Serkan Taşdelen
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 28 Şubat 2006
- Mesaj
- 2.659
- Tepki
- 4.757
- Şehir
- Türkiye
(link)
31 Ağustos 2011
Merhaba Sevgili Arkadaşlar,
Bayram tatilimizi en güzel şekilde geçirmek için öncesinde planımızı yapıyoruz. Suat ile birlikte Erzincan’ın Çayırlı ilçesine gideceğiz. Erzincan’dan Çayırlı’ya iki yol gidiyor, biz Üzümlü, Mercan üzerinden gidip dağ yolundan dönmeyi planlıyoruz. Plan program hazırlandıktan sonra aslen Çayırlı’lı olan Murat Hoca’ya da gezimizden bahsediyoruz. O da bizimle Çayırlı’ya kadar gelmek istiyor. Bu bizi daha çok mutlu ediyor tabi, üç kişi olarak tura başlayacağız. Bendeniz Serkan Taşdelen, Suat Bağlan ve Murat Aksünger olarak bayramın 2. günü sabahı 6:00′da dörtyol da buluşuyoruz. Çorbalarımızı içtikten sonra saat 7:00′ye doğru anca hareket ediyoruz.
(link)
Benim turlarda kullandığım bisikletim Muğla’da olduğu için, diğer bisikletim ile gidiyorum. O nedenle bisikletin biraz acemisiyim. İlk kmlerde keyifle pedal çeviriyoruz. Sorunsuz ve sıkıntısız başlıyor turumuz.
(link)
Suat kaskını süs diye getirmiş gibi tur boyunca hiç takmıyor, tabi her fırsatta takmasını söylesem de pek ciddiye almıyor beni. Ben üzerime düşeni yapayım da gerisi kişinin takdirine kalsın. Fırat Nehrinin akışına ters yönde pedal çeviriyoruz. Hafiften tırmanıyoruz anlayacağınız. Sabah manzara çok sade ve güzel oluyor.
(link)
Düz yol bitip, hafif iniş e çıkışlar başlayınca karşımızdan da sert bir şekilde rüzgar esmeye başlıyor. Bu haliyle bizi biraz zorluyor ve canımızı sıkmaya yetiyor. Bende sıkıntıdan makineyi kapıp fotoğraf çekiyorum. Ben ve ekip arkadaşlarım…
(link)
Yolun boş olmasından istifade ederek arkadaşlarımı seyir halinde bir kez daha çekiyorum…
(link)
Buradan sonra epey bir fotoğraf çekemiyorum. Rüzgar çok rahatsız ediyor o nedenle bir an önce mola vereceğimiz noktaya gitme çabasındayım.
(link)
Tunceli kavşağını geçerken askerler ile selamlaşıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Ama çok geçmeden zırhlı araçlar yanımızdan geçiyor. Yolun emniyetini sağlamak için devriye atıyorlar. Bu durumda ne kadar güvenli pedal çevirdiğimizi görüyoruz. Bu çok güzel bir şey. Mola yerine kadar hiç durmadan basıyoruz. Bir ara kamyonun rüzgarından faydalanıyorum ve arkadaşlardan biraz uzaklaşıyorum. Mola vereceğimiz tesise gelip, arkadaşları beklemeye koyuluyorum. Onlarda gelince çaylarımız ile bisküvilerimizi atıştırıyoruz.
(link)
Yarım saatten fazla mola verdiğimiz noktadan sularımızı tazeledikten sonra ayrılıyoruz. Rüzgar şiddetini biraz kaybetmiş, o nedenle yüksek tempolu olarak pedal çeviriyoruz. Yolumuz ise çok hafif %1 diyebileceğimiz kadar eğim ile tırmanıyor. Ama bu bizi hiç etkilemiyor. Yollarüstü köyünü geçtikten sonra Kargın’a doğru düz yolda hızla ilerliyoruz.
(link)
Saatimiz 11:00′e yaklaşırken bizde Kargın’a giriş yapıyoruz. Burada da durup biraz soluklanacağız…
(link)
Kargın’da yani eski ismi ile Altunkent’te bir market önünde mola veriyoruz. Limonlu sodalarımızı afiyetle içiyoruz. Biraz da dinlendikten sonra tekrar yolumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz.
(link)
Buradan sonra düz yolda pedal çeviriyoruz, taa ki Mercan’a kadar. Mercan bizim dönüm noktamız. Düz gidersek Erzurum’a, sola dönersek eğer hedefimiz olan Çayırlı’ya ulaşacağız. O nedenle kavşaktan sola döneceğiz ve bu yola nazaran daha sakin bir trafikte pedallayacağız.
(link)
Kavşaktan dönüp birkaç km ilerledikten sonra Mercan’a ulaşıyoruz. Bir market önünde durup atıştırmalık birşeyler alıyoruz. Yemek için Çayırlı’ya kadar sabretmemiz gerekiyor. Murat hocam buradan sonra arkadaşı ile Çayırlı’ya geçecek ve bizim için yemek ve kalacak yer ayarlayacak. O nedenle hep birlikte çayımızı içtikten sonra ayrılacağız ve Suat ile birlikte Çayırlı’ya doğru pedal çevireceğiz.
(link)
Murat hocam ile Çayırlı’da buluşmak üzere ayrılıyoruz ve yolumuza koyuluyoruz. Hafif inişli ve çıkışlı yol ile devam ediyor güzergahımız. Gözeler köyüne varınca suyumuz azalıyor ve su takviyesi için çeşme arıyoruz. Köyün ismine bakılırsa her yerden su çıkması gerekiyor, ama biz ancak köyün çıkışında bir tane çeşme buluyoruz. Burada biraz durup sularımızı tazeliyoruz.
(link)
Yolumuz çok güzel ve keyifle gidiyoruz. Muhabbet ederek çok güzel vakit geçiriyoruz ve tırmanışları da o gaz ile bir çırpıda çıkıyoruz. Yine bir tırmanış sonunda zafer mutluluğu ile fotoğraf çekiyorum.
(link)
Harmantepe köyüne ulaşıyoruz ve hemen Murat Hoca’ya bilgi veriyoruz. Burası Erzincan’ın bir diğer ilçesi olan, şu meşhur Otlukbeli savaşının olduğu ilçe Otlukbeli’ne ayrılıyor. Biz yolumuza düz devam ederek Çayırlı’ya gideceğiz.
(link)
Saat 13:30′u gösterdiği sırada Çayırlı’ya giriş yapıyoruz. Son kmler rüzgar yine karşıdan esince bizi yoruyor, o nedenle üzerimizde biraz bitkinlik var.
(link)
Girişe doğru emin pedallarla gelen sevgili Suat, tabi kask yine gidonda. Aman düşer müşerse gidona birşey olmasın değil mi?
(link)
Kaymakamlığın hemen yan tarafında bulunan otelde bize yer ayarlamış Murat Hoca ve bizi orada bekliyor. Bizde durmadan oraya hareket ediyoruz ve Murat hoca ile buluşuyoruz. Biraz soluklanırken maden suyu içiyoruz. Buradan sonra yemek için Murat Hocanın eskiden yaşadığı evine doğru gideceğiz. Mangal yanmış bizi bekliyormuş… Oyy oyy oyy..
(link)
Günün son fotoğrafını ise evde çekiyorum. Nefis mangalı afiyetle yiyoruz ve kendimize geliyoruz. Tabi Suat ile her turumuzda klasikleşen kola içme partisini otele geçince gerçekleştireceğiz.
(link)
Yemekten sonra çay için çarşıya geliyoruz ve afiyetle içiyoruz. Sonra biraz dolaşmak için Murat hocadan ayrılıyoruz. Kolamızı ve çerezlerimizi alıp otele dönüyoruz. Sonrasında ise akşam yemeğine kadar dinlenmeye çekiliyoruz. Ben epey uyuyorum ama Suat maalesef ben uyuyamadım diyor. Akşam 8:00 gibi Murat Hocayı arayıp birlikte eve gidiyoruz ve kendi ekimleri olan patateslerden haşlama yapıp yiyoruz. Muhteşem lezzetli patateslerin tadı hala damaklarımda…
Kaç bardak içtiğimizi hatırlamadığım semaver çayından sonra otele dönüyoruz ve yarın gideceğimiz yol için dinlenmeye çekiliyoruz.
Km saatim bu bisiklette olmadığı için herhangi bir veri veremiyorum, ama güzergah ve yükselti haritasını aşağıda sizlere sunuyorum.
(link)
31 Ağustos 2011
Merhaba Sevgili Arkadaşlar,
Bayram tatilimizi en güzel şekilde geçirmek için öncesinde planımızı yapıyoruz. Suat ile birlikte Erzincan’ın Çayırlı ilçesine gideceğiz. Erzincan’dan Çayırlı’ya iki yol gidiyor, biz Üzümlü, Mercan üzerinden gidip dağ yolundan dönmeyi planlıyoruz. Plan program hazırlandıktan sonra aslen Çayırlı’lı olan Murat Hoca’ya da gezimizden bahsediyoruz. O da bizimle Çayırlı’ya kadar gelmek istiyor. Bu bizi daha çok mutlu ediyor tabi, üç kişi olarak tura başlayacağız. Bendeniz Serkan Taşdelen, Suat Bağlan ve Murat Aksünger olarak bayramın 2. günü sabahı 6:00′da dörtyol da buluşuyoruz. Çorbalarımızı içtikten sonra saat 7:00′ye doğru anca hareket ediyoruz.
(link)
Benim turlarda kullandığım bisikletim Muğla’da olduğu için, diğer bisikletim ile gidiyorum. O nedenle bisikletin biraz acemisiyim. İlk kmlerde keyifle pedal çeviriyoruz. Sorunsuz ve sıkıntısız başlıyor turumuz.
(link)
Suat kaskını süs diye getirmiş gibi tur boyunca hiç takmıyor, tabi her fırsatta takmasını söylesem de pek ciddiye almıyor beni. Ben üzerime düşeni yapayım da gerisi kişinin takdirine kalsın. Fırat Nehrinin akışına ters yönde pedal çeviriyoruz. Hafiften tırmanıyoruz anlayacağınız. Sabah manzara çok sade ve güzel oluyor.
(link)
Düz yol bitip, hafif iniş e çıkışlar başlayınca karşımızdan da sert bir şekilde rüzgar esmeye başlıyor. Bu haliyle bizi biraz zorluyor ve canımızı sıkmaya yetiyor. Bende sıkıntıdan makineyi kapıp fotoğraf çekiyorum. Ben ve ekip arkadaşlarım…
(link)
Yolun boş olmasından istifade ederek arkadaşlarımı seyir halinde bir kez daha çekiyorum…
(link)
Buradan sonra epey bir fotoğraf çekemiyorum. Rüzgar çok rahatsız ediyor o nedenle bir an önce mola vereceğimiz noktaya gitme çabasındayım.
(link)
Tunceli kavşağını geçerken askerler ile selamlaşıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Ama çok geçmeden zırhlı araçlar yanımızdan geçiyor. Yolun emniyetini sağlamak için devriye atıyorlar. Bu durumda ne kadar güvenli pedal çevirdiğimizi görüyoruz. Bu çok güzel bir şey. Mola yerine kadar hiç durmadan basıyoruz. Bir ara kamyonun rüzgarından faydalanıyorum ve arkadaşlardan biraz uzaklaşıyorum. Mola vereceğimiz tesise gelip, arkadaşları beklemeye koyuluyorum. Onlarda gelince çaylarımız ile bisküvilerimizi atıştırıyoruz.
(link)
Yarım saatten fazla mola verdiğimiz noktadan sularımızı tazeledikten sonra ayrılıyoruz. Rüzgar şiddetini biraz kaybetmiş, o nedenle yüksek tempolu olarak pedal çeviriyoruz. Yolumuz ise çok hafif %1 diyebileceğimiz kadar eğim ile tırmanıyor. Ama bu bizi hiç etkilemiyor. Yollarüstü köyünü geçtikten sonra Kargın’a doğru düz yolda hızla ilerliyoruz.
(link)
Saatimiz 11:00′e yaklaşırken bizde Kargın’a giriş yapıyoruz. Burada da durup biraz soluklanacağız…
(link)
Kargın’da yani eski ismi ile Altunkent’te bir market önünde mola veriyoruz. Limonlu sodalarımızı afiyetle içiyoruz. Biraz da dinlendikten sonra tekrar yolumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz.
(link)
Buradan sonra düz yolda pedal çeviriyoruz, taa ki Mercan’a kadar. Mercan bizim dönüm noktamız. Düz gidersek Erzurum’a, sola dönersek eğer hedefimiz olan Çayırlı’ya ulaşacağız. O nedenle kavşaktan sola döneceğiz ve bu yola nazaran daha sakin bir trafikte pedallayacağız.
(link)
Kavşaktan dönüp birkaç km ilerledikten sonra Mercan’a ulaşıyoruz. Bir market önünde durup atıştırmalık birşeyler alıyoruz. Yemek için Çayırlı’ya kadar sabretmemiz gerekiyor. Murat hocam buradan sonra arkadaşı ile Çayırlı’ya geçecek ve bizim için yemek ve kalacak yer ayarlayacak. O nedenle hep birlikte çayımızı içtikten sonra ayrılacağız ve Suat ile birlikte Çayırlı’ya doğru pedal çevireceğiz.
(link)
Murat hocam ile Çayırlı’da buluşmak üzere ayrılıyoruz ve yolumuza koyuluyoruz. Hafif inişli ve çıkışlı yol ile devam ediyor güzergahımız. Gözeler köyüne varınca suyumuz azalıyor ve su takviyesi için çeşme arıyoruz. Köyün ismine bakılırsa her yerden su çıkması gerekiyor, ama biz ancak köyün çıkışında bir tane çeşme buluyoruz. Burada biraz durup sularımızı tazeliyoruz.
(link)
Yolumuz çok güzel ve keyifle gidiyoruz. Muhabbet ederek çok güzel vakit geçiriyoruz ve tırmanışları da o gaz ile bir çırpıda çıkıyoruz. Yine bir tırmanış sonunda zafer mutluluğu ile fotoğraf çekiyorum.
(link)
Harmantepe köyüne ulaşıyoruz ve hemen Murat Hoca’ya bilgi veriyoruz. Burası Erzincan’ın bir diğer ilçesi olan, şu meşhur Otlukbeli savaşının olduğu ilçe Otlukbeli’ne ayrılıyor. Biz yolumuza düz devam ederek Çayırlı’ya gideceğiz.
(link)
Saat 13:30′u gösterdiği sırada Çayırlı’ya giriş yapıyoruz. Son kmler rüzgar yine karşıdan esince bizi yoruyor, o nedenle üzerimizde biraz bitkinlik var.
(link)
Girişe doğru emin pedallarla gelen sevgili Suat, tabi kask yine gidonda. Aman düşer müşerse gidona birşey olmasın değil mi?
(link)
Kaymakamlığın hemen yan tarafında bulunan otelde bize yer ayarlamış Murat Hoca ve bizi orada bekliyor. Bizde durmadan oraya hareket ediyoruz ve Murat hoca ile buluşuyoruz. Biraz soluklanırken maden suyu içiyoruz. Buradan sonra yemek için Murat Hocanın eskiden yaşadığı evine doğru gideceğiz. Mangal yanmış bizi bekliyormuş… Oyy oyy oyy..
(link)
Günün son fotoğrafını ise evde çekiyorum. Nefis mangalı afiyetle yiyoruz ve kendimize geliyoruz. Tabi Suat ile her turumuzda klasikleşen kola içme partisini otele geçince gerçekleştireceğiz.
(link)
Yemekten sonra çay için çarşıya geliyoruz ve afiyetle içiyoruz. Sonra biraz dolaşmak için Murat hocadan ayrılıyoruz. Kolamızı ve çerezlerimizi alıp otele dönüyoruz. Sonrasında ise akşam yemeğine kadar dinlenmeye çekiliyoruz. Ben epey uyuyorum ama Suat maalesef ben uyuyamadım diyor. Akşam 8:00 gibi Murat Hocayı arayıp birlikte eve gidiyoruz ve kendi ekimleri olan patateslerden haşlama yapıp yiyoruz. Muhteşem lezzetli patateslerin tadı hala damaklarımda…
Kaç bardak içtiğimizi hatırlamadığım semaver çayından sonra otele dönüyoruz ve yarın gideceğimiz yol için dinlenmeye çekiliyoruz.
Km saatim bu bisiklette olmadığı için herhangi bir veri veremiyorum, ama güzergah ve yükselti haritasını aşağıda sizlere sunuyorum.
(link)


