adilekci
Üye
- Kayıt
- 5 Ağustos 2008
- Mesaj
- 78
- Tepki
- 124
- Şehir
- Antalya
- İsim
- Abdurrahman Dilekçi
10 Sene aradan sonra arkadaşımın da gazıyla bisikleti aldım 4 gündür düzenli bir şekilde ( hemen hemen düzenli ) sürüyorum. Bugün de saat 11:00 civarı kafama esti şu Ekşili Göletine gideyim dedim ve bastım pedala.
Toplamda yol : 88.7 Km
Ortalama hız : 19.7
En yüksek hız : 68:4
Toplam pedal çevirme süresi : 4:38:45 ( Bazı ihtiyaç molalarında durdurmadım )
Bilgiler strava'dan alınmıştır.
Her zaman olduğu gibi ilk ben onu omuzladım ve aşağı indirdim. Sonrasında ise o benim kahrımı çekti.
Önce ufak ufak şehirden uzaklaşmak için dağlara doğru yöneldim. Yolu bilmediğim için telefonun haritasına göre gidiyorum.
Güzel güzel giderken bu rampa ile kaşılaştım ki bu rampanın başlangıcı. Ancak işin en kötü tarafı asfaltın erimiş olması ve yolun devamının da öyle olması. Beni mahvetti, daha yeni sürmeye başladığım için kondisyonum sıfır. Besin kaynağı konusunda da amatör olduğum için fındık fıstık enerji verecek hiç bir şey almadım yanıma.
"Bana biraz gölge verin" diyerekten ilk gördüğüm ağaç gölgesine attım kendimi. Yolun sıcaklık nedeniyle erimiş olması + harfiyat tırlarının bu yolu kullanması beni baya bi etkiledi. Çünkü çoğu zaman geçmelerini bekledim. Aşırı süratli kullandıkları için riske girmek istemedim.
Tamam artık durmam derken dut ağacını gördüm. Neyse canım azcık durayım deyip yumuldum dutlara.
32Km pedal çevirdikten sonra Ekşili göletine varıyorum.
Sonra kahvemi yaptım ve aldığım atıştırmalıkları yiyerek manzaranın seyrine daldım.. Ve aklıma gelen ilk söz " Ferman padişahındır da, dağlar bizimdir."
Bu göl de yüzülmez derken. Karşı tarafta suyun geldiği yere gideyim dedim. Bir de ne göreyim havuz. Saldım kendimi içine.
Geldiğim yol kötüydü diye alternatif rota düşünürken karain mağarası geldi aklıma o tarafa doğru yönümü çevirdim ve ne yazık ki yine erimiş asfalt bana merhaba dedi ancak bu defa 10km idi.
Kilometrelerce hiç bir insan görmedim her hangi bir canlı da görmedim. Yalnız başıma ıssızlıkta yol alıyor gibiydim. Rüzgar ve buğdaylardan çıkan ses eşlik ediyordu sadece.
Sözde kendimce kestirme diye düşündüğüm bir yola girdim ve kayboldum.
Neyse ki 3km sonra yol karşıma çıktı ve karain mağarasına doğru yol aldım.
Karain mağarasına ilk okulda iken gitmiştim ve şimdi bir daha gideyim dedim. Gittim ama gitmesekte olurmuş. 447 basamak çıktım. İlk defa mağara görülecekse gidilir ancak insuyu mağarasını bile görmüşseniz tatmin etmez.
Dönüşe geçerken o da ne. Erik ağacı. Göz hakkı deyip sömürdüm.
Bu arkadaş bir kaç aracın geçmesini bekledikten sonra karşıdan karşıya geçmeye başladı
Ardından yola devam ettim kent ormanına kadar sonra orada 5dk durup eve döndüm ve turu tamamladım..
Forumda ki ilk gezi konum da böyle oldu. Umarım daha iyi sunumlarla daha iyi geziler yapıp sizlerle paylaşacağım.
Herkese kazasız belasız bol pedallı günler
Toplamda yol : 88.7 Km
Ortalama hız : 19.7
En yüksek hız : 68:4
Toplam pedal çevirme süresi : 4:38:45 ( Bazı ihtiyaç molalarında durdurmadım )
Bilgiler strava'dan alınmıştır.
Her zaman olduğu gibi ilk ben onu omuzladım ve aşağı indirdim. Sonrasında ise o benim kahrımı çekti.
Önce ufak ufak şehirden uzaklaşmak için dağlara doğru yöneldim. Yolu bilmediğim için telefonun haritasına göre gidiyorum.
Güzel güzel giderken bu rampa ile kaşılaştım ki bu rampanın başlangıcı. Ancak işin en kötü tarafı asfaltın erimiş olması ve yolun devamının da öyle olması. Beni mahvetti, daha yeni sürmeye başladığım için kondisyonum sıfır. Besin kaynağı konusunda da amatör olduğum için fındık fıstık enerji verecek hiç bir şey almadım yanıma.
"Bana biraz gölge verin" diyerekten ilk gördüğüm ağaç gölgesine attım kendimi. Yolun sıcaklık nedeniyle erimiş olması + harfiyat tırlarının bu yolu kullanması beni baya bi etkiledi. Çünkü çoğu zaman geçmelerini bekledim. Aşırı süratli kullandıkları için riske girmek istemedim.
Tamam artık durmam derken dut ağacını gördüm. Neyse canım azcık durayım deyip yumuldum dutlara.
32Km pedal çevirdikten sonra Ekşili göletine varıyorum.
Sonra kahvemi yaptım ve aldığım atıştırmalıkları yiyerek manzaranın seyrine daldım.. Ve aklıma gelen ilk söz " Ferman padişahındır da, dağlar bizimdir."
Bu göl de yüzülmez derken. Karşı tarafta suyun geldiği yere gideyim dedim. Bir de ne göreyim havuz. Saldım kendimi içine.
Geldiğim yol kötüydü diye alternatif rota düşünürken karain mağarası geldi aklıma o tarafa doğru yönümü çevirdim ve ne yazık ki yine erimiş asfalt bana merhaba dedi ancak bu defa 10km idi.
Kilometrelerce hiç bir insan görmedim her hangi bir canlı da görmedim. Yalnız başıma ıssızlıkta yol alıyor gibiydim. Rüzgar ve buğdaylardan çıkan ses eşlik ediyordu sadece.
Sözde kendimce kestirme diye düşündüğüm bir yola girdim ve kayboldum.
Neyse ki 3km sonra yol karşıma çıktı ve karain mağarasına doğru yol aldım.
Karain mağarasına ilk okulda iken gitmiştim ve şimdi bir daha gideyim dedim. Gittim ama gitmesekte olurmuş. 447 basamak çıktım. İlk defa mağara görülecekse gidilir ancak insuyu mağarasını bile görmüşseniz tatmin etmez.
Dönüşe geçerken o da ne. Erik ağacı. Göz hakkı deyip sömürdüm.
Bu arkadaş bir kaç aracın geçmesini bekledikten sonra karşıdan karşıya geçmeye başladı
Ardından yola devam ettim kent ormanına kadar sonra orada 5dk durup eve döndüm ve turu tamamladım..
Forumda ki ilk gezi konum da böyle oldu. Umarım daha iyi sunumlarla daha iyi geziler yapıp sizlerle paylaşacağım.
Herkese kazasız belasız bol pedallı günler
Dosyalar
-
140,2 KB Okunma: 7