Road_Runner
Road Runner
- Kayıt
- 24 Nisan 2010
- Mesaj
- 6.000
- Tepki
- 24.879
- Şehir
- İstanbul
- Bisiklet
- Cervélo
En hızlı bisikletlere devam ediyoruz 
Pinarello, dünyanın en hızlı bisikletlerini üretmiş bir firma. Bunu Wiggins'in hala kırılamayan saat rekorunda ve Giro'd İtalia, Tour de France ile Vuelta a Espana turlarında kazanılan zaferlerle pek çok kez kanıtladı. Sadece yol yarışlarında değil, Triathlonda da Pinarello dünyanın en hızlısı olma potansiyeli taşıyor. Geçtiğimiz yıl Avustralyalı triatlet Cameron Wurf, Pinarello Bolide TT ile 180 kilometrelik Kona bisiklet parkurunu 4:12:54'te (42,7 km/h ortalama
) tamamlayarak eski rekoru 5 dakikadan fazla geliştirdi.
Bu rekor, Pinarello'yu triathlona yönelik bir kadro tasarlaması konusunda teşvik etti (Bildiğiniz gibi Bolide TT kadrosu bir zamana karşı kadrosu ve Triathlon yarışları, TT zamana karşı yarışlarına kıyasla çok daha uzun sürüyor) ve 180 kilometre gibi uzun bir mesafeyi daha performanslı bir şekilde kat edebilecek Bolide TR+ kadrosu ortaya çıktı.

Triathlon Geometrisi
Pinarello, Boolide TT kadrosu ile yakalamış olduğu aerodinamik başarıyı, Boolide TR+ kadrosuyla triathlonda da yakalamak istiyor. Ve bu yüzden, ironmanlerin 180 kilometre gibi uzun bir mesafeyi daha kısa sürede kat edebilmeleri için bazı güncellemeler ile Bolide kadrosunu Triathlona özel bir hale getirmiş.
Kendim araştırdım, TT (zamana karşı) Boolide ile yeni, Triathlona özel Boolide TR+ arasındaki geometrik farklar:
Yukarıda sıraladığım değerlerin Türkçeleştirilmiş hali; Binici biraz daha ileri gitmiş ve aynakolun tam üzerinde olmaya bir adım daha yaklaşmış oluyor (Bildiğiniz gibi Triatletler selelerin çok ucuna yani çok önüne otururlar, bunu temel amacı aynakolun tam üzerlerinde olma gayretleri yani aynakola daha iyi basabilmeleridir). Binicinin uzanma mesafesi azaltılarak 4 saatin üzerinde süren bu yarışta daha konforlu gitmesi sağlanmış (Bildiğiniz gibi TT sürüş pozisyonu bel için çok zorlayıcıdır). Ön jant biraz daha ileri alınmış ve bu hamle aynı zamanda bisikletin tekerlek arası uzunluğunu da arttırmış, bu klasik bir "stabilite" hamlesi ve bisikletin aynı çizgi üzerinde, daha stabil gidebilmesi için sık sık başvurulan bir hamle. (Peki neden bu bisikletleri kamyon gibi uzun yapmıyorlar da böyle milim milim uzatıyorlar? Çünkü bu hamle aynı zamanda bisikletin atikliğini, kıvraklığını ve viraj kabiliyetini düşüren bir hamle, bu yüzden bu ikisi arasında bir denge sağlanmak zorunda). Hem alın borusu, hem maşa yukarı alınarak sporcunun 4 saatten fazla sürdüreceği bu yarışta (TT yarışları çook daha kısa sürüyor bildiğiniz gibi, hele artık 1 saatten daha kısa sürüyor) biraz daha dik durabilmesi sağlanmış ve evet bu bir konfor hamlesi. Orta göbek (Aynakol) neredeyse 1 santimetre daha aşağı alınarak binici ağırlık merkezi aşağı çekilmiş, bu hamle de tıpkı bisikletin tekerlek mesafesini arttırmak gibi, stabiliteye yönelik bir hamle. Bisikletin düz bir çizgi üzerinde, sağa-sola yalpalamadan daha istikrarlı gitmesine katkı sağlarken, bisikletin atikliğini ve kıvraklığını düşüren bir hamle. Aynı zamanda sürücüyü daha aşağıda konumlandıracağı için aerodinamiyi de yükselten bir hamle. Chainstay (ruble-aynakol arasındaki boru) ise sabit kalmış, bundaki amacın bisikletin uygulanan güce daha iyi tepki vermesi olarak açıklanmış. (Pedaldaki gücü arka tekere aktarmada oldukça etkili rol oynadığı, yani yüksek basınca maruz kaldığı bilinen bir boru bu)
Tüm bu hamlelerle safkan bir TT kadrosu olan Bolide, çizgisinden fazla uzaklaşılmadan bir Triathlon canavarına dönüştürülmüş
Kadro için daha detaylı döküman: (link)

Aerodinami
Pinarello mühendisleri, Bolide TT kadrosu ile yaptıkları rüzgar tüneli testleri sonrası, triatletlerin daha iyi performans elde edebilmesi amacıyla kadronun 3 farklı bölümünde güncelleme yapmışlar. Bunlar: Maşa çatalları, alın borusu bölgesi ve sele borusu/arka çatal bağlantı noktası.


UCI standartlarının artık geçerli olmaması sebebiyle (Artık Triathlondayız ve kurallar UCI'ye değil ITU'ya bağlı
) Pinarello bu kadroda daha uzun (daha kıvrımlı) ve daha geniş bir maşa kullanmış. Bu tasarımda aerodinamik kazancın hedeflendiği söylenmiş. Aynı zamanda maşa uçlarında, jant mandallarından geçen havayı daha aerodinamik bir şekilde arkaya bırakacak ufak kanatları andıran bir tasarım kullanılmış (Bu tasarım da son zamanlarda çok popüler ve 180 kilometrelik bir parkurda birkaç saniye kazandıracağı kesin).
Bir diğer ilginç ayrıntı da hidrolik fren mekanizmasını gizleyen aerodinamik kapak (Görselde kırmızı yuvarlak içine aldım). Bu kapak maşaya ve hidrolik hortuma entegre halde geliyor. Pinarello rüzgarla temas eden her ufak ayrıntıyı aerodinamik bir hale sokmak için her şeyi düşünmüşe benziyor
(Çünkü kullanıcılar arasında, maşanın içine gömülü olarak gelen mekanik frenin, disk frenden daha aerodinamik olduğunu savunan kesim oldukça fazla. Hele bir de disk frenli maşanın daha geniş olduğu ayrıntısını da hesaba katarsak pek de haksız değiller
)
Sele borusu ile arka çatalın bağlantı noktasında artık bir kaliper fren olmadığı için Pinarello bu bölgeyi olabildiğince inceltip, havanın bu bölgeden daha akıcı geçmesini hedeflemiş. (Görsellerden de fark edeceğiniz gibi, eskiden acayip popüler olan damla () şeklini artık kesik damla şekli almış durumda, çünkü yapılan testler sonucu kesik damla profilinin daha aero olduğu görüldü
)
Yeni nesil çoğu Triathlon kadrosunda olduğu gibi, Pinarello Bolide TR kadrosunda da kablolar tamamen kadronun içinden geçiyor.

Bolide TR kadrosunda, alt boruda da bazı değişikliklere gerek görülmüş. Bu değişikliklerle o bölgeye konulan su depolama ünitesi ile alt borunun aerodinamik uyum içinde olması hedeflenmiş.

Depolama üniteleri
Triathlonda çok uzun mesafeli (4 saat üzeri) sürüşler gerçekleşeceği için, diğer tüm markalar gibi Pinarello da aerodinamik depolama üniteleri tasarlamış. Üst borunun hemen üzerinde yer alan "Bento Box" erişimi oldukça kolay ve beslenme ihtiyaçları (jel, bar gibi) için düşünülmüş. Silikon kapağı ile kolay açılıp kapanabilir bir dizayna sahip olduğu belirtilmiş.
Daha büyük alt depolama ünitesinde ise yine beslenme ürünlerinin yanı sıra tamir kiti için uygun bir alan olması düşünülmüş. İki vida ile kadroya sabitlenen bu ünite, alt boru ve sele borusu ile tamamen aerodinamik bütünlüğe sahip, fakat istenirse vidalarından sökülüp yerine matara kafesi takılabiliyor
(O kadar para verdik 3-5 saniye kazanacağız diye, şimdi matara kafesi takınca gidecek bütün saniyecikler
)
Pinarello'nun açıklamasına göre, bu depolama ünitelerinin her ikisi de takılı olduğunda kadro daha aerodinamik bir yapıya sahip oluyormuş (Bu ünitelerin kadrodan söküldüğü durumuna kıyasla
)
Bolide TR+ kadrosu 30 mm jant ve 28 mm lastik destekliyor olacak. Son olarak, bisiklet sadece disk fren uyumlu olarak üretilecek, mekanik frenli versiyonu olmayacak.
Hızın maliyeti
Pinarello, bu yeni triathlon spesifik modelini iki farklı kadro olarak satışa çıkarak: Bolide TR ve Bolide TR+
Bu iki kadro arasındaki tek fark, kullanılan karbon malzemesi olacak. TR kadrosunda T700 karbon kullanılırken, TR+ kadrosunda ise Pinarello'nun en üst seviye karbon olarak lanse ettiği T1110G kullanılacak
Ve tabiki bu durumda TR+'ın daha hafif ve esnemez bir kadroya sahip olacağı bilgisi verilmiş.

Bisikletin fiyatının 15,800 $ civarında olması öngörülüyor

Faydalanılan kaynaklar:
(link)
(link)
Pinarello, dünyanın en hızlı bisikletlerini üretmiş bir firma. Bunu Wiggins'in hala kırılamayan saat rekorunda ve Giro'd İtalia, Tour de France ile Vuelta a Espana turlarında kazanılan zaferlerle pek çok kez kanıtladı. Sadece yol yarışlarında değil, Triathlonda da Pinarello dünyanın en hızlısı olma potansiyeli taşıyor. Geçtiğimiz yıl Avustralyalı triatlet Cameron Wurf, Pinarello Bolide TT ile 180 kilometrelik Kona bisiklet parkurunu 4:12:54'te (42,7 km/h ortalama
Bu rekor, Pinarello'yu triathlona yönelik bir kadro tasarlaması konusunda teşvik etti (Bildiğiniz gibi Bolide TT kadrosu bir zamana karşı kadrosu ve Triathlon yarışları, TT zamana karşı yarışlarına kıyasla çok daha uzun sürüyor) ve 180 kilometre gibi uzun bir mesafeyi daha performanslı bir şekilde kat edebilecek Bolide TR+ kadrosu ortaya çıktı.

Triathlon Geometrisi
Pinarello, Boolide TT kadrosu ile yakalamış olduğu aerodinamik başarıyı, Boolide TR+ kadrosuyla triathlonda da yakalamak istiyor. Ve bu yüzden, ironmanlerin 180 kilometre gibi uzun bir mesafeyi daha kısa sürede kat edebilmeleri için bazı güncellemeler ile Bolide kadrosunu Triathlona özel bir hale getirmiş.
Kendim araştırdım, TT (zamana karşı) Boolide ile yeni, Triathlona özel Boolide TR+ arasındaki geometrik farklar:
- 1 derece daha dik sele borusu
- 6 milimetre daha kısa üst boru
- 2 milimetre daha uzun front centre (orta göbek - ön jant göbeği mesafesi)
- 3.5 santimetre daha uzun alın borusu
- 8 milimetre daha aşağıda orta göbek
- 5 milimetre daha uzun maşa
Yukarıda sıraladığım değerlerin Türkçeleştirilmiş hali; Binici biraz daha ileri gitmiş ve aynakolun tam üzerinde olmaya bir adım daha yaklaşmış oluyor (Bildiğiniz gibi Triatletler selelerin çok ucuna yani çok önüne otururlar, bunu temel amacı aynakolun tam üzerlerinde olma gayretleri yani aynakola daha iyi basabilmeleridir). Binicinin uzanma mesafesi azaltılarak 4 saatin üzerinde süren bu yarışta daha konforlu gitmesi sağlanmış (Bildiğiniz gibi TT sürüş pozisyonu bel için çok zorlayıcıdır). Ön jant biraz daha ileri alınmış ve bu hamle aynı zamanda bisikletin tekerlek arası uzunluğunu da arttırmış, bu klasik bir "stabilite" hamlesi ve bisikletin aynı çizgi üzerinde, daha stabil gidebilmesi için sık sık başvurulan bir hamle. (Peki neden bu bisikletleri kamyon gibi uzun yapmıyorlar da böyle milim milim uzatıyorlar? Çünkü bu hamle aynı zamanda bisikletin atikliğini, kıvraklığını ve viraj kabiliyetini düşüren bir hamle, bu yüzden bu ikisi arasında bir denge sağlanmak zorunda). Hem alın borusu, hem maşa yukarı alınarak sporcunun 4 saatten fazla sürdüreceği bu yarışta (TT yarışları çook daha kısa sürüyor bildiğiniz gibi, hele artık 1 saatten daha kısa sürüyor) biraz daha dik durabilmesi sağlanmış ve evet bu bir konfor hamlesi. Orta göbek (Aynakol) neredeyse 1 santimetre daha aşağı alınarak binici ağırlık merkezi aşağı çekilmiş, bu hamle de tıpkı bisikletin tekerlek mesafesini arttırmak gibi, stabiliteye yönelik bir hamle. Bisikletin düz bir çizgi üzerinde, sağa-sola yalpalamadan daha istikrarlı gitmesine katkı sağlarken, bisikletin atikliğini ve kıvraklığını düşüren bir hamle. Aynı zamanda sürücüyü daha aşağıda konumlandıracağı için aerodinamiyi de yükselten bir hamle. Chainstay (ruble-aynakol arasındaki boru) ise sabit kalmış, bundaki amacın bisikletin uygulanan güce daha iyi tepki vermesi olarak açıklanmış. (Pedaldaki gücü arka tekere aktarmada oldukça etkili rol oynadığı, yani yüksek basınca maruz kaldığı bilinen bir boru bu)
Tüm bu hamlelerle safkan bir TT kadrosu olan Bolide, çizgisinden fazla uzaklaşılmadan bir Triathlon canavarına dönüştürülmüş
Kadro için daha detaylı döküman: (link)

Aerodinami
Pinarello mühendisleri, Bolide TT kadrosu ile yaptıkları rüzgar tüneli testleri sonrası, triatletlerin daha iyi performans elde edebilmesi amacıyla kadronun 3 farklı bölümünde güncelleme yapmışlar. Bunlar: Maşa çatalları, alın borusu bölgesi ve sele borusu/arka çatal bağlantı noktası.


UCI standartlarının artık geçerli olmaması sebebiyle (Artık Triathlondayız ve kurallar UCI'ye değil ITU'ya bağlı
Bir diğer ilginç ayrıntı da hidrolik fren mekanizmasını gizleyen aerodinamik kapak (Görselde kırmızı yuvarlak içine aldım). Bu kapak maşaya ve hidrolik hortuma entegre halde geliyor. Pinarello rüzgarla temas eden her ufak ayrıntıyı aerodinamik bir hale sokmak için her şeyi düşünmüşe benziyor
Sele borusu ile arka çatalın bağlantı noktasında artık bir kaliper fren olmadığı için Pinarello bu bölgeyi olabildiğince inceltip, havanın bu bölgeden daha akıcı geçmesini hedeflemiş. (Görsellerden de fark edeceğiniz gibi, eskiden acayip popüler olan damla () şeklini artık kesik damla şekli almış durumda, çünkü yapılan testler sonucu kesik damla profilinin daha aero olduğu görüldü
Yeni nesil çoğu Triathlon kadrosunda olduğu gibi, Pinarello Bolide TR kadrosunda da kablolar tamamen kadronun içinden geçiyor.

Bolide TR kadrosunda, alt boruda da bazı değişikliklere gerek görülmüş. Bu değişikliklerle o bölgeye konulan su depolama ünitesi ile alt borunun aerodinamik uyum içinde olması hedeflenmiş.


Depolama üniteleri
Triathlonda çok uzun mesafeli (4 saat üzeri) sürüşler gerçekleşeceği için, diğer tüm markalar gibi Pinarello da aerodinamik depolama üniteleri tasarlamış. Üst borunun hemen üzerinde yer alan "Bento Box" erişimi oldukça kolay ve beslenme ihtiyaçları (jel, bar gibi) için düşünülmüş. Silikon kapağı ile kolay açılıp kapanabilir bir dizayna sahip olduğu belirtilmiş.
Daha büyük alt depolama ünitesinde ise yine beslenme ürünlerinin yanı sıra tamir kiti için uygun bir alan olması düşünülmüş. İki vida ile kadroya sabitlenen bu ünite, alt boru ve sele borusu ile tamamen aerodinamik bütünlüğe sahip, fakat istenirse vidalarından sökülüp yerine matara kafesi takılabiliyor
Pinarello'nun açıklamasına göre, bu depolama ünitelerinin her ikisi de takılı olduğunda kadro daha aerodinamik bir yapıya sahip oluyormuş (Bu ünitelerin kadrodan söküldüğü durumuna kıyasla
Bolide TR+ kadrosu 30 mm jant ve 28 mm lastik destekliyor olacak. Son olarak, bisiklet sadece disk fren uyumlu olarak üretilecek, mekanik frenli versiyonu olmayacak.
Hızın maliyeti
Pinarello, bu yeni triathlon spesifik modelini iki farklı kadro olarak satışa çıkarak: Bolide TR ve Bolide TR+
Bu iki kadro arasındaki tek fark, kullanılan karbon malzemesi olacak. TR kadrosunda T700 karbon kullanılırken, TR+ kadrosunda ise Pinarello'nun en üst seviye karbon olarak lanse ettiği T1110G kullanılacak

Bisikletin fiyatının 15,800 $ civarında olması öngörülüyor
Faydalanılan kaynaklar:
(link)
(link)