Herkese merhaba;
Bir hırsızlık olayı ile karşılaştıktan sonra, nasıl bisikletime kavuştuğumu anlatmak istiyorum. Mağduriyet yaşayıp bu başlıkta yardım isteyen arkadaşlara yol gösterici olabilir diye düşündüm.
Geçtiğimiz yıl Bahçeşehir'deki yeni evimize taşındıktan sonra bisikletle işe gitmenin ve arkasına taktığım koltuk ile 1.5 yaşındaki oğlumla beraber gezmenin ve güzel vakit geçirmenin tadını çıkarıyordum. Ta ki, taşınmamızdan üç hafta sonraya kadar.
Güvenliği bulunmayan fakat her tarafında güvenlik kamerası olan bir site, cadde üzerinden direkt apartman girişine geldikten sonra bir kilitli kapı var ardından iki adet asansör, evimiz 3. katta, her katta 2 daire bulunuyor. Bisikletimi bodrum katta bulunan bana ait kilitli depoda muhafaza ediyordum ancak o akşam çocuk ve bisikletle birlikte asansöre binip direkt ev kapısının yanına bisikletimi koydum ve kilitledim. Kilit sıradan, piyasada uygun fiyata alınabilecek bir türden. Bisikletim sıfır aldığım Peugeot T11. Ekstradan üzerine taktığım xerama pedal, polisport boodie çocuk koltuğu, glb telefon tutacağı, i-gloo matara ve topeak matara kafesi bulunuyor.
Kurban Bayramının son günüydü hatırladığım kadarıyla Pazar günüydü, gece saat 22:00 civarı bahçede vakit geçirdikten sonra eve girdim, bisikletim evimizin kapısının önündeydi.
Pazartesi sabah saat 08:00, işe gitmek üzere evden çıktım ancak bisikletim yoktu. İlk iş olarak derhal evime yaklaşık 200 metre uzaklıkta bulunan Bahçeşehir Polis Merkezi Amirliği'ne gittim. Bahçede mesaiye yeni başlamış, elinde çay ve sigarası bulunan polis memuruna hırsızlık ihbarı yapmak istediğimi söyledim. Kendisi umursamaz bir tavırla, sitede yönetimin veya çocukların bisikletin yerini değiştirdiğini veya sakladığını, tüm siteye bakıp bakmadığımı, kendisinin de sitede oturduğunu ve yönetimlerinin bu şekilde kapı önüne konulan şahsi eşyaları kaldırdığını söyledi. Sen git her tarafa bak, çalındığından emin ol, öyle gel diyerek ifade almadı. Bu sırada saat tam olarak 08:02'ydi. Neden saat verdiğimi kısa süre sonra anlatacağım.
Daha makul bir saatte apartman görevlisine telefon ile ulaşıp bisiklet ile ilgili bilgisi olup olmadığını sorabileceğim için geç kalmamak için derhal işyerime gittim. Öğleden önce de apartman görevlisi ile konuştum ancak, kendilerinin böyle bir şey yapmadıklarını, apartmandan veya siteden de bu şekilde saklama veya hırsızlık yapacak şüpheli bir kimsenin olmadığını söyledi. Kameralardan görüntülere ulaşabileceğimi söyleyip beni site yönetimine davet etti. Saat 13:00 civarı işyerinden izin alarak yönetim odasında kamera kayıtlarını izledik ve hırsızlara ulaştık. Saat 07:36'da iki hırsız apartman kapı kilidini kırarak içeri giriyor, yaklaşık 4 dakika sonra bisikletle apartmanı terk edip kaçıyorlar. Yüzlerinde maske olduğu ve birinde şapka olduğu için yüzleri net değil. Kılık kıyafet olarak ayırt edici bazı noktalar var ama. Neyse görüntüleri aldım. Hırsızlık üzerinden uzun zaman geçtiği için hemen karakola gitmeyip işyerime geri döndüm.
Saat 18:00'de işyerinden çıktıktan sonra saat 19:00 gibi Polis Merkezine giderek ihbarda bulunacağımı bildirdim. Görevli memur, sınırdışı edilecek bazı yabancıların işlemlerini yapacağını, bu işin yaklaşık 4 saatten fazla süreceğini söyledi. Zaten olan olmuş, atı alan Üsküdar'ı geçmiş imasında bulunarak istersen seni misafir edelim bekle, ama en az 4 saat beklersin veya sabah erken saatte gel, ortalık sakin olur arkadaşlar şikayetini alır dedi. İhbarım hemen alınmayınca eve dönmek zorunda kaldım.
Salı saat 04:30, görüntüler elimde, ihbar dahi yapamadığım için içim içimi yiyor. Kalktım ve saat 05:00 civarı yine polis merkezine gittim. Bahçede oturup bir şeyler yiyen bir memur gayet lakayıt bir tavırla neden geldiğimi sordu, hırsızlık ihbarında bulunacağımı söyleyince ihbar alacak memurların dışarıda görevde olduğunu, hiç kimse (polis memuru) olmadığı için ihbar alamayacağını, saat 08:00den sonra gelmem gerektiğini söyledi.
Polisin tavrı netleşmişti. Bulundukları mıntıkada kayıtlı olay, faili meçhul kayıt olmamalıydı, bunu da ihbar almaktan kaçınarak sağlıyorlardı. Dünkü olay olduktan sonra 3. defa geldiğimi ve hiç birinde de ihbarımın alınmadığımı, eğer ki bir daha gitmek durumunda kalırsam bir sonraki gelişimin farklı yollardan olacağını söylemem üzerine toparlanarak kapıda nöbet tutan polis memuruna içerinden telefonunu getirmesini emretti ve telefon ile konuştuğu memurun ifade almak üzere karakola gelmesini istedi. Neyse yaklaşık 45 dakika sonra bir memur geldi ve ifadem olayın üzerinden yaklaşık 22 saat geçtikten sonra ve karakola 3. gidişimde nihayet alındı. İhbarda bisikletimin marka, model, renk, yaklaşık değerini filan sordular ve bir tutanak düzenlediler. İfade alan memur, bayram boyunca bulunduğumuz bölgede çok sayıda bisiklet hırsızlığı yaşandığını, kamera görüntülerindeki hırsızların geçen 4 gün içerisinde bir çok olaya karıştıklarını, ancak yüz tarama sistemine koyulabilecek kalitede bir fotoğraf bulunmadığı için eşleştirme yapamadıklarını, er ya da geç yakalanacaklarını ancak yakalansalar bile çalınan bisikletlere ulaşmanın kolay olmadığını söyledi.
Ayrıntılı anlatıyorum, sıkıcı olabilir bu sebeple kusura bakmayın lütfen.
Biraz geriye pazartesi akşamı saat 21:00'e gidiyorum. Gün içerisinde işyerindeki bir kaç arkadaşım Bahçeşehir Bölgesi sorunları için kurulmuş olan bir sosyal medya platformu olan Bahçeşehir Gölet Gönüllüleri isimli instagram grubunda bu tip olaylara yer verildiğini gördüklerini söylemişlerdi. Merak edip üye oldum, son günlerde bir çok bisiklet hırsızlığının görüntüleri yayımlanıyordu, sosyal medya aracılığı ile emniyet müdürlüğü, valilik, belediye başkanı gibi yetkililerin dikkati yaşadığım bölgeye çevrilmeye çalışılıyordu. Ben de gruba mesaj atarak, sabah bir bisiklet hırsızlığı yaşadığımı ve kamera görüntülerini gönderebileceğimi yazdım. Grubun admini bana cep telefonu numarasını vererek acilen kendisini aramam gerektiğini, benim bisikletimi çalan kişileri sabah gördüğünü hatta karakola ihbar ettiğini söyleyince hemen aradım. Uzun uzun konuştuk kendisiyle. Bizim evden yaklaşık 2.5km ileride oturduğunu, sabah işe gitmek üzere çıktığı ve arabasına binmek üzereyken iki şüpheli kişinin arkasında çocuk koltuğu bulunan bir bisikletle hareket ettiğini görmüş ve duyarlı bir yurttaş olarak sabah saat 07:58'de karakolu arayıp ihbarda bulunmuş. Bu iki kişiden birisi ile o sırada diyalog dahi kurduğunu, kendisinden su istediğini söyleyip hemen apartman kamerasından o saat görüntülerine ulaşıp bana gönderdi ve instagram grubunda yayınladı. İhbar üzerine ihbar yerine yaklaşık 55 dakika sonra süper hızlı gelen devriye polis memurunun dahi telefonunu verdi. Neyse memur ile de görüştüm ancak şüpheli tiplere rastlamadıklarını söyledi.
Şimdi en başa gidiyorum, benim olayı fark edip karakola gitmem ile duyarlı vatandaşın ihbarı arasında 4 dakika fark var. Eğer ki memur benim ihbarımı alsa ve 4 dakika önceki ihbarla birleştirse iki dakika içerisinde hırsızları armut gibi alacaklardı. Ancak bayram sonrası mesai yeni başlamışken gelen bir adi hırsızlık ihbarı ile ilgilenmek yerine akıl verip çay yudumlamak daha cazipti.
İşin ucunu bırakmadım. Her gün letgo, sahibinden ve facebook satış ilanlarında bisikletimi aradım. Foruma yazdım belki gören olur diye. Artık ümidimi kaybetmişken cuma akşamı saat 22:30. Sahibinden.com, ilan vermek için tam marka-model vs. girilmesi gerektiği için direkt önüme gelen ilan benim bisikletim. Satıcı Bahçelievler'de, adı-soyadı, cep telefonu var. Benimkinden başka iki bisiklet daha satıyor. Fotoğraflarını çekmiş, siteye aynı gün koymuş. Hemen ekran görüntüsü alıp soluğu polis merkezinde aldım.
Karşılaştığım ilk memur çok yardımcı oldu, hemen ek ifade tutanağı düzenleyeceğini, satıcı ile kesinlikle iletişime geçmemem gerektiğini söyledi. Ek ifade tutanağında bisikletin ayırt edici özelliklerini (Ekstradan üzerine taktığım xerama pedal, polisport boodie çocuk koltuğu, glb telefon tutacağı, i-gloo matara ve topeak matara kafesini yazdım. Bir de patlamaya dirençli ve yeni bir lastik olmasına rağmen arka iç lastikte bir yama olduğunu bildirdim) bana ait olduğuna dair tutanakta yer alması gereken bilgileri (çizik, hasar vs.) aldı. Konuyu sabah asayiş şubeye aktaracağını, asayiş memurlarının benimle irtibata geçene kadar haber beklemem gerektiğini söyledi.
Beklemeye koyuldum, cumartesi öğleden sonra saat 15:00 civarı telefonum çaldı. Ömür sen misin bisikletini çaldıran? Evet dedim, tamam hadi gel bakalım karakola. Sonra yine aynı numara aradı, dedi ki nesi var bunun sadece bisiklet değil mi? Haa çocuk koltuğu da? Hah tamam, bir saat sonra gel sen karakola. Tamam dedim.
Gittim karakola, bisiklet orada ancak ne koltuk var ne de hırsız. Meğer çocuk koltuğunu almak için geri gitmişler. Emniyette dediler ki bekle. Bir süre sonra alıcı kılığındaki sivil memurlar ile 3 kişi getirildi emniyete.
Bisikleti sahibinden'de satan kişi 50 yaş civarında, gayet efendi, mahcup ve mağdur olduğu her halinden ve diyalogundan belli. Hırsızlık malı olduğunu bilmediğini, bisikleti letgo üzerinden Esenyurt'taki satıcının evine gidip satın aldığını, satan kişinin evinin altında oto tamirhanesi olduğunu ve cep telefonu ve adresini de satın alma sırasında öğrenmiş olduğu için hırsızlıktan hiç şüphelenmediğini söyleyen bir adamcağız. 1650tl'ye almış, ilana 3000tl'ye koymuş. Mağdur ettik sizi diyor bana.
Letgo üzerinden 1650tl'ye satan Esenyurt'taki oto tamirci; bana böyle ucuz bir şeyler geliyor işyerime, alıyorum satıyorum yolumu buluyorum ama ben nerden bileyim hırsızlık malı olduğunu diyor memurlara. Pişkin bir tip, suya götürür susuz getirir. 500tl'ye almış, aldığında bisiklet üzerinde çocuk koltuğu da varmış ama akıllı ya, bisikleti ayrı, koltuğu ayrı satmak için ilan vermiş. Mağdur ettim seni ama ben de mağdurum diyor bana. Aldığı kişi belediyede temizlik işlerinde çalışan bir kişiymiş. ''Bizim oraların çocuğu'' dediği kişiden hiç şüphelenmemiş!
Neyse üç kişiden sonuncusu, ''bizim oraların çocuğu'': belediyede çöp kamyonunda çalışıyormuş, 300tl'ye almış 500'e satmış. Bisikletin çalıntı olduğunu hiç bilmiyormuş. Allah Allah diye hayret ediyor bir de vay be diyor 3000tl ettiğini bilseydim diyor

Esenyurt'taki Pamuk lakaplı evsizden almış bisikleti. Pamuk 300 tl'ye, uyuşturucu parası karşılığında satmış. Pamuk nerede diyor memurlar, Pamuk evsizmiş, ışıklara çıkıyormuş para kazanmaya. Bu arada bu adamın dış görünüşü cidden ürkütücü. Çok net sokakta görsem yolumu değiştiririm.
Sonuç olarak 3 kişi de hırsızlık malının alım satımı ile suçlandı. Üçü de bu bisiklet benim diyemedi. Üçü de aman bizden şikayetçi olma şeklinde yaklaştı. Bir gece önce bisikletim ile ilgili düzenlettiğim ek tutanaktaki ek aksesuarları gösterip ispatlamamla birlikte bisikletime çalınmasından bir hafta sonra düzenlenen tutanak karşılığında kavuştum. Polis memurlarının yönlendirmesiyle, şikayetçi olmasam da kamu davası açılacağını söylemelerinin ardından şikayetçi olmadım. Ancak yaklaşık iki ay önce savcılıktan gelen bildirimle kamu davasının da açılmadığını, kovuşturmaya yer olmadığını öğrendim.
Ben bisikletime bu şekilde kavuştum ancak maalesef herkes benim kadar şanslı olamıyor. Artık ülkemizde alım gücünün de düşmesiyle bisiklet fiyatları ulaşılabilir olmaktan çıktı. Bu yüzden lütfen bisikletinizin çalınmaması için gerekli tüm önlemleri alın, hırsızlık mağduru olduğunuz andan itibaren polisin tavrına hazırlıklı olun. Polis sorumlu bulunduğu mıntıkasında olay kaydı açılmasını istemiyor olabilir, kapanmamış ve faili meçhul dosya bulunması o polis merkezinin başarısızlığı anlamına geliyor olabilir. Bisikletinizin sizin olduğunu ispatlayabilmeniz için ayırt edici özellikleri görsel olarak kaydedin. Ve lütfen ikinci el olarak alacağınız bisikletin hırsızlık malı olup olmadığından emin olun. Eğer kullandığınız bisiklet hırsızlık malı ise, kendinizi istemeden de olsa kamu davasında sanık olarak bulmanız mümkün.
Umarım hiçbirimiz bu şekilde bir can sıkıcı durum içerisinde kalmaz.
Saygılar