Merhaba
Bende tur hakkında değerlendirmelerimi yapmak istiyorum.
Öncelikle Mehmet arkadaşımıza geçmiş olsun diyorum.
Ben bugün google map’den Mehmet’in alamadığı virajın uzunluğunu ve açılarını inceledim. 45 derecelik ve 70 metre genişliğinde sağa dönen virajı alamayıp, karşı şeride geçerken, arkasından sola doğru gelen 60 metrelik ve yaklaşık 150 derecelik virajı görünce frene basıp kaymış. Ben vardığımda 2.virajın girişinde bariyerlere yaslanmış oturuyordu. Mesele bisikletin kayması olunca bu kazanın hepimizin başına gelebileceği aşikardır. Kesin olan şey ise hepimizin rampa aşağı inerken gereğinden fazla hızlı olduğumuzdur kanaatindeyim. Arkadaşımıza Allah acil şifalar versin. Yalnız durum dünkünden biraz farklı gözüküyor. Menisküste yırtılma, çapraz bağlarda kopma varmış. Dünden beridir aklımdan çıkmıyor.
Yalnız burada beni rahatsız eden bir husus var. Abartıyor muyum bilmiyorum ama sanki turu iptal edip, bisikletleri Ümraniye Araştırmaya sürmemiz gerekiyordu gibi geliyor. Orada hiçbir işe yaramayacak olsakta gitmemiz gerekiyordu, gibime geliyor. Ben bisiklette yeni olduğumdan bazı durumlarda abartıyor da olabilirim. Hatta tecrübeli arkadaşlar elbette ki yapılması gerekeni benden daha iyi biliyorlardır ama 2.kere karar verebilme şansım olsaydı, muhtemelen ben dönmeyi tercih ederdim. Bu olay dünden beri kafama takıldı. Bu konuda kafam karışık…
Birde sanırım Kudret abi sizleri “uyarmam lazımdı” gibi bir ifade kullanmış. Ben katılmıyorum. Burası da bana sanki gereksiz bir vicdan azabı gibi geldi.
Dönüş yolunda biraz gerilerde kaldım. Bunun birçok sebebi vardı ama başarısızlığı değerlendirirken mazeret üretmeyi sevmediğimden burada bunları saymıyorum. Ama tek neden bisikletimin ağır olması değildi. Tüm hatalarımı tekrar etmeyeceğim birer tecrübe olarak değerlendiriyorum.
Dönüş yolunda sizin inişleri 60 km hızla inmenizden kaynaklı olarak, 3 kişi 9 km kadar terk edildik. İnkar etmeyin, ölçtüm, yayınlarım, şahitlerim var.

Aslına bakarsanız, kimsenin kimseyi beklemek zorunda olmadığı kanaatindeyim ama lay lay lom tempolu olarak belirlenen turların yazısız raconuna aykırı bir durumdu. 3’ümüzde dikkat dağınıklığı yaşıyorduk. Ben yüksek lisansı Anadoluhisarı kampüsünde yaptığım için bölgeyi iyi biliyordum ama diğer iki arkadaştan biri, ben olmasam, Anadolu Hisarı tabelasını görmeyip, köprüden sonra trafikle beraber TEM’e çıkacaktı. Diğeri de Anadolu Hisarına indiğimizde Üsküdar tabelasını görmediğinden, sanırım sağa gitmeliyiz gibi bir şey söyledi.

O sırada zihinsel olarak 3’ümüz 1 kişi etmiyorduk.

Daha sonra arkadaşlara dedim ki, “Grup bizi bırakıp bir yere gitmez, esnafa soralım buradan geçmişler mi” diye dedim. Yol kenarındaki esnafa sorduğumuzda “Buradan geçen bisikletli olmadı” dedi. Benim beynimden direk kaynar sular indi.

Arkadaşlara “biz bunları ya fark etmeden geçtik, ya da başka bir yoldan geldik, bekleyelim” dedim. Arkadaşların biri “gitmişlerdir, bu adam görmemiştir” dedi. Arkadaşlar olmasa ben sizi orada boşu boşuna 1 saat bekler, siz gelmeyince de muhtemelen dönüp sizi aramaya kalkardım. Yani 3’ümüzde bir yerde hata yaptık. Sonra ilerde yine sormak üzere yeniden yola çıktık. Allahtan orada şuurlu bir esnafla karşılaştık, “bisikletliler direk gittiler” dedi. Bizde abandık pedala, sonra siz durunca, size yetiştik.

Düşündükçe hala gülüyorum.
Bu sorunu 3 nedenden dolayı yaşadık; 1.si yokuş aşağı özellikle kazanın etkisiyle, sizin süratinizle inmedik. 2.si 9 km boyunca bizi beklemeden gidip, 3 kavşak geçeceğinizi söylemediniz. 3.sü sizi arayabileceğimiz neredeyse hiçbir telefon numarası yoktu. Bende bir bahtiyarın telefonu vardı, ama o da emin değilim ama önden gidenlerden olduğu için sanırım sizin grupta değildi.
Yanlış anlaşılmasın bunlar kesinlikle sitem değildir. Dönüş yolunda yaşadıklarımızı gülerek hatırlayacağım tecrübeler olarak değerlendiriyorum.
Mehmet’in kazası ise dün geceyi kabus gibi geçirmeme neden oldu. Gece rüyamda sürekli bisikletten düştüm.
İnşallah ramazan ayı hepimize iyi gelecek. :in: