Decsan
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 5 Kasım 2014
- Mesaj
- 678
- Tepki
- 897
- Yaş
- 54
- Şehir
- İzmir
- İsim
- Ethem C.
- Başlangıç
- 1988—89
- Bisiklet
- Scott
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
Değerli Arkadaşlar,
Bisiklete binmek zor zenaat malum..
Ama en zor tarafı kafalardaki ön yargılarla mücadele etmek..
Bir kaç anektod ile durumu tartışmaya açmak isterim..
Olay1:
Yer: izmir Alsancak Vosmer VW servisi:
On on beş gün önce bakım zamanı gelen arabamı servise götürdüm. Ütülü gömlek pantolon, gravat, boyalı ayakkabılar ve fena olmayan bir araba ile..
Kapıdaki güvenlik görevlisi her cümlesinin sonunda "efendim" ekleyerek arabayı uygun bir yere park etmemi sağladı. Son derce saygılı ve ilgili idi.
Sonrasında bakımdan almak için ertesi gün bisikletim ile aynı yerdeyim.
Üstümde forma, kask, şort ve spor ayakkabı var..
Aynı güvenlik görevlisi oturduğu kabinden dahi çıkmadı. Ben gidip eğilince camı açtı ve lütfen buyrun dedi.
-Bisikleti buraya bırakacağın size emanet
- Yalnız bisikleti emanet alamıyoruz
- Gözünüzün önünde dursun bakar oluverin.
- Biz bakamayız da. Şurada (Gözden ırak bir duvar ve kolon arası) dursun bişey olmaz.
- Öyle mi anlaşıldı. Ben içeriye gidiyorum bisikletle.
- Bisikletle içeri olmaz..
- Gidiyorum hadi engel olun..
- Engel olurum demedim olmaz şimdi..
Servis idaresinin cam duvarına yaslanmış bisiklet ve sorgulayan bakışlar. Sonrası şikayet bölge müdürünün araması ve alınan sözler vs..
Olay2:
Yer: izmir Konak Çankaya bit pazarında bir telefon tamircisi, Macrotech.
Öğleyin telefonu tamire götürdüm. Takım elbise, gravat, boyalı ayakkabılar var üstümde. Bisiklet yok. Selam kelam gayet saygılı ilgili güler yüzlü bir işlem ve cihazı atölyeye aldılar, haber gelince gideceğim almaya.. Akşam haber geldi, forma, sarı bir windstopper, eşofman, spor ayakkabı ve elbette bisikletle gittim.
Bisikleti (specialized allez yol bisikleti dayamak için ayak yok) duvara dayadım ve kaskı çıkartıp içeri giremeden bir adam çıktı kapıya
- Bisikleti şu tarafa (yolun ortasını gösteriyor) alır mısın?
- Orada durmaz, ayak yok.
- O zaman yere yatır.
- Neden ?
- Ordan kayar vitrini kırar.
- Merak etme bu bisiklet senin vitrinden pahalı ben zaten düşmesine izin vermem.
- Bisikleti alır mısın?
- İçeride telefonum var o zaman bisikletle gireyim.
- Yohh olmaz içerde bisiklet.
İçeriden biri daha çıktı. Yaşı da benden bayağı büyük.
- Bisikleti alır mısın?
Normal şartlar altında eyvallah der giderim de içeride telefon var almam lazım.
- Peki al parayı sen getir telefonumu alıp gideyim.
- Olmaz bisikleti yere yatır gir al telefonu..
Bu arada içeriden telefonu teslim ettiğim arkadaş geldi. Bisikleti duvara dayadı ve gelir misin abi içeri, tamam dedi.
İçeri de kusura bakma dedi ben de konuşmadan telefonu alıp çıktım..
Şimdi bu iki olayı ardı ardına hemde sosyal sınıfları cidden kontrast iki mekanda yaşayınca sizlere aktarmak istedim.
Ben mi bir yerlerde hata yaptım acaba diye düşünüyorum.
Bisiklete binmek zor zenaat malum..
Ama en zor tarafı kafalardaki ön yargılarla mücadele etmek..
Bir kaç anektod ile durumu tartışmaya açmak isterim..
Olay1:
Yer: izmir Alsancak Vosmer VW servisi:
On on beş gün önce bakım zamanı gelen arabamı servise götürdüm. Ütülü gömlek pantolon, gravat, boyalı ayakkabılar ve fena olmayan bir araba ile..
Kapıdaki güvenlik görevlisi her cümlesinin sonunda "efendim" ekleyerek arabayı uygun bir yere park etmemi sağladı. Son derce saygılı ve ilgili idi.
Sonrasında bakımdan almak için ertesi gün bisikletim ile aynı yerdeyim.
Üstümde forma, kask, şort ve spor ayakkabı var..
Aynı güvenlik görevlisi oturduğu kabinden dahi çıkmadı. Ben gidip eğilince camı açtı ve lütfen buyrun dedi.
-Bisikleti buraya bırakacağın size emanet
- Yalnız bisikleti emanet alamıyoruz
- Gözünüzün önünde dursun bakar oluverin.
- Biz bakamayız da. Şurada (Gözden ırak bir duvar ve kolon arası) dursun bişey olmaz.
- Öyle mi anlaşıldı. Ben içeriye gidiyorum bisikletle.
- Bisikletle içeri olmaz..
- Gidiyorum hadi engel olun..
- Engel olurum demedim olmaz şimdi..
Servis idaresinin cam duvarına yaslanmış bisiklet ve sorgulayan bakışlar. Sonrası şikayet bölge müdürünün araması ve alınan sözler vs..
Olay2:
Yer: izmir Konak Çankaya bit pazarında bir telefon tamircisi, Macrotech.
Öğleyin telefonu tamire götürdüm. Takım elbise, gravat, boyalı ayakkabılar var üstümde. Bisiklet yok. Selam kelam gayet saygılı ilgili güler yüzlü bir işlem ve cihazı atölyeye aldılar, haber gelince gideceğim almaya.. Akşam haber geldi, forma, sarı bir windstopper, eşofman, spor ayakkabı ve elbette bisikletle gittim.
Bisikleti (specialized allez yol bisikleti dayamak için ayak yok) duvara dayadım ve kaskı çıkartıp içeri giremeden bir adam çıktı kapıya
- Bisikleti şu tarafa (yolun ortasını gösteriyor) alır mısın?
- Orada durmaz, ayak yok.
- O zaman yere yatır.
- Neden ?
- Ordan kayar vitrini kırar.
- Merak etme bu bisiklet senin vitrinden pahalı ben zaten düşmesine izin vermem.
- Bisikleti alır mısın?
- İçeride telefonum var o zaman bisikletle gireyim.
- Yohh olmaz içerde bisiklet.
İçeriden biri daha çıktı. Yaşı da benden bayağı büyük.
- Bisikleti alır mısın?
Normal şartlar altında eyvallah der giderim de içeride telefon var almam lazım.
- Peki al parayı sen getir telefonumu alıp gideyim.
- Olmaz bisikleti yere yatır gir al telefonu..
Bu arada içeriden telefonu teslim ettiğim arkadaş geldi. Bisikleti duvara dayadı ve gelir misin abi içeri, tamam dedi.
İçeri de kusura bakma dedi ben de konuşmadan telefonu alıp çıktım..
Şimdi bu iki olayı ardı ardına hemde sosyal sınıfları cidden kontrast iki mekanda yaşayınca sizlere aktarmak istedim.
Ben mi bir yerlerde hata yaptım acaba diye düşünüyorum.