hoşuma gitmesi bana fixienin mantığına aykırı gibi geliyor.Fixienin temelinde tasarımsal ,şekilsel beklentiler olmalı mı olmamalı mı acaba diye düşünüyorum eğer böyle düşünüyorsam ben bu fixie kültürünü kavrayamamışım, bazı şeylerden sıyrılamamışım gibi geliyor.Böyle bir şey var mı?

Mesela bu Fuji çok hoş.
220508 dosyayı görüntüle
Fixie için bir kural yok sanırım, benim rastladığım çoğu fixie görsel olarak çok da çekici gelmiyor bana. Geçenlerde bir fixie buldum,görsel olarak fena değildi, ama sürdüğümde çok etkilendim.
 
@hamlet2006 hocam bunda fren var değil mi, ya bu konuyu ben anlayamadım fixienin mantığında fren var mı yok mu, yada fixie kurallardan bağımsız bir sistem mi , bisiklet forumda kafamı karıştıran tek konu bu, fixie nedir , yada ne değildir.
Bu sorularınıza @Anonim hocam daha detaylı cevap verecektir.
 
Fixie diye bakıyorum bisiklet fiyatları o kadar ucuz değil yani, yedek parçaları da pahalı geldi.
 
Fixed Bisiklet Nedir?
Birbirinden güzel renkleri ve dizaynları olan, bazen yüksek profile sahip jantları olan, herhangi bir vitesi ve hatta freni bulunmayan, yolda denk geldiğinizde dönüp tekrar baktığınız o bisikletlere, Fixie ya da Fixed deniyor. Bu isim, bisikletlerin Fixed Gear olmasından kaynaklanıyor. Yani, arka dişliler, arka tekerleğe sabitlenmiş -fixed- durumdadır. Bu bisikletler, sıklıkla Single Speed yani vitessiz veya tek vitesli diye geçen bisikletlerle karıştırılırlar. Ancak, bu vitessiz bisikletlerde dişliler arka tekerleğe sabitlenmemiş oluyor ve hatta ön veya arka frenleri de olabiliyor. Siz pedal çevirmeyi bırakmak istediğinizde bırakabiliyorsanız, o bisiklet Fixed değildir. Arka tekerleğiniz boşta dönebiliyorsa ve dönerken aynı anda pedalı da çevirmiyorsa, o bisiklet tek vitesli ya da vitessiz bisiklet dediklerimizdendir ve bu bisikletlerin bazılarında (link) diye bilinen yöntemle frenleme yapmak mümkün. Yani, pedalı geri çevirmek istediğinizde, arka tekerleğinizle fren yapmış oluyorsunuz. Bazılarında ise geleneksel ön ve arka fren sistemi mevcuttur.

(link)

Fixed bisikletler, genel itibariyle ön ve arka freni bulunmayan, bir dönem bisikletli postacıların da kullandığı ve eski bisiklet modellerinde sıkça rastlanan kontra-pedal sistemi ile frenleme yapılabilen, arka tekerleği dönerken pedalı da döndüren bisikletlerdir. Bazılarını ön fren takılmış halde de görmeniz mümkün. Kullanıcının tercihine kalmış bir durum. Fixed bisikletlerde arka tekerlek ve pedal, birbirinden bağımsız hareket etmez. Pedal çevirmeyi bırakmak isterseniz, pedala güç uygulamayı bırakmanız gerekir. Pedallar tekerlekle beraber dönmeye devam edeceğinden, ayaklarınız da o pedalların üzerinde dönmeye devam edecektir. İster ayaklarınızı yanlara ayırın veya yukarı toplayın, ister güç uygulamadan pedalların üzerinde bırakın, bisiklet bir süre daha gitmeye devam edecektir. Pedala, bacaklarınızın farklı kas gruplarını kullanarak ters yönde güç uyguladığınızda ise fren yapmış oluyorsunuz ve bisikletiniz yavaşlamaya başlıyor. (link) yarışçılarının da kullandığı bu bisikletleri şehir içinde kullanmak oldukça tehlikeli. Yeni başlıyorsanız, bisiklet yollarında alışmaya çalışmanızda fayda var. Hızlanmak çok zevkli ama aynı çabuklukta duramazsanız bir kazaya sebep olmanız oldukça muhtemel. Hele eğim olan bir yolda hızlanıyorsanız, bu işin uzmanı olmuş olmanız gerekiyor. Aksi takdirde, aniden karşınıza çıkabilecek herhangi bir şeye çarpma olasılığınız çok yüksek.

Denge Tekeri Org sitesinden alınmıştır

Fixed Bisiklet Nedir?
fixie ya da sabit vitesli bisiklet
(link)

Fixed gear ya da kisaca fixie. Amerikada son yillarda giderek populerlesen bir bisiklet. Bir yasam bicimi. Bir kendini ifade edis bicimi. Bir kulturel sembol. . Bisikletle bir olmanin yolu. Ya da sadece bir hipster olmanin yolu. Sehrin cocugu, trafigin sorf tahtasi. Sade, fonksiyonel, saglam ve estetik. Arka disli arka tekere sabitlendigi icin, bisiklet gittigi surece pedallar da donuyor, pedallari durdurdugunuzda arka teker de duruyor. Bisikleti surerken ters yone pedallayarak fren yapabiliyorsunuz. Bisikleti surdugunuz surece pedal cevirmek zorundasiniz, durup dinlenmek yok. Tabi yokusa gelince siginacaginiz vitesler de yok, tek bir vitesle daglari taslari asmak gerekiyor. Kim boyle bir bisikleti kullanmak ister? Velodramlarda yarisan pist yariscilari yillardir antreman ve yaris amacli kullaniyorlar. Ama Velodram dedigin dairesel bir duz pist, orada kullanmak mantikli da kim asil bu aletleri sehirde kullanmak ister? Bisiklet kuryeleri. Sehir merkezlerinde sabahdan aksama gokdelenlerden gokdelenlere pedal basan kuryeler icin bisikletleri ekmek tekneleri. Ama duzenli kullanilan bir bisiklet, hizla yipranmaya da mahkum. Fren papuclari, kablo aksamlari, disliler, vites attiricilar vs. bir ton parca, bir ton pahali parca, bir ton cabuk eskiyen parca. Kuryeler velodramlarda ki tek vitesli fixieleri gorunce her halde Arsimed gibi Eureka! diyip hamamdan ciril ciplak firlamislardir. Bu minimal bisikletler, minimal olduklari icin cok saglamlar, cok hafifler, cok efektifler. Ustune ustluk ayni kalitedeki vitesli bir bisiklete gore cok daha ucuzlar. Yaris icin tasarlanan govdeleri agresif bir surus, ani manevra kabiliyeti, cabuk hizlanip cabuk durabilme yetilerini yaninda getiriyor. Butun gunlerini sehir trafigi icinde arabalarla geciren kuryeler icin bunlar tam da aradiklari ozelliklerdi.

(link)

Fixie’ler su anki popularitelerini bisiklet kuryelerine borclu. Fixielerin kuryelerden bisiklet camiasina yayilmasi ve bir kulte donusmesi cok uzun surmedi. Kuryelerin kendileri, giyim tarzlari, yasam bicimleri zaten populer kulturu uzun bir suredir besliyordu. Kurye tipi cantalar (messenger bags) 90larin basindan beri oldukca moda. Yukselen cevresel degerler, daha yesil bir yasam, daha az tuketim beraberinde arabalara karsi bisikleti koyan, cabuk eskiyen narin giyim kusam yerine ucuz ve saglam kiyafetler, gicir gicir dukkandan taze alinmis parlak cillop bir goruntu yerine eskimis old school havasinda bi imaj, cok fazla seye sahip olmak yerine az ve oz seye sahip olmak ve daha niceleri gibi degerleri de yaninda getirdi. Bisiklet butun bu kulturel donusumun bas kosesine gecerken, fixie tek kelime ile bu alt kulturun simgesi haline geldi. Bu alt kulturun tum degerleri fixielerin celik govdelerinde vucud buluyordu. Tabi bir de bu sade bisikletlerin estetigini de hesaba kattginizda, bir moda objesi olmalari cok uzun surmedi.

(link)

Bu alt kulturden bahsederken onun dogma buyume sehirli oldugunun altini tekrar tekrar cizmek lazim. Her ne kadar cevresel degerleri olsa da, dogayla bir butun olalim, cayirlara cimlere acilalim tendansina sahip degiller. Bu sehrin sokaklarinda ortaya cikan, sehrin sokaklarinda yasayan ve sehrin sokaklarindan beslenen tekno-kulturel bir hareket. Fixieler her ne kadar saglam olsalar da, sehrin asfalt yollarinda gidebilirler ancak. Sehrin bittigi yerde fixielerin saltanati da biter. Sadece bisikletleri degil, kulturleri ile de sehre baglilar. Sanati graffiti, gosteri sanatlari ve diger bilimum sokak sanatlari, mekanlari sehirlerin parklari cafeleri barlari, muziklerinde turn table, bol bol sampling ve dj’ler, yasamlari da oldukca dijitalize.

(link)

Fixie surenlerin tekrar tekrar dondukleri bir nokta da bisikletle bir butun olma hissi. Cok Zen bir duygu diye tanimliyorlar, sen ile bisiklet degil, senden ve bisikletten ote ikinizin bir pota altinda eriyip baska bir sey, bir butun oldugu bir tecrube. Bam baska bir farkindalik hali, bam baska bir varolus. Beatnikler gibi konusuyorlar, onlar gibi asiler, onlar gibi budist referanslari da var, ama Hindistana kacmak yerine kendi sokaklarinda kendi degerleri ile yasamayi tercih ediyorlar. Sanayi devrimi ve sehirlesme berberinde yabancilasmayi da getirmisti. Uretime yabancilasan isci. Kamusal alana yabancilasan, arabasinda ve apatmaninda izole edilmis sehirli. Beatnikler buna isyan edip dogaya kacmayi denemislerdi. Yeni yeni insanlar kafalarini cikarmaya basladilar icine tikildiklari deliklerden. Yeni yeni insanlar teknolojiyi izole eden bir duvar degil, kendilerine yeni imkanlar sunan birer arac olarak gormeye basladilar. O teknolojik duvarlari teknolojiyle asan yeni bir kultur de sokaklari geri alma pesinde bu arada. Ruhunu kaybetmis sehirlere yeniden ruh verme pesinde, sehirli degerlerle dogayi yok saymadan. Duvarlari boyamasi bundandir. 70leri 80leri kurcalamasi bundandir. Cevreci olmasi bundandir. Sokaklarda pedal basmasi bundandir. Celikle bir butun olmasi bundandir.

NazIm

(link)

Benim Şahsi Görüşüm

Arkadaşlar bir kaç siteye baktım , hoşuma gidenleri kopyaladım , bu başlık altında fazla bilgi kirliliği gibi olacak ama , nedir , ne değildir fikrimiz olsun dedim. Şahsi görüşüm bu bisikletler hakkında kullanması beceri gerektiriyor. Daha çok şehir yada yol sürüşlerine hitap etmesi de dezavantaj benim için. Fakat diyorum eğer dağ bisikletinden dönüş yaparsam şehir yada yol tarzına fixie bisiklet kullanıcısı olmayı isterim , çünkü aksiyon demek fixie , estetik bir sürüş gerektiriyor.

Peki fixie neden sevilmiyor ? Aslında sevilmiyor diye bir şey yoktur. Sonuçta maddeden yapılmış bir alet, şehirde doğmuş fakat vites fren sistemi yok yada kısmi var. İnsanlar her zaman işin kolayına kaçar ,yada daha güvenlisine neden fixie olsun? Fiyat performans olarak her ne kadar ucuz gibi gözükse de , markadan markaya değişen fiyat aralıkları ve parça aralıkları var ve o kadar da hesaplı değil. Neden teknik özellikleri az olan bir bisiklete daha fazla para vereyim?

Eğer bisiklette amaç daha çevreci olmaksa , bu sözü söylemekten hiç haz almıyorum ama bisikletler çöp olduğunda yada atık hale geldiğinde fixie daha az kirletiyor doğayı. Bu patronların işine gelir mi elbette gelmez , hem ham maddeden hem çöpten para kazananlar neden sevsinler fixie ?

Roma ikiye ayrılınca doğu roma yani Bizans'ın ilk isyanı ne oldu Ayasofyayı yaptırmak. Zamanın en yüksek binalarından ve dehşetli kiliselerinden , İstanbul da gezdiğim ilk tarihi yapı ve İstanbul'daki tek aşkım ,

Moğol istilasında Selçuklu yıkıldı sonuçta Osmanlı kuruldu,

İngiliz imparatorluğuna isyan eden Amerika bugün dünyaya patronluk yapıyor,

Fixie her ne kadar kullanım amaçlı tasarlanmış olsa da beceri ve agresif bir sürüş tarzı gerektirdiği için bisiklet dünyasının asi ve dümdüz giden çocuğu. Çocuklara bakıyorum ben 14-15 aralığı ister şehir olsun ister dağ ister yol agresif sürüş yapıyorlar , bisikletlerini kullanım amacı dışında kullanıyorlar , lan oğlum ne yapıyorsunuz öyle nasıl sürüyorsunuz deyince ne yapalım amca hoşumuza gidiyor diyorlar bana. Benim iki oğlum henüz ufak onlara da dağ bisikleti aldım , eminim ki isyan yakın 3-5 yıl sürer sürmez 😃 Çocuğumun bana karşı direnç getirmesi iyi bir şey mi elbette iyi , ileri de gittiğimde ayakta durmaları gerekiyor. Diyeceksiniz ki saçmalıyorsun. Düşünsenize sistemi olan bir bisiklet kullanıcısının ( vitesli- frenli- havalı-cıvalı-boyalı)gerçek bisiklet becerisinden yoksun yetiştiğini. Hem çocukların bisikletleri daha az vitesli yada vitessiz olmuyor mu, sadece frenleri var bir çoğunun. Biz daha sonra ne yapıyoruz çocukları sürüş becerilerinden alıyoruz , vitesli ve bilmem ne frenli bisikletler alarak aman oğlum düzgün sür , bak vites dişlilerine bir şey olmasın, kaldırımdan inerken takma bir yere , sürekli vites değiştirme ayarını bozarsın.

Yıllardır bisiklet kullanırım ama fixieyi vitessiz yada kontra pedal sanırdım , isyanmış aslında ben buradayım diyen ve pusuda yatan , bisikletin çıplak haliyim , olduğum gibiyim diyen, ben bile o kadar hoşgörülü değilim niye seveyim bu tarz bir bisikleti:harika:

Sanırım en büyük problem bakış açımız olabilir, malum tanımadığımıza düşman olma yada hor görme gibi bir eğilimimiz var. Çok fazla saçmaladım bilmediğim bir konu hakkında belki ama saçmalamak bir arayış kimseye zarar vermediğin yada kimseyi incitmediğin sürece.

Fixie yi sevdim , çünkü bana rakip olamaz, araziye girince:D ve yine fixie yi sevdim çünkü aksiyon gerektiriyor ,eee dağ bisikletinde alışkınız biz ona. Tamam saçmaladım kesiyorum 2 gün sonra 44 diyeceğim orta yaş bunalımı kusura kalmayın. @Anonim ve Ali Kılıç'a teşekkür ederim sayelerinde az da olsa tanıdım fixie yi:harika:
 
Fixie diye bakıyorum bisiklet fiyatları o kadar ucuz değil yani, yedek parçaları da pahalı geldi.
Internetteki fiyatları çok da referans almayın.
Yedek parça olarak pek fazla parça yok zaten, zincir çapraz kullanılmadığından daha zor esniyor, daha kalın ve ucuz zincir. Vites yok, fren minimum masraf. Lastik sadece.
Bisiklet firmaları bu yüzden pek fixie ya da tek vites işine girmiyor, para kazanacak çok yer yok. Ya da aşırı pahalı fixielere yönlendirme/özendirme oluyor. Örneğin yurtdışında 500 dolara satılan orta kaliteli 10,5 kiloluk bir fixienin ülkemizdeki sıfır satış fiyatı 8 bin lira ve stok da yok, ısmarlayıp bekleyeceksiniz. Reynolds borulu eski bir bisikleti aynı kalitede dönüştürmek işini bilen biri için en fazla bunun dörtte birine mal olur. Bir bisiklet firması aslında çok daha ucuza da mal eder, ama işte talep yok, arz yok, piyasa böyle oluyor.

Çok janjanlı olanlara bakmayıp başlangıç seviyesi takılmak bile aslında pek çok kullanıcıyı yeterince tatmin eder. Forumda başlangıç seviyesi şehir bisikletlerinde 2.000-3.000 gibi rakamlar normal kabul ediliyor. Oysa başlangıç kalitede fixie bisiklet sıfır 1.200-1.500 ikinci elde de 700-800 tlye bile bulunabiliyor. Hatta çok ucuza iyi durumda (400-500e ilanlar var) eski bir yol bisikleti alıp fixie bile yapmadan tek vitesli olarak kullanmak ve pek çok ihtiyacınızı halletmek mümkün, yada ufak bir masrafla fixie yapıp arka fren olayından bile kurtarabilirsiniz. Ve fixie sürüşünün keyfi çok başkadır.

Not: Fixie yada tek vites bir bisiklet, bir yol bisikletinin, dağ bisikletinin yerine geçmez. Ama pek çok kullanıcının pek çok ihtiyacını görür. Fixie ile araziye girmek sakat (sürekli pedal çevirme nedeniyle), tek vitesle de arazi epey zor olur. Ayrıca çok hızlı uzun süreli kullanmak zor olur. Benim dediğim basit şehir kullanımı, hafif antrenman falan.
 
Konya ya da Düzce gibi düz ova ya da deniz kıyısı bölgelerde olsam fiks fiksici olurdum...
Ama dün Uludağa çıktık, şehrimiz hep tırmanış ve iniş...
Kontra ilk bisikletimin özelliği idi.
Tarsus da 7 yaşındaki bir yeniyetme iken bisiklet dünyasına adım atmıştım.
Ama Bursa'ya yerleştiğimizde çoğu yokuşu bisikletten inerek çıktığımı anımsarım.
 
@Anonim Yapmayın hocam kimmiş o fakir damgası vuranlar,diyenler eğer ironi ise lafım yok ama ciddi diyorsanız o havalı arkadaşların havasını alsaydınız keşke.
Hocam ben haftasonları günlük ulaşımda bisiklet veya toplutaşım kullandığımı söyleyince bile değişiyor insanlar. bisikleti kabullenebilenler için bile bir en olmalı, en fazla vites, en hafif bisiklet, en güzel tasarım, vs. yoksa bisiklet fakir işi insanların gözünde. 500 metreye cip ile gitmek toplumda itibar unsuru olmuş, yürüyenlere bili fakir diye bakılıyor. Ekşi sözlükte başlık var, alışveriş merkezine montla gelen fakirler diye. Ben bu toplumu tek başına değiştiremem, kendi işime bakarım.

(link)
Ayrıca fakir olmanın nesi yanlış o da ayrı bir tartışma konusu...
 
@Anonim Şu şehir içinde jeep le dolaşan sonradan görmeler mi bisiklete laf ediyor;) fakirin fakiri ezmesi! var birde o ayrı bir konuda valla ozaman da bilgi ve tarih konuşacak ortamı ilk terk eden ve kızan kaybedecek genelde böylelerini fena madara ediyorum onları paraları da kurtaramıyor çünkü çoğun da para var dışları güzel ama içi boş.:ckskc:
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
@Anonim Şu şehir içinde jeep le dolaşan sonradan görmeler mi bisiklete laf ediyor;) fakirin fakiri ezmesi! var birde o ayrı bir konuda valla ozaman da bilgi ve tarih konuşacak ortamı ilk terk eden ve kızan kaybedecek genelde böylelerini fena madara ediyorum onları paraları da kurtaramıyor çünkü çoğun da para var dışları güzel ama içleri pis ve boş.:ckskc:
Laf etseler cevap verilir, ama tavır değişiyor ve cevap verseniz de düşünceleri değiştirmek zor. Bu bireysel olarak değiştirilebilicek bir olgu değil. Toplumda başarı paraya indirgenmiş durumda. Kültürel, düşünsel, bilimsel, sportif bir başarı olmayınca para ve tüketim tek başarı kriteri haline geliyor. Zenginiyle fakiriyle tam bir sonradan görmeler ordusu yetişiyor.
 
@Anonim tanıdığım 25 yaşlarında biri "abi bisiklet bisiklet, bu yaştan sonra bisiklet sporunda ne yapabilirsin ki" dedi, cevap olarak "spor için değil, sevdiğimden sürüyorum" dedim. Sevgi göreceli bir kavram sanırım.
Bunu bana diyen kişi kusura bakmayın helaya bile araba ile gitmeyi istiyor 😏.
 
Bilinmediği için olabilir, kaç defa baktım fixie ne demek tam olarak anlamadım, frenli diyen oluyor frensiz diyen oluyor, herkesler farklı şeyler söylüyor, kimisi diyor serseriler sürüyor, kimisi diyor farkındalık yaratmaya çalışan genç kitleler , daha önce Ali kılıç ile @Anonim yazmışlardı bir şeyler ,ilgisiz değilim ama stilim değil galiba , daha fazla emek istiyor galiba.
@Triban sayın triban peki bugünkü gördüğünüz insanı vasıfları taşımayan fixie bir türü bisiklet mı sürüyordu.
Merhaba Necmettin,

kisa ve öz olarak benim bildigim kadari ile fixie bisikletlerin kadrosunda ve masasinda fren takma yerleri bulunmuyor ve gercek fixie bisiklet kadrolarai pahalidir bu ikinci el icinde gecerlidir. Fixie fakir isi yada serseri isi falan degildir ve alakasida yoktur, fixie bisikletleri cogunlukla düz olan sehirlerde kullanirlar. Fixienin parcalarida normal bisiletin parcasi ile ayni degildir, en basiti aynakolu normal yol veya mtb vs. bisikletlerin aynakolundan iki kat fazla fiyati vardir. Yine aynakoldan bir örnek verlim, Fixie aynakolunu NJS yazisi ve 165mm olmasindan anlaya bilirisiniz ayni yazi dislidede vardir cünkü disliside kolay zincir atmasin diye normallerden biraz daha kalindir, o yazi olmayinca fixie aynakolu degildir. NJS yazisi sadece Aynakolda ve dislide degil ayni zamanda baska parcalarda da oluyor mesela gidon ve gidon bogazi vs. Bunlarin gidonu ise Dropbar (Yol bisikleti dropbardan farkli oluyor) ve bullhorn olarak kullanilir.
Sana kadrosundan ve parcalarindan biraz örnek verebilirim, ucuz olan fixieler normal kadrodan ve normal parcalardan toplanan sadece arkaya fixed göbegi takilmis bisikletlerdir, her arkaya fixie göbegi takilan bisklet fixed degildir. Ön ve arkaya fren takilan kadrolarda var ama bunlar normalde singlespeed oluyor ve arka janta Flip Flop yani cift tarafli göbek bulunuyor, janti cevirince fixie vazifesi görüyor.

Fotograflardaki görülen beyaz pedallar mesela fixie pedallari degil.

Yanlisim veya eksigim varsa düzeltile bilir, düzeltilsinki ben ve diger arkadaslarda yanlis veya eksik bilgilerimizi düzeltelim.

Gercek bir Fixie su sekilde olur, bisklt ve fotograflar bana aittir, googleden falan kopyalanmamistir. (Gidonbogazindan fotograf elimde olmadigindan dolayi googleden alitidir)

1.JPG
5.JPG
7.JPG
8.JPG
9.JPG
10.JPG
11.jpg
 
Neyin gerçek neyin sahte olduğuna parçanın üzerinde yazanlar, fiyatı falan karar veremez. Fixie için lisanslama da yapılmıyor, herkes kafasına göre takılıyor. Adı fixed ama kendisi free yani. Bu tip paradigmalar kapitalizm tarafından pazarlama amaçlı yaratılır. En uç noktasında da metaya tapmak halini alır.
Parçanın kalitesi vardır ve bu da kullanıldığı yere göredir. Benim kullanımım açısından cinelli kadro kullanmama gerek yok mesela. Güvenliğimi sağlasa, ödediğim paraya göre makul bir sürüş kalitesi sunsa yeter. Ama fixiemi alıp pist bisikleti diye yarışlara katılsam bazı standartlara uymam gerekir. Zaten uymazsam başarılı da olamam. O zaman gider en pahalısını almaya çalışırım. Bir de param çoksa hobim budur der ve en pahalı şeylere para harcayabilirim. Robin williams öldüğünde garajından onlarca bisiklet çıkmış, her biri birbirinden değerli. Kim ne diyebilir buna? Ancak birisi “gerçek bisiklet onlar, bu senin yaptığın fakir işi” dediğinde işin rengi değişir.
Ek:
Bir örnek olsun diye Sheldon Brown üstadın fixed gear (sabit vites) filosunun linkini de ekliyorum. Görüldüğü gibi bir çoğu toplama, dönüştürme, eski yol bisikletleri, hatta 20” tekerliler, katlanırlar, mtb ler falan var. Başka bir yazısında da nasıl ucuza sabit vites dönüşümü yapılacağını yazmış. Neyin güvenli, neyin olmadığı hakkında yorumları da var. İsteyen yararlansın.

(link)
(link)
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Neyin gerçek neyin sahte olduğuna parçanın üzerinde yazanlar, fiyatı falan karar veremez. Fixie için lisanslama da yapılmıyor, herkes kafasına göre takılıyor. Adı fixed ama kendisi free yani. Bu tip paradigmalar kapitalizm tarafından pazarlama amaçlı yaratılır. En uç noktasında da metaya tapmak halini alır.
Parçanın kalitesi vardır ve bu da kullanıldığı yere göredir. Benim kullanımım açısından cinelli kadro kullanmama gerek yok mesela. Güvenliğimi sağlasa, ödediğim paraya göre makul bir sürüş kalitesi sunsa yeter. Ama fixiemi alıp pist bisikleti diye yarışlara katılsam bazı standartlara uymam gerekir. Zaten uymazsam başarılı da olamam. O zaman gider en pahalısını almaya çalışırım. Bir de param çoksa hobim budur der ve en pahalı şeylere para harcayabilirim. Robin williams öldüğünde garajından onlarca bisiklet çıkmış, her biri birbirinden değerli. Kim ne diyebilir buna? Ancak birisi “gerçek bisiklet onlar, bu senin yaptığın fakir işi” dediğinde işin rengi değişir.
Ben sadece @necmeddin beyin sorusuna cevap verdim aksi taktirde hic bir bisiklet fakir isi degildir ve öyle bir sey olmaz olamaz zaten. Her kadro tabiki fix göbekle fixie olarak kullanilir ve sürücünün amacina uygun oldugu sürede kimse buna karisamaz ve fakir iside diyemez, benim yazdiklarim yanlis anlasildiysa özürdilerim. Ben zaten fixie ne serseri nede fakir isi diye yazmistim. Gercek fixie ile gercek olmayan arasindaki farki anlatmaya calistim ama gercek olmayanlarda fakir isi demedim, yanlis anlasma olmasin.

Tekrar yanlis anlasma varsa özür dilerim ve dediginiz gibi bir cümle varsa hemen düzelte bilirim.
 
@Murat Cömez hocam eyvallah eline koluna sağlık ben dinlenme konumundayken konuya yeni mesajlar eklemişsin iki yazıyı kopyalayıp ekledim zaten kendi görüşümü de ekledim, fixie nin pahalı olduğu kanısına varmıştım ,@Anonim ise diğer bisikletlerin fixie dönüşümü yapılarak ucuza mal edilebileceğini cevaben yazmıştı.

Başlık fixie neden sevilmiyordu , bu sayede hem fixieyi daha iyi tanıdık , hem neden sevilip hemde neden sevilmediğini irdelemiş olduk 3 aşağı 5 yukarı diyebilirim.
Merhaba Necmettin,

kisa ve öz olarak benim bildigim kadari ile fixie bisikletlerin kadrosunda ve masasinda fren takma yerleri bulunmuyor ve gercek fixie bisiklet kadrolarai pahalidir bu ikinci el icinde gecerlidir. Fixie fakir isi yada serseri isi falan degildir ve alakasida yoktur, fixie bisikletleri cogunlukla düz olan sehirlerde kullanirlar. Fixienin parcalarida normal bisiletin parcasi ile ayni degildir, en basiti aynakolu normal yol veya mtb vs. bisikletlerin aynakolundan iki kat fazla fiyati vardir. Yine aynakoldan bir örnek verlim, Fixie aynakolunu NJS yazisi ve 165mm olmasindan anlaya bilirisiniz ayni yazi dislidede vardir cünkü disliside kolay zincir atmasin diye normallerden biraz daha kalindir, o yazi olmayinca fixie aynakolu degildir. NJS yazisi sadece Aynakolda ve dislide degil ayni zamanda baska parcalarda da oluyor mesela gidon ve gidon bogazi vs. Bunlarin gidonu ise Dropbar (Yol bisikleti dropbardan farkli oluyor) ve bullhorn olarak kullanilir.
Sana kadrosundan ve parcalarindan biraz örnek verebilirim, ucuz olan fixieler normal kadrodan ve normal parcalardan toplanan sadece arkaya fixed göbegi takilmis bisikletlerdir, her arkaya fixie göbegi takilan bisklet fixed degildir. Ön ve arkaya fren takilan kadrolarda var ama bunlar normalde singlespeed oluyor ve arka janta Flip Flop yani cift tarafli göbek bulunuyor, janti cevirince fixie vazifesi görüyor.
Neyin gerçek neyin sahte olduğuna parçanın üzerinde yazanlar, fiyatı falan karar veremez. Fixie için lisanslama da yapılmıyor, herkes kafasına göre takılıyor. Adı fixed ama kendisi free yani. Bu tip paradigmalar kapitalizm tarafından pazarlama amaçlı yaratılır. En uç noktasında da metaya tapmak halini alır.
Parçanın kalitesi vardır ve bu da kullanıldığı yere göredir. Benim kullanımım açısından cinelli kadro kullanmama gerek yok mesela. Güvenliğimi sağlasa, ödediğim paraya göre makul bir sürüş kalitesi sunsa yeter. Ama fixiemi alıp pist bisikleti diye yarışlara katılsam bazı standartlara uymam gerekir. Zaten uymazsam başarılı da olamam. O zaman gider en pahalısını almaya çalışırım. Bir de param çoksa hobim budur der ve en pahalı şeylere para harcayabilirim. Robin williams öldüğünde garajından onlarca bisiklet çıkmış, her biri birbirinden değerli. Kim ne diyebilir buna? Ancak birisi “gerçek bisiklet onlar, bu senin yaptığın fakir işi” dediğinde işin rengi değişir

Gerek kendi incelediğim yazılar gerek sizin yazılarınızdan çıkardığım sonuç ; fixie ye sınır koymak bu bisikletin özüne aykırı , zengin olsun , fakir olsun sınıf farkı olmadan kullanılabilen, fakat kullanılırken kullanım becerisi gerektiren bir bisiklet türü. Fixie kullanan insanlara kötü benzetmelerde kimsenin haddine olamaz zaten , çünkü daha çok emek ve daha çok beceri gerektiriyor. Bize düşen bu tarz konularda bilgi sahibi olmak diyorum. Eyvallah dostlar çok sağolun. Bana göre konu çok güzel ilerliyor. :harika:
 
@Murat Cömez
Hepimiz görüşlerimizi yazıyoruz. Siz bana hitaben kötü bir cümle yazmadınız, ben de size hitaben kötü bir karşılık yazmadım. Ancak konunun o şekilde anlaşılarak devam etmesini istemedim. ”Gerçek fixie” diye bir kavramın dilimize yerleşmesini istemem. Sizin o mesajınız kendi içinde tutarlı bilgiler içeriyor ve düşüncelerinize kim ne diyebilir başkasına bir müdahale yoksa. Ancak mesajınızdan çıkarılan mesaj şu oluyor -en azından benim çıkarımım bu, belki hatalı anlamışımdır-. Gerçek fixieler pahalıdır, piyasadaki ucuzlar tüketiciyi kandırmakiçin sunulan taklit ürünlerdir. Siz bunu doğrudan demeseniz dahi verdiğiniz örneklerle çıkarım bu oluyor. Bu çok yanlış bir bilgi de değil bu arada. Gerçek sabit vitesli pist bisikletleri hakikaten pahalı ve üst düzey ürünler, ama onlar pist yarışları için. Onların karşılaştırılacağı ürünler cervelo s5, trek emonda, specialized s-works venge, vs. olabilir. Sedona 410, Triban 500 değil.

Fixie olarak bahsettiğimiz bisikletler ise aslında sadece sabit vitesli bisikletler. Bu arada öğrendiğime göre daha doğrusu sabit vites denmesiymiş ve fixie denilmesi de yadırganırmış bu bisikletleri kullananlar tarafından ( hipster olarak algılanmasın diye). Sanıyorum bizim “basık“ olayının karşılığı LA sokaklarında fixie oluyor:) Bu tür bir bisikleti normal hayatında kullanan birinin pist bisikletinin kısa chainstay (Türkçesi nedir aslında onu yazsak daha iyi) ve dik alın borusu açısına, gidona göre aşırı yüksek sele hizasına, fren deliği olmayan kadrosuna, veya her şeyden öte tek vites aynakolundan daha farklı bir aynakola ihtiyacı yok. Ben frensiz mümkün değil kullanmam trafikte mesela. Ayrıca pist kadrosu yerine yol kadrosu olması işime gelir. Daha konforlu olacağı kesin.

Ben kendimi de fixieci olarak tanımlamıyorum zaten. Sabit vitesli bisikletleri seven biriyim sadece. Her birini ayrı ayrı sevdiğim üç tane sabit vitesli bisikletim var. Bir tane daha vardı ama onu sattım (üzülerek sattım). Bu bisikletler sizinkiler gibi koleksiyon değeri olan bisikletler değil, ama işimi görüyor, beni mutlu ediyor.

Sabit vites candır, ama pek kimse bilmez, sevmez.
 
@Anonim Dağ için dizaynı da varmış , tabi bunun için ultra antrenmanlar gerekir diye düşünüyorum şehirde veya uygun düz yerlerde .
 
@Anonim Dağ için dizaynı da varmış , tabi bunun için ultra antrenmanlar gerekir diye düşünüyorum şehirde veya uygun düz yerlerde .
Dağ bisikletinde zor olacağına eminim. Keskin virajlarda yatmadan pedal çevirerek gitmek, hatta amortisörü de düşününce pedalları yere değdirmemek veya yokuş aşağı patikada arka tekeri kaydırmadan yavaşlamak nasıl olur bilemiyorum. Rampalar da zorlar herhalde, ayağa kalkınca arka tekerde ağırlık olmadığından çekiş azalıyor, patinaj yapabilir.
 
@Anonim sevilmemesi için bir neden daha galiba değil mi hocam:D , fixie sürecek kişinin beyin mekanizması zehir gibi olmalı , beyin merkezindeki hesap ayarlarında hata olmamalı , anladığım kadarıyla, sadece kas yetmez bu işte.
 
Geri