Büyük spor kulüpleri neden bisiklet şubesi açmıyorlar?

Üç büyük kulüp olan FB GS ve BJK'nin nasıl oluyor da bisiklet şubelerinin olmadığına inanamıyorum. Kürekten, masa tenisine kadar her türlü şubenin olması fakat bisiklet şubesinin olmaması hayret verici. Ben bir anlam veremedim. Değerli görüşlerinizi bekliyorum.

şunu söyleyebilirim türkiyede ilk bisiklet kuluplerinden biri fenerbahçedir'dir. kuruluş tarihine yakındır ve cumhuriyetten önce osmanlı dönemlerinde faaliyet göstermiş büyük başarılar da elde etmişlerdir. fakat neden bıraktılar ve neden şimdi hiçbir kulüp bu branşı yürütmüyor bilmiyorum belki idareciler belki medya belki biz sporcular ama ileriki yıllarda canlanacağına inanıyorum çünkü cumhurbaşkanlığı turu büyük reklam oluyor tanıtıyor ve sevdiriyor artık dünyaya canlı yayın yani çok büyük bir gelişme.. ülkemizde spor adına sevindirici gelişmeler oluyor ne mutlu bizlere

Bisiklet, antrenmanindan beslenmesine, teknik desteginden ekipmanina kadar aslinda cok masrafli bir spor dali. Spor klüplerinin de gelirlerinin cok büyük kismini reklam gelirleri olusturuyor. Bizim spor dalimiz henüz kendi kendini finanse edecek rakamlarda reklam geliri olusturmadigi icin de klüpler uzak duruyorlar sanirim.

Ben bisiklet sporu dışında futboluda severim ve futbola ayrılan çok büyük bütçeleri normal karşılarım ayrıca desteklerim. Fakat bisikletin çok büyük bütçelere mal olacağını düşünmüyorum (Guiza ya bonservisiyle birlikte verilen 30 milyon € veya iyi bir futbolcunun yıllık ücretini oynadığı maç sayısına böldüğümüzde karşımıza çıkan 150.000 € ya kıyasla).

Bence bu üç büyük kulübün ekonomik olarak kaygılarından dolayı bisiklet sporuyla ilgilenmiyorlar.Kulupler transfer ettikleri futbolcuların paralarını sadece forma satarak yada kendi lisanslı ürünlerini satarak karşılayabilirler(bilet satışlarıda ekstra).

Bir bisikletçinin formasını kim alır?Hem yarışları izlemek için futbol kanalları da gerekmiyor kombine bilette!

Zaten 4 büyükler kendilelerini futbola basketbola vs.. giyim alanında geliştirmiş sektörler. Bisiklet tasarlamak ise apayrı bir olay oldugu için yüksek AR-GE (Araştırma Geliştirme) maliyetleri ve yüksek finansman gerektiriyor. Ve işi uzmanına bırakmak gerekiyor o yüzden bu piyasaya girecek cesareti bulamıyor ..

o klüp başkanları yada yöneticilerinin bisiklet şubesi açma gibi bir düşünce içine girebilecek kapasitede olduklarını zannetmiyorum. Herbiri purolarını yakıp keyifle futbol maçı izleyen, protokol tribününde ve tv yayınında bile küfür edebilen insanlar...
Bu siyah gözlüklü takım elbiseli pardesülü abilerden bunu beklemek boşuna diye düşünüyorum.
İnşallah günün birinde yanılırım...

@HaliliOzturk

Kürek ekipmanları ve tekneleri bisiklet sporundan çok daha maliyetli olmasına rağmen 3 büyük kulüptede var. Örneğin iyi bir küreğe sahip olmak 1500 tl den aşağı değil.

Bisiklet şubeleri için başka bir neden aranmalıdır diye düşünüyorum.Entresan bir yanı da bisikletle uğraşan bir sürü kürekçi var:rolleyes:
Umarım o günleri görürürüz..

Bende bir kaç arkadaşımla bu konuyu düşündük Galatasaraya teklif yollayacağız umudum yok ama hiç denememekten iyir.

-Türkiye'de Bisiklet Sporu -

İlk bisiklet yarışı, Osmanlı döneminde, 1896’da Atina’da düzenlenen ilk modern Olimpiyat Oyunları’ndan bir yıl sonra, 1897'de Selanik'te yapıldı. Daha sonra bisiklet satıcılarının girişimiyle İstanbul'da da bisiklet yarışları düzenlendi. Ama asıl gelişme, 1908’de II. Meşrutiyet'in ilanından sonra gerçekleşti. Fenerbahçe Spor Kulübü, 1912’de bir bisiklet şubesi kurarak bu sporun gelişmesine öncülük etti.

1923'ten Bisiklet Federasyonu kuruldu ve bu tarihten itibaren bölgeleri dolaşmayı amaçlayan bisiklet gezileri düzenlendi. Ne var ki, bir bisiklet ekibi bisiklet bulamadığı için 1924’te Paris’te düzenlenen Olimpiyat Oyunları'na katılamadı. Türkiye ilk uluslararası yarışmalara 1927'de Bulgaristan'da katıldı.

Türkiye’de ilk kez 1928'de Ege Turu adı altında yarışma düzenlendi. Daha sonra, 1938, 1939, 1941 ve 1942'de İstanbul-Edirne-İstanbul bisiklet yarışları yapıldı. 1963'te de Marmara Turu adı altında bisiklet yarışları yapılmaya başlandı ve Marmara Turu 1966'da uluslararası nitelik kazandı. 1968'de de Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Bisiklet Turu adını aldı. 1970'de de ilk kez Esen Bisiklet Kulübü adıyla bir bayan bisiklet takımı kuruldu.

Türk bisikletçileri 1971'de İzmir'de düzenlenen Akdeniz Oyunları'nda dereceye girdiler. Başarılı sürücülerden biri olan Erol Küçükbakırcı 1973'te Balkan şampiyonu oldu; 1975'te de Libya ve Suudi Arabistan turlarını kazandı. Hasan Can 1977'de Fransa Tour L'avenir Ödülü'nü aldı. Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Bisiklet Turu’nda 1989’da ve 1993’te Türk takımı üçüncü oldu. Aynı turun bireysel dalında 1993’te Ayhan Aytekin, 1996’da Nadir Yavuz da üçüncülük elde etti. 1996’daki Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Bisiklet Turu’nda Türk bisikletçiler takım halinde ikinci oldular. 1998’de yapılan Balkan Yol Şampiyonası’nda Erdinç Doğan altın madalya kazandı.

Türk Dağ Bisikleti tarihi 1997'de ilki yapılan Uluslararası Alanya Dağ Bisikleti Kupası ile başlar. 2007 Avrupa Dağ Bisikleti Şampiyonası'na Türkiye 12-15 Temmuz tarihlerinde Ürgüp'de ev sahipliği yapacaktır.

2007 yılında Türkiye 3 adet uluslararası yol bisikleti turuna ve 12 adet uluslararası dağ bisikleti yarışmasına ev sahipliği yapacaktır. Bunların yanı sıra ulusal düzeyde tüm disiplinlerde yarışlar düzenlendiği gibi, Yol Bisikleti, Yol Bisikleti Zaman Karşı, Pist, Olimpik Dağ Bisikleti ve Dağ Bisikleti Maraton disiplinlerinde Türkiye Şampiyonaları organize edilmektedir.

Fenerbahçe 1912'de bisiklet şubesi açmış eminim 1912 deki şartlar şimdiki Fenerbahçenin sahip olduğu imkanlardan daha iyi değildir.Neden bir daha açmamak üzere kapatmışlar acaba bende merak ediyorum.Hadi 3 büyük kulubü geçtim İstanbulda hiç bisiklet kulubü yok asıl ona şaşırıyorum Konya'da,Çanakkale'de Gümüşhane'de var ama Türkiyenin merkezi,kalbi, denilen İstanbul'da yok :S

Atletizmde olimpiyat 2nci olan sporcumuza ve branşına değer veriliyor mu sanki ? Bu işin ekonomik tarafı...

Diğeri ise bizlerin yeterince istekli olmaması. Hatırlıyorum ODTU'de öğrenci iken ağırlık salonunda çok güzel bir ekibimiz vardı ve özellikle bizlerin ısrarı ile belki de Türkiye'nin ilk Strongest Man yarışmasını ODTU'de yaptırmıştık. Şu anda olimpiyat altın madalyasına sahip halter milli takımı sporcuları ile yarışmıştım orada. Yine bizim isteklerimiz ile dünya klasmanında sporcuların katıldığı motocorss yarışı düzenlenmişti okulda, şahit oldunuz mu bilmiyorum ama 1 hafta içinde muazzam bir parkur yapılmış ve yine muazzam bir yarış çıkmıştı ortaya. bu işler böyle ufaktan ufaktan başlayıp sonra büyür işte.
Ahh ahh, yeni nesilde iş yok malesef

Yeni nesilde iş yok diye taşlama lütfen.Ben şahsen yeni nesilin bir ferdi olarak bisiklet konusunda çok istekliyim fakat malesef ülkemizde bu spor hakettiği yerde değil.İstanbulda üniversite öğrencisiyim.Türk Milli Takımına mensup olup yarışlara katılmak istiyorum fakat İstanbulda gidipte antrenmanlara katılıp kendimi gösterip Milli Takıma yükselebileceğim bir kulüp yok.

Ferdi lisans çıkartıp Türkiye Bisiklet Federasyonun düzenlediği yarışlara katılmak mümkün fakat hem lisans çıkartıp T.B.F nin düzenlediği yarışlara o şehir senin bu şehir benim dolaşarak macera arama lüksüm yok hemde imkanım yok.

O yüzden benim gibi Bisiklet yarışlarını efkarlanarak izleyen yaralı yeni nesile taş atmadan önce bunları bir düşün....

Şimdi sana biraz daha taş atacağım, lütfen sinirlenmeden oku ve yazımdan bazı dersler çıkarmaya bak, yazmış olduğun yorumdan buna ihtiyacın olduğunu düşünüyorum.

Çok basit bir evrensel mantık vardır. Birşeyi hakettiği yerde görmüyorsan aslına haketmemiştir... Bana bu spor dalında yurtdışında başarılı olan bir Türk sporcusu ismi verebilir misin ? Yol, XC MTB veya Downhill her hangi bir alanda ?

İçinden imkansızlıkları geçirdiğini duyar gibiyim. Madem yaşadığın yer sana imkan sunmuyor, dünyanı değiştir o zaman. Kimse seni o yaşantına saplanıp kalma konusunda zorlamıyor. Dünyanın en başarılı yol bisikletçisi olabilirsin. Samuel Hill'e rakip bir downhillci'de olabilirsin. Geçmişinde imkansızlıklar içinde kıvranan ama şimdi dünyanın en iyi sporcuları arasına giren Afrika asıllı sporcuları düşün mesela. Cesur ol, git Fransa'ya. Azimli ol, gir bir takıma ve hırslı ol, al bir madalya. Ama "macera arama lüksüm yok" deme gözünü seveyim.

Sonra gel Naim Süleymanoğlu'nun halter sporunu Türkiye'de patlattığı gibi bisiklet sporunu patlat, hak ettiği konuma getir ki Fenerbahçe bu spora destek versin, senden sonra gelenler kendine klüp bulsun. Bu işin en kolay yolu bu. Toplum bilincini artırıp bu sporu yaygınlaştırmak sporcu sayısını artıracaktır dolayısı ile verilen önemi ama bu yol hiç kolay bir yol değil.

Aslında farkında mısın bak ben kendime de taş atıyorum. Sana bu yolları benim açmam lazımdı yapamadım, şimdi sen o taşı hemen üstünden silkeleme ve bişeyleri başarana kadar taşı.

Yazdıklarında sinirlencek birşey yok aksine önerilerin için teşekkür ederim ama keşke cesur olup fransaya gitmek klavyedeki tuşlara basıp 'Cesur ol,git Fransa'ya' yazmak kadar kolay olsaydı...

Bu kulüplerin bir çok branşta spor takımları var ama bisiklet takımı yok. Bu diğer takımlarda da böyle. Neden büyük spor kulüpleri bisiklet takımı kurmuyor?

Ben de GS yi görmek isterim tabi...Ama bu ülkede bisiklete kim sponsor olacak???
Kim izleyecek??

çünkü geri dönüşü yok. keşke futbol harici hiçbir branşta olmasalar. dün efes-fener maçına gelen futbol zihniyetli seyirciler yine salon içinde torpiller patlatıp yabancı cisim attılar, küfür kıyamet tam rezillikti. bisiklete bulaşmalarının hoş sonuçlar doğuracağını da sanmıyorum.

bisiklet seyircisi yanlarından geçen korumasız sporculara saygı duyacak bilinçte olmalı, futbol holiganları malesef o yol kenarında rahat durmaz.

Bisikletin spor olarak kabul edilmesi gerek. Ayrıca onların olmasın lütfen yaaa

Yarışta düşünsenize sprintle kalkıyor gs ile fb yarışçısı. Valla birbirlerini iterler takım arabalarının altına hakem motorlarına falan eksik olsun.

Bence o kulüpler sadece futbola destek versin diğer branşlardan çekilsinler.

GT-I8190 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

@Taxonera Haklı Fena bir çekişme yaşanır. Zaten bisiklet Türkiye koşulların da bir spor değildir bunu unutmayın.(!)

1930 da bile Berlin de yarışa katılmış olan Türk Milli Bisiklet takımı neden şuan yok yada pasif? cyclist de okuduğum
TALAT TUNÇALP


isimli amcamız çok fazla derece yapmış neden şuan yok?

Yada var da bizmi bilmiyoruz? Ben ingilterenin SKY takımını biliyor isem TR nin de takımını bilmem gerek ama bilmediğime göre yok. Bir TORKU ve Ahmet var başka da kimse bilmiyorum ben.

Konu ile alakalı kampanya başlatım siyasilere bastıralım bir takım kurdurtalım arkadaşlar.