Scudo Sports

Bisikletle eve dönerken marketten çıkınca darp edildim

Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
ben hastanedeyken savcılıktan polisler geldi detaylı olarak darp raporu adli rapor olay anını yazdılar, şikayetçi oldum zaten olay anında polisler aldı götürdü adamı ifadesini alıp bırakmışlar sonra karakolda öğrenmişler mahkemeye çıkacaksınız dedi polisler sonra, bir de adamın hiç bir bilgisini vermedi polisler ısrarla sormamıza rağmen siz şikayetçi oldunuz savcılık dan polisler geldi aldı ifadenizi mahkame zamanı haber verilir size dediler adamın kim olduğunu da bilmiyorum şimdi avukata gıtsem kıme davacı olucam, mahkeme celp i geldiğinde mi avukata gıdeceğim artık onu da bılemıyorum
 
Scudo
@Ugur Basdag

darp izi derken göz kulak ve burunda ödem yazıyor raporda alnımda da ceviz kadar şişlik devam edıyor halen bu darp izi değilmi
 
Çok üzücü çook. Hale bak. Kendi sokağımızda bile güvende değiliz. Umarım cezası sizin içinizi soğutacak akadar etkili olur. Çok canım sıkıldı başınıza geleni okuyunca. Anneniz nasıl? Onun da morali bozulmuştur eminim.
 
Kusura bakmayın dikkat etmemişim. Hastane raporu dışında mutlaka adli tıp raporu alın derim ben. Fazla vakit geçmesin aradan çunku raporu yazan savcı doğrudan muayene etmiyor , göz ucuyla suzuyor.
 
Öncelikle bazı yorumların çok abes olduğunu belirtmek istiyorum. Türk ceza kanununda nefsi müdafaa diye bir kurum ifade yoktur. Kastettiginiz şey "meşru müdafaa" ya da "meşru savunma"dır. Fazla teknik bilgi vermek istemiyorum. Ancak bahsettiğiniz olayda saldırgan faile karşı sınırlar dahilinde kendinizi koruyacak hareketler meşru savunma olarak kabul edilir ve hakkınızda her hangi bir soruşturma açılmaz. Aynı şekilde yanınızdaki vatandaşlar dahi sizi koruyacak bir müdahalede bulunsalardı onlar da meşru savunma kapsamına girerlerdi. Buna hukukta " 3. Kişi lehine meşru müdafaa" diyoruz. Olaya gelecek olursak çok basitmis gibi anlatılıyor ama ortada cok ciddi bir durum var. Eğer failin size karşı gerçekleştirdigi saldırı "yumruk atma" boyutunda kalsaydı ben kasten yaralama suçundan sorumlu olacagini düşünürdüm. Ama fail size tckda "silah" olarak kabul edilen tornavidayla saldırıyor ve "hayati bölge" olarak kabul edilen boynunuza doğru hamle yapıyor ayrıca "seni öldüreceğim" gibi bir ifade kullanıyor. Burada failin uyuşturucu madde etkisi altinda olmasi iradi olarak aldığını kabul edersek tck 34 kapsaminda ona bir koruma sağlamaz. Bu konudaki Yargıtay kararlarına da bakıldığında bence olayda açıkça "öldürmeye teşebbüs" söz konusudur. Yargıtay'ın yerleşik kararlarına göre tornavida vb kesici delici aletler ile boyun gibi hayati tehlike arz edecek bir bölgeye yapılan saldırılar öldürmeye teşebbüs olarak kabul ediliyor. Bir de dikkat edilmesi gereken husus aldığınız darp raporunda yaralarınızin BTM (Basit tıbbi müdahale) ile giderilebilecegine dair bir yazı varsa büyük ihtimal yaralamadan dava açılır. Failin alacağı ceza konusunda burada ahkam kesmenin hiç lüzumu yok. Her ne kadar mahkeme bununla bağlı olmasa da savcının hazırlayacağı iddianamenin de rolü büyük. Eğer öldürmeye teşebbüsten iddianame hazirlanirsa failin 9 - 15 yıl hapis cezası ile yargılanması mümkündür. Bu ceza miktarı indirim uygulanmamış temel halidir.
Size bir tavsiyede daha bulunmak istiyorum. Polisler uzlaşma teklif etti vs. Gibi bir cümle kullanmişsınız. Acaba kaç tane polis uzlaşmanın koşullarını ya da hangi suçların bu kapsama dahil olacağını biliyor da kafasına göre yorum yapıyor. Forumda polis arkadaşlar olabilir bazılarını ayırıyorum ama ben bir hukukçu olarak karakollara gittiğimde polislerin bir yargıç ua da savcı edasıyla olaya yaklaştiklarini görüyorum. Bu çok yanlış. Kusura bakmayın ama herkes kendi işini yapmalı. Hakkınız avukat aracılığıyla aramaktan çekinmeyin. Ve kulaktan dolma bilgilere itibar etmeyin. Bu ülkede hala namusuyla şerefiyle işini yapan avukatlar, yargıçlar ve savcılar var merak etmeyin.
 
Ülke ne hale gelmiş yaa herifçioğlu kafası güzel diye gelip elin masum vatandaşına saldırıda bulunacak yetmeyecek öldürmekle tehdit edecek kişi can havliyle kendini savunmaya çalışacak bizlerde yasaları tartışacağız herhangibirinizin başına böyle birşey gelse ki dilerim gelmez ne düşünürdünüz aceba ? Buradaki yorumum sizlerin görüşlerine karşı verilmiş bir yanıt değil içsel sitemimdir annesinin yanında böyle bir durumla karşı karşıya kalmış birine bence deli meli dinlemeden aynı şekilde karşılık vermek hak olmalıdır eğer düzen böyle devam edecekse önüne gelen bizi darp etsin yaralasın kaçsın zanlı zaten herşekilde yırtıyor polis bile vatandaşın hakkını korumak yerine zanlı ile uzlaşıyı çözüm olarak görüyor kendisine fazla iş çıkmasın diye yazıklar olsun böyle düzene son sözüm kimse gaza gelmesin ama boş da gezmesin artık
 
@Sami G.

Bok yoluna gitmektense Meşru müdafaa yapmak daha iyidir.
 
Eğer ölüme kasıt varsa ölen kasteden olsun tabii ki

@Sami G.
 
@ONUR YÜCEL 46

onur bey bilgilendirme için teşekkürler... ben yanımda hep biber gazı taşıyorum... ancak zaman zaman, ek bir savunma aracı olarak yanımda küçük bi çakı taşımayı ve daha ileri bi çözüm olarak da, atış eğitimi alıp küçük bi silah almayı düşünüyorum açıkçası-- gidişat kötü--... bu nedenle fikrimin biraz daha netlik kazanabilmesi açısından meşru müdafaa/savunmanın sınırlarını biraz daha belirginleştirmeniz mümkün mü??

yani mesela diyelim ki bi silahımız var (tabanca veya bıçak olabilir) ve sokakta saldırıya uğradık... adam "seni öldürücem" falan demiyo ama fiziksel temasa yelteniyo ama henüz bi temas da yok... elinde kesici bi alet/tabanca var mı yok mu bilmiyoruz... yani durumu olabildiğince saldırıya uğrayanın -- ben oluyorum :) -- aleyhine çeviriyorum ki, kendi aklımda sınırlarımı çizebiliyim.

1) silahı çıkarıp ateş edicek gibi yapsak, ama ateş etmesek / bıçağı çıkarıp saplıycak gibi yapsak ama saplamasak
2) yere doğru ateş etsek ama adamın herhangi bi yerine denk gelmese kurşun...
3) elimizdeki tabanca veya silahla adamı bacağından veya kolundan yaralasak

bu üç durumda hakkımızda işlem yapılır mı? ya da prosedür n'olur....

4) bir de silah kullanmadan, direkt biber gazı sıksak yüzüne... o zaman herhangi bi suç işlemiş sayılıyo muyuz?
 
  • Beğen
Tepkiler: Cem Ç
Cem bey kusura bakmayın... sizin başınıza gelen olayı okuyunca ben de kendi derdime düştüm işte... geçmiş olsun bile demeden, yukarıdaki sorulara sarıldım....

biran önce olayın şokunu üstünüzden atarsınız, saldırgan da gerekli cezaya çarptırılır umarım... annenize de geçmiş olsun dileklerimi iletirseniz sevinirim...
 
  • Beğen
Tepkiler: Cem Ç
Kardeşim olayını okudum ve çok üzüldüm maalesef ki darp olaylarında mahkeme veya polis hiç birşey yapmıyor boşuna o güzel zamanını harcama derim biz mesela bu tarz olaylara karşı temkinli gezmeye çalışıyoruz. Eğer bu tarz imkânların olursa degerlendir derim. Fakat olayını anlattığına göre hazırlıksız yakalanmışsın. Tüm bisikletçi arkadadaslardan ricam yaya veya bisikletliyken farketmez bu tarz olaylarla karşılaştığınızda kayıtsız kalmayin lütfen müdahale edin. Herkese iyi pedallamalar
 
çok büyük geçmiş olsun..
ülkede hakkaten adalet yok..
korkusu bile yeter adama..
yurtdışında olsa adam cinayete teşebbüsten 10 yıl yer..
 
Çok geçmiş olsun.Aslında şehrin önemi yok,suça karşı ceza olmayınca olaylar artarak devam ediyor.Saldırgan eğer seni öldürseydi,büyük ihtimal uyuşturucu nedeniyle,aklım başımda değildi,ne yaptığımı hatırlamıyorum diyerek ufak bir ceza ile kurtulacaktı.Ancak sen meşru müdafa ile onu öldürseydin eminim daha büyük ceza alacaktın.İşte hukuksuzluk siztemimiz...
 
Biber gazı, bıçak önlem değildir, bunlar yardımcı önlemlerdir, iş her an dikkatli olmada ve insanları tanımakta ve niyetlerini anlamakta bitiyor. Yoksa isterseniz silahla gezin, kulağa o yumruğu yedikten sonra ışıklar söner.

Edit: Geçmiş olsun, psikolojik toparlanmanızın hızlanması için psikoloğa gitmeniz önerimdir.
 
Büyük geçmiş olsun, tornavida benzeri şeyi savuşturmasaymışsınız daha fena sonuçlar meydana gelebilirmiş... Artık ucuz atlatmışsınız demekten bıktım. Ben, ülkesini seven bu ülkenin geleceği olarak görülen genç bireylerinden sadece biriyim. Fakat şu söylediklerimden yanlış anlam çıkartmanızı istemem hatta isterseniz çıkarın ben gerçekten bazı şeyleri görmekten/yaşamaktan bıktım. Devletlerin kuruluş amacı kendi halkını korumak ve gözetmektir. Yani devlet benim için vardır, BEN DEVLET İÇİN DEĞİL! Görebildiğiniz gibi ben 19 yaşındayım. Üniversite öğrencisiyim ve bir döneme kadar gündemi sıkı sıkıya takip etmiş ve devletine güvenen biriydim. Artık haberleri izlemiyorum. Neden biliyor musunuz? ÇÜNKÜ ARTIK İYİ İNSANLARIN ZARAR GÖRMESİNDEN VE BU ZARARA KARŞI KAYITSIZ KALAN ADALET SİSTEMİNDEN BIKTIM! Görevini iyi yapan insanları tenzih ederim. Fakat ülkemizde ne polis vaaar ne adalet... Kimse kusura bakmasın. Polislerimizin kaç tanesi göbeksiz bir bakın etrafınıza... Bir hırsızlık olayında kaç tane afedersiniz ''it'' ceza çekti? Bu ülkede ne kadar kadınımız şiddet görüyor ve onlara şiddet uygulayan ne kadar erkek bile olmayı beceremeyen hayvanlar ceza alıyor? Bu ülkenin kolluk kuvvetleri kimi koruyor be? Kimi? Beni korumuyor arkadaşlarım,abilerim,ablalarım haberiniz olsun da... Ben sokakta gezen devriye araçları görüyorum, bazen kimlik soruyorlar işte. Ne bileyim işte bir kere trafik cezası yazdılar bana(O an bir polis tanıdığım olsaydı yada askeriye kartım veya hakim/savcı kartım nah yazarlardı afedersiniz çünkü çok ekstrem bir ihlal söz konusu değildi, yine de eyvallah). Bu ülkede en basitinden öğrenciler açısından konuşuyorum bakın: İkdisadi ve idari bilimler fakültesinde okuyan bir arkadaşımız varsa sorduğumuz ilk soru ne oluyor biliyor musunuz? TORPİLİN VAR MI? Çünkü o insanın torpili yoksa zor iş buluyor. Bu bir gerçek.
Bir devlet -ki bu benim doğup büyüdüğüm, vatandaşı olduğum, gerekirse gözümü kırpmadan canımı verebileceğim BENİM ÜLKEM- benim haklarımı korumuyorsa, beni ve ailemi fiziki ve maddi herhangi bir zarardan koruyamıyorsa, bana zarar verenlere ceza vermiyorsa ben neden daha fazla bu ülkede kalayım? Eğer benim ailem bir gün bir yerde zarar gelse eminim ki gerekenler yerine gelmeyecek, suçlular cezasız kalacak. Ki ben bunu da yaşadım çoğu kez. Kimse kusura bakmasın ama bu ülkede gerçekten şans üzerine yaşıyoruz şans... Durum daha da kötüye gidiyor. Daha bu yaşımda bireysel silahlanmaya sıcak gözle bakar oldum. Kimlere ruhsat verilir kimlere verilmez diye düşünüyorum. Yahu aşağı insen bir balici yolunu kesse seni bıçaklasa öldürse ne olur be! Ölürsün ölür. Başka birşey olmaz. Üzerine bir gazete sererler bitti gitti. Bunun dışında ben beni(halkı) önemsemeyen, hukuk sistemi olmayan ve adam akıllı bir kolluk kuvveti bulunmayan, dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı beni kollamayan bir ülkede barınmak istemiyorum. Zaten hali hazırda eğitim dili ingilizce olan bölümümü bitirip gerek ailesel gerek eğitimsel şartları sağladıktan sonra hukuk sistemi gerçekten işleyen ve kendi halkı dışında olan insanlara da değer veren ırkçılığın minimum olduğu bir ülkeye yerleşmeyi düşünüyorum. Çünkü burada söz konusu olan sadece ben değilim, benim bir ailem olacak bir çocuğum olacak. Durum böyle giderse gerçekten bir kaos ortamı bizi bekliyor ve ben o kaos ortamında bulunmayı cidden istemiyorum.

Biraz daha konu dışına çıkarsak:
Size, daha kötüsü sizin ailenize çarpıp kaçan bir suriye plakalı araç olsa o araçla alakalı hiç bir resmi işlemin yapılamayacağını biliyor muydunuz? Size suriye plakalı bir araçtan ateş açılsa ve ölseniz yine işlem yapılamaz. Benim tırmalayıp geldiğim üniversitede suriyelilere açılan kontejyan var. Aynı Osmanlı Devleti'nin son günleri gibi azınlıklara verilen haklar, kendi halkına verilen haklardan daha fazla bu ülkede. Sınırdan giriş yapan araçlara latin alfabesi içeren geçici bir plaka vermek zor olmasa gerek. Ben bile bunu düşünebiliyorum yahu ''devlet büyüklerimiz'' nasıl düşünemiyor?

Biraz konudan sapmış olabilirim umurumda değil. Durum bu. Cem Bey size tekrardan geçmiş olsun diyorum fakat size saldıran -afedersiniz- şerefsizin cezasız kalacağına neredeyse eminim. Umarım haksız çıkarım.
 
Ben yöneticilerden rica ediyorum lütfen bu topiği artık kapatın. Kimse yanlış anlamasın sadece tek kişiyi hedef alarak söylemiyorum. Gayet doğaldır ki hukuk sistemi eleştirilebilir, vatandaşlar olarak uygulanan kanunları yeterli görmeyebiliriz...Ancak insanlara duygu yoğunluğu ile yalan yanlış bilgi vermenin hiçbir manası yok. Örnek vermiyorum ama hukuk adına söylenen o kadar absürt laflar var ki ben bu lafları mesleğime saygısızlık olarak görüyorum. Israrla tekrar ediyorum. Bilgi sahibi degilseniz burada hukuk adına ahkâm kesmeyiniz. İçinizi döküp isyan edin lakin teknik bilgi verdiğinizi zannederek insanları yanlış yönlendirmeyin...
 
" Geçmiş olsun " demekten başka birşey yok galiba.

"Ceza" kelimesini Türkiye'yle alakalı futbol haberlerinde, "Adalet" kelimesinide siyasi bir partinin haberlerinde duyuyorum.

Bunların dışında bu gibi konuların Türkiye'de yeri yok, maalesef...
 
Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Geri