Görkem Kılınç
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 2 Haziran 2008
- Mesaj
- 1.448
- Tepki
- 1.670
- Şehir
- Ankara / Keçiören
Ey. Bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Otobüsün camından dışarıya bakıyorum. Yol şeritleri geçtikce Çanakkale'nin güzelliklerini görüyorum. Ekipdekilere bakıyorum. Hepsi heyecanlı bir şekilde tetikte duruyorlar. Gözlerimizi kısık bir şekilde otobüsten iniyoruz. Bagajdan hemen demir atlarımızı çıkarıp yolculuk için hazır duruma getiriyoruz. Tabi ki bu arada kahvaltıyı nerede yapalım, nereye gitsek derken ilk önce karşıya bir geçmekle çareyi buluyoruz...
Gözlerimizi ovuşturup hemen bagajdan bisikletleri çıkarıyoruz...
(link)
"Attığınız jant bana ait, gördüm sizi: "
(link)
Hemen toparlandık ve Gelibolu Yarımadası'na gitmek için iskeleye sürdük demir atlarımızı...
(link)
Biletleri alıp vapura bindik. Başlıyoruz maceramıza...
(link)
(link)
(link)
Çanakkale'den uzaklaştıkca heyecanımız kat kat artıyordu. Bunu hissederken bile hepimiz galiba aynı şeyi düşünüyorduk. " Vay bea. Demek orası burası. Bakalım daha neler göreceğiz. "
(link)
(link)
Gelibolu'ya yaklaşmıştık. Birde baktım karşıda meşhur yazılmış cümleler.
(link)
Vapurdan indikten sonra kahvaltı yapabilecek bir yer arıyoruz. 500m gider gitmez güzel bir çay bahçesi buluyoruz.
(link)
(link)
Ahmet hocanın "Bakın bakın yeni gelin geliyor." demesiyle arkamızı dönüp kahkaha atmamız bir oldu.
(link)
(link)
Kahvaltı biter bitmez planımızı uygulamaya; şehitlikler ve abideye doğru pedal çevirmeye başlıyoruz...
(link)
(link)
Yollar çok güzel ve sabah erken saat olmasından dolayı sanırım boş, Yüksek tempoda pedal çevirmeye devam...
(link)
(link)
(link)
(link)
Atalarımızın gözlerini kırpmadan uğurunda öldükleri yerlerde olmamın heyecan verici duygusuyla şehitliği geziyoruz...
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Otobüsün camından dışarıya bakıyorum. Yol şeritleri geçtikce Çanakkale'nin güzelliklerini görüyorum. Ekipdekilere bakıyorum. Hepsi heyecanlı bir şekilde tetikte duruyorlar. Gözlerimizi kısık bir şekilde otobüsten iniyoruz. Bagajdan hemen demir atlarımızı çıkarıp yolculuk için hazır duruma getiriyoruz. Tabi ki bu arada kahvaltıyı nerede yapalım, nereye gitsek derken ilk önce karşıya bir geçmekle çareyi buluyoruz...
Gözlerimizi ovuşturup hemen bagajdan bisikletleri çıkarıyoruz...
(link)
"Attığınız jant bana ait, gördüm sizi: "
(link)
Hemen toparlandık ve Gelibolu Yarımadası'na gitmek için iskeleye sürdük demir atlarımızı...
(link)
Biletleri alıp vapura bindik. Başlıyoruz maceramıza...
(link)
(link)
(link)
Çanakkale'den uzaklaştıkca heyecanımız kat kat artıyordu. Bunu hissederken bile hepimiz galiba aynı şeyi düşünüyorduk. " Vay bea. Demek orası burası. Bakalım daha neler göreceğiz. "
(link)
(link)
Gelibolu'ya yaklaşmıştık. Birde baktım karşıda meşhur yazılmış cümleler.
(link)
Vapurdan indikten sonra kahvaltı yapabilecek bir yer arıyoruz. 500m gider gitmez güzel bir çay bahçesi buluyoruz.
(link)
(link)
Ahmet hocanın "Bakın bakın yeni gelin geliyor." demesiyle arkamızı dönüp kahkaha atmamız bir oldu.
(link)
(link)
Kahvaltı biter bitmez planımızı uygulamaya; şehitlikler ve abideye doğru pedal çevirmeye başlıyoruz...
(link)
(link)
Yollar çok güzel ve sabah erken saat olmasından dolayı sanırım boş, Yüksek tempoda pedal çevirmeye devam...
(link)
(link)
(link)
(link)
Atalarımızın gözlerini kırpmadan uğurunda öldükleri yerlerde olmamın heyecan verici duygusuyla şehitliği geziyoruz...
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)


