Sinan Ceylan
Daimi Üye
- Kayıt
- 5 Mayıs 2011
- Mesaj
- 247
- Tepki
- 150
- Şehir
- Bandırma
- İsim
- Sinan
- Başlangıç
- 2007—08
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Dağ bisikleti
Arkadaşlar merhaba.
Forumun bu köşesinde ilk kez yazı gönderiyorum. Yazı aslınd yeni değil, kendi kişisel blogum (link) 'da 19 Kasım 2011'de yayınlamışım. Ama sonlarına doğru kedilerin olaya dahil olmasıyla çok ilginç bi anı olduğu için burada da paylaşmak istedim.
...
Neden Kilitbahir diye soranlar olursa gidilecek en yakın kafa dinlenecek yer orası çünkü. Vapura binip geçiyorsun, sonra özgürsün. Henüz bütünüyle bozulmamış doğası var; bisikletle eğlenmek, doğa yürüyüşü yapmak için çeşitli güzergahları filan işte.
Güzergah olarak daha önce gitmediğim patikalara da saptım ama sonunca birilerinin özel mülklerine veya tarlalarına vardığım için yine bilindik eski rotalara gittim. Arada böyle şeyler çekmesem olmazdı:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8505.jpg
Tepeye tırmanırken soluklanmak lazım. Boğaza bakınca şöyle iki tane kocaman gemi geçiyordu. Bunları görünce insan, “hayat ne garip, gemiler filan” diyerek yaşama nedenlerini sorgulayabiliyor:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8500.jpg
Bisiklet için gerçekten güzel yollar var. Toprak yollar elbette daha iyi, çünkü böyle yumuşak kumlu yollarda saplanıp kalabiliyorsunuz
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8508.jpg
Bu yolun sonunda kökleri kocaman olan bi takım çınar ağacının olduğu doğal sığınak gibi bir yere varılıyor:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_85631.jpg
Kökleri açıkta olmasına rağmen gerçekten sağlamca kenetlenmiş gibi görünüyor. Hem bunlar görünen kısmıysa toprağın altında kim bilir neler var:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8533.jpg
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8540.jpg
Çınarlara çocukluğumdan beri sempatim vardır. Bandırma’daki evimizin önünde dedem tarafından ekilen kocaman bir çınar ağacı var. Herhalde ondan dolayı böyle. Ama bu böyle işte:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8579.jpg
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8526.jpg
O ağaçların altında birikmiş öbekler halinde kuru çınar yaprakları da vardı:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8542.jpg
Öbekler diyorum, uzaktan bakınca pek anlaşılmıyor ama bileklerine kadar batıyor insan:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8550.jpg
Neyse, bu kadar çınar fotoğrafı yeter deyip esas gitmek istediğim yere, Kilitbahir’in zirvesine çıkmak üzere oradan ayrıldım.
Kasım’ı yarıladık, hava güneşli de olsa soğuk. Bisikletle olunca bunu daha kolay hissediyorsunuz üstelik. Bi de tepeye tırmanma faslı var. Bi yerden sonra elimde taşıdıysam da, zirveye çıktığımda şöyle bi self-shot yaptım:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8648.jpg
...
Havaların erken kararması, soğuk olması vs. yüzünden yavaş yavaş dönüş yoluna saldım bisikleti. Tepeden inip köy içine gelince, bisikletin tekerlekleri mi hoşuna gitti tam olarak bilmiyorum, şu iki kedi aniden yola atlayıp önümü kesti:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8676.jpg
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8678.jpg
Sonra siyahlı beyazlı olan kedi bana böyle çemkiriyordu:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8672.jpg
Bunu fırsat bilen sarılı kedi, bana da çaktırmadan sinsice bisiklete tırmanmış. Bi de baktım arka tekerleğin üstünde, sonra bi de baktım benim üstümde:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8681.jpg
Bu sarılı kedi çok yüzsüz kediymiş. Ama sevimliydi aynı zamanda. Bununla da yetinmedi, sırt çantama tırmandı. Omzuma çktı. Ben de o arada kadraja kediyi de sığdırcam diye eğilip büzülerek self-shot yapmaya devam ettim. Böyle şeyler hayatında pek olmaz sanırım insanın. En azından hatırladığım kadarıyla 22 yıldır bana ilk defa oldu…
Bunlar orada çektiklerimden bir kaç iyi fotoğraf. Bulanık, yamuk kadraj vb olmuş bazıları.
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8705.jpg
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8715.jpg
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8712.jpg
Kedi çok rahattı. Böyle sanki doğduğu günden beri benim sırtımda yaşıyormuş gibi. Geldi yerleşti oraya. İnmeye niyeti filan da yoktu. Yoldan geçen bi amca hem güldü, hem de kediyi usulca alarak yere saldı. Yoksa benle gelirdi yani. Kedilerin, kendilerini rahat hissettikleri durumlardaki gibi hırıltı çıkarıyordu, o derece…
Derken köy içindeki parke taşlı patikayı da keyifle indikten sonra kendimi vapura attım. Sonra eve doğru pedal çevirmeye devam…
Bu da böyle bir anımdır. Son fotoğraflar, muhtemelen hayatımda bir kere olacak cinsten garip bir olaydı. :rolleyes: Uzattıysam kusra bakmayın.
Yazının orijinal linki: (link)
Forumun bu köşesinde ilk kez yazı gönderiyorum. Yazı aslınd yeni değil, kendi kişisel blogum (link) 'da 19 Kasım 2011'de yayınlamışım. Ama sonlarına doğru kedilerin olaya dahil olmasıyla çok ilginç bi anı olduğu için burada da paylaşmak istedim.
...
Neden Kilitbahir diye soranlar olursa gidilecek en yakın kafa dinlenecek yer orası çünkü. Vapura binip geçiyorsun, sonra özgürsün. Henüz bütünüyle bozulmamış doğası var; bisikletle eğlenmek, doğa yürüyüşü yapmak için çeşitli güzergahları filan işte.
Güzergah olarak daha önce gitmediğim patikalara da saptım ama sonunca birilerinin özel mülklerine veya tarlalarına vardığım için yine bilindik eski rotalara gittim. Arada böyle şeyler çekmesem olmazdı:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8505.jpg
Tepeye tırmanırken soluklanmak lazım. Boğaza bakınca şöyle iki tane kocaman gemi geçiyordu. Bunları görünce insan, “hayat ne garip, gemiler filan” diyerek yaşama nedenlerini sorgulayabiliyor:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8500.jpg
Bisiklet için gerçekten güzel yollar var. Toprak yollar elbette daha iyi, çünkü böyle yumuşak kumlu yollarda saplanıp kalabiliyorsunuz
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8508.jpg
Bu yolun sonunda kökleri kocaman olan bi takım çınar ağacının olduğu doğal sığınak gibi bir yere varılıyor:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_85631.jpg
Kökleri açıkta olmasına rağmen gerçekten sağlamca kenetlenmiş gibi görünüyor. Hem bunlar görünen kısmıysa toprağın altında kim bilir neler var:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8533.jpg
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8540.jpg
Çınarlara çocukluğumdan beri sempatim vardır. Bandırma’daki evimizin önünde dedem tarafından ekilen kocaman bir çınar ağacı var. Herhalde ondan dolayı böyle. Ama bu böyle işte:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8579.jpg
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8526.jpg
O ağaçların altında birikmiş öbekler halinde kuru çınar yaprakları da vardı:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8542.jpg
Öbekler diyorum, uzaktan bakınca pek anlaşılmıyor ama bileklerine kadar batıyor insan:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8550.jpg
Neyse, bu kadar çınar fotoğrafı yeter deyip esas gitmek istediğim yere, Kilitbahir’in zirvesine çıkmak üzere oradan ayrıldım.
Kasım’ı yarıladık, hava güneşli de olsa soğuk. Bisikletle olunca bunu daha kolay hissediyorsunuz üstelik. Bi de tepeye tırmanma faslı var. Bi yerden sonra elimde taşıdıysam da, zirveye çıktığımda şöyle bi self-shot yaptım:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8648.jpg
...
Havaların erken kararması, soğuk olması vs. yüzünden yavaş yavaş dönüş yoluna saldım bisikleti. Tepeden inip köy içine gelince, bisikletin tekerlekleri mi hoşuna gitti tam olarak bilmiyorum, şu iki kedi aniden yola atlayıp önümü kesti:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8676.jpg
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8678.jpg
Sonra siyahlı beyazlı olan kedi bana böyle çemkiriyordu:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8672.jpg
Bunu fırsat bilen sarılı kedi, bana da çaktırmadan sinsice bisiklete tırmanmış. Bi de baktım arka tekerleğin üstünde, sonra bi de baktım benim üstümde:
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8681.jpg
Bu sarılı kedi çok yüzsüz kediymiş. Ama sevimliydi aynı zamanda. Bununla da yetinmedi, sırt çantama tırmandı. Omzuma çktı. Ben de o arada kadraja kediyi de sığdırcam diye eğilip büzülerek self-shot yapmaya devam ettim. Böyle şeyler hayatında pek olmaz sanırım insanın. En azından hatırladığım kadarıyla 22 yıldır bana ilk defa oldu…
Bunlar orada çektiklerimden bir kaç iyi fotoğraf. Bulanık, yamuk kadraj vb olmuş bazıları.
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8705.jpg
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8715.jpg
http://ucantabure.files.wordpress.com/2011/11/img_8712.jpg
Kedi çok rahattı. Böyle sanki doğduğu günden beri benim sırtımda yaşıyormuş gibi. Geldi yerleşti oraya. İnmeye niyeti filan da yoktu. Yoldan geçen bi amca hem güldü, hem de kediyi usulca alarak yere saldı. Yoksa benle gelirdi yani. Kedilerin, kendilerini rahat hissettikleri durumlardaki gibi hırıltı çıkarıyordu, o derece…
Derken köy içindeki parke taşlı patikayı da keyifle indikten sonra kendimi vapura attım. Sonra eve doğru pedal çevirmeye devam…
Bu da böyle bir anımdır. Son fotoğraflar, muhtemelen hayatımda bir kere olacak cinsten garip bir olaydı. :rolleyes: Uzattıysam kusra bakmayın.
Yazının orijinal linki: (link)


