Kamil Yıldız
Daimi Üye
- Kayıt
- 25 Temmuz 2007
- Mesaj
- 355
- Tepki
- 453
- Şehir
- Çanakkale
Merhaba arkadaşlar, uzunca bir süredir malum hava şartlarından dolayı herhangi bir organizasyon yapamadık. Ama boş geçen bu iki ayın acısını 2 haftada sanırım iyi çıkardık. Önce geçen haftaki turumuzu yayınlıyorum, bu kadar geç kalmamın sebebi de bilgisayarımdaki problemler yüzünden foruma 1 hafta – 10 gündür neredeyse hiç girememem ve fotoğrafları da internete yükleyememem. Bu gecikme için tura katılan arkadaşlarımdan bir kez daha özür dilerim.
Geçen hafta Pazar sabahı Murat abinin dükkanın (Varol Bisiklet) önünde toplandık. Çoğu zaman olduğu gibi önceden güzergah planı yapmamıştık ve Çınarlı, Salihler, Çamlıca istikametine gitmeye karar verdik. Aşağıdaki haritadan da görüleceği üzere; Kepez – Dardanos – Çınarlı – Denizgöründü – Salihler – Çamlıca – Derbentbaşı – Taştepe – Gökçalı – Yenimahalle – İntepe – Güzelyalı ve yine Kepez üzerinden Çanakkale’ ye varış şeklindeturumuzu tamamladık. Hava uzun zamandır olmadığı kadar güzeldi, ilk defa güneşli bir havaya denk geldi Pazar günü. Google Earth 90 diyor ama günün sonunda km. saatlerimiz yaklaşık olarak 100 km. yi gösteriyordu…
(link)
Bu turumuzda aramıza yeni katılan Erol ve aslen Çanakkale’ li olan fakat İstanbul’ da yaşayan sevgili Hüseyin bey de yer aldılar. Onların dışında Murat abi, İrfan abi ve tabi bir de ben vardım. İrfan abi hemen bizi sıraya dizdi ve yoldan geçen birinin eline makinesini tutuşturarak ilk pozumuzu verdik;
Soldan sağa: Hüseyin Suda, İrfan Aşıroğlu, Murat Varol, Kamil Yıldız, Erol Kolas
(link)
Kepez girişinde makinemi çantamdan çıkarıyorum ve selamlayarak geçen şu asil pedalşörleri kadraja alıyorum…
(link)
(link)
(link)
Burası Kepez Limanının hemen arkasından geçen dere üzerindeki köprü, ve derenin boğazla birleştiği yerde kayıklar için ufak bir liman yapılmış…
(link)
Yol kenarında geçişimizi pür dikkat izleyen kediyi son anda zar zor çekebiliyorum;
(link)
İlk küçük molamızı Dardanos sahilinde veriyoruz ve bu karede Erol’ un bisikleti tripod görevini üstleniyor…
(link)
Önceki karede yerde yatan ufaklığı farkettiniz mi bilmiyorum ama, bize hemen ısınıveren bu Karaburunu ayrıca fotoğraflıyoruz;
(link)
Son olarak bisikletimle birlikte bir poz veriyor ve bu sevimli dostumuzun yanından ayrılıyoruz…
(link)
Dardanos’ tan yukarıya İzmir yoluna doğru sapıyoruz ve ilerliyoruz;
(link)
İzmir yolundan karşıya geçmeden önce burada bulunan akaryakıt istasyonuna uğruyoruz. İçerisinde ufak bir hayvanat bahçesi bulunuyor ve onlara da merhaba demeden geçmek istemiyoruz;
(link)
Bizi ilk karşılayan birbirinden sevimli iki Husky oluyor…
(link)
Siyah olan İrfan abiye bayağı ilgi gösteriyor, Murat abi de sanırım maymunla diyalog kurmaya çalışıyor;
(link)
İşte bununla… Ha bu arada ismi de Kamil’ miş, kafeste yazıyordu…
(link)
Husky lerle aynı kafeste bir de Midilli bulunuyor, ilginç…
(link)
Tavuskuşu ve kaz, poz vermekte oldukça inatçıydılar fazla ısrar etmedim;
(link)
Ben daha önce burada Geyik olduğunu bilmiyordum, o yüzden ilk gördüğümde bayağı şaşırdım…
(link)
Ve iki yaramaz oğlak…
(link)
Bence burada bulunan en sevimli çift bunlar;
(link)
Geyik de çok canayakınmış, elimi uzattığımda tellere yaklaşıp kendisini bildiğimiz kedi gibi sevdirdi…
(link)
Büyük bir merakla objektifimi takip eden bir başka maymun (cinsi yzaıyordu ama hatırlamıyorum..)
(link)
Fazla yaklaşınca ürküp, bağırmaya başladı..
(link)
Restorana bir şeyler içmek için giriyoruz ve masada topluca bir poz daha veriyoruz;
(link)
Bunlar da sanırım işletmeci veya çalışanlardı, hanımefendi İrfan abinin kask ve gözlüğünü çok beğendi; kendilerini de en kısa zamanda aramızda görmeyi umuyoruz…
(link)
Bu molanın da ardından Çınarlı’ ya doğru hareket ediyoruz;
(link)
Yol kenarında yemyeşil buğday tarlaları…
(link)
Ve rengarenk çiçekler açmış, baharın müjdeleyicisi ağaçlar…
(link)
Sağdaki çiçek saksısını andıran badem ağacını görünce öndekilere durmaları için sesleniyorum…
(link)
Ve hemen bu harika iki kareyi çekiyorum…
(link)
(link)
Bu da az önceki karede arka tarafım, Çınarlı köyünün görünüşü…
(link)
Az sonra köye varıyoruz ve İrfan abi hemen Ulu Önderin büstünün önünde bir poz veriyor;
(link)
Murat abi de ona eşlik ediyor…
(link)
Köyün çıkışına yakın bizim gibi bisikletsever bir delikanlıyla karşılaşıyoruz ve Murat abi hemen yanımıza çağırıyor…
(link)
Derken ablası da yanımızda bitiveriyor, onu da çekmezsek ayıp olur…
(link)
Sanırım bunlar Çınarlı’ nın meşhur çınarları, ve eski bir çeşme…
(link)
Çanakkale’ yi bir hayli arkamızda bıraktık ve bu noktadan itibaren rakım yavaş yavaş yükseliyor…
(link)
Murat abi bu manzarayı bulmuş hiç kaçırır mı..?
(link)
Artık rüzgar gülleri görünüyor ve onları arka fona koyarak ilk karemizi çekiyoruz…
(link)
Hüseyin abi ilk defa bize katılıyor, bundan sonra her Çanakkale’ ye gelişinde bizimle birlikte pedallayacağını umuyoruz…
(link)
İrfan abinin gözü direk sağdaki yeşilliğe takılıyor…
(link)
Dayanamayıp atıyor kendini buğday tarlasına, tabi o sıra telefonu çalıyor ve ona bakıyor;
(link)
Ardından da Trek’ iyle veriyor pozunu…
(link)
Murat abi hiç durur mu, tabi ki hayır… O da Scott ıyla son pozlarını veriyor…
(link)
Biz de özenip sırayla geçiyoruz objektif karşısına…
(link)
...
Devamı aşağıda...
Geçen hafta Pazar sabahı Murat abinin dükkanın (Varol Bisiklet) önünde toplandık. Çoğu zaman olduğu gibi önceden güzergah planı yapmamıştık ve Çınarlı, Salihler, Çamlıca istikametine gitmeye karar verdik. Aşağıdaki haritadan da görüleceği üzere; Kepez – Dardanos – Çınarlı – Denizgöründü – Salihler – Çamlıca – Derbentbaşı – Taştepe – Gökçalı – Yenimahalle – İntepe – Güzelyalı ve yine Kepez üzerinden Çanakkale’ ye varış şeklindeturumuzu tamamladık. Hava uzun zamandır olmadığı kadar güzeldi, ilk defa güneşli bir havaya denk geldi Pazar günü. Google Earth 90 diyor ama günün sonunda km. saatlerimiz yaklaşık olarak 100 km. yi gösteriyordu…
(link)
Bu turumuzda aramıza yeni katılan Erol ve aslen Çanakkale’ li olan fakat İstanbul’ da yaşayan sevgili Hüseyin bey de yer aldılar. Onların dışında Murat abi, İrfan abi ve tabi bir de ben vardım. İrfan abi hemen bizi sıraya dizdi ve yoldan geçen birinin eline makinesini tutuşturarak ilk pozumuzu verdik;
Soldan sağa: Hüseyin Suda, İrfan Aşıroğlu, Murat Varol, Kamil Yıldız, Erol Kolas
(link)
Kepez girişinde makinemi çantamdan çıkarıyorum ve selamlayarak geçen şu asil pedalşörleri kadraja alıyorum…
(link)
(link)
(link)
Burası Kepez Limanının hemen arkasından geçen dere üzerindeki köprü, ve derenin boğazla birleştiği yerde kayıklar için ufak bir liman yapılmış…
(link)
Yol kenarında geçişimizi pür dikkat izleyen kediyi son anda zar zor çekebiliyorum;
(link)
İlk küçük molamızı Dardanos sahilinde veriyoruz ve bu karede Erol’ un bisikleti tripod görevini üstleniyor…
(link)
Önceki karede yerde yatan ufaklığı farkettiniz mi bilmiyorum ama, bize hemen ısınıveren bu Karaburunu ayrıca fotoğraflıyoruz;
(link)
Son olarak bisikletimle birlikte bir poz veriyor ve bu sevimli dostumuzun yanından ayrılıyoruz…
(link)
Dardanos’ tan yukarıya İzmir yoluna doğru sapıyoruz ve ilerliyoruz;
(link)
İzmir yolundan karşıya geçmeden önce burada bulunan akaryakıt istasyonuna uğruyoruz. İçerisinde ufak bir hayvanat bahçesi bulunuyor ve onlara da merhaba demeden geçmek istemiyoruz;
(link)
Bizi ilk karşılayan birbirinden sevimli iki Husky oluyor…
(link)
Siyah olan İrfan abiye bayağı ilgi gösteriyor, Murat abi de sanırım maymunla diyalog kurmaya çalışıyor;
(link)
İşte bununla… Ha bu arada ismi de Kamil’ miş, kafeste yazıyordu…
(link)
Husky lerle aynı kafeste bir de Midilli bulunuyor, ilginç…
(link)
Tavuskuşu ve kaz, poz vermekte oldukça inatçıydılar fazla ısrar etmedim;
(link)
Ben daha önce burada Geyik olduğunu bilmiyordum, o yüzden ilk gördüğümde bayağı şaşırdım…
(link)
Ve iki yaramaz oğlak…
(link)
Bence burada bulunan en sevimli çift bunlar;
(link)
Geyik de çok canayakınmış, elimi uzattığımda tellere yaklaşıp kendisini bildiğimiz kedi gibi sevdirdi…
(link)
Büyük bir merakla objektifimi takip eden bir başka maymun (cinsi yzaıyordu ama hatırlamıyorum..)
(link)
Fazla yaklaşınca ürküp, bağırmaya başladı..
(link)
Restorana bir şeyler içmek için giriyoruz ve masada topluca bir poz daha veriyoruz;
(link)
Bunlar da sanırım işletmeci veya çalışanlardı, hanımefendi İrfan abinin kask ve gözlüğünü çok beğendi; kendilerini de en kısa zamanda aramızda görmeyi umuyoruz…
(link)
Bu molanın da ardından Çınarlı’ ya doğru hareket ediyoruz;
(link)
Yol kenarında yemyeşil buğday tarlaları…
(link)
Ve rengarenk çiçekler açmış, baharın müjdeleyicisi ağaçlar…
(link)
Sağdaki çiçek saksısını andıran badem ağacını görünce öndekilere durmaları için sesleniyorum…
(link)
Ve hemen bu harika iki kareyi çekiyorum…
(link)
(link)
Bu da az önceki karede arka tarafım, Çınarlı köyünün görünüşü…
(link)
Az sonra köye varıyoruz ve İrfan abi hemen Ulu Önderin büstünün önünde bir poz veriyor;
(link)
Murat abi de ona eşlik ediyor…
(link)
Köyün çıkışına yakın bizim gibi bisikletsever bir delikanlıyla karşılaşıyoruz ve Murat abi hemen yanımıza çağırıyor…
(link)
Derken ablası da yanımızda bitiveriyor, onu da çekmezsek ayıp olur…
(link)
Sanırım bunlar Çınarlı’ nın meşhur çınarları, ve eski bir çeşme…
(link)
Çanakkale’ yi bir hayli arkamızda bıraktık ve bu noktadan itibaren rakım yavaş yavaş yükseliyor…
(link)
Murat abi bu manzarayı bulmuş hiç kaçırır mı..?
(link)
Artık rüzgar gülleri görünüyor ve onları arka fona koyarak ilk karemizi çekiyoruz…
(link)
Hüseyin abi ilk defa bize katılıyor, bundan sonra her Çanakkale’ ye gelişinde bizimle birlikte pedallayacağını umuyoruz…
(link)
İrfan abinin gözü direk sağdaki yeşilliğe takılıyor…
(link)
Dayanamayıp atıyor kendini buğday tarlasına, tabi o sıra telefonu çalıyor ve ona bakıyor;
(link)
Ardından da Trek’ iyle veriyor pozunu…
(link)
Murat abi hiç durur mu, tabi ki hayır… O da Scott ıyla son pozlarını veriyor…
(link)
Biz de özenip sırayla geçiyoruz objektif karşısına…
(link)
...
Devamı aşağıda...


