Sinan H.
Katip
- Kayıt
- 19 Şubat 2013
- Mesaj
- 155
- Tepki
- 359
- Şehir
- 07/42/10
- Başlangıç
- 2012—13
- Bisiklet
- Carraro
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
23-27 Nisan tarihleri arasında yaptığımız Antalya Marmaris turunun tadı damağımızda kalmıştı ve yine ilk fırsatta sahilden bir tur yapmayı planlıyorduk, 9 günlük bayram tatili gibi elimize fırsat geçince önceki turdan kaldığımız yerden mi devam etsek derken bayram yoğunluğu otobüs vs derken rotayı terse çevirdik ve Çanakkale - Köyceği turu yapmaya karar verdik, 18 Eylül Cuma akşamı Antalya'dan Çanakkale'ye otobüsle gidecektik, otobüs firmalarını 1-2 hafta öncesinden gezmemize rağmen bayram yoğunluğu nedeni ile bisikletleri alamayacaklarını söylediler, forumdan okuduğum şikayetlerde aklımdayken malesef tek çözüm Metro Turizm kalmıştı ve alacaklarını söylemişlerdi (tabi satış görevlisi herhangi bir ücretten bahsetmedi), yolculuk zamanı geldiğinde otobüste koca koca çuvallar yerini almış, bagajın büyük bir bölümü iptal olmuş ve bize ben bisikletleri nereye koyayım diyen otobüs şoförü vardı, 3 kişiden bir bilet parasıda bagaj için isteyen şoförler tartışırken vs en son 3 kişi için 50 TL vererek bisikletleri bagaja koyduk ve yine Metro Turizm'den bir kez daha soğuduk, turumuz böyle tartışmalı başlayınca biraz keyifler kaçtı ve dönüş içinde aynısı olacak mı diye aklımıza takıldı.
12 Saatlik yolculuktan sonra nihayet Çanakkale İskelede'yiz
Uzun bir yolculuktan sonra kendimize gelmeye çalışıyoruz, bisikletimizi topladık, yakınlarda bir yerlerde yemek için arayıştayız, ufak çaplı şehir merkezini gezdik yemeğimizi yedik ve üstüne ayıptır söylemesi Çanakkale'nin meşhur peynir helvasını yedik
Peynir'den helva olurmuymuş derken yedikten sonra bunu yemeden gitseydim hata yaparmışım
neyseki öyle bir hata yapmadık 

Çanakkale şehir merkezinde bulunan Troy'u, Nusret Mayın Gemisini gezdik gördükten sonra feribot ile Eceabat'a geçiyoruz, feribotta Çanakkale MTB Kulübünden Buğra ve Ferdi ile tanışıyoruz ve Eceabat tarafında konaklama için onların fikirini alıyoruz ve sağolsunlar Kabatepe'de bulunan kamp alanına götürmeden başka bir yer tarif ediyorlar ve birlikte oraya gidiyoruz ve bizden başka kimsenin olmadığı mis gibi kamp alanından manzaramız
Buğra ve Ferdi ile bir süre oturup muhabbet ettikten sonra Ferdi bizimle kamp kurmak için Çanakkale Merkez'e gidip çadırını alıp geliyor, Buğra ile vedalaşıyoruz, Ferdi akşam yanımıza geldikten sonra yapıyoruz makarnamızı keyfimize bakıyoruz
Sabah saat:6'da kalktık ama her taraf zifiri karanlık olunca yarım saat- bir saat kadar oyalandık çadırı toplamaya başladık
Eceabat tarafında bulunan gözlemecilere bir gün akşamından sabah kaçta başladıklarını sorduğumuzde 8-9 demişlerdi bizde kahvaltıyı Çanakkale sahilde yapmaya karar verdik ve sahilde gezerken gözümüze açık büfe kahvaltısı olan Polisevini gözümüze kestirdik
Ferdi ile birlikte burda kahvaltımızı güzelce yaptık ve düştük yollara, kendi başımıza olsak Çanakkale-İzmir anayolundan gidecekken Ferdi'nin sayesinde sahilden gidiyoruz ve trafikten bir süre uzak kalıyoruz,
Ferdi ile vedalaştıktan sonra yolumuza devam ediyoruz, Çanakkale'nin çıkışında hafif tırmanmaya başladığımız sırada Avustralya'dan İngiltere'ye uçakla gelip Yunanistan Rodos'a kadar pedallayıp daha sonra Marmaris'e geçen ve Çanakkale'ye kadar pedallayan (adını unuttuğum) arkadaş ile karşılaşıyoruz, kendisi ile bir süre muhabbet edip fotoğraf çekiniyoruz
Hava sıcak ve rampalar devam ediyor, kendimizi gölge bir yere atıyoruz
Bir süre mola verdikten sonra pedallamaya devam ediyoruz, Ezine'de mola verelim dedik ama ilçe merkezinde elektrikler olmayınca soğuk birşeyler bulamıyoruz ve pedallamaya devam ediyoruz Ezine çıkışınca bulunan Güntepe'de yemek molası veriyoruz, yemekten sonra burada da peynir helvası yiyelim dedik ama Çanakkale merkezde yediğimiz ile çok farklıydı ve Çanakkale merkezden keşke yanımıza paket yaptırsaydık dedik
Yemek sonrasından sonra pedallamaya devam ediyoruz ve Ayvacık'tayız,
Ayvacık'ta bir kahvede soda ayran molası verdikten sonra yolumuza devam ediyoruz ve hedef Assos (Behram Kale), normal şartlarda bugün için konaklama yerimiz Assos'tu ancak kamp alanlarının doluluğu fiyat uçukluğu derken Ayvacık'ta bulunan kahveci arkadaşın babasının işlettiği Küçükkuyu'daki kamp alanına gidiyoruz ve iyiki Küçükkuyu'da kamp atmışız diyoruz, kamp alanı çok sessiz, sahil kenarında güzelce biralarımızı yudumluyoruz, kamp alanında sağolsunlar kalabalık olmadığı için kendi çadırlarınızı kurmak ile uğraşmayın büyük çadırlarımızda üçünüz birlikte kalabilirsiniz dediler ve bizde çadırları kurmak ile uğraşmadık bu işide cüzzi bir miktar (30 tl) karşılığında halletmiş olduk
Çanakkale'den buraya kadar trafik yoğun olduğu için Çanakkale-İzmir yolunda pedallamak konusunda hepimiz otobüse binmeyi seçiyor ve Küçükkuyu otogarına gidiyoruz ve daha kahvaltısın yapan Kamilkoç Turizm şoförüne durumu izah ediyoruz, sağolsun İzmir'e kadar bizi alıyor, İzmir'den de Efes'e de Kamilkoç ile geçiyoruz, Efes'te indikten sonra otobüste mat, forma ve taytımı unuttuğumu görüyorum, hemen Kamilkoç Çağrı Merkezine durumu bildirdik, Efes'te güvenli bir yere bisikletleri bıraktık ve Efes'i gezmeye başlıyoruz

Efes'te gezdiğimiz sırada yağmur atıştırmaya başladı, bizde hafiften Kuşadası'na doğru pedallamaya başladık ve Kuşadası'ndayız
Gruptan bir arkadaşımızın daha önce Kuşadası'nda gelmiş olması nedeniyle daha önceden kaldığı ve şehir merkezinde bulunan bir kamp alanına geçiyoruz,bugün kendimizi ödüllendirip Burger King'ten birşeyler yedikten sonra kamp alanına geçip güzelce dinleniyoruz

Kuşadası'nda sabah sabah ufak çaplı bir gezinti yapıp fotoğraf çekindikten sonra kahvaltıyı poğaça vs birşeyler hallediyoruz ve Dilek Yarımadasına doğru pedallamaya başlıyoruz
Dilek Yarımadasında domuz görür müyüz ümidi ile gezdiğimiz sırada yağmur atıştırmaya başladı
Güzelçamlı'da bulunan Leftere Restaurantta yemek molası verdiğimiz sırada yağmur şiddetleniyor, sağanak yağmur devam ediyor, kalsak yağmurun ne zaman duracağı belirsiz, yemekten öncede birazda yağmur yemiştik zaten, yağmura rağmen Söke'ye kadar pedallamaya karar veriyoruz ve Ağaçlı köyü üzerinden pedallamaya devam ediyoruz, yoldan geçen araçların su birikintilerinden geçerken çamurları da üzerimizde
3-4 Km'lik tırmanıştan sonra Söke'ye doğru inişe geçiyoruz, iniş sırasında da yağmur devam ediyor ve bize çivi gibi geliyor yağmur damlaları, Söke talebasını görür görmez telefonu çıkartıyoruz hızlı bir şekilde fotoğraf çekiniyoruz
Fotoğraftan sonra yola devam ediyoruz, petrolde iki dk mola verdik çayları katalım derken benim ön tekerin indiğini fark ediyorum, Allah'tan petroldeyiz hava var ama malesef işe yaramıyor sonradan fark ediyorumki sibop başlığı kesilmiş, yedek iç lastiği ile değiştiriyorum ve yola devam ediyoruz, yağmur hala devam ediyor, bu durumda çadır kurmakla uğraşmıyoruz ve Söke Öğretmenevi'ne kendimizi atıyoruz, öğretmenevinde formaları yıkayıp balkona asıyoruz güneş yok kurumaz ama hiç yoktan temiz olsun havada esiyor belki kurur diyoruz, balkonda bir süre durduktan sonra odaya alıyoruz ve klimayı sıcağa alıyoruz elbiselerin sabaha kadar kurumasını diliyoruz
Öğretmenevinin restaurantı kapalı, yağmur devam ediyor bu durumda dışarı çıkamayız en iyisi dışarıdan sipariş edelim diyoruz ve yemek içini de siparişle hallediyoruz
Dün akşam mesai bitimine doğru öğretmenevine geldiğimiz sırada ayak üstü tanıştığımız yol bisikletçisi olan ve Öğretmenevinde Gıda Mühendisi olan Sabri ile sabahta görüşüyoruz, bir süre muhabbet edip çay içiyoruz ve Sabri göreve başlamadan bizde öğretmenevinin girişinde bir kaç kare fotoğraf çekiniyoruz
Yağmur yağmıyordu yola devam ediyoruz ama dünden kalma yağmurun izlerini bugün üzerimizde taşıyoruz
Söke-Didim arası 45-50 Km ve kaliteli yolda tempolu bir şekilde gidiyoruz hava kapalı olduğu için yağmur yine yağmadan gidelim diye pedallamaya devam ediyoruz ortalama 30'uda görüyoruz , Aydın sınırlarına girmiş olmamıza rağmen hala bir incirci göremedik derken Milas-Didim kavşağında incir satan birini görünce hemen duruyoruz, hemen sonrasında bulunan çay ocağında da çay molası veriyoruz, Didim'e doğru pedallıyoruz, hava yağmazsa Didim'de Tavşanburnu Orman Kampında kalmayı planlıyoruz ve Orman Kampına geldik, kamp alanı sakin sağolsun görevli arkadaş fiyatta da yardımcı oluyor kendimize güzel bir yer seçip çadırları kuruyoruz
Çadırları kurup eşyaları boşalttıktan sonra Didim ilçe merkezine gezmeye gidiyoruz, Didim merkezde de bir kaç kare fotoğraf çekiniyoruz, akşam yemeği için BİM'den birşeyler alıyoruz ve kamp alanına geri dönüyoruz, yağmurda ve çamurda geçen 2 gün sonunda kamp alanında biralarımızı yudumlarken gün batımını seyrediyoruz, hava durumu gece yağmurlu gösteriyordu çadırlarımızı kontrol edip yatıyoruz 9-10 gibi ve bir kaç saat sonra sağanak bir yağmur ve gök gürültülerine uyanıyoruz, aşırı sağanakta çadırlar su alacak mı korkusu ile bir süre ayaktayız ve çadırı kontrol ediyoruz, neyseki yağmur alan bir yer yok rahatça yatıyoruz tekrar
Bugün Didim'den Milas'a kadar pedallamayı düşünüyorduk ancak Milas'ta konaklama için daha önce forumda da okuduğumuz Milas Adrenalin Derneğine ulaşmaya çalışıyoruz ancak ulaşamıyoruz hafta içinde Facebook'tan da mesaj atmıştık ancak dönen olmadı, Milas küçük bir yer ve konaklama sorunu var bizde yarınki rotayı kısaltmak için Milas yerine Ören'e doğru pedallıyoruz
Didim-Milas kavşağında kahvaltı molası verdikten sonra pedallamaya devam ediyoruz, hava kapalı ancak yağmur yok, Bafa Gölü kenarında giderken Bafa Gölü manzaralı fotoğraflarımızı çekiyoruz ve yola devam ediyoruz


Ve öğle saatlerinde Milas'tayız
Milas'ta ilçe merkezinde ufak bir tur yapıp büfeden soda ayran alıp takviye yaptıktan sonra yola devam ediyoruz, Didim-Milas kavşağından sonra başlayan tırmanışlar Milas çıkışında da bizi bırakmıyor, Milas-Ören yolu tırmanışlar olsada trafiğin yoğun olmadığı ve çam ağaçları arasında güzel bir yolculuk devam ediyor
Nihayet tırmanışların sonunda mutlu son ile karşılaşıyoruz

Ve artık inişe geçtik, 15-20 km kadar inişte de karşımızdan rüzgar esti ancak dağların eteklerinde uzunca ne olduğunu anlamadığımız şeylere bakarken sonunda etraftaki malzemelerin Kemerköy ve Yeniköy Termik Santraller'e aitmiş.......
12 Saatlik yolculuktan sonra nihayet Çanakkale İskelede'yiz
Uzun bir yolculuktan sonra kendimize gelmeye çalışıyoruz, bisikletimizi topladık, yakınlarda bir yerlerde yemek için arayıştayız, ufak çaplı şehir merkezini gezdik yemeğimizi yedik ve üstüne ayıptır söylemesi Çanakkale'nin meşhur peynir helvasını yedik

Çanakkale şehir merkezinde bulunan Troy'u, Nusret Mayın Gemisini gezdik gördükten sonra feribot ile Eceabat'a geçiyoruz, feribotta Çanakkale MTB Kulübünden Buğra ve Ferdi ile tanışıyoruz ve Eceabat tarafında konaklama için onların fikirini alıyoruz ve sağolsunlar Kabatepe'de bulunan kamp alanına götürmeden başka bir yer tarif ediyorlar ve birlikte oraya gidiyoruz ve bizden başka kimsenin olmadığı mis gibi kamp alanından manzaramız
Buğra ve Ferdi ile bir süre oturup muhabbet ettikten sonra Ferdi bizimle kamp kurmak için Çanakkale Merkez'e gidip çadırını alıp geliyor, Buğra ile vedalaşıyoruz, Ferdi akşam yanımıza geldikten sonra yapıyoruz makarnamızı keyfimize bakıyoruz
Sabah saat:6'da kalktık ama her taraf zifiri karanlık olunca yarım saat- bir saat kadar oyalandık çadırı toplamaya başladık
Eceabat tarafında bulunan gözlemecilere bir gün akşamından sabah kaçta başladıklarını sorduğumuzde 8-9 demişlerdi bizde kahvaltıyı Çanakkale sahilde yapmaya karar verdik ve sahilde gezerken gözümüze açık büfe kahvaltısı olan Polisevini gözümüze kestirdik
Ferdi ile vedalaştıktan sonra yolumuza devam ediyoruz, Çanakkale'nin çıkışında hafif tırmanmaya başladığımız sırada Avustralya'dan İngiltere'ye uçakla gelip Yunanistan Rodos'a kadar pedallayıp daha sonra Marmaris'e geçen ve Çanakkale'ye kadar pedallayan (adını unuttuğum) arkadaş ile karşılaşıyoruz, kendisi ile bir süre muhabbet edip fotoğraf çekiniyoruz
Hava sıcak ve rampalar devam ediyor, kendimizi gölge bir yere atıyoruz
Bir süre mola verdikten sonra pedallamaya devam ediyoruz, Ezine'de mola verelim dedik ama ilçe merkezinde elektrikler olmayınca soğuk birşeyler bulamıyoruz ve pedallamaya devam ediyoruz Ezine çıkışınca bulunan Güntepe'de yemek molası veriyoruz, yemekten sonra burada da peynir helvası yiyelim dedik ama Çanakkale merkezde yediğimiz ile çok farklıydı ve Çanakkale merkezden keşke yanımıza paket yaptırsaydık dedik
Yemek sonrasından sonra pedallamaya devam ediyoruz ve Ayvacık'tayız,
Ayvacık'ta bir kahvede soda ayran molası verdikten sonra yolumuza devam ediyoruz ve hedef Assos (Behram Kale), normal şartlarda bugün için konaklama yerimiz Assos'tu ancak kamp alanlarının doluluğu fiyat uçukluğu derken Ayvacık'ta bulunan kahveci arkadaşın babasının işlettiği Küçükkuyu'daki kamp alanına gidiyoruz ve iyiki Küçükkuyu'da kamp atmışız diyoruz, kamp alanı çok sessiz, sahil kenarında güzelce biralarımızı yudumluyoruz, kamp alanında sağolsunlar kalabalık olmadığı için kendi çadırlarınızı kurmak ile uğraşmayın büyük çadırlarımızda üçünüz birlikte kalabilirsiniz dediler ve bizde çadırları kurmak ile uğraşmadık bu işide cüzzi bir miktar (30 tl) karşılığında halletmiş olduk
Çanakkale'den buraya kadar trafik yoğun olduğu için Çanakkale-İzmir yolunda pedallamak konusunda hepimiz otobüse binmeyi seçiyor ve Küçükkuyu otogarına gidiyoruz ve daha kahvaltısın yapan Kamilkoç Turizm şoförüne durumu izah ediyoruz, sağolsun İzmir'e kadar bizi alıyor, İzmir'den de Efes'e de Kamilkoç ile geçiyoruz, Efes'te indikten sonra otobüste mat, forma ve taytımı unuttuğumu görüyorum, hemen Kamilkoç Çağrı Merkezine durumu bildirdik, Efes'te güvenli bir yere bisikletleri bıraktık ve Efes'i gezmeye başlıyoruz

Efes'te gezdiğimiz sırada yağmur atıştırmaya başladı, bizde hafiften Kuşadası'na doğru pedallamaya başladık ve Kuşadası'ndayız
Gruptan bir arkadaşımızın daha önce Kuşadası'nda gelmiş olması nedeniyle daha önceden kaldığı ve şehir merkezinde bulunan bir kamp alanına geçiyoruz,bugün kendimizi ödüllendirip Burger King'ten birşeyler yedikten sonra kamp alanına geçip güzelce dinleniyoruz

Kuşadası'nda sabah sabah ufak çaplı bir gezinti yapıp fotoğraf çekindikten sonra kahvaltıyı poğaça vs birşeyler hallediyoruz ve Dilek Yarımadasına doğru pedallamaya başlıyoruz
Dilek Yarımadasında domuz görür müyüz ümidi ile gezdiğimiz sırada yağmur atıştırmaya başladı
Güzelçamlı'da bulunan Leftere Restaurantta yemek molası verdiğimiz sırada yağmur şiddetleniyor, sağanak yağmur devam ediyor, kalsak yağmurun ne zaman duracağı belirsiz, yemekten öncede birazda yağmur yemiştik zaten, yağmura rağmen Söke'ye kadar pedallamaya karar veriyoruz ve Ağaçlı köyü üzerinden pedallamaya devam ediyoruz, yoldan geçen araçların su birikintilerinden geçerken çamurları da üzerimizde
Fotoğraftan sonra yola devam ediyoruz, petrolde iki dk mola verdik çayları katalım derken benim ön tekerin indiğini fark ediyorum, Allah'tan petroldeyiz hava var ama malesef işe yaramıyor sonradan fark ediyorumki sibop başlığı kesilmiş, yedek iç lastiği ile değiştiriyorum ve yola devam ediyoruz, yağmur hala devam ediyor, bu durumda çadır kurmakla uğraşmıyoruz ve Söke Öğretmenevi'ne kendimizi atıyoruz, öğretmenevinde formaları yıkayıp balkona asıyoruz güneş yok kurumaz ama hiç yoktan temiz olsun havada esiyor belki kurur diyoruz, balkonda bir süre durduktan sonra odaya alıyoruz ve klimayı sıcağa alıyoruz elbiselerin sabaha kadar kurumasını diliyoruz
Öğretmenevinin restaurantı kapalı, yağmur devam ediyor bu durumda dışarı çıkamayız en iyisi dışarıdan sipariş edelim diyoruz ve yemek içini de siparişle hallediyoruz
Dün akşam mesai bitimine doğru öğretmenevine geldiğimiz sırada ayak üstü tanıştığımız yol bisikletçisi olan ve Öğretmenevinde Gıda Mühendisi olan Sabri ile sabahta görüşüyoruz, bir süre muhabbet edip çay içiyoruz ve Sabri göreve başlamadan bizde öğretmenevinin girişinde bir kaç kare fotoğraf çekiniyoruz
Yağmur yağmıyordu yola devam ediyoruz ama dünden kalma yağmurun izlerini bugün üzerimizde taşıyoruz
Söke-Didim arası 45-50 Km ve kaliteli yolda tempolu bir şekilde gidiyoruz hava kapalı olduğu için yağmur yine yağmadan gidelim diye pedallamaya devam ediyoruz ortalama 30'uda görüyoruz , Aydın sınırlarına girmiş olmamıza rağmen hala bir incirci göremedik derken Milas-Didim kavşağında incir satan birini görünce hemen duruyoruz, hemen sonrasında bulunan çay ocağında da çay molası veriyoruz, Didim'e doğru pedallıyoruz, hava yağmazsa Didim'de Tavşanburnu Orman Kampında kalmayı planlıyoruz ve Orman Kampına geldik, kamp alanı sakin sağolsun görevli arkadaş fiyatta da yardımcı oluyor kendimize güzel bir yer seçip çadırları kuruyoruz
Çadırları kurup eşyaları boşalttıktan sonra Didim ilçe merkezine gezmeye gidiyoruz, Didim merkezde de bir kaç kare fotoğraf çekiniyoruz, akşam yemeği için BİM'den birşeyler alıyoruz ve kamp alanına geri dönüyoruz, yağmurda ve çamurda geçen 2 gün sonunda kamp alanında biralarımızı yudumlarken gün batımını seyrediyoruz, hava durumu gece yağmurlu gösteriyordu çadırlarımızı kontrol edip yatıyoruz 9-10 gibi ve bir kaç saat sonra sağanak bir yağmur ve gök gürültülerine uyanıyoruz, aşırı sağanakta çadırlar su alacak mı korkusu ile bir süre ayaktayız ve çadırı kontrol ediyoruz, neyseki yağmur alan bir yer yok rahatça yatıyoruz tekrar
Bugün Didim'den Milas'a kadar pedallamayı düşünüyorduk ancak Milas'ta konaklama için daha önce forumda da okuduğumuz Milas Adrenalin Derneğine ulaşmaya çalışıyoruz ancak ulaşamıyoruz hafta içinde Facebook'tan da mesaj atmıştık ancak dönen olmadı, Milas küçük bir yer ve konaklama sorunu var bizde yarınki rotayı kısaltmak için Milas yerine Ören'e doğru pedallıyoruz
Didim-Milas kavşağında kahvaltı molası verdikten sonra pedallamaya devam ediyoruz, hava kapalı ancak yağmur yok, Bafa Gölü kenarında giderken Bafa Gölü manzaralı fotoğraflarımızı çekiyoruz ve yola devam ediyoruz


Ve öğle saatlerinde Milas'tayız
Milas'ta ilçe merkezinde ufak bir tur yapıp büfeden soda ayran alıp takviye yaptıktan sonra yola devam ediyoruz, Didim-Milas kavşağından sonra başlayan tırmanışlar Milas çıkışında da bizi bırakmıyor, Milas-Ören yolu tırmanışlar olsada trafiğin yoğun olmadığı ve çam ağaçları arasında güzel bir yolculuk devam ediyor
Nihayet tırmanışların sonunda mutlu son ile karşılaşıyoruz

Ve artık inişe geçtik, 15-20 km kadar inişte de karşımızdan rüzgar esti ancak dağların eteklerinde uzunca ne olduğunu anlamadığımız şeylere bakarken sonunda etraftaki malzemelerin Kemerköy ve Yeniköy Termik Santraller'e aitmiş.......



















