Scudo Sports

Eskiler büyük bisikletçiymiş - Nostalji

Bu bisikletlerin 8,5 kilo olduguna eminmisiniz günümüzde bile aleminyum yol bisikletlerinin kilosu 8.2 8.5 ken ta 1975 deki bu bisikletlerin kiloları bence daha fazladır...
 
Scudo
@Cem Unden

http://s010.radikal.ru/i313/1101/f9/55df58f70732.jpg
Evet gelmiş geçmiş en büyük bisikletçidir! Çok harika birisi. Almaty Eyül 2010'da onunla birlikte fotograf çektirmem ve şehir günü bisiklet turuna katılmam nasip oldu. Samimi, cana yakın, şakacı :) gelen taraftarların hepsini üzmedi. Yaklaşık 1 saat izma dağıttı.
p.s.: Türkelere çok benziyor. :D
 
  • Beğen
Tepkiler: semih59
Ne varsa eski bisikletçilerde varmış gerçekten. Bugün Merckx'in dişli oranlarını gördüm ve ufaktan bir şok geçirdim. Ön küçük 42, arka büyük 18 kullanıyormuş. 2.35 gibi bir oran. Ve 10 kiloluk bir bisiklet. Bugünün prolarına bu Colnago'yu versek acaba tırmanışlarda Merckx'e yaklaşabilirler mi zaman olarak?
 
Ben o zamanlarda kıtalararası tur yapan bisikletçilere de şaşırıyorum. Yol yok, rota karışık nasıl buluyordunuz o yolları anlam veremiyorum
 
Ben o zamanlarda kıtalararası tur yapan bisikletçilere de şaşırıyorum. Yol yok, rota karışık nasıl buluyordunuz o yolları anlam veremiyorum
Daha mantıklı bi argüman
 
Ne varsa eski bisikletçilerde varmış gerçekten. Bugün Merckx'in dişli oranlarını gördüm ve ufaktan bir şok geçirdim. Ön küçük 42, arka büyük 18 kullanıyormuş. 2.35 gibi bir oran. Ve 10 kiloluk bir bisiklet. Bugünün prolarına bu Colnago'yu versek acaba tırmanışlarda Merckx'e yaklaşabilirler mi zaman olarak?
Konu çok iyi abi gerçekten, biz 30 dan 32 rubleye geçince dünyalar bizim oluyor.. acaba şimdinin prolarindan çok, o eskinin efsaneleri; yeni bisikletlerle, sistemlerle ve dislilerle neler yapardı ?
 
Bence yeni nesil çok daha iyi, eee peloton da bayağı hızlandı.

Günümüzde verimlilik olayı çok iyi seviyelerde, buna bir de modern antrenmanları ekleyince genetik sınırlara hatrı sayılır bir şekilde yaklaşabiliyoruz.

Bir de bunun bisiklet konusundaki gelişimi var, aero olarak da bisikletler sınırlara dayandı. Yani bisikletçinin önünde bir ekipman engeli neredeyse kalmadı, aşağı yukarı odaklanmanız gereken şey sadece antrenman ve vücut sınırları.

antrenman bilimi çok fazla gelişti, sporcular eksiklerini çok daha kolay görebiliyorlar.

Eskilere ayrı bir saygım var, orası ayrı fakat modern bisikletçilik bambaşka bir seviyede.
 
Bence yeni nesil çok daha iyi, eee peloton da bayağı hızlandı.

Günümüzde verimlilik olayı çok iyi seviyelerde, buna bir de modern antrenmanları ekleyince genetik sınırlara hatrı sayılır bir şekilde yaklaşabiliyoruz.

Bir de bunun bisiklet konusundaki gelişimi var, aero olarak da bisikletler sınırlara dayandı. Yani bisikletçinin önünde bir ekipman engeli neredeyse kalmadı, aşağı yukarı odaklanmanız gereken şey sadece antrenman ve vücut sınırları.

antrenman bilimi çok fazla gelişti, sporcular eksiklerini çok daha kolay görebiliyorlar.

Eskilere ayrı bir saygım var, orası ayrı fakat modern bisikletçilik bambaşka bir seviyede.

Evet yazdıklarınızda çok haklısınız ama iyi mi oldu bence tartışılır.
Birçok yarışsever içgüdüsel ataklar yapan,atak modu hep açık, savaşçı ruha sahip, ele avuca sığmayan, öngörülemez, her zaman söyleyeceği son bir söz olan ya da elindeki havai fişeği patlatmadan teslim olmayan savaşçıları seviyor.







Aslında yarışseverlerin çoğunluğu daha az kontrollü,daha az öngörülebilir,sonucu tahmin edilemeyen yarışlar istiyor. Şu bir gerçek ki, yarışların esas oğlanı yarışçılardır. Sportif direktörler,ekipmanlar powermetreler vb değil.Powermetreleri agresif yarışlar önünde en büyük engel olarak gören birçok otorite ve yöneticiler bulunuyor. Yarışçılar bir etapta powermetrelerine bakarak ne durumda olduklarını, ne zaman atak yapacağını, atak yaptığında gücünün yeterli gelip gelmeyeceğini, atak yapan rakibinin temposuna ayak uydurup uyduramayacağını anlayabiliyor.
O kadar teknik gelişmeyi geçtim bence en temel ekipman powermetreler bile olmamalı, hatta radyolar bile olmamalı. 2009 Tdf aklıma geldi, dağlık etapta radyolar yasaklanmıştı. Bisikletçiler isyan edip ertesi günkü etapta peletonu nötralize etmişti.

Bir de antrenman teknikleri, ivır zıvır marjinal faydalar vb artınca sporcular sınırlarına ulaşıyor. Artık bakıyoruz hangi en anormal, sonra da Tadej Pogacar gibi yamyamlar ortaya çıkıyor. Tadej kimseye normal gelmesin, dominasyonu sporun zevkini bozar.Ronde kazanana neredeyse Roubaixi alabilecek genel klasmancı olmaz, olmamalı.

Eskiler ne güzeld. Bam bam bam. Tom Boonen, Cancellara ne rekabeti ama.
Gva kan kokusunu aldı mı yürürdü. Ki bunlar çok eski bile değil.
 
  • Beğen
Tepkiler: SerdarCYCoo2Bursa
Evet yazdıklarınızda çok haklısınız ama iyi mi oldu bence tartışılır.
Birçok yarışsever içgüdüsel ataklar yapan,atak modu hep açık, savaşçı ruha sahip, ele avuca sığmayan, öngörülemez, her zaman söyleyeceği son bir söz olan ya da elindeki havai fişeği patlatmadan teslim olmayan savaşçıları seviyor.







Aslında yarışseverlerin çoğunluğu daha az kontrollü,daha az öngörülebilir,sonucu tahmin edilemeyen yarışlar istiyor. Şu bir gerçek ki, yarışların esas oğlanı yarışçılardır. Sportif direktörler,ekipmanlar powermetreler vb değil.Powermetreleri agresif yarışlar önünde en büyük engel olarak gören birçok otorite ve yöneticiler bulunuyor. Yarışçılar bir etapta powermetrelerine bakarak ne durumda olduklarını, ne zaman atak yapacağını, atak yaptığında gücünün yeterli gelip gelmeyeceğini, atak yapan rakibinin temposuna ayak uydurup uyduramayacağını anlayabiliyor.
O kadar teknik gelişmeyi geçtim bence en temel ekipman powermetreler bile olmamalı, hatta radyolar bile olmamalı. 2009 Tdf aklıma geldi, dağlık etapta radyolar yasaklanmıştı. Bisikletçiler isyan edip ertesi günkü etapta peletonu nötralize etmişti.

Bir de antrenman teknikleri, ivır zıvır marjinal faydalar vb artınca sporcular sınırlarına ulaşıyor. Artık bakıyoruz hangi en anormal, sonra da Tadej Pogacar gibi yamyamlar ortaya çıkıyor. Tadej kimseye normal gelmesin, dominasyonu sporun zevkini bozar.Ronde kazanana neredeyse Roubaixi alabilecek genel klasmancı olmaz, olmamalı.

Eskiler ne güzeld. Bam bam bam. Tom Boonen, Cancellara ne rekabeti ama.
Gva kan kokusunu aldı mı yürürdü. Ki bunlar çok eski bile değil.
Ciddi paraların döndüğü organizasyonlarda öngörülemezlik pek sevilmiyor ki hocam.

Bu tarz organizasyonlar zevk olmaktan uzun süre önce çıktı, olay tamamen ticaret ki tdf de bir yatırımdır.

Bir yatırımcı için en büyük çekince önünü görememektir. haliyle eldeki tüm teknoloji kullanılıyor ki peloton dışında bir de teknolojik yarış mevcut.

Ben uzun süredir bazı organizasyonları izlemiyorum, çoğu organizasyonun bir zevki kalmadı.

Bahsettiğiniz şeyi çok iyi biliyorum, bazı şeylerin yerini teknoloji desteği doldurunca o şey gerekli olan yetenek de köreriyor.

Atıyorum navigasyon kullanan bazı insanların yön bulma duyularının körelmesi gibi.

Son iki senedir bir de yapay zeka çıktı. şimdi olaylar çok daha fazla öngörülebilecek gibi duruyor.

Mesela mehmet diyelim, mehmetin 6 aylık ya da 1 senelik antrenman programı verileri var elimizde. yapay zekanın bu gelişimi 1000 lerce simüle ettiğini ve benzer genetikteki diğer sporcularla karşılaştırdığını düşünelim.

Mehmet daha emekliyorken belirli bir miktar çalışarak yürüyebileceği yolu tahmin edebilir hale geldik çünkü elimizde yüzlerce ya da bunlerce kişinin bir veritabanı var.

Motor sporlarından tutun da bisiklete kadar bu böyle, daha yarışlar başlamadan aşağı yukarı kimin kazanacağını tahmin edebiliyoruz çünkü elimizde devasa bir veri havuzu var.

Arada değişik sonuçlar çıksa da bir organizasyon da doğru tahminler yapmak en az %60 - 70 oranında vardır diye düşünüyorum.

Yüzlerce örnek verebilirim, içerisinde ciddi yatırım bulunduran hemen hemen hiçbir organizasyon sporcuların bireysel yeteneklerine güvenerek bırakılmaz ki bırakılmıyor da.

cümlelerimi bitirmeden bir örnek bırakayım. uzun süredir uzun mesafe dayanıklılık yarışı olan tour divide takip ediyorum.

Bu yarış bayağı arazide geçen ve aşağı yukarı 4500 kilometrelik bir yarış. ilk dönemlerde genellikle hobi yarışçılarınįn olduğu bir organizasyondu, ciddi sürprizler oluyordu.

Yarış ün kazanmaya başlayınca bazı profesyonel sporcular da yarıšşa katılmaya başladı. sonuç olarak işten izin alarak süren insanların arasına çeşitli tırmanış rekorları kıran profesyonel yarışçılardan tutun da sağlam sponsorlu isimler de buraya katılmaya başladı.

Ne değişti?

Son yıllarda çıkan şampiyonların hatrı sayılır bir bölümü arkasında sağlam sponsorlu yarışmacılar. hani bazen mahallede çocuklar kendi aralarında top oynar ve deli gibi eğleniler fakat mahallenin abisi gelir ve çocuklara top yüzü göstermez. aynı şekil, profesyonel sporcuların gelip amatörleri tokatladığı bir organizasyon olma yolunda adım adım ilerliyor tour divide.

Artık gündelik bir işte çalışırken bisiklet süren ve daha sonrasında tour divide kazanana kadar devam eden sofian sehili gibi isimleri göremiyoruz. daha tur başlamadan isimler açıklanınca kafadan ilk 10 daki bazı isimleri tahmin edebilecek noktadayız.

Uzun lafın kısası para bir şekilde mertliği bozuyor, yetenek ikinci plana atılıyor ki yeteneğin para kazanmaya olan etkisi bu kadar fazla olmasa muhtemelen hiç umursanmayacak.
 
  • Beğen
Tepkiler: SerdarCYCoo2Bursa
Abi çok iyi yazmışsınız , mesela tdf yi, tdf yapanlar aslında 2 ye ayrılır.. ilk grup; besleyip, büyüten; Adele ve yürek gücüyle tarihsel yarışı kazananlar ya da yarisanlar ile 2. Grup da popüler kültür ve modern kapitalizm ile şekillendirilmiş sporcu ve takımlar, hatta komite ve federasyonlar silsilesi merkezinde 1. Grubun emeklerinin kaymağını yiyenler... Lance Armstrong ile özellikle, eze eze başlayan 2. Akim, Chris froome ile devam etti ve şimdi 2-3 takım hegemonyasinda sürüyor. Onların zamanında tüm Fransa , en büyük spor gazeteleri , takım kadrosu, teknik kesim biliyordu illegal isler döndüğünü ve Show devam etmeli diye kararlar alındı ve devam etti .. Armstrong un strong lugundan eser kalmayinca , vay efendim, sen nasıl olur da doping yaparsın, nasıl böyle bir ahlaksizlik örneği olusturursun deyip aforoz edildi. 1 kişiyle (kabaca)günah temizlendi.. sonra? Bisiklet federasyonları dan, hakemler kurulundan, danışmanlar meclislerinden vs vs her birinin neredeyse , lance ile en az 1 fotoğrafı var(di) .. Ama şampiyonluklar, yarışlar süresince jel ve takviye gıdaları firmaları, sponsorlar, bisiklet üreticileri, forma üreticileri, organizasyon ulkeleri, oteller, yerel butik işletmeler, her biri bundan ekmek yedi ve köşelerden köşe begendiler.. Fransizlar için, "tur" olimpiyatlardan bile önce gelir. Bu işlerin legal boyutu olimpiyatlar iken, illegal tarafı Fransa turudur.. Nasilnki futbol bile artık sahada oynanmıyor ise, bisiklet konusunda da artık yarışlar etaplarda kazanılmıyor raddesine evriliyor...
 
  • Beğen
Tepkiler: Kadir Eskici
Geri