Evet yazdıklarınızda çok haklısınız ama iyi mi oldu bence tartışılır.
Birçok yarışsever içgüdüsel ataklar yapan,atak modu hep açık, savaşçı ruha sahip, ele avuca sığmayan, öngörülemez, her zaman söyleyeceği son bir söz olan ya da elindeki havai fişeği patlatmadan teslim olmayan savaşçıları seviyor.
Aslında yarışseverlerin çoğunluğu daha az kontrollü,daha az öngörülebilir,sonucu tahmin edilemeyen yarışlar istiyor. Şu bir gerçek ki, yarışların esas oğlanı yarışçılardır. Sportif direktörler,ekipmanlar powermetreler vb değil.Powermetreleri agresif yarışlar önünde en büyük engel olarak gören birçok otorite ve yöneticiler bulunuyor. Yarışçılar bir etapta powermetrelerine bakarak ne durumda olduklarını, ne zaman atak yapacağını, atak yaptığında gücünün yeterli gelip gelmeyeceğini, atak yapan rakibinin temposuna ayak uydurup uyduramayacağını anlayabiliyor.
O kadar teknik gelişmeyi geçtim bence en temel ekipman powermetreler bile olmamalı, hatta radyolar bile olmamalı. 2009 Tdf aklıma geldi, dağlık etapta radyolar yasaklanmıştı. Bisikletçiler isyan edip ertesi günkü etapta peletonu nötralize etmişti.
Bir de antrenman teknikleri, ivır zıvır marjinal faydalar vb artınca sporcular sınırlarına ulaşıyor. Artık bakıyoruz hangi en anormal, sonra da Tadej Pogacar gibi yamyamlar ortaya çıkıyor. Tadej kimseye normal gelmesin, dominasyonu sporun zevkini bozar.Ronde kazanana neredeyse Roubaixi alabilecek genel klasmancı olmaz, olmamalı.
Eskiler ne güzeld. Bam bam bam. Tom Boonen, Cancellara ne rekabeti ama.
Gva kan kokusunu aldı mı yürürdü. Ki bunlar çok eski bile değil.
Ciddi paraların döndüğü organizasyonlarda öngörülemezlik pek sevilmiyor ki hocam.
Bu tarz organizasyonlar zevk olmaktan uzun süre önce çıktı, olay tamamen ticaret ki tdf de bir yatırımdır.
Bir yatırımcı için en büyük çekince önünü görememektir. haliyle eldeki tüm teknoloji kullanılıyor ki peloton dışında bir de teknolojik yarış mevcut.
Ben uzun süredir bazı organizasyonları izlemiyorum, çoğu organizasyonun bir zevki kalmadı.
Bahsettiğiniz şeyi çok iyi biliyorum, bazı şeylerin yerini teknoloji desteği doldurunca o şey gerekli olan yetenek de köreriyor.
Atıyorum navigasyon kullanan bazı insanların yön bulma duyularının körelmesi gibi.
Son iki senedir bir de yapay zeka çıktı. şimdi olaylar çok daha fazla öngörülebilecek gibi duruyor.
Mesela mehmet diyelim, mehmetin 6 aylık ya da 1 senelik antrenman programı verileri var elimizde. yapay zekanın bu gelişimi 1000 lerce simüle ettiğini ve benzer genetikteki diğer sporcularla karşılaştırdığını düşünelim.
Mehmet daha emekliyorken belirli bir miktar çalışarak yürüyebileceği yolu tahmin edebilir hale geldik çünkü elimizde yüzlerce ya da bunlerce kişinin bir veritabanı var.
Motor sporlarından tutun da bisiklete kadar bu böyle, daha yarışlar başlamadan aşağı yukarı kimin kazanacağını tahmin edebiliyoruz çünkü elimizde devasa bir veri havuzu var.
Arada değişik sonuçlar çıksa da bir organizasyon da doğru tahminler yapmak en az %60 - 70 oranında vardır diye düşünüyorum.
Yüzlerce örnek verebilirim, içerisinde ciddi yatırım bulunduran hemen hemen hiçbir organizasyon sporcuların bireysel yeteneklerine güvenerek bırakılmaz ki bırakılmıyor da.
cümlelerimi bitirmeden bir örnek bırakayım. uzun süredir uzun mesafe dayanıklılık yarışı olan tour divide takip ediyorum.
Bu yarış bayağı arazide geçen ve aşağı yukarı 4500 kilometrelik bir yarış. ilk dönemlerde genellikle hobi yarışçılarınįn olduğu bir organizasyondu, ciddi sürprizler oluyordu.
Yarış ün kazanmaya başlayınca bazı profesyonel sporcular da yarıšşa katılmaya başladı. sonuç olarak işten izin alarak süren insanların arasına çeşitli tırmanış rekorları kıran profesyonel yarışçılardan tutun da sağlam sponsorlu isimler de buraya katılmaya başladı.
Ne değişti?
Son yıllarda çıkan şampiyonların hatrı sayılır bir bölümü arkasında sağlam sponsorlu yarışmacılar. hani bazen mahallede çocuklar kendi aralarında top oynar ve deli gibi eğleniler fakat mahallenin abisi gelir ve çocuklara top yüzü göstermez. aynı şekil, profesyonel sporcuların gelip amatörleri tokatladığı bir organizasyon olma yolunda adım adım ilerliyor tour divide.
Artık gündelik bir işte çalışırken bisiklet süren ve daha sonrasında tour divide kazanana kadar devam eden sofian sehili gibi isimleri göremiyoruz. daha tur başlamadan isimler açıklanınca kafadan ilk 10 daki bazı isimleri tahmin edebilecek noktadayız.
Uzun lafın kısası para bir şekilde mertliği bozuyor, yetenek ikinci plana atılıyor ki yeteneğin para kazanmaya olan etkisi bu kadar fazla olmasa muhtemelen hiç umursanmayacak.