Doğadaki Bisikletli - Konya Karaman Turu

1.Gün: Büyük bir heves ile hazırlıklarımı tamamladım bir gece evvel. Sabah işe gitmek için uyandım. C.tesi günüydü. Öğlen eve geldim. Son hazırlıkları yaptım sonra çantaları yükledim yola çıktım 17.00 gibi. 2 km kadar sürdüm çanta rahatsız etti çok sallıyordu. Döndüm. Kamp çantasını geri bıraktım içinden sadece acil ihtiyaç durumu için gerekli olan 2-3 şeyi aldım. Bunu yaptığıma daha sonra ne kadar sevinceğimi bilemezdim. İçeri çumraya kadar ki kısmı akşam gideyimde yol hafiflesin dedim. Çıktım tekrar yola ama karnımda açtı. Oturdum bir yerde yedim birşeyler. Sonra çıktım yola. Hava kararıyordu. Yol düz ve emiyet şeriti var. Bu nedenle çekincem yoktu. Tek sıkıntı mısırı çok seven domuzların çıkma riskiydi. Daha önce arabamızla domuza çarpmıştık. Aniden yola atlamıştı. İçeri çumraya vardım kalacak yer bulamadım. Çumraya kadar 15 km daha pedallamak zorunda kaldım.60 km ile geçti ilk gün. İçeri çumra ile çumra arası korkutucu şekildeydi. Zifiri karanlık. Her an hayvan tehlikesi var. Çumrada Belediye hoteli ne geldim. Odamı aldım ve güzel bir duş ardından iyi bir uyku çektim. Tabi o sırada takipte olanların mesajları geliyordu. Burdan mesaj atan herkese teşekkür ediyorum.

2.Gün: Sabak erkenden yola çıktım. Malum hem pazar günü hemde arefe günüydü. Yollarda dolu olur düşüncesi ile pedala bastım. Ara sokaktan geçerken bisikletçileri fark ettim. Sabahın 07.30 u idi ama açıktılar. Yama takımı istedim 3.5 ₺ ye onu da aldım. Çok karlı oldu Düştüm yola Gece korkuyla geçtiğim yolun paralelinde bir yolu gündüz geçecektim. Daha öncede bu bölgelerden geçmiştim. Düştüm yola geze dolana vardım Konya-Karaman yoluna. Haritayı açtım baktım. Geri dönsem 15 km gitcem birde aynı hizaya gelesiye kadar 15 km sürcem etti mi 30 km. Dedim bu bana bu sıcakta 1 saat 15 dkk ya patlar gerek yok. Aradan geçsem dümdüz yol direk Dinek denilen yere çıkıyor hem. Fakat yol boyu 25 km yol gitcem tamam yolumu kısaltıyor çapraz gitceğim için ama gereksiz genişten almalarda var. Ayrıca 2 tane köy var. Bildiğin çölde sürcem düşünceleri ile Güneysnır yolundan gideyim dedim. Demez olaydım. Bir daha olsa gerekirse o 30 km yi dönerim. Çünkü Güneysınır yolu bana çok daha fazla saate maal oldu. Tamam eyvallah yol çok iyi asfalt 10 numara 5 * .. Bu yolun tecrübesi Göksu şelalesine giden bütün yolları öğrenmem oldu Oraya da gidecez inşallah bir gün. Neyse konumuza dönelim. Güney sınır yolu bitmedi. Haaaa öncesinde yanlış sapaktan dönüp gereksiz bir zzaman kaybımda oldu. Bir köyde döndüm dolandım durdum ordan başka köye ordan da ana yola atladım çok garip bir olay oldu. Sabah erken kalktım iyi ki dedim. Güney sınır ı teğet geçip yola devm ettim. Allahtan yanımda maden suyu ve kraker gibi şeyler vardı. Sonra resimlerde gördüğünüz çeşme olan yerde durdum. Gidesim gelmedi burdan Yok ya bütün sebebi rampalardı. Ben bu yolu düz hatırlıyordum. Araba ile gitmenin cezası oldu. Saat 12 civarı Sarıoğlana vardım. Ordan sucuk kola biraz domat biber ve şekerlemelerden aldım. Artık Eğiste ye az kalmıştı. Yol üstünde bir yerde yemeğimi yiyip çılgın virajları geçmem için enerji sağlayabilirdim. Durdum güzel yerde. Daha önce ateş yakanlar olduğu için yakacak derdiyle uğraşmadım. Bir güzel ayarladım pişirdim ve yedim. Bana 1 saate mal olsa da buna değerdi. Şimdi hazırdım. Eğisteye gelince muazzam dağ yapısını izledim. Rüzgar arkamdan vurdu ilk defa burda. Ama ben o yolu gitmicektim. Ben eski yoldan gidecektim. Kıvrımlı yoldan indim Youtube sayfasında videosu da var. Burası bambaşka bir şey sonra tempoyu kaybetmeden çıktım daha fazlasını. Pierre inde ilk uzun yolculuğuydu. Direk zorlamak istemiyordum. Yol bitmek bilmeyince kafama dert olan şeyleri düşünmeye başladım ve bi 15 dkkasını hatırlamıyorum yolun eeee yaş ilerliyor sorumluluklar artıyor. ASkerlik evlilik telaşesi de başlıyor ufaktan. Düşünce bolll. Eğisteyi çıktım ve Yeni yola bağlandım. Tabii sürekli ormanda gidiyorum bu başka bir güzel taraf. Yol üstünde seslendiler gel çay içi diye. Teklifi kaçırır mıyım hemen döndüm oturduk muhabbet ettik. Bi yarım saat sonra tekrar düştüm yola. Yol üstünde bir alandan geçtim. Orda çocuklardan biri beni fark etti. Aramızda da baya mesafe vardı. O durup bana bakınca diğer çocuklarda oyunu bıraktılar beni seyrediyorlardı. Elleri yüzlerinde güneş e gölge yaparak. El salladım çocuklara. Bir an da çıldırdılar. Yerlerinden zıplayarak el sallıyorlardı. Sesleniyorlardı. Ama hem mesafe uzak hem de yol da zaman kaybım fazla idi. Sonuçta ertesi gün Bayramdı. Saatte 4 ü geçmişti çoktan. Tırmanmaya başladım yine. Hadime vardım. Petrol de durdum. Bir şeyler aldım yedim içtim dinleniyorum aynı zamanda petroldeki pompacılarla muhabbet ediyoruz. Bir araba geldi. Gelirken de giderkende baktı baktı baktı. En son geldi sordu. Sen Gerdeli değil misin? diye. Evet dedim. Sami Koçağın yiğenisin -Evet. Babamı sordu etti derken meğersem oda köye gidiyormuş Gel arabaya atalım bu yollar çekilmez dedi. Yok dedim Ben bu yolu bu şekilde gidecem. Çıktım yola . Hadim Taşekent arası kesintisiz tırmanış. Taşkente girerken düzlükte gitmenin keyfini yaşadım. Aklıma yol geldi. Taşkentteki gereksiz iniş ve çıkış. Neyse dedim şu çeşmede suyumu içeyimde Öyle hareket edeyim. Durdum. Sultan Çeşmesinde. Tabi millet meraklı soranlar edenlerden su içemedim rahat rahat. Sonra terim soğumadan çıkmam lazım dedim bindim ve 1500 lerden 1890 a doğru çıkış başladı. %7 bir eğim ile 6 km civarı tırmandım. Yüküm var ve sürekli tırmanış şeklinde geçen yol olunca bu rampa canımı sıkmıştı artık. Belpınarı Belinde 1890 tabelasını görünce nefes aldım. Tabi söylemeden geçemem Taşkent bölgesi Sedir ağaçlarının en yoğun olduğu bölgelerden biri. Sarıoğlandan beri ORMANlık bir alanda yolculuk yaptım. Hava kararıyordu üstüme uzun kollu giydim. Altıma giycek bulamadım çünkü diğer çantada kalmıştı Ezan sesi ile içimi bir tedirginlik aldı. Daha 30 km civarı yolum vardı. Şimdi güzel iniş vaktiydi. Yol boyu sürekli karşımdan esen rüzgar burda da karşımdan esiyordu. Rüzgardı en çok yoran ve heves kıran. Daha düze gelmeden Alanya yol ayrımını görmeden hava karardı. Toroslarda olunca bir anda kararıyor böyle. Gece yolculuğu yapacaktım hemde en tehlikeli bölgede. Her türlü yaban hayatı var üstelik yol boyu sulak alandan gitmem lazım. Derken köpek sesleri başladı. Gittikçe yaklaştı sesler ama sanırım suyu geçmediler ve benimle birlikte yol boyu onlarda geldi. Burdaki köpekler insan görmüyor. anında parçalarlar. Karayolları şantiyesi vardı orda durdum seslendim. Çıkan olmadı köpekten bende giremedim. İlerde bi ışık vardı oraya gelince sordum var mı hayvan yaban gördünüz mü diye. Yörükler göçtü köpekler kaldı dedi. Daha bir korku kapladı içimi. Üstelik bu bölgede telefon çekmiyor. Yani başıma birşey gelse bana ulaşma imkanları yok. Daha önce bu bölgede kamp yaptık ayı bile var geçtim domuzu kurdu .. Ay doğdu onun ışığı var biraz. Bİrde telefonun flaşı ile fener açık şekilde 10 km kadar gittim. Yörük pazarına geldim. Döndüm ve artık bu rampayı çıkacak güç yoktu. Virajda telefon çekiyordu bari oraya kadar çıkayım dedim. Çıktım ben aramakla uğraşırken 2-3 araç geçti. Nişanlımı aradım beni merak etme ben burda kalıcam mescitte yatarım dedim. Oda babam gelsin alsın diye söyledi. Ben yok dedim gerek yok bunca yolu gelmesine her şeyim var dedim. Sonra orda artık bir güç müdür yoksa dinlenince oluşan rahatlama yada bir moral konuşması mı bilmiyorum sağlıklı düşünecek duruma geldim. Bugün arefe günü ve bugün bu yol işlek. Ben burda konuşurken dk ka başı 1 araç geçti. Ozaman ardı gelir bunun dedim ve çıkmaya başladım. Ben hareket etmeden kasalı transit geçmişti. Ben rakım 1920 küsürlere çıkınca durdum izledim bu araç bir yer çıkacak mı diye. Sonra yolu canlandırdım. Köprüye kadar çıkış yok sonrası Keben ve iyi bir iniş ardından Başyayla. Yine tüm ışıklar açık başladım inişe. Yol da yeni yapıldığı için sıkıntım yoktu. Feneri yol dışından gelecek tehlikeyi görebilmek için çapraz bağladım. Bütün cesaretimi toplayıp bastım pedala. Rüzgar mı ? Her zaman ki gibi karşımda. Keben e geldim inişe geçtim 2 viraj sonra Kayınpeder le karşılaştım. Oda bisiklet taşıyıcısını almaya gitmiş. Ondan gecikmiş. Dedim iyi ki geciktin. Sonunda başyayla ya vardım. Nişanlımın evinde dinlendim biraz . Evlerine giden yol kahve sokağı olunca ve arefe günü olunca herkes dışarda tabi. Çocuklar doluştu etrafıma soranlar edenler falan baya yoğun bir zaman geçirdim. Eve zor attım kendimi sonra da köy e pedallayıp eve vardım ve derin bir uyku çektim.




(link)

(link)

Yazın toroslar turu ile bu rotanın üstüne bir şeyler katarak kuşyuvası yolundan Alanya Antalya yapma planımız var. Önce askerlik bitmeli

Sevgili hemşehrim tebrik ederim. Benim 2 yıldır hayalini kurduğum ve hazırlık yaptığım turu nerdeyse markete gider gibi bir çırpıda yapıvırmışsın gençlik böyle birşey işte helal olsun sana.
Bu yaz bende Konya - Yerköprü şelalesi - Hadim - Taşkent - Alanya turu yapacağım, aksilik olmazsa inşallah.
Sayende çocukluğumun anılarıyla dolu Hadim yolunu gördüm. Tekerine taş deymesin. Yollarda karşılaşmak nasip olur inşallah.@cyclistinnature

@atasoy teşekkür ederim bu yaz bizimde o rota için düşüncemiz var. Kuşyuvası bambaşka bir yer

2000 yılinda arabayla geçmiştim büyülendim.
Bu sefer bisikletle kamp yaparak ağır ağır tadını çıkara çıkara gezmek istiyorum.

Paylaşımınız için teşekkürler...

Konya-Yerköprü Şelalesi-Hadim-Taşkent-Alanya Turu
Sonunda yaptım
@cyclistinnature