Scudo Sports

Doktor'lara sorum var, Kanserle ilgili

Fatih Buzgan

Forum Bağımlısı
Kayıt
10 Ekim 2004
Mesaj
2.562
Tepki
2.985
Şehir
İzmir
Elime şu yazı geçti, ben de sağlıklı yaşamla yakından ilgiliyim, anlatılanlardan bir yere kadar anlıyorum fakat tereddütlerim var.Her ne kadar doğrudan bisikletçilikle ilgili sağlık konuları olmasa da genel sağlık hepimizi ilgilendirmeli.

Anlatılanların büyük kısmı mantıklı fakat kullanılan birkaç kelime ciddiyeti azaltmış, ayrıca bol marka ismi geçiyor, örnek babında mı yoksa kötüleme ve reklam maksatlı olabilir mi?
Mesela sütün bizzat kendisinin osteoporoza sebep olduğu yazıyor.Yıllardır bilinen doğrulara yanlış denmiş, hoş bilim geliştikçe değişime ve farklı görüşlere açığız fakat reklam için yazılmış bir yazıya da insanların aldanmalarını istemiyorum.
Doktor arkadaşlara yazıdaki mantıksız gelen yer(ler) varsa açıklayabilirlerse seviniriz;


John Hopkins'den Kanser Güncellemesi

1. Herkesin vücudunda kanser hücreleri vardır. Bu kanser hücreleri birkaç milyara kadar çoğalmadıkça standart testlerde görülmezler. Doktorlar kanser hastalarına tedaviden sonra vücutlarında artık kanser hücresi kalmadığını söyledikleri zaman, bu yalnızca kanser hücrelerinin testlerle saptanamayacak düzeyde olduğu anlamına gelir.

2. Bir kişinin hayatı boyunca 6 ile 10 kez kanser hücreleri oluşabilir.

3. Kişinin bağışıklık sistemi güçlü olduğu zaman kanser hücreleri yok edilir ve çoğalarak tümör oluşturmalarına engel olunur.

4. Bir kişide kanser olması, o kişide çoklu beslenme eksikliği olduğuna işaret eder. Bunlar genetik, çevresel, beslenme ve yaşam tarzı faktörlerine bağlı olabilir.

5. Çoklu beslenme eksiklini yenebilmek için diyeti değiştirmek ve ek takviye almak bağışıklık sistemini güçlendirir.

6. Kemoterapi hem hızlı çoğalan kanser hücrelerini, hem de kemik iliğinde, sindirim sisteminde v.s.'deki hızlı büyüyen sağlıklı hücreleri yok eder ve karaciğer, böbrekler, kalp, akciğerler v.s.'de organ tahribatına yol açar.

7. Radyasyon kanser hücrelerini yok ederken; sağlıklı hücre, doku ve organları da yakar, yaralar zarar verir.

8. Kemoterapi ve radyasyon başlangıçta tümörün küçülmesine yol açar. Kemoterapi ve radyasyon tedavisinin uzaması tümörün daha fazla yok olmasına yol açmaz.

9. Kemoterapi ve radyasyondan dolayı vücut çok fazla toksin yüklenmesine maruz kalınca, bağışıklık sistemi ya tehlikeye düşer, ya da yıkılır; dolayısıyla kişi çeşitli enfeksiyonlara ve komplikasyonlara yenik düşer.

10. Kemoterapi ve radyasyon kanser hücrelerinde mutasyona neden olabilir ve dirençlerinin artarak yok edilmelerini zorlaştırabilir. Cerrahi işlem de kanser hücrelerinin başka taraflara atlamasına neden olabilir.

11. Kanser hücreleri ile savaşmakta etkili bir yöntem ise onları çoğalmak için ihtiyaçları olan gıdalardan yoksun ve aç bırakmaktır.

KANSER HÜCRELERİ AŞAĞIDAKİLERLE BESLENİRLER:

a. Şeker kanser besleyicidir. Şekeri kesilerek kanser hücrelerinin önemli bir gıdası kesilmiş olur. NutraSweet, Equal, Spoonful v.s. gibi tatlandırıcılar zararlı olan Aspartam ile yapılırlar. Daha iyi bir tatlandırıcı Manuka balı veya molastır, ama az miktarda alınmalıdırlar. Sofra tuzunda beyazlatıcı olarak kimyasallar bulunmaktadır. Daha iyi bir seçenek Bragg'in aminosu veya deniz tuzudur.

b. Süt vücudun, özellikle sindirim sisteminde, mukus üretmesine neden olur. Kanser mukusla beslenir. Süt yerine tatlandırılmamış soya sütü tüketilerek kanser hücreleri aç bırakılabilir.

c. Kanser hücreleri asit ortamda gelişirler. Et temelli diyet asittir ve sığır eti veya domuz eti yerine bol balık ve az tavuk eti yemek en iyisidir. Ette, özellikle kanserli kişilere zararı olan, canlı hayvan antibiyotikleri, büyüme hormonları ve parazitleri bulunur.

d. %80 taze sebze ve meyve suyu, kepekli tahıllar, tohumlar, nohutgiller ve biraz meyveden oluşan bir diyet vücudu bazik (alkali) ortamda tutar. %20 de fasulye içeren pişmiş gıdalardan oluşabilir. Taze sebze suları kolayca emilip 15 dakika içinde hücre düzeyine ulaşabilen ve sağlıklı hücreleri besleyen ve çoğalmalarını hızlandıran canlı enzimler içerirler. Sağlıklı hücre üretimi için gerekli olan canlı enzimlerin sağlanması amacıyla, taze sebze (sebzelerin çoğunluğu ve fasulye filizi) yiyin veya suyunu için ve günde 2-3 kez çiğ sebze yiyin. Enzimler 40 oC'de yok olurlar.

e. Yüksek kafein içerikli kahve, çay ve çikolatadan uzak durun. Yeşil çay daha iyi bir seçenektir ve kanserle savaşan özellikleri vardır. Bilinen toksinler ve ağır metaller içeren musluk suyu yerine arıtılmış veya filtrelenmiş su içiniz. Damıtılmış su asittir, kaçınılmalıdır.

12. Et proteininin sindirimi zordur ve çok sindirim enzimi ister. Bağırsaklarda duran sindirilmemiş et çürür ve daha çok toksin birikimine neden olur.

13. Kanser hücrelerinin duvarları sert protein ile kaplıdır. Et yemekten kaçınarak veya azaltarak, kanser hücrelerinin protein duvarlarına saldıran enzimler daha çok açığa çıkar ve vücudun öldürücü hücrelerinin kanser hücrelerini yok etmelerini sağlar.

14. Bazı destek maddeleri (IP6, Flor-ssence, Essiac, anti-oksidanlar, vitaminler, mineraller, EFA'lar v.s..) bağışıklık sistemini güçlendirerek, vücudun kendi öldürücü hücrelerinin kanser hücrelerini yok etmesine yardımcı olur. E vitamini gibi diğer destek maddelerinin de, vücudun hasarlı, istenmeyen veya ihtiyac olmayan hücrelerin atılmasının normal yolu olan, apoptoziz veya programlanmış hücre ölümüne yardımcı olduğu bilinmektedir.

15. Kanser zihinsel, bedeni ve ruhsal bir hastalıktır. Öngörülü ve olumlu bir ruh kanser savaşçısını muzaffer yapar. Öfke, affetmezlik ve acı bedeni stresli ve asitli bir ortama sokar. Seven ve affeden bir ruha sahip olmayı öğrenin. Sakin olmayı ve hayatın tadını çıkarmayı öğrenin.

16. Kanser hücreleri oksijenli ortamda gelişemezler. Günlük egzersizler ve derin nefes alma hücre düzeyine kadar daha fazla oksijen alınmasına yardımcı olur. Oksijen terapisi kanser hücrelerini yok etmek için diğer bir yöntemdir.

JOHN HOPKINS HASTANESİNDEN KANSER GÜNCELLEMESİ – LÜTFEN OKUYUNUZ

1. Mikrodalga fırına plastik kap ve ambalaj koymayınız.

2. Dondurucuya su şişesi koymayınız.

John Hopkins Hastanesi bunu yakın bir zamanda bülteninde yayınlamıştır. Bu bilgi Walter Reed Ordu Tıp Merkezi tarafından da yayınlanmaktadır. Dioksin kimyasalları kansere, özellikle de göğüs kanserine, neden olmaktadır. Dioksinler vücudumuzun hücreleri için son derece zehirlidir. Plastik şişelerdeki suyu dondurmayınız, çünkü bu plastiğin içindeki dioksinin salınmasına neden olur.

Castle Hastanesi Sağlıklılık Programı Yöneticisi Dr. Edward Fujimoto bu sağlık tehdidini anlatmak için yakınlarda bir televizyon programına çıktı. Dioksinleri ve bizim için ne kadar kötü olduklarını anlattı. Plastik kaplar içindeki yiyeceklerimizi mikrodalga fırınlarda ısıtmamamız gerektiğini söyledi. Bu özellikle de yağlı yiyecekler için geçerli. (İngilizce metindeki fat sözcüğünün gerçek anlamı hayvansal yağdır.) Söylediğine göre yağ, yüksek sıcaklık ve plastik kombinasyonu dioksinin gıdaya geçmesine ve sonunda vücudumuzun hücrelerine ulaşmasına neden olmaktadır.

Bunun yerine kendisi yemekleri ısıtmak için Corning Ware, Pyrex gibi cam kaplar veya seramik kaplar kullanılmasını tavsiye etmektedir. Yani hazır yemek ve çorbalar ısıtılmadan önce ambalajından çıkarılıp uygun kaplara konulmalıdır. Kağıt uygundur, ama kağıdın içinde de ne olduğu bilinmemektedir. Sıcaklığa dayanıklı cam kap kullanmak daha güvenlidir. Kendisi yakın bir zamanda fast food restoranlarının plastik köpük kaplardan kağıt kaplara döndüğünü de hatırlattı. Nedenlerden bir dioksin sorunuydu. Kendisi plastik ambalaj malzemesi ile örtülmüş yiyeceklerin mikrodalga fırında pişirilmesinin aynı derecede sakıncalı olduğunu da söyledi. Yiyecekler radyasyona maruz kalıp ısınıca, yüksek sıcaklıkta plastiğin içindeki zehirli toksinler eriyip yiyeceklerin üstüne damlamaktadır. Yiyecekler plastik yerine kağıt havlu ile örtülebilir.

Bu makale hayatınızda sizin için önemli olan herkese gönderilmelidir.

Arkadaşlar ''Şifalı Besinler ve Mukussuz Şifa Diyeti'' konuyla ilgili Prof. Dr. Arnold Ehret'in okunulması gereken bir kitabıdır. 05322139917 im yayın tasarımı arayarak veya internette kitap sitelerinden temin edebilirsiniz. Lanet olası et ve süt endüstrisi hepimizi yıllarca sağlıklı beslenme yalanlarıyla kandırıp zehirlemiştir. Ayrıca son araştırmalarla sütün kemik erimesine vücuttan kalsiyum çalarak bizzat yol açtığı ortaya çıkmıştır. Amerika'dan başlayarak ilaç sektörü, beslenme sektörü ve sigara sektörü sahipleri aynı firmalardır ve olmayanlar da ortak çalışmaktadır. Kahrolası yalanlarla, sağlığımızla oynanmasına daha fazla izin vermeyelim ve başta kimyasal katkı maddelerine karşı sevdiklerimizi bu yazıyla birlikte uyaralım. (link) gibi siteleri ziyaret edelim ve bu arada kitabı ülkemizde yayınlanmaya başlandı. Ph diyeti ile ilgili kitapları okuyup bilinçlenelim. Çocuklarımızı Allahın cezası kimyasallarla dolu mamalar ve bol mukus içeren kanser yapıcı sütlerle beslemekten vazgeçelim. Almayalım aldırmayalım alanları da bilgilendirelim. Kuraldışı yayınlarının ''Bir doktorun itirafları'' adlı kitabını da okuyalım ki ağzımıza bir tane ilaç sürmeyelim.

Sevgiyle ilerleyin.
 
Scudo
Merhaba, doktor değilim; ama ben de sağlıklı yaşamla yakından ilgiliyim. Yukarıda yazanların çoğu ne yazık ki doğru.

Ancak süt ürünleri konusunda biraz abartı olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki: Evet mukus benzeri bir madde var; ancak abartıya kaçıldığı takdirde süt ve süt ürünlerinin zararlı olduğunu; fazla süt tüketiminin demir eksikliğine yol açtığı ve süt ürünleriyle beraber demir içeren maddelerin alınmaması gerektiği gibi bilgileri uzmanlar sürekli söylüyor.

Elbette marka ismi verilmesi doğru değil. Sanırım yazan doktorun bu kişilerle sponsorluk bağı var. Bizimkisi varsayım tabii.

Kısaca her şeyin azı karar, çoğu zarar...
 
ben de doktor değilim ama, plastiklerin özellkle uzun süreli olarak gıdaları saklamak için çok iyi olmadığı doğrudur, özellikle yazıda bahsedilen fastfood restorantlarında kullanılan plastikler, stiren(polistiren ve halk arasında söylendiği şekliyle köpük bardaklar ve kaplar) temelli plastiklerdir, soğuk gıdalarda kısa sürede çok fazla etkili olmasa da, çay vb. sıcak içeceklerde ve kola gibi asidik içeceklerde uzun vadede kanserojen olabilirler. mutlaka plastik bardak kullanılması gerekiyorsa polipropilen bardaklar tercih edilmelidir, kötünün iyisi yani. dallanmış yaıdaki büyük moleküllü kimyasallar vücutta birikme yaparak kansere yol açabilirler. birde renkli plastikleri besinlerde kullanmamak daha uygundur, mümkünse şeffaf, daha sonra beyaz tercih edilebilir. özelliklede siyah veya koyurenklerdeki poşetlere gıda koyup, buzdolabında veya dıarda uzun süre bırakılmamaya dikkat edilebilir. plastik sektöründe genellikle siyah hurda diğer renklerdeki plastikleri geri kazanmak için tercih edilir. cam ve seramik sağlık açısından kesinlikle daha iyidir.
ayrıca mutlaka lifl yiyecekler, bol bol meyve ve sebze tüketilerek, vücudumuza bu yolla doğal antioksidanlar alındığı, vücutta bulunan serbest radikallerin antioksidanlar tarafıdan bloke edildiği, beslenme uzmanları tarafından söylenmekte. ayrıca kırmızı et tüketimini azaltarak, balık tüketmenin sağlık açısından daha iyi olduğunuda uzmanlar söylemekte.
sağlıklı günler dileklerimle...
 
merhaba,
süt ve soguk su konusunda emin misiniz?

kahvaltı için zamanım olmuyor o yüzden bir kase sogut süt + mısır gevreği hızlıca yiyip evden çıkıyorum.

su konusunda ise,
dışarda iken plastik pet şişelerden su alıyoruz malum, e bunlar zaten varsayılan olarak soğuk satılan zımbırtılar. şimdi kanserojen mi oluyor bunlar?

bu iki noktada emin misiniz?
yazıyı okur okumaz karamsarlık çöktü her tarafıma.
 
Ben yazının çoğu maddesinde sonuç bakımından hemfikirim, fakat en çok süte takıldım.
Su konusunda ise evet, siz dışarıdan aldığınız 0.5 - 1.5 - 5lt lik soğuk su şişesinin önceden taşıma ve stoklama süresi boyunca sıcakta, güneş altında bekletildiğini bilmelisiniz.Bazıları aşırı uzun süre güneş altında bekletilince zaten suyun tadı değişiyor, içinde baloncuklar görünebiliyor, plastik tadı geliyor, onları içmeyip hemen iade etmelisiniz.
 
konu doktorlara açılmış bi konu fakat herhalde bu forum da doktor yok galiba:)
şimdi ben şu konuya dikkat çekmek isterim..
Süt tüketimini azaltmak kimin işine yarar düşünmek gerekiyor...
kısa ve öz bi şekilde cola içen kutup ayısıgillerden ;ayran içmeyen ineklergillerden olur (reklamlardan çıkartılmış bi vecizedir )
 
Çok yanlı bir makale bilimsel makalelerde kesinlikle marka ismi kullanılmaz
hepsinin ayrıntısına girmek istemiyorum ancak özellikle kanser hücreleri ile ilgili maddeler bilimsel gerçeklerle uyuşmuyor

Kanser hücreleri basitçe anlatmak gerekirse bir şekilde dnası mutasyona ugrayarak sınırsız bölünme özelliği kazanmış normal vücut hücreleridir. Evet vücutta sürekli kanser oluşturma yeteneğine sahip hüceler oluşmaktadır bunlar hücre bölünmesi sırasında farkedilip daha hücre oluşmadan veya oluştuktan sonra bağışıklık sistemi hücreleri tarafından ortadan kaldırılırlar. Ancak bu her insanda kanser vardır şeklinde yorumlanamaz. Bu makale aracılığı ile insanlarda korku yaratılarak bahsi geçen hastanede bulunan ve kanser taramasında kullanılan biraz da ütopik, yararları ne kadar kost-efektif olduğu standardize edilmemiş bir alet olan pet ( pozitron emisyon tomografisi) nin reklamı yapılmak isteniyor.

Süt ve mukus konusuna gelince, bunu söyleyen kesinlikle tıp doktoru olamaz. (Bildiğiniz gibi bizde çok iyi anlaşılamayan dr unvanı iki alt gurbu taşır. medical doctor MD= tıp doktoru phd= felsefe doktoru= herhangi bir branşta doktora yapmış kişi)


Mide besinleri sindirmek için çeşitli enzimler salgılar, bunlar asidik pH'da etkilidir. Bu nedenle midede ph 2 civarlarındadır. Sindirim sistemi de sonuç olarak organik maddelerden, canlı hücrelerden oluştuğu için bu enzimlerden korunmalrı gerekir. işte bu görvi midede özelleşmiş hücrelerin sağladığı mukus sağlar. Eğer mukus salgısı yetersizse mideyi koruyamaz ve ülser oluşur. Yani kanser besini değil bizi kendi asidimizden koruyan bir bariyerdir.

Süt çok önemli bir besin maddesidir. Birçok temel besin ve vitamini içinde barındırır, bunlar içinde antioksidanlar da vardır. Dolayısıyla kanserden koruyucudur.
 
Ben de doktor değilim ama sağlık ve sağlık ve sağlıklı beslenme konusunda ne kadar fazla araştırma yaptığımı, bu konuya ne kadar önemle eğildiğimi beni yakından tanıyanlar bilirler.

Kişisel tecrübeme ve bilgime göre yukarıda yazanların kesinlikle doğru olduğunu söyliyebilirim, özellikle et, süt, protein, şeker ve kahve konusunda, bu besinler günlük hayatımızda çok kullanılan ve vücudu asidik yapan besinlerdir, ben kişisel olarak bunları hayatımdan çıkardığımda veya çok çok az tükettiğimde inanılmaz bir enerji fazlalığı ve müthiş sarsılmaz bir sağlık elde ettim. Aslında kanserden korunmak adına değil, sağlıklı hayatını doya doya mutlu ve enerjik bir şekilde yaşamak istiyen herkes bu tür bir beslenme şeklini benimsemeli. Bu besinlerin yanında başka bir dikkat çekmek istediğim konu ise zihinsel tutumumuzdur, olumsuz düşünceler, kaygı, korku, nefret, suçluluk duygusu gibi zihinsel tutum da en az bu besinler kadar vücuda zararlı ve vücut kimyasını zararlı asidik hale getirebiliyor. Ayrıca soğuk gıdalar ve soğuk suyun zararı konusunda hemfikirim, ben de evimde en sıcak mevsimlerde dahi bile dolaba su koymayanlardanım.

Fatih yine hatırlarsan bir başka forumda süt ve şeker hakkında bir hayli yazmıştım, orda yazdığım şeyler ve verdiğim linkler herzaman inandığım uyguladığım zaman olumlu sonuç aldığım şeylerdir.

Bu arada yetiştirdiğim bir sporcumda et, süt ve hayvansal gıdaları rejiminden büyük oranda çıkartmıştım, ilerleryen aylarda artık et vs yemek istediğini belirtmişti ben de sınırlı olarak haftada bir kaç kez onun rejimine sokmasına izin verdim, daha sonra kendisiyle görüştüğümde et ve hayvansal ürünler tükettiğinde eskisine oranla çok ağır ve uyuşuk hissettiğini söylemişti bana...

Bu yazdığım şeylerde bilimsel olma kaygısında değilim ve olduğumu iddia etmiyorum, ancak içgüdüsel olarak bildiğim, deneyerek doğru olduğuna inandığım şeyleri belirtiyorum, bir çok rahatsızlığınız, alerjiniz, sık sık hastalanma nezle, enerji eksikliği, eklem ağrıları, başağrıları vb sorunlarınız varsa yukarıda yazılanları bir ay uygulayın deneyin ve görün, bir çok sayısız sorunun nasıl mucizevi bir şekilde yokolduğunu, sağlık enerji dolduğunuzu gözlemleyebilirsiniz, tabii belki de işin en zor yanı bu sistemi uygulayabilmek :rolleyes:
 
Ben doktorum, hergün ordan burdan duyup, gündelik gazetelerden okuyarak düz mantık kurup kendilerini yanlış tedavi eden hastalarla karşılaşıyorum. İnsan vücudu çok komplex mekanizmalarla çalışır dolayısıyla düz mantıkla veya bilimsel olarak kanıtlanmamış yorumlarla değerlendirilemez.
Tabiki hayvansal gıdaları tüketmeliyiz, esansiyel dediğimiz yani vücudun dışarıdan alması zorunlu besin maddeleri vardır ve bunların çoğu hayvansal gıdalarda bolca bulunur.
Profesyonel bir sporcunun beslenme programını bir diyetisyenin yani bu işin uzmanının yapması en uygunudur. Böylece işler deneme yanılma yöntemi ile yürümemiş, sporcularımız daha bilinçli bir şekilde hazırlanmış olur.
 
@athletic

Bu iddia bana her şeyden önce komik geldi. Aynı mantıkla hareket edersek, kanserli hastaların intihar etmeleri vucutlarındaki kanser dokusunun da ölümüne yol açacaktır diye bir sonuca varırız.
Aslında mantıklı görünen ne kadar mantıksız bir yaklaşım.

@athletic


Kıssadan hisse..
Bundan 15-20 sene önce annelere, yeni doğmuş bebeklerine anne sütü değil de hazır mama yedirmeleri şiddetle öneriliyordu... Bebekleri bilemem ama hazır mama firmaları oldukça semirdikten sonra şimdilerde her yerde bangır bangır "anne sütünün yerini hiç bir şey tutmaz" deniliyor.. Bu son deyişe ben de katılıyorum...
Bilmem anlatabildim mi? :) :) :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Derya AKYILDIZ
Benim anladığım; bir yandan, soya sütü tüketilerek kanser hücreleri aç bırakılırken, diğer yandan birilerinin ceplerinin dolmasıyla tok bırakıldığı.. :mad:
Bilmem anlayabildim mi? :) :) :)

Mesut bey, şu anlatım tarzınızın lezzetine doyum olmuyor Kendinize iyi bakın. Sevgiler
 
@Derya AKYILDIZ

Selamlar Derya Bey,
Ben hattı zatında kanser hücrelerinin inek sütene bayılıp, soya sütüne tükaka deyip kenara iteceklerini de sanmıyorum... Onlar ne verirsen yer. Onlarla savaş tıpkı bir ülkenin savunma stratejisi gibidir. Siz hiç düşman askerini yok etmek için kendi askerlerinizi aç bırakmayı düşünürmüsünüz???
Artık, tüketimi körüklemek için nasıl reklam yapacağını da şaşırmaya başladı insanlar...


Derya Bey, bu konudan çıkıp benden daha genç arkadaşlara yol gösterici birkaç öneride bulunayım...
Ben yaklaşık 23 yıldır tıbbın içinde olan biri olarak diyorum ki,

1. İşlenmiş, ellenmiş, genetiğiyle yada orasıyla burasıyla oynanmış gıdalardan uzak durun...
2. Bir gıda kabukluysa kabuklu yiyin, kepekliyse kepekli yiyin. Sonradan ne bir şeyini çıkarın ne de ekleyin...
3. şekeri meyvelerden, tuzu sebzelerden, morali dostlarınızdan alın.. Moraliniz bozulunca yiyeceğe, neşelenmek için şişeye sarılmayın..
4. poşette, kutuda, tenekede hazır gıdalar yerine dalından, bahçesinden, tarlasından gıdalar alıp yemeye çalışın mümkün mertebe.
5. bir şey ne kadar çok övülürse o kadar övülmeye muhtaçtır.. ondan uzak durun..
6. Yazın serin bir gölge, kışın ise sıcak bir köşenin yerini nasıl başka bir şey tutmaz ise, yazın yaz meyve ve sebzeleri kışın ise kış meyve ve sebzeleri tüketmeye çalışın.. Herşey mevsiminde yerinde zamanında gerektir..
7. Hiç bir gıda ilaç yerini tutmaz, hiç bir ilaç gıda yerini tutmaz.. Yıllar sonra domatesi, sarımsağı vb. tekrar keşfetmeye gerek yok. Yaradan ne yarattıysa vaktiyle hepsini bir sebebe binaen yaratmıştır. Hepsinin ayrı ayrı sebebi hikmeti vardır.. Hepsini ölçülü ve zamanında tüketmek gerekir..
8. Yeteri miktarda yiyin, yeteri miktarda uyuyun, yeteri miktarda konuşun.. Herşeyin fazlası zarar, azı karar.. Fazla yemek yemeğin israfı değildir, bizzat sizin sağlığınızın israfıdır..
9. Herşeyi taze yemeye çalışın.. Buzdolabı çıktı tazelik bozuldu.. Derin dondurular hiç bir şeyi gerçek tazeliğinde koruyamaz.. Gerçek tazelik dalından koparıldıktan sonraki birkaç gündür..
10. Hiç bir teknoloji, hiç bir sanayi doğanın sanatını, teknolojisini taklit dahi edemez.. Sağlık, ömür ve dostları kaybetmeden kıymetini bilelim, bilmeyenlere öğretelim... Dünyamızı teknolojiyle kirletmeyelim, dünyamızı teknolojiyi kullanarak korumaya çalışalım...
11.. Valla laf uzadıkça uzayacak... Bildiğimiz doğruları küçük şeyler dahi olsa hayatımıza mutlaka uygulayalım.. O zaman taş taş üstüne koymuş sayılırız. Geçen ömrün telafisi yok.. Kendinize iyi bakın, sunni şeyleri hayatınızdan uzak tutun.. ;)
 
Mesut bey Merhaba,
Yazınız çok hoşuma gitti. Tüm doktorlar sizin fikirlerinizi ve hayat görüşünüzü benimsese ne hoş olurdu.
Malesef gerçekler böyle değil, bizlere yıllarca yedirmek istediklerini iyi gösterdiler.
Sizi tanımıyorum ama benim gözümde dünya tatlısı bir insansınız.
Yolunuz açık olsun...
 
Mesut Bey yazınız benimde çok hoşuma gitti.Hayat felsefenizi çok güzel özetlemişsiniz ve bu pozitif düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkürler..
 
@Mesut Girgiç



Yıllar içinde farklı yiyecekler sağlıklı olarak duyuruluyor. Verdiğiniz bilgilerin ise doğruluğu tartışılmaz. Forumun içinde uçup gitmemeli. Teşekkürler.
 
@Mesut Girgiç

Valla senin dediğin beslenmeyi galiba en son osmanlı da yapıyolardı. şimdi araki bulasın hormonsuz domates.
 
@isparta32


Maalesef ki haklısınız ancak günümüzde bazı organik tarım ürünleri takip edilebilir.
Ayrıca semt pazarlarında yerli halkın(çiftçilerin) ürünleri nisbeten tercih edilebilir.

Aslında bir sporcu kendi yemeğini kendi yapmalı. Tıpkı kendi lastiğini kendi yamadığı yada kendi zincirini kendi değiştirdiği gibi.. :)

Bu anlamda mesafe katedilirse kişi neyin doğal neyin yapay olduğunu daha iyi ayırt edebiliyor. :)

Selamlar.
 
Geri