Benim anlamadığım şey şu. Bu yaşlı insanların vefatları neden direkt olarak coronavirüs'e bağlanıyor? Anladığımız kadarı ile bir çoğu oldukça yaşlı ve zaten hasta olan insanlar. Şimdi hiç kimse kusura bakmasın ama bugüne kadar herhangi bir yaşlı yakınını/sevdiğini kaybeden her insan bilir ki, bu bir bardak gibidir, dolar dolar, ve son damla da suyu taşırır. Yani o son damla ister coronavirüs olur, ister sıradan bi grip olur, ister bakteriyel bir enfeksiyon olur, zaten zayıf düşmüş olan insan sonunda bir hastalığa yenik düşer ve ölür. Doğanın dengesi bu şekilde sağlanır. Özellikle şu yukarıdaki arkadaşın paylaştığı ikinci video benim çok ilgimi çekti:
İngilizce bilmeyenler için özet geçeyim, adam diyor ki, Çin'in Wuhan kenti çok kalabalık bir kent (11 milyon). Bu şehirde aynı zamanda bir çok laboratuvar ve virolog çalışıyor. Virologlar daha önce karşılaşmadıkları yeni bir coronavirüs tespit ediyorlar. Sonra bu virüsün şehir hastanelerindeki hastalara testi başlıyor. Halihazırda hastanede yatan bazı hastaların bu virüsü taşıdıkları ortaya çıkıyor. Sonra Çin hükümeti bu işi ciddiye alıp bilim insanlarına başvuruyor, yani söz konusu laboratuvarlara ve virologlara. Bu insanlar da haklı olarak, hiç kimsenin ölümünden vs. sorumlu olmamak için (çünkü daha virüsün ne yaptığını hiç kimse bilmiyor) devlete en yüksek seviyede ciddiyetle bir takım tavsiyelerde bulunuyorlar. Bu seviyeye gelene kadar bu yeni virüsün ne kadar ölümcül olduğuna dair hiç bir bilgi elde yok, hatta bu adamın söylediğinden yola çıkarak aslında hala bile bu virüsün ne kadar ölümcül olduğu çıkarımını yapmak imkansız diyebiliriz. Çünkü testlerin büyük çoğunluğu hastanelerde zaten hasta olan/yaşlı olan insanlara yapılıyor. Hastaneye gitmeyen insanlara kimse test yapmadı şimdiye kadar. Dolayısı ile istatistiksel olarak ortada bir "bias" (meyil/taraflılık) mevcut. Bu hastalığın aslında ne kadar tehlikeli olduğu hususu hala bilinmiyor. Evet, yapılan testlerde bu virüsü taşıyan insanların sayısı giderek artıyor, ama her kış ortaya çıkan yeni grip/soğuk algınlığı salgınları da zaten aynı hızla yayılıyor. Bu arada grip hastalığına sebep olan virüslerin %15 kadarının da coronavirüs olduğu (yani hayvanlardan insanlara geçtiği) biliniyor. Ama hiç bir devlet bugüne kadar "grip var ey vatandaşlar, birbirinizden uzak durun" vs demedi. Batılı devletlerin aldıkları ekstrem önlemlerin altında acaba "biz ne olur ne olmaz en sert tedbirleri alalım da, eğer hafif bir şey çıkarsa en azından temkinliydi derler" anlayışı yatıyor olabilir mi acaba? Yani herkes şu anda hata yapmaktan korkuyor. Ki bu belki iyi bir şey. Ama ya "fare dağ doğurduysa???".
Ben şimdi şunu merak ediyorum. Acaba küresel olarak bu senenin Ocak-Şubat ve Mart ayının ölüm oranları ile geçen seneninkiler karşılaştırıldığında, bu sene gözle görülür istatistiksel bir fark, yani ölüm oranlarında artış görebilecek miyiz? Çünkü bu virüsün ne denli ölümcül/tehlikeli olduğunu sanırım ancak bu şekilde gerçekten anlayabileceğiz. Çok fena aklım karıştı benim şimdi. Acaba dünyanın en kalabalık toplu histeri krizini yaşıyor olabilir miyiz? Gerçekten çok ilginç.