Merhaba,
Sizlere warmshowers.com aracılığı ile evimizde konuk olan "Constantin" ailesi ile tanıştırmak istiyorum.
Baba Miguel Constantin’den gelen ilk mesajı şu şekildeydi:
"Hello, we are a french family with 3 girls (8,12,13 years). We have been cycling for 6 months. We would like to meet Turkish families to discuss culture. We can camp at your place. Would you be available on Saturday February 3rd at night? Cécile Miguel Téa Siloé and Nel"
Doğrusu 3 çocukları olunca biraz düşündüm, eşime sormak istedim....

Sonra kendi kızlarımızla mükemmel bir iletişim ortamı olacağını düşündüğümüz için heyecanla kabul ettik.
Kendilerine gelmeden önce her gezgine sorduğum soruları yöneltim:
· Et yer misiniz?
· Duş yapacak mısınız?
· Çamaşır makinesini kullanmak ister misiniz?
· Biz çok müzik dinleriz, sizi yorar mıyız?
Bize hangi saatte uygun olacağımızı sordular, ardından 3 Şubat Cumartesi günü sözleştiğimiz saatte siteye giriş yaptılar.
Doğrusu warmshowers.com sitelerindeki profil resminde en küçük kızlarının bisikletini görememiş, herhalde annesinin arkasından geliyordur diye düşünmüştüm. Ama onun da kendine ait bisikletini görünce epey taktir ettim.
Evimiz sitenin ortasında olduğu için bisikletlerini park yerine kilitleme önerimi kabul ettiler. Gezginler çoğunlukla bisikletlerini eve kadar taşıyıp, gözlerinin önünden (haklı olarak) ayırmıyorlar. Fakat bu sefer bisiklet sayısı epeyce fazlaydı.
Çantalarını hep beraber evimize taşıdık. Eve girdiklerinde onlar için ayarladığım Fransız müzikleri ve kızım yaptığı Fransız, Türkiye bayrağı resmi ile karşılaştılar. Sonra tek tek tanışma faslı başladı. Çocuklar hemen kızımın oyuncakları ile oynamaya başladılar. Bu manzara çok güzeldi.
Eşim ve kızım doğum günü partisinde oldukları için "Constantin" ailesini evde bıraktım. Kişisel olarak uzun turculara olan güvenim çok fazla. Maddi ve manevi olarak kendilerinden hiçbir zarar görmeyeceğimize inanıyorum, inanmak istiyorum. Uzun yol felsefesinin onu sürenlerine de bulaştığını düşünüyorum. “Evden ne götürebilir, götürürse bile kaç km gidebilir?” düşüncesiyle gözümüz arkadan kalmadan evde kalmalarına izin verebiliyoruz.
Eşim ve kızım eve geldiklerinde aile duşlarını yapmışlardı. Hemen sohbet başladı.
Miguel istifa etmiş bir sosyal hizmet uzmanı. Eşi Cecille ise işten izin almış bir hastabakıcıydı.
3 kızı ile birlikte 5 dönüm arazileri içinde kendi yaptıkları çadırda yaşıyorlarmış. Sularını yağmur suyundan, elektriklerini güneş enerjisinden sağlamaktalarmış. Kızlar okula gidiyorsa da bu uzun gezi için devletten izin almışlar.
Fransa’da Paris’e 400 km uzaklıkta ki Deux-Sèvres’de yaşamaktalar. (Burası acaba sevr antlaşmasındaki sevr mi acaba, bilenler yazsın lütfen)
Turlarına evlerinin önünde başlamışlar. Sırasıyla şu ülkeleri geçmişler:
· İspanya
· İtalya (Gemiyle geçiş yapmışlar)
· Hırvatistan
· Bosna Hersek
· Karadağ
· Arnavutluk
· Yunanistan
· Türkiye – İzmir (Feribotla geçiş yapmışlar)
· İzmir
Bu rota 6 ay sürmüş. Bizden sonra 3 ay sürecek rotaları şu şekilde olacakmış:
· İstanbul
· Almanya (Uçakla geçiş yapacaklar)
· Hollanda
· Belçika
· Kuzey Fransa
· Eve Dönüş….
Miguel ve Cecile çok hoş sohbet ve nazik insanlardı. Ergenlik dönemini yaşayan büyük ve ortanca kızları saygılı bir tutumla yalnız kalmak, kitap okumak ve oyun oynama derdindeydiler. Küçük kızlarınının İngilizceleri çok iyi değildi o yüzden kendisinden 1 yaş küçük kızımla oyun oynamak istedi hep. Oyunları kısa bir süre sonra kahkahalarla süslü kovalamacaya dönüştü…
Biz eşimle akşam yemeğini hazırlarken bir ara tüm aile küçük kızımızla oyun kartları ile oynadılar . Çok güzel bir sahneydi. Kızımız onların ortasında İngilizce konuşmalar arasında keyifli bir zaman geçirmekteydi.
Bu arada et yedikleri için kendilerine Konya güveç tencere içinde kıymalı sebze yemeği hazırladık. Turlarda sıklıkla bulgur tükettikleri beyaz pilavı tercih ettiler. Sofra da ayrıca salata ve yoğurt vardı. Bir de benim yaptığım tarhana çorbasını ailece kabul ettiler. Kızların çok hoşuna gitmediyse de tabaklarını saygıyla bitirdiler.
Yemek sırasında sohbet devam etti. Bu sohbette notlar.
· Hırvatistan ve Yunanistan’dan çok hoşlanmamışlar.
· Yunanistan’da bahçelerinde kaldıkları evlere para bile ödemek zorunda kalmışlar.
· 6 ay süre içinde warmshowers kullandıkları tek ev bizim evmiş (Çok Şaşırdım). Bunda 5 kişilik bir aile olmalarını neden olarak görmekteler .
Yemek sonrası çocuklar oyunları ve kitap okumalarına biz büyüklerse çay kahve eşlinde sohbet etmeye ve müzik dinlemeye devam ettik. Özellikle çocukların sosyal medya kullanmaması ilgimi çekti.
Miguel’in müzik zevki bayağı iyiydi. Free caza yakın Akosh S. Unit ve Aldo Romano gruplarını bana önerdi. Ben de kendisine Esra Dalfidan, Bülent Ortaçgil dinlettim. Dalfidan’ı çok beğendi. Bunun dışında Fransız Müziklerini dinletmeye özen gösterdim.
Constantin ailesi turlarını anlatan bir gazete de basmaktalar. bu gazeteyi ailece çıkarmaktalar. Her çocuğun katkısı bulunmakta.

Sabahleyin konularımıza gözleme ve bal kaymalı bir kahvaltı sunduk. İkisini de çok beğendiler…
Kısa bir çay sohbeti sonrası çantalarını bisikletlerine taşıdık. Bu arada ben ve kızımla bisiklet kıyafetlerini giymiştik. Kendilerine kısa bir süre eşlik edecektik. Bu arada anne Cecilli’nin kullandığı 3 tekerlekli recumbent bisikletine bindim. Çok ama çok keyifliydi…
Kısa tur sonrasında hüzünlü ayrılış....
Gözlemlerim:
- Hiçbiri brooks sele kullanmıyor.
- Selelerde jel kılıflar var.
- Baba Miguel, Trek marka bisiklet kullanmakta.
- Hidrolik fren kullanmaktalar.
- Cecile dışında hepsi kelebek gidon kullanmakta.
- Baba bazen küçük kızın bisikletini iple kendi bisikletine bağlamakta.
- Tüm çantaları vaude marka
Bu hikaye bu kadar....