Serkan Taşdelen
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 28 Şubat 2006
- Mesaj
- 2.659
- Tepki
- 4.757
- Şehir
- Türkiye
07 Kasım 2010
Merhaba Sevgili Pedalla.com takipçileri,
Şehirden Şehire Bisiklet turlarımıza bir yenisini daha ekledik. Bu defa rotamız Erzurum’dan Bayburt’a doğruydu. Cumartesi akşamı sevgili arkadaşım Suat ile otogarda buluştuk. Akşam 20:00′de Erzurum’a gidecek olan otobüsümüzde yerlerimiz aldık. Bisikletlerimizi bagaja yerleştirmek ilk anlamda sorun olsa da ikna yeteneğimiz ile onuda halletmiş olduk.
Erzurum’a saat 22:30 gibi iniyoruz. Bizi otogarda Hakan karşılıyor. Eve doğru yürüyüşe geçiyoruz. Hava çok soğuk değil ama eve gidinceye kadar ellerim epey üşüdü. Ev 3. katta, bisikletlerimizi sırtladık ve yukarıya kadar çıkarttık. Sıcak ve güzel birkaç bardak çay ile sucuklu yumurtalarımızı midemize indirdik. Ardından bisikletlerimizin son kontrolünü yaptıktan sonra yatmaya geçtik. Sabah sabah uğraşmak istemiyoruz.
Saat sabahın 5:00′i ve alarm çalıyor. Ama hava hala karanlık. Suat uyanmış hazırlanırken bense tembellik yaparak alarmı birkaç kez erteliyorum. Tabi çok geçmeden bende kalkıyorum ve evden çıkmamız 5:30′u buluyor. Hakan ile vedalaştıktan sonra rotamızı şehir merkezine çeviriyoruz. Öncelikle çorba içeceğiz ve sonra yola çıkacağız. Hava epey sert. Saatin erken olması ve bizim bisiklet ile hareket halinde olmamız epey soğutuyor havayı. Hava sıcaklığı ( – ) ‘li derecelerde.
Çorba faslı bittikten sonra tam olarak kuşanıyoruz. Bere, uzun eldivenler ve kar maskesi derken üstümüz başımız doluyor. Çifte Minareli Medrese önünde hatıra fotoğrafı çekiliyoruz.
(link)
Saatimiz 06:00′yı gösterdiği sırada pedallar dönmeye başlıyor. Erzurum şehir merkezini geride bırakırken yanımızda Dadaşkent’in evleri eşlik ediyor bize. Ilıca (Aziziye) Merkez ilçesinide geçtikten sonra Erzurum il çıkışında tekrar fotoğraf çekmek için duruyoruz.
(link)
Havada bulut yok, çok güzel ama soğuk var. Erzurum üstünde kara bulutlar dolaşıyor.
(link)
İlk durağımız olan Aşkale’ye henüz 38 km yolumuz var. Yol akıyor ve 20-25 ortalama ile yol alıyoruz.
(link)
Ellerim ve ayaklarım epey üşüdü. Uzun parmak eldivenlerim bir süre sonra işe yaramaz oldu. Sık sık içine sıcak hava üflüyorum. Oynatıyor, sallıyorum ama nafile. Öyle böyle derken yavaş yavaş ısınan havanında etkisi ile ellerimde ısınıyor. Saat 7:30 gibi İspir-Rize kavşağını geçiyoruz. Tabi biz Aşkale’ye doğru devam ediyoruz tüm hızımızla.
(link)
Rize kavşağından sonra Aşkale’ye 26 km yolumuz kalıyor. 30 km/s ortalama ile pedallıyoruz.
(link)
Diğer taraftan ise bizi Aşkale’de sevgili dostumuz Aydın bekliyor. Onuda daha fazla bekletmek istemiyoruz ve asılıyoruz pedallara. Ben ara ara fotoğraf molası veriyorum tabi. Köylerin üstünde de kara bulutlar dolanıyor. Havaların soğuk olması, yakılan sobaların çıkarttığı dumanlar ile bu manzara çıkıyor karşımıza.
(link)
(link)
Saat tam 8:00 ve Aşkale’ye 17 km yolumuz var. Yollar altımızdan akıyor resmen.
(link)
Yan tarafımızda uzanan sıra dağlar ile pedal çevirmek keyifli. Bir süre sonra tekrar ellerim üşümeye başlıyor.
(link)
Dağların yamaçlarını kurulmuş köylerin manzarası çok güzel. “Orda bir köy var uzakta” şarkısını mırıldanıyorum.
(link)
Kara bulutlu manzaralar devam ediyor.
(link)
Saatimiz 08:36′yı gösterdiği sırada Aşkale’ye giriş yapıyoruz. Girişte tekrar Aydın ile haberleşiyoruz. Apartmanın önünde bizi beklediğini söylüyor.
(link)
Sevgili Aydın ile buluşuyoruz ve eve çıkıyoruz. Eşinin hazırlamış olduğu sıcacık çaylarımızı yudumlarken, muhabbet ediyoruz. Aydın ile daha önce buradan birlikte geçmiştik. Hatta şehirden şehire projelerinin ilki olan Erzurum’dan Erzincan’a birlikte pedallamıştık. Aydın ile birlikte hatıra fotoğrafımızı ihmal etmiyoruz.
(link)
Sevgili Aydın ve Eşine bu güzel misafirperverlik için çok teşekkür ediyoruz ve saat 9:30 gibi ayrılıyoruz.
Bayburt – Erzincan yol ayrımı hemen Aşkale’nin çıkışında ayrılıyor.
(link)
Kavşaktan Bayburt’a doğru dönüyoruz… Buradan sonra bizi farklı bir yol bekliyor. Daha önce hiç pedal çevirmediğim bu yolda pedallamak çok daha keyif veriyor.
(link)
Aşkale’nin geride kalan görüntüsü…
(link)
Kavşaktan sonra 71 km var Bayburt’a. Bu güzergah boyunca farklı bir coğrafyaya geçiş yapacağız. Aynı zamanda Kop Dağını aşarak Karadeniz Bölgesine ulaşacağız.
(link)
Karşı yamaçtan köy manzarası.
(link)
Çok geçmeden tırmanış yavaş yavaş başlıyor. Bir tarafı trafiğe kapalı yolda rahatça pedal çeviriyoruz.
(link)
(link)
Rampanında etkisi ile terlemeye başlıyoruz. Üzerimizdekileri biraz hafifletmek için duruyoruz. Kışlık eldivenlerden de kurtuluk yazlık eldivenlerimiz giyiniyoruz. Ardından tekrar pedal başındayız.
(link)
Pırnakapan Köyünden geçiyoruz. Buradan sonra Bayburt’a 59 km yolumuz kalıyor.
(link)
Suat hemen ayaküstü muhabbete koyuluyor. Siirt’li dostumuz ise bizi Siirt’e Büryan yemeye davet ediyor. Birgün neden olmasın?
(link)
Su doldurmak için duruyoruz ve derede yün yıkayan Erzurum’lu kadınları izliyoruz. Sıra hiç şaşmadan bir birisi, bir diğeri vuruyor acımasızca.
(link)
Rampa ile Pırnakapan köyünü geride bırakıyoruz. Kop Dağı Geçidini çıkıyoruz. Ama zirveye daha çok yolumuz var.
(link)
Kop Dağı Geçidi kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Gittikçe dikleşen eğim bizi yormaya başlıyor. Ayrıca gideceğimiz yolu görmek motivasyonumuzu da yok ediyor. Solda görünen sivri dağın üzerinden geçiyor yol.
(link)
Giderek yaklaşıyoruz dağa doğru. Buranın zirve olduğunu düşünüyoruz, olmadığını ise oraya çıkınca anlayacağız.
(link)
Çıktıkça gerimizde ki manzarada göz alıyor.
(link)
Devam ediyor...
Merhaba Sevgili Pedalla.com takipçileri,
Şehirden Şehire Bisiklet turlarımıza bir yenisini daha ekledik. Bu defa rotamız Erzurum’dan Bayburt’a doğruydu. Cumartesi akşamı sevgili arkadaşım Suat ile otogarda buluştuk. Akşam 20:00′de Erzurum’a gidecek olan otobüsümüzde yerlerimiz aldık. Bisikletlerimizi bagaja yerleştirmek ilk anlamda sorun olsa da ikna yeteneğimiz ile onuda halletmiş olduk.
Erzurum’a saat 22:30 gibi iniyoruz. Bizi otogarda Hakan karşılıyor. Eve doğru yürüyüşe geçiyoruz. Hava çok soğuk değil ama eve gidinceye kadar ellerim epey üşüdü. Ev 3. katta, bisikletlerimizi sırtladık ve yukarıya kadar çıkarttık. Sıcak ve güzel birkaç bardak çay ile sucuklu yumurtalarımızı midemize indirdik. Ardından bisikletlerimizin son kontrolünü yaptıktan sonra yatmaya geçtik. Sabah sabah uğraşmak istemiyoruz.
Saat sabahın 5:00′i ve alarm çalıyor. Ama hava hala karanlık. Suat uyanmış hazırlanırken bense tembellik yaparak alarmı birkaç kez erteliyorum. Tabi çok geçmeden bende kalkıyorum ve evden çıkmamız 5:30′u buluyor. Hakan ile vedalaştıktan sonra rotamızı şehir merkezine çeviriyoruz. Öncelikle çorba içeceğiz ve sonra yola çıkacağız. Hava epey sert. Saatin erken olması ve bizim bisiklet ile hareket halinde olmamız epey soğutuyor havayı. Hava sıcaklığı ( – ) ‘li derecelerde.
Çorba faslı bittikten sonra tam olarak kuşanıyoruz. Bere, uzun eldivenler ve kar maskesi derken üstümüz başımız doluyor. Çifte Minareli Medrese önünde hatıra fotoğrafı çekiliyoruz.
(link)
Saatimiz 06:00′yı gösterdiği sırada pedallar dönmeye başlıyor. Erzurum şehir merkezini geride bırakırken yanımızda Dadaşkent’in evleri eşlik ediyor bize. Ilıca (Aziziye) Merkez ilçesinide geçtikten sonra Erzurum il çıkışında tekrar fotoğraf çekmek için duruyoruz.
(link)
Havada bulut yok, çok güzel ama soğuk var. Erzurum üstünde kara bulutlar dolaşıyor.
(link)
İlk durağımız olan Aşkale’ye henüz 38 km yolumuz var. Yol akıyor ve 20-25 ortalama ile yol alıyoruz.
(link)
Ellerim ve ayaklarım epey üşüdü. Uzun parmak eldivenlerim bir süre sonra işe yaramaz oldu. Sık sık içine sıcak hava üflüyorum. Oynatıyor, sallıyorum ama nafile. Öyle böyle derken yavaş yavaş ısınan havanında etkisi ile ellerimde ısınıyor. Saat 7:30 gibi İspir-Rize kavşağını geçiyoruz. Tabi biz Aşkale’ye doğru devam ediyoruz tüm hızımızla.
(link)
Rize kavşağından sonra Aşkale’ye 26 km yolumuz kalıyor. 30 km/s ortalama ile pedallıyoruz.
(link)
Diğer taraftan ise bizi Aşkale’de sevgili dostumuz Aydın bekliyor. Onuda daha fazla bekletmek istemiyoruz ve asılıyoruz pedallara. Ben ara ara fotoğraf molası veriyorum tabi. Köylerin üstünde de kara bulutlar dolanıyor. Havaların soğuk olması, yakılan sobaların çıkarttığı dumanlar ile bu manzara çıkıyor karşımıza.
(link)
(link)
Saat tam 8:00 ve Aşkale’ye 17 km yolumuz var. Yollar altımızdan akıyor resmen.
(link)
Yan tarafımızda uzanan sıra dağlar ile pedal çevirmek keyifli. Bir süre sonra tekrar ellerim üşümeye başlıyor.
(link)
Dağların yamaçlarını kurulmuş köylerin manzarası çok güzel. “Orda bir köy var uzakta” şarkısını mırıldanıyorum.
(link)
Kara bulutlu manzaralar devam ediyor.
(link)
Saatimiz 08:36′yı gösterdiği sırada Aşkale’ye giriş yapıyoruz. Girişte tekrar Aydın ile haberleşiyoruz. Apartmanın önünde bizi beklediğini söylüyor.
(link)
Sevgili Aydın ile buluşuyoruz ve eve çıkıyoruz. Eşinin hazırlamış olduğu sıcacık çaylarımızı yudumlarken, muhabbet ediyoruz. Aydın ile daha önce buradan birlikte geçmiştik. Hatta şehirden şehire projelerinin ilki olan Erzurum’dan Erzincan’a birlikte pedallamıştık. Aydın ile birlikte hatıra fotoğrafımızı ihmal etmiyoruz.
(link)
Sevgili Aydın ve Eşine bu güzel misafirperverlik için çok teşekkür ediyoruz ve saat 9:30 gibi ayrılıyoruz.
Bayburt – Erzincan yol ayrımı hemen Aşkale’nin çıkışında ayrılıyor.
(link)
Kavşaktan Bayburt’a doğru dönüyoruz… Buradan sonra bizi farklı bir yol bekliyor. Daha önce hiç pedal çevirmediğim bu yolda pedallamak çok daha keyif veriyor.
(link)
Aşkale’nin geride kalan görüntüsü…
(link)
Kavşaktan sonra 71 km var Bayburt’a. Bu güzergah boyunca farklı bir coğrafyaya geçiş yapacağız. Aynı zamanda Kop Dağını aşarak Karadeniz Bölgesine ulaşacağız.
(link)
Karşı yamaçtan köy manzarası.
(link)
Çok geçmeden tırmanış yavaş yavaş başlıyor. Bir tarafı trafiğe kapalı yolda rahatça pedal çeviriyoruz.
(link)
(link)
Rampanında etkisi ile terlemeye başlıyoruz. Üzerimizdekileri biraz hafifletmek için duruyoruz. Kışlık eldivenlerden de kurtuluk yazlık eldivenlerimiz giyiniyoruz. Ardından tekrar pedal başındayız.
(link)
Pırnakapan Köyünden geçiyoruz. Buradan sonra Bayburt’a 59 km yolumuz kalıyor.
(link)
Suat hemen ayaküstü muhabbete koyuluyor. Siirt’li dostumuz ise bizi Siirt’e Büryan yemeye davet ediyor. Birgün neden olmasın?
(link)
Su doldurmak için duruyoruz ve derede yün yıkayan Erzurum’lu kadınları izliyoruz. Sıra hiç şaşmadan bir birisi, bir diğeri vuruyor acımasızca.
(link)
Rampa ile Pırnakapan köyünü geride bırakıyoruz. Kop Dağı Geçidini çıkıyoruz. Ama zirveye daha çok yolumuz var.
(link)
Kop Dağı Geçidi kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Gittikçe dikleşen eğim bizi yormaya başlıyor. Ayrıca gideceğimiz yolu görmek motivasyonumuzu da yok ediyor. Solda görünen sivri dağın üzerinden geçiyor yol.
(link)
Giderek yaklaşıyoruz dağa doğru. Buranın zirve olduğunu düşünüyoruz, olmadığını ise oraya çıkınca anlayacağız.
(link)
Çıktıkça gerimizde ki manzarada göz alıyor.
(link)
Devam ediyor...


