Scudo Sports

Decathlon'dan alışveriş yapmıyoruz

bu olay siyasetle vs alakası yok. adamlar türk malına boykot diyince önceden zaten türklere düşmanlıkları olduğu için herkes boykot ediyor bizde ise işi siyasete vs bağlıyoruz. kardeşim adamlar peygamberimize hakaret ediyor daha ötesi yok benim için. ülkeye fransız malı sokulmuş yok eşi pierre cardin çanta almış yok kendisi renolara binmiş vs hiç umrumda değil ben değerime hakaret edilip edilmemesine bakarım...
 
  • Beğen
Tepkiler: Daytona
Scudo
bu olay siyasetle vs alakası yok. adamlar türk malına boykot diyince önceden zaten türklere düşmanlıkları olduğu için herkes boykot ediyor bizde ise işi siyasete vs bağlıyoruz. kardeşim adamlar peygamberimize hakaret ediyor daha ötesi yok benim için. ülkeye fransız malı sokulmuş yok eşi pierre cardin çanta almış yok kendisi renolara binmiş vs hiç umrumda değil ben değerime hakaret edilip edilmemesine bakarım...
Fransızlar mı Türk malını boykot ediyor? Türkler ne ürettiler de Fransızlar bunu boykot ediyorlar? Bugatti'nin, Citroen'in, Renault'un, Peugeot'un üretildiği ülkenin insanları İtalyan asıllı yerli otomobilimiz TOGG'u mu boykot edecekler?
 
Stratejik önemdeki Hermes çantayı bu tartışmaya dahil etmeniz çok üzücü. Bim poşetine mi koysun kadın öteberisini. Hem yalaka medyamıza göre çanta gerçek bile değil çakmaymış.

Şöyle bir düşününce insanın aklına başka neler çakma olabilir diye geliyor. Diploma? o_O
 
Butun ulkemi en ufak ihtiyacina kadar ithalata mecbur eden insanlarin boykot cagrilari cok ironik bir mesele. Boykot dedigin ihtiyaci olana ihtiyacini satmamakla başarili olur
 
Mesele ne çanta, ne fransa, ne amerika , ne arakan müslümanları ne kardeşim esad ,........ sürekli ikinci yada üçüncü konular gündeme getiriliyor. Bunu iktidar, muhalefet ve medya birlikte yapıyorlar. Algı , ilgi tuzaklarına düşmeyin. Sürekli konuşmaktan kaçındıkları konular hangileri ?
Paralar nerede ? On yüz milyon baloncuk yutar gibi yutulan vergiler ( deprem vergisini ayrıca konuşmak lazım ) , ozellestirmeler, satılan madenler, limanlar,.......


Beklenen Istanbul depremi öncesi yapılması gerekli isler ve harcanması gereken paralar yerine galiba tek bir şey yapılması için para ve emek harcanacak : Enkazlara kireç dökmek .....
henüz daha beklenen Izmir ve Istanbul depremleri yaşanmadı......
 
Tekstil dışında yurt dışına ne satıyoruz? Vitrifiye elemanları... Oldukça da kaliteli ürünler bunlar. Hadi biz Iphone kırıyoruz, portakal bıçaklıyoruz da Fransız ne yapsın? Evinde kullandığı klozeti, lavaboyu mu parçalasın 🤣 Gecenin bi' saatinde Türkiye'yi protesto etmiş, rahatlamış bir Fransız'ın o anda mideyi bozduğunu düşünsenize 🤣
 
@karanbatu Yakışır, ülkeye en fazla hizmet eden işadamlarından birisi, yanına bikaç tane daha alsın hatta.
 
  • Beğen
Tepkiler: Suphi3434
Üstteki yorumları okuyunca aklıma Yılmaz Özdil 'in 8 ağustos 2014 te Hürriyet gazetesinde yazdığı alttaki yazı geldi. Tam düşündüğüm şeyleri yazmış.

90’lı yılların başı.
Tıp doktoru. Aynı zamanda, heykeltıraş. Tatile giderken, Afyon’da mola verir. Oturduğu çay bahçesine kalabalık bir grup insan gelir. Üstleri başları perişan, alayı gariban, ağlamaktan gözleri şişmiş... Hayrola diye sorar? Şehit cenazesi taşıyan köylülerdir.

Üç yaşında olan ve ortalıkta neşeyle hoplayıp zıplayan kızına bakar, bir de köylülere... Bir yanda saçının telini dünyaya değişmeyeceği evladı, beri yanda evladını vatan için toprağa vermiş baba... Utanır. Bi şey yapmalıyım diye düşünür, bu çocukları ölümsüzleştirmeliyim... “Şehit Ağacı” projesi hazırlar.

Terör şehitlerini künyelere yazacak, künyeleri ağaca takacak, çocukların birer yaprak gibi ebediyen salınmasını sağlayacaktır o ağacın dallarında.

Projesini hayata geçirmek için aradığı fırsatı, anca 2003’te bulur. Resim Heykel Müzesi’nin açtığı yarışmaya katılmaya karar verir. İstanbul’a gelir. Künyeleri almak için Tahtakale’ye gider. Sorar soruşturur. Herkes aynı adresi gösterir... Ermeni bi usta.

Mısır çarşısının hemen arka sokaklarından birinde bulur küçücük dükkânı, girer, meramını anlatır. Ermeni usta dinler. Ve, o güne kadar heykeltıraşın hiç düşünmediği detaya dikkatini çeker, “Asla paslanmaması lazım” der, “Evlatlarımız ebediyete kadar ışıl ışıl olmalı”. Olmalı ama, en pahalısıdır o bahsettiği paslanmaz künyeler, tanesi 1 lira 25 kuruş... “Ticari iş değil bu, parayı dert etme” der Ermeni usta, “vatan işi” der.

Beşte bir fiyatına, kâr filan almadan, hatta zarar ederek, 25 kuruştan verir. Üç bin künye... Haftaya gönderirim der. Tam gününde gönderir.

Sonra, kısmet olmaz, araya başka işler karışır, hazırlandığı yarışmaya katılamaz heykeltıraş... Künyeleri paket halinde evinin deposuna kaldırır. Taa ki, amacına ulaşacağı 2009’a kadar.

Ankara Kızılcahamam Belediyesi, Şehit Fatih Duru adıyla park yapmaktadır. Başvurur. Belediye başkanı derhal kabul eder, başımızın üstünde yerin var der. Kurumuş bir sedir ağacı, heykele gövde olur. Ancak, sorun vardır. Akıp giden yıllar içinde şehit sayısı altı bini aşmıştır, eldeki künye sayısı sadece üç bindir.

Parkın açılışına yetiştirme kaygısıyla, İstanbul’a gelmez, aksilik bu ya, Ermeni ustanın adını-telefonunu da kaydetmemiştir, internete girer, eksik künyeleri tamamlamak için askeri malzeme satan tüccarlarla temasa geçer. “Paslanmaz istiyorum” der. “Abi merak etme, künyenin kralı bu” garantisi verirler. Zaman dar... Ermeni ustanın 25 kuruştan verdiği künyeleri, 1’er liradan alır.

Tek tek şehitleri yazar, takar sedir ağacının dallarına... Cumhuriyet Bayramı’nda açılışı yapılır. Maymun iştahlı medyamız ilk gün hücum eder, Türkiye ağlayarak seyreder, sonra unutulur gider.

Ve, kış gelir. Sadece tebrik yağmaz tabii şehit ağacına, yağmur da yağar. Üç bin yaprağı ışıl ışıl parlarken... Gerisi paslanır!

Ermeni ustanın “Vatan işi bu, evlatlarımız ebediyete kadar ışıl ışıl olmalı” sözü kulağında çın çın çınlayan heykeltıraş, ağlayarak, tek tek değiştirmek zorunda kalır, Türk tüccardan aldığı garantili(!) künyeleri.

İnsan ol önce, insan.

Soy sop değildir önemli olan.
Milleti kimin soy’duğudur!
 
Geri