Scudo Sports

Dört günlük rüya (İstanbul-Yalova-Bursa-Bilecik-Eskişehir-Kütahya-Afyon-Isparta-Eğirdir )

içgüdü

Üye
Kayıt
28 Ekim 2013
Mesaj
7
Tepki
41
Şehir
İstanbul
Uzun zamanıdır kafamda planladığım ancak gerçekleştirme konusunda hem benim hem de çevremdekilerin tereddütlü olduğu bir konuydu bu. Aslında kendi kendime kabullenmistim bu turu ama aileye anlatmak kolay değildi tabi. Ne kadar anlatsam da sonuçsuz kalan ikna çabalarim hep ciddi olmadığım gerekçesiyle gecistirilmisti. ancak tur için gerekli olan malzemeleri toplamaya başladığımda onlar da ne kadar ciddi olduğumu anladılar. Evet, İstanbul - isparta turumun ilk adımını atmistim heybe tamir takimi vb tur malzemelerini alarak. Şimdi sırada rota belirlemek vardı. Mesafe arabayla yaklaşık 600 km sürerdi. Ancak ben Pendik ten feribotla yalovaya geçeceğini icin klasik rota değişik olacakti. MapMyRide sitesinden rotamı belirleyip eğimi en az olan yolu bulmaya çalışmak bile benim için çok zevkliydi.

https://i.hizliresim.com/7AMb4v.png https://i.hizliresim.com/PQPogQ.png
Daha sonraki günlerde gerek bisiklet forum olsun gerek bloglar olsun tur yazılarını okuyarak tecrübemi arttırmak istedim. Çünkü daha önceden uzun yola çıkmış gezginlerin maceralarını okumak gerçekten iyi bir deneyim ve tecrübe demek benim için. Tam da bu sıralarda babam beni şaşırtarak hediye olarak uyku tulumu ve mat alarak aslında beni de cesaretlendirmisti. hatta daha sonrasında ablam da cadirimi alarak cesaretimi pekiştirdi. artık geriye tura çıkacağım günü beklemek kalmıştı. Bisikletim Carraro sportive 221 modeli. Çantalar mat uyku tulumu çadır derken bisiklet dahil toplam ağırlık yaklaşık 26kg. Yanıma Temel sağlık ve tamir takımlari, ufak kutularda kahvaltiliklar, musli, tencere, ocak için ispirto, çakı, biber gazı, kıyafetler, bisiklet kaski/eldiveni, fotoğraf makinesi, tablet,telefon,islak/kuru mendil, sabun, el/ vücut havlusu, tencere ve ocak seti aldım.

Bir de unutmadan diz sakatlıği yaşamış bir insan olarak su yazıyi daha fazla bisikletiyle ulaştırmayı kendime borç bilirim.
Yüksek kadans her derde devaymış

1.gün (99 km)
Sabah saat beşte uyandım ve yola çıktım.
https://i.hizliresim.com/LQ14Jo.jpg
https://i.hizliresim.com/rEZVqm.jpg

İlk istikamet Pendik ti. 8.15 vapuruna binip yalovaya geçmek vardı aklımda. Daha önceden çok sık kullandığım istikamet olan ve kadikoyden başlayan bisiklet yolunu takip edince Pendik iskelesine varıldığını biliyordum. Evimden tam 28 km uzaktaydı iskele ben de iki saat erkenden çıktım. yüklü olduğum için yavaş olacağımı dusundum fakat ilk pedalları verdiği motivasyonla tahminimden çok daha kisa zamanda pendige vardım. Biletimi aldım ve beklemeye başladım. Detektorde çantalar ottu tabi içinde tamir malzemeleri vb. pek çok metal olduğundan ama güvenlikteki abi sağolsun halden anladı ve heybeleri sökmeme gerek kalmadı.
. https://i.hizliresim.com/3AYa4O.jpg
Vapura geçtiğinde sosyal medyada isimlerini çok sık duyduğum perşembe akşamı bisikletçileriyle rastlastik. Sanırım onlar da Yalova icinde günübirlik tura çıkmışlardı.tam olarak 45dakikalik bir seyahatin ardından Yalova daydim. heyecan vericiydi o an çünkü 500 km yolun ve başıma gelecek maceraların ilk adimiydi bu. Şehir merkezine girmeden bursa yönünde Yoluma koyuldum ancak on km sonra bitmek bilmeyen bir rampayla karşılaştım. iki uç kere mola verdim bu rampada çünkü gerçekten çok uzundu . hatta bir ara karamsarlığa düştüm ancak yılmadan devam ettim ve rampanın sonunda harika bir manzarayla karşı karşıyaydim
https://i.hizliresim.com/RQoV5G.jpg

Biraz manzarayı izleyip temiz havayı içime çektikten sonra uzun bir iniş vardı onumde. Orhangazi girişine kadar hiç pedal çevirmeden geldim. hatta bir ara saatte 60 km hıza ulaştım. Merkeze geldikten sonra daha önceden karar verdiğim gibi İznik gölü nün kuzeyinden yoluma devam ettim. Bu yol oldukça düz ve keyifliydi ancak yolda market veya benzinlik bulmakta zorlandığim için susuzluk çektim. Ancak hafif bir rampanın sonunda karşıma bir benzin istasyonu çıkmıştı. Orada suyumu içtim enerji takviyemi yaptim. burada karşıma bir motorcu gezgin çıktı onunla yaklaşık yarım saat keyifli bir sohbet ettik. ayrılırken de bana kendi imalatı olan bir buff hediye etti.
https://i.hizliresim.com/mE1z9y.jpg
Su ve enerji depolarını doldurduğum için İznik e doğru hizla yoluma devam ettim. akşam saat altı gibi İznik merkeze vardım ancak bekledigimden cok daha farklı bir İznik vardı karşımda. oldukça kalabalıkti ve daha cok egenin sahil kasabalarini andıran bir görüntüye sahipti. Aslında bu duruma biraz üzüldüm çünkü ilk gecemi gölün kenarında geçirmeyi dusunuyordum. ama kalabalıktan ötürü geceyi gol kenarında geçirmenin güvenli olmadığına karar verdim ve haritadan yolumun üstündeki en yakın köye doğru yola koyuldum. çiçekli köyü... köye girer girmez bes altı yaşlarında bir çocuk beni gördü ve arkadaşlarına bağırarak “kosun kosun gelene bakin bisikletçi” diye bağırdı. ben ise köyün kahvesini arıyordum çünkü cadirimi kurmak icin yer göstermelerini isteyecektim. kahveye vardigimda iki amca oturuyordu. durumu onlara anlattim ve bana direk ne çadırı evladım gel bizim evde yat dediler. Sağolsun oradakiler bana yardımcı oldular cokca da soru sordular tur ve hayatım hakkında. Ama köyü gerçekten çok sevdim gerek insanlari gerek havası olsun çok samimiydi. Bana yolum hakkında bilgi verdiler hatta kısa yollar göstererek planladığım yolun kisalmasini sagladilar. gece muhabbetimizi bitirdikten sonra köy evi tarzı bir yerde uyumak üzere odama çekildim.

2.gun (108 km)

Gece güzel bir uyku çektim ve planladigim gibi saat beşte kalkıp yola koyuldum. çiçekli den Osmaneli oradan Bilecik e geçmekti bu günkü hedefim . Sabah güneşin doğuşunu an an takip etmek oldukça keyifliydi. ancak kaynarca köyüne girdiğimde beni hoş bir surpriz bekliyordu iki köpek beni gorur görmez deli gibi havlayarak üstüme doğru koştular. ben de daha önceden okuduğum yazılardaki gibi onlardan kaçmak yerine bisikletten inip bekledim ki sussunlar. ama köpekler gerçekten delirmiş gibiydiler. Arada bana yaklaşmaya çalışıyorlardı ama ben bisikleti köpeklerle arama aldığım için güvende hissediyordum kendimi. Sağolsun beş dakika kadar sonra köyden biri gelip köpekleri uzaklaştırdı. ben damarlarımdaki adrenalinle birlikte yoluma devam ettim. Aslında bu olay iyi olmuştu çünkü köpeklerden korkmuyordum artık. sonuçta siz onlara bir sey yapmazsanız onlar da size bir sey yapmıyor. Osmaneli ne gecerken köylülerin anlattığı kısa yolu kullandım ancak gerçekten inanılmaz bir yokuş vardı bu yolda.
https://i.hizliresim.com/kEngP7.jpg
Ancak yokuş bittiğinde harika bir manzara ile karşılaştım.
https://i.hizliresim.com/pEBoQN.jpg
Bu tepeden sonra Osmaneli ne kadar neredeyse hiç pedal çevirmeden geldim çünkü sürekli yokuş indim. cok keyifli bir yoldu gercekten ancak çok hizli indigim icin ormanın resmini çekmeye usendim. Osmaneli ni de geçtikten sonra Bilecike de vardım fakat buradan sonra çok zorlandim çünkü hem suyum bitmişti hem de ardından iki tünelden geçtim ki bu turdaki en büyük pismanligimdi bu tüneller.
https://i.hizliresim.com/Nkr4QN.jpg
Normalde köy ve orman yolları tercih etmiştim rotamda ancak aptallık edip yolumu kısatlamak için hata yapıp tünelleri tercih ettim. Emniyet şeridi yok ve tüneldeki tırlar o kadar yüksek ses çıkartıyor ki insan ister istemez ürküyor. tuneldeyken gerçekten bitsin diye dua ettim. tünelden çıktıktan yaklaşık 10 km sonra bir köye girdim ve su depolarımi doldurdum. ter ile kaybettiğim tuz ve mineralleri ayran ve soda içerek geri aldım. bir de ekmek alıp heybelerimdeki recel peynir yağ ile karnımı doyurdum. ardından 20 km boyunca sürecek olan Bozüyük yokuşu için enerji gerekiyordu sonuçta . Yokuş gerçekten zorlu oldu ancak yokuşun sonundaki benzinlikte buz gibi su içerek tüm yoğunluğumu atip yola devam ettim. Bozuyugun içinden devam ederken yatacak yer için de çevreyi yoklamaya başladım ancak Bozüyük pek uygun gelmedi. En yakın köye (akpınar köyü) vardım ve meydanda uç kişi oturuyordu. Uc kişiye derdimi anlattım ancak çiçekli köyündeki kadar sıcak karşılanmadim. hatta içlerinden biri paralelci subaylar da senin gibi bisikletle kacip çadır kuruyor senin paralelci olmadığını nerden bilelim deyince ben de bir kaçak subay olmadığim kaldı diyip İnonu’ye doğru yola ciktim. orada misafirhane olduğunu öğrendim jandarmadan. Ancak misafirhanede kapalıydı. hava da kararmaya başlamıştı ben de son çare karakola gittim. şansliydim ki polisler halimden anladılar ve geceyi nezarette geçirebileceğimi söylediler. Ben ise tesekkur edip bahçelerine cadirimi kurup yattim. gerçekten çok yorgundum. o yüzden saat 9 da uyudum. ama gece cadirimin etrafında havlayan iki köpek sesi ile sıçrayarak uyandım. bu sefer gerçekten kendimi aciz hissettim hemen biber gazını elime aldım ama dışarı çıkmanın faydasız olduğunu dusundum uyku sersemi bir halde ve yine hareketsiz bir şekilde beklemeye başladım. Ve sağolsun onlar da cadirimin dışında kısa bir süre havladiktan sonra benden tepki göremeyince gittiler ben de direk kafami vurup yattım.

3.gun (151 km )
Disarida yatmaya alışmış olmalıyım ki sabah 5e kurduğum alarmı erteledim. uyandığında hemen saate baktım ve 6 olduğunu görünce hızla toplanmaya basladim ve yaklaşık 30 dakika icinde hazirdim. gitmeden önce oradaki polise de teşekkür ettim ve yola koyuldum. bugünkü yollar diğer iki güne kıyasla daha düzdü. Bu yuzden bugünkü hedefim afyon’a yaklasabildigim kadar yaklasmakti. Kütahya ya 4km kala bir benzinlikte sabah mola verdiğim bir diğer benzinlikteki kamyoncu abiyle karşılaştığımda bana “yegenim sen benden hızlısın maşallah” dedi ve bir çay ismarladi. Onunla biraz sohbet ettikten sonra Kütahya daki sera kutahya avm ye gittim ve öğlen güneşinden korunmak için içeride biraz zaman geçirip karnımı doyurdum. saat iki gibi bandanalarimi ıslatıp yola koyuldum. afyonkarahisar sınırından sonra çok keyifli bir yol vardı cunku yollar gerçekten çok güzeldi manzara da öyle aynı şekilde. fakat şehirler arasında elektrik akımını taşıyan direklerin altından geçerken bisikletten çatır çatır sesler cikti ben ne olduğunu anlayamadan freni sıkmaya yeltendigim anda bisikletten elektrik çarptı. ne olduğunu anlayamadan yola devam ettim. Afyon'a varmak gibi bir hedefim yoktu ama afyon'a kadar geceyi geçirmek için uygun bir köy bulmakta çok zorlandim ve biraz daha biraz daha diye diye merkeze kadar vardım. Özdilek AVM güvenliklerine durumu anlattım ve onlar da avm kapanınca gelip bahçede kalabilecegimi soylediler. benim de isime geldi oradaki mc donalds a gidip karnımı doyurdum ve telefonumu şarj ettim. kahvemi ictikten sonra yanımda oturan biri bisikletin sahibi siz misiniz diye sordu. Ben de evet dedim ve sohbet başladı. Afyon'da yaşayan Bir bisikletçiyle tanışmıştım. uzun bir süre muhabbet ettikten sonra Starbucks ta bir kahve ismarladi bana sağolsun. bu arada yol boyunca bana bir şey ısmarlamak isteyen herkese teşekkür edeyim gerçekten bazı güzel insanlar bisikletlilere yardım etme cabasindayken bazıları ise yolda arabayla giderken size kufur edebiliyor. Afyon'daki arkadaşla kahvemizi ictikten sonra ben Özdilek AVM ye gidip cadirimi kurdum ve dinlenmeye başladım ancak içtiğimiz kahveler uykumu kaçırmıştı. yarım saat sonra da cadirimin çevresinde bir köpeğin gezmeye başladığını farkettim. ama gayet rahattim bu sefer insan alışıyor her şeye. uykuya daldim ancak gece uç gibi öyle bir soğuk ile uyandım ki ayaklarımı hissetmiyordum. Gece tanıştığım bisikletçi beni bu konuda uyarmıştı ben de içime termal içlik dışına da polar giyip tuluma girdim fakat tahminimce hava 6-7 derece vardı. Bir de çok kuru olan hava sanırım hissedilen sıcaklığı iyice dusuruyordu.Artik uyumak imkansizdi. ben de cadirimi toplayıp yola koyuldum.

4.gun( 176 km)
Bisiklet sürmenin en keyifli olduğu saatler güneşin doğmasından 45 dakika öncesiyle başlayan periyot bence. güneşin doğuşunu gormek de mental bir güç veriyor bana. motivasyon cok cok onemli bisiklette ve diğer spor branşlarında. İşte ben de güneşin doğuşunu izleyerek bugün gitmem gereken 180 km için kendimi hazirladim. Afyon Isparta arası oldukça keyiflive düz bir yol. ayrıca Kütahya-Afyon arası gibi ıssız değil mola verebileceğiniz yerler de cok.

https://i.hizliresim.com/aX2DZR.jpg
https://i.hizliresim.com/Y4rlGa.jpg
Ben de bu keyifli yolda sabah saat 5 ten 11e kadar neredeyse hiç durmadan yolmaldim. bulduğum bir ağacın gölgesinde ise musli yedim ve enerji depoladim. diğer günler güneşin zararlı ışınlarından korunmak için 11-14 arası bisiklet surmuyordum. ayrıca uzun kollu bir rüzgarlık ve uzun pantolon giyerek kendimi koruyordum ama bugün gitmem gereken mesafe biraz uzun olduğundan molayı kısa tuttum ve yoluma devam ettim. İlaç kullanmayı pek sevmem ve acı esigim de yüksektir ancak sürekli aynı pozisyonda olduğum için sirtim tutulmuştu ve bu durum surusumu engelliyordu. Ben de mecburen bir kas gevşetici attım. etkisini çabuk gösterdi ve ben de hızımı arttırıp hedefe doğru ilerlemeye devam ettim. Isparta merkeze varmadan 10 km geride bir yokuş vardı ki gerçekten tüm enerjimi somurdu. Ama bisikleti elime almamakta kararliydim. Bu yokuşu saatte 6 km hızla çıktıktan sonra Isparta merkeze doğru yokuş aşağı indim. Merkezde biraz dinlendikten sonra eğirdir’e pedallamaya başladım. Isparta egirdir yolu çok güzeldi gerçekten. özellikle eğirdir’e varmadan dağların arkasından gözüken ay beni hem büyüledi hem de korkuttu açıkçası. Hava kararmaya yakın olduğu için durmak istemedim ancak o anı fotograflayamadigim için gerçekten üzüldüm. Dağ komando okulunun yanından o kadar güzel bir iniş var ki egirdir e. Hem gölü izlemenin hem de bisikletle yokuştan inmenin keyfi birleşiyor . Maalesef tüm bu muhteşem manzaralari hava karanlık olduğu icin fotograflayamadim.
https://i.hizliresim.com/88Dbyr.jpg https://i.hizliresim.com/D34Rv1.jpg
Gün sonunda hedefe varmanın mutluluğu ve 540 km nin yorgunluğu ile hayatımın en keyifli ve deliksiz uykusunu çektim. ufak tefek talihsizlikler ve pişmanlıklar olsa da son 10-15 kilometrede turun bitmesinin verdiği bir hüzün vardi. daha önce hissetmedigim duygular, yolda tanıştığım onlarca insan ve bisikletimle birlikte geçen dört gün.... aklinda tura çıkmakla ilgili soru işareti olan, cesaret edemeyen herkese tek bir şey söyleyebilirim: kesinlikle buna değecek..
 
Scudo
çok güzel. hem yazıyı hem fotoğrafları çok beğendim. tebrik ve teşekkür ederim.

şu '' elektrik akımını taşıyan direklerin altından geçerken bisikletten çatır çatırsesler cikti ben ne olduğunu anlayamadan freni sıkmaya yeltendigim anda bisikletten elektrik çarptı. ne olduğunu anlayamadan yola devam ettim'' kısmını ben de anlamadım. yüksek gerilim hatlarının böyle bir etkisi mi var?
 
@içgüdü Keşke daha fazla fotoğraf olsaymış, tadımlık olmuş böyle ama emin olun bu kadarı bile lezzetli. Ayaklarınıza sağlık, turunuz aklının bir köşesinde soru işareti olan tur planlayıcıları için rehber olur umarım, kazasız belasız nice turlarınız olsun.
 
Çok istiyorum böyle turlara çıkmak ama bendeki kondisyon ile günlük 100 km lik turlar bile çok zor geliyor hatta diz ağrısından dolayı ilk bahara kadar bisikleti bıraktım bakkala ekmek almaya falan giderim ancak gerisi hayâl benim için sanırım doğuştan eksik birşeyler var sizde olanlar ne yazıkki bende yok. Güzel yurdu tebrikler.
 
Ayaklarınıza sağlık, teşekkür ederiz paylaşım için.
En kötü turunuz böyle olması dileğiyle...
 
@alinahit Merhaba, ben de teşekkür ederim. İnanın ben de ilk kez karşılaştım bu durumla, umarım birileri aydınlatır bizleri:)



@Anonim Merhaba, teşekkür ederim. Dediğiniz gibi fotoğraf çekmedim yolda çok fazla. Bir dahaki turda ona da özellikle dikkat edeceğim:)



@mustafa genç Merhaba, çok istiyorsanız kesinlikle yapabilirsiniz. Yapabileceğinize inanın ve kendinizi şartlandırmayın lütfen:) Ayrıca diz ağrılarınız için :
Yüksek kadans her derde devaymış



@ayhnsrsu Merhaba, teşekkür ederim:)
 
Yazı ,fotoğraflar ama en önemlisi de tur rotası çok güzel. Tur dendiğinde hep deniz-göl kıyısını düşünüyoruz. Bu tür turlar ayrı bir kapı açtı kafamda...
 
Tebrikler... :harika:

İlk turlar biraz zor olur, ancak bundan sonra çok daha rahat edersiniz... Devamını bekliyoruz...
 
Çok güzel tur olmuş ayaklarınıza sağlık.
Fotoğraf çekmediğiniz için mutsuz olmayın çünkü her ayrıntıyı yakalamak istediğinizde günlük yapılan km oldukça olumsuz etkileniyor.
Üst üste bu kadar km yapabilmek gerçekten takdire şayan.
Tekrar tebrikler.
 
  • Beğen
Tepkiler: Berkayesenkaya488
Gerçekten tur çok güzel ve sizinde iyi anlatisinizla turu hiç sıkılmadan okudum. Teşekkürler
 
Güzel bir tur hikayesi olmuş. Turlarının devamını bekliyoruz!
 
Elinize sağlık. Cidden güzel bir tur olmuş. Yalnız bu elektrik olayını ben de merak ettim.
 
Bilecik otogarda seneler önce yabancı bisikletçileri dövmüşlerdi, o zaman çocuktum ve neden diye aorunca kızlara selam verdiler denilmişti.
 
  • Beğen
Tepkiler: CEMİKO74
tebrik ediyorum,anlatımınızı belgesel tadında okudum..
 
Geri