SEMİH ERAKÇORA
Üye
- Kayıt
- 26 Haziran 2011
- Mesaj
- 9
- Tepki
- 13
- Şehir
- BURSA
Haftaiçi kendime bir plan yapıp tek başıma bir bisiklet turu atayım diye işe başladım ve bursa ovalarındaki köylere giderek hafif bir gezinti derken içimdeki ses yeni aldığın carraronun biraz hakkını ver dedi ve kendimi uludağ köylerinde buldum. TARİH:22.08.2011-Pazartesi
Buyrun uludağ eteklerine;
ilk iş rotayı oluşturmak, 18-19 km sürekli tırmanış ve eğim çoğu yerde %18lere geliyor
(link)
Evden çıkıyorum 2 km sonra orhaneli yolundayım
(link)
Misi köyü öncesi ilk yokuşumuz
(link)
Misi köyü girişindeyim, arkada dağın etekleri gözüküyor
(link)
İlk durak Misiköyü ve yol arkadaşım
(link)
Bursanın yakınındaki bir dereden beklenmedik bir olay, derede balık, ördek (Daha dağa tekstil fabrikaları kurulmadığı belli
(link)
(link)
Bisikletim dinlenirken bende çay içeyim dedim
(link)
Yeter bu kadar mola, artık yola koyulalım, olacak sanırım şehirden uzaklaşıyoruz
(link)
Bisikletimde kendinden emin arkasına bakıyor, güven tazeliyor sanırım
(link)
Yok yok daha diri
(link)
Ama önümüze bakıyorum bişey göremiyorum, hayırlısı gidelim bakalım
(link)
Yollar biter, yokuşlar bitmez, şehir uzaklaşıyor
(link)
Dağ yenice köyüne geldik fakat köye girmeden direk baraja yöneliyoruz, asfalta veda ediyoruz
(link)
Artık yollar böyle dedim bisikletime, hep asfalttan gidecek olsaydım seni değil yol bisikletini seçerdim
Ama o mutlu yokuş çıkarken bile şahlanıyor, kanında offroad var
(link)
Uzun bir aradan sonra suya kavuşuyorum ama ne su, adamı şişirmiyor ve inanın buzdolabından çıkarsan böyle soğuk olmaz, harika
(link)
Geldik benim dönüm noktama, normalde rotaya göre solu tercih etmem lazım, ben sağı tercih ettim, bakalım
(link)
Nihayet baraj göründü
(link)
(link)
Kendimize uygun bir gölge;
(link)
(link)
Küçüklüğümde babama dediğim gibi; hayat boyu yiyerek bıkmayacağım tek yiyecek ''sucuk'', ortamada uyuyor
Dallardan 2 şiş yaptım, bir avuçta ateş
(link)
Karnım doydu, müzikte ruhun gıdası
(link)
Çıktık tekrar yola, hedef atlasköy. Yol, yol değil belli
(link)
Sola baktım yola çıksam uzun geldi, gölün öbür tarafında bir ince çizgi, neyse kestirme gidelim
(link)
Buradan sonra ormanın içinde 5-6 km durmadan yol aldım yol yok gibi ve tam off-road, in cin top oynuyor. Yeri geldi bisikleti sırtıma aldım, tepe geçtim, dikenlerin arasından geçtim ama durmadım. Niye mi; yolda ayının ayak izini gördüm ve etrafta ağaçtan başka hiçbir canlı yok. işte adrenalin veya yusuf ne derseniz
Bir daha tek başıma hayatta cesaret edip gidemeyeceğim yer
Sonunda insan belirtisi bir çınar ağacı ve ohh su
(link)
(link)
Allahım sonunda bir köy göründü, son bir nefeslenelim
(link)
Tamam alışkanlık yapmasın, yola çıkalım. Hedef zirveye az kaldı
(link)
Sonunda köy tabelası ve köy, mutluluk işte budur
(link)
(link)
Zirvede bu; şehir gözükmüyor
(link)
İşte yol bilgisayarındaki kadar nerdeyse tırmanış yaptım. Benim etim ne, butum ne. Daha 2 ay önce 1 sokak boyu yokuşu çıkamıyordum.
(link)
Artık dönüşe geçelim, kask yokmu diye arada soran çıkmasın, kasksız asla
(link)
Dönüşte bursaya kadar iniş ama ilk önce az bir yokuş, minicik miniminicik yokuş
(link)
Bursaya dönüş, işin sefası
(link)
Bir solukta şehir gözüktü
(link)
Çalı yolunda ilerliyorum
(link)
Alaaddinbey köyünde eski bir ev
(link)
Dönüp bakıyorum iyi iş başarmışım, bana göre en azından
(link)
Ve eve gitmeden izmir yolunda bişeyler içipte gideyim
(link)
Ayaklarım bayağı ağrımış ama değer. Yarın bisikletle bursadan istanbula boğaz gezisine gideceğim, bu tam bir sefa olacak, hep istanbullularmı bursaya gelecek
İlk anlatım için nasıldı bilmiyorum ama bayağı zaman harcadım, özellikle foto yüklemeye.
Herkese iyi pedallamalar
Buyrun uludağ eteklerine;
ilk iş rotayı oluşturmak, 18-19 km sürekli tırmanış ve eğim çoğu yerde %18lere geliyor
(link)
Evden çıkıyorum 2 km sonra orhaneli yolundayım
(link)
Misi köyü öncesi ilk yokuşumuz
(link)
Misi köyü girişindeyim, arkada dağın etekleri gözüküyor
(link)
İlk durak Misiköyü ve yol arkadaşım
(link)
Bursanın yakınındaki bir dereden beklenmedik bir olay, derede balık, ördek (Daha dağa tekstil fabrikaları kurulmadığı belli
(link)
(link)
Bisikletim dinlenirken bende çay içeyim dedim
(link)
Yeter bu kadar mola, artık yola koyulalım, olacak sanırım şehirden uzaklaşıyoruz
(link)
Bisikletimde kendinden emin arkasına bakıyor, güven tazeliyor sanırım
(link)
Yok yok daha diri
(link)
Ama önümüze bakıyorum bişey göremiyorum, hayırlısı gidelim bakalım
(link)
Yollar biter, yokuşlar bitmez, şehir uzaklaşıyor
(link)
Dağ yenice köyüne geldik fakat köye girmeden direk baraja yöneliyoruz, asfalta veda ediyoruz
(link)
Artık yollar böyle dedim bisikletime, hep asfalttan gidecek olsaydım seni değil yol bisikletini seçerdim
(link)
Uzun bir aradan sonra suya kavuşuyorum ama ne su, adamı şişirmiyor ve inanın buzdolabından çıkarsan böyle soğuk olmaz, harika
(link)
Geldik benim dönüm noktama, normalde rotaya göre solu tercih etmem lazım, ben sağı tercih ettim, bakalım
(link)
Nihayet baraj göründü
(link)
(link)
Kendimize uygun bir gölge;
(link)
(link)
Küçüklüğümde babama dediğim gibi; hayat boyu yiyerek bıkmayacağım tek yiyecek ''sucuk'', ortamada uyuyor
Dallardan 2 şiş yaptım, bir avuçta ateş
(link)
Karnım doydu, müzikte ruhun gıdası
(link)
Çıktık tekrar yola, hedef atlasköy. Yol, yol değil belli
(link)
Sola baktım yola çıksam uzun geldi, gölün öbür tarafında bir ince çizgi, neyse kestirme gidelim
(link)
Buradan sonra ormanın içinde 5-6 km durmadan yol aldım yol yok gibi ve tam off-road, in cin top oynuyor. Yeri geldi bisikleti sırtıma aldım, tepe geçtim, dikenlerin arasından geçtim ama durmadım. Niye mi; yolda ayının ayak izini gördüm ve etrafta ağaçtan başka hiçbir canlı yok. işte adrenalin veya yusuf ne derseniz
Sonunda insan belirtisi bir çınar ağacı ve ohh su
(link)
(link)
Allahım sonunda bir köy göründü, son bir nefeslenelim
(link)
Tamam alışkanlık yapmasın, yola çıkalım. Hedef zirveye az kaldı
(link)
Sonunda köy tabelası ve köy, mutluluk işte budur
(link)
(link)
Zirvede bu; şehir gözükmüyor
(link)
İşte yol bilgisayarındaki kadar nerdeyse tırmanış yaptım. Benim etim ne, butum ne. Daha 2 ay önce 1 sokak boyu yokuşu çıkamıyordum.
(link)
Artık dönüşe geçelim, kask yokmu diye arada soran çıkmasın, kasksız asla
(link)
Dönüşte bursaya kadar iniş ama ilk önce az bir yokuş, minicik miniminicik yokuş
(link)
Bursaya dönüş, işin sefası
(link)
Bir solukta şehir gözüktü
(link)
Çalı yolunda ilerliyorum
(link)
Alaaddinbey köyünde eski bir ev
(link)
Dönüp bakıyorum iyi iş başarmışım, bana göre en azından
(link)
Ve eve gitmeden izmir yolunda bişeyler içipte gideyim
(link)
Ayaklarım bayağı ağrımış ama değer. Yarın bisikletle bursadan istanbula boğaz gezisine gideceğim, bu tam bir sefa olacak, hep istanbullularmı bursaya gelecek
İlk anlatım için nasıldı bilmiyorum ama bayağı zaman harcadım, özellikle foto yüklemeye.
Herkese iyi pedallamalar


