Scudo Sports

Bisikletçiler neden var?

Orkun KnighTR34

Kara atlı prens
Kayıt
14 Ocak 2017
Mesaj
1.016
Tepki
1.971
Yaş
27
Şehir
İstanbul
İsim
Orkun
Başlangıç
2006—07
Bisiklet
Peugeot
Maşa kilit düğmesi kırılır civardaki tüm bisikletçilere gidersiniz hatta doğubank'daki bisiklet ana bayilerine kadar gidersiniz "maşa kilit düğmesi yok" derler 300 liraya yeni maşa satalım derler aliexpress'den 1 ay parça beklersiniz amortisörlü maşaların bacaklarında yağ kaçmasın diye plastik contalar vardır bisikleti yıkarken contayı düşürüp kaybedersiniz yenisi civardaki hiç bir bisikletçide yoktur mesela ben kullanılmayan bir vidanın dişlerinin etrafını silikonlayıp fazlasını falçatayla traşlayarak yeni conta yaptım ben. 38x700c ölçüsündeki dış lastiğiniz balon yapar yenisi lazım olur tabi ki de civardaki hiç bir bisikletçide yoktur sadece doğubankta 1 tane bisiklet parçacısı satar o da meghna marka lastiğin tanesini 60 liraya satar aynı marka aynı ölçüde lastiğin 2 tanesi hem de reflektörlüsü deposu Adana'da olan normalde motosiklet parçası üstüne kurulu bir internet sitesinde kargo dahil 85 liradır...

Derken 3 gün önce bisikletimin ön taraftaki iç lastiği park halinde iken kendi kendine patladı. 3 yıl ve 12000 km'dir kullandığım bu şambrelin bayatlamış olduğuna ve değişmesi gerektiğine karar verdim. Bir sebepden dolayı çok yoğunum ve doğubanka gidecek zamanım yok zira oradaki parçacılar erken kapanıyor. Evime 2-3 km uzaklıktaki bisikletçilerde de bana lazım olan 37-43x700 ölçüsünde şamrel ya yok ya da sadece CST marka olarak var bir keresinde arka lastiğe eve yakın bir bisikletçiden CST marka şamrel alma hatasında bulundum 1 ayda ve 100 km'de durduk yere kendi kendine 3 kere patladı ben de Doğubank aslı bisikletten bana uygun ölçüde ve CST çöpünden daha ucuza DSİ marka şamrel aldım 6 ay ve 2000 km boyunca hiç kendi kendine patlamadı. Sanırım bana yine internetten parça alma yolu göründü şu sıralar. Ve bir sebepten ötürü her gün Göztepe eğitim ve araştırma hastanesi yakınlarında oturduğum evden batı ataşehirdeki Varyap meridiana gitmem gerekiyor bisikletimle 15-20 dakikada gidebiliyorken şu an gideceğim yere tüm batı ataşehiri turlayarak giden 8A otobüsü ile 35 dakikada gitmem gerekiyor. Yani bisikletime iç lastik alamadığım her gün bana fazladan 40 dakikaya mal oluyor ama eve yakın hiç bir bisikletçi benim işimi görecek şamreli satmıyor.

Bu bisikletçiler bana lazım olan parçaları satmıyorlar, jant akort haricinde her türlü işçiliği de kendim yapıyorum zaten yani neredeyse hiçbir işimi görmüyorlar, bisikletçiler hiç olmazsa da jant akort işini de parası neyse verip sehpasını alarak hallederim olur biter. Eee madem öyle bu bisikletçiler neden var?
 
Scudo
aynı sorunlar emin ol araç kullancılarında da var ustalar en kısa yoldan müşteriden ne kadar koparabilirim derdinde.Eğer bir parçada bir sıkıntı varsa sorunu bulmak yerine direk parça değişimi gerektiğini söylüyorlar ama araştırıp kendin halletmek istersen de çok ufak bir masrafla birçok arızayı tamir etmek mümkün.
Bende 100.000 den daha az nüfusu olan bir ilde yaşıyorum ne yazıkki adam gibi profosyonel olarak bisikletimi götürebileceğim bir tamirci yok 5 fazla olsun adam akıllı işim görülsün diyorum ama ne yazıkki yok.Elimden geldiğince bisiklet klubündeki abilerimden yardım almaya çalışıyorum bazen yardım ediyorlar bazen de görmemezlikten geliyorlar.
Özellikle vites setini güncellerken çok sıkıntı çektim.

Kendim fren ayarlarını,lastik değişimini,yama işlerini yapabiliyorum
Vites ayarları adam akıllı yapıldı mı uzun süre tekrar ayar istemiyor
Ben de sadece akort için gidiyorum akort işini iyi ve ucuza yapıyorlar o yüzden tek akort için gidiyorum.20-30 tl ye yapıyorlar arka ön birlikte zaten akort için yılda bir kere anca gidiyorum
 
Doğru bisikletçiyi bulamamışsın kardeş, oldukça iyi ustalar, zengin çeşit bulunduran parçacılar var İstanbul'da..
Neden var diye başlık açıp da bir sektörün genelini kötülememek lazım.
 
büyük şehirlerde elbette iyi bisikletçiler vardır ancak ne yazık ki küçük şehirlerde ve ilçelerde durum içler acısı.
3 gün önce spd pedal aldım. bir tarafın eski pedalını söktüm ama diğer taraftaki pedal sıkışmıştı. kendi alyanım küçük olduğu için yeterince güç uygulayamadım o yüzden.
ilk gittiğim bisikletçide 16 alyan yoktu :) bunu niye söküyorsun dedi. aha bunu takacam dedim. bu nedir yeni mi çıktı dedi. bunu ancak sanayide çıkartıtırsın dedi. neyse başka bisikletçiye gittim onun alyanı da pek iyi değildi, açamadı. pedalı parçalarına kadar söküp sonra boru anahtarı ile sökebildi. o arada pedalın alyan yuvası da haşat oldu.

ben de çoğu işimi kendim hallediyorum ama ne yazık ki yardım lazım olduğunda iyi bisikletçi sadece büyük şehirlerdeki bir imkan.
 
Sorun sadece bisikletçiler değil. Devenin her yeri eğri. Türkiye'de perakende sektörü, "sinekli bakkal" zihniyetli esnaflara kalmış durumda. Hatta yabancı markaların temsilcilikleri bile malesef bu esnafların elinde. Bu bakkallar sattıları üründen en az %100 kâr etmediler mi doymuyorlar. Hepsi birer Apple sanki. Böyle bir kâr marjının üzerine KDV'yi, ÖTV'yi, ithalatta ödenen vergileri filan da ekleyince (ki hepsini satarken bize ödetiyolar), aynı ürünü normal olarak elin ülkesinden yarı fiyata, hatta daha da ucuza alabiliyor"dunuz" eskiden. Şimdi devlet baba sağolsun, bu esnaf arkadaşlar bize daha sıkı sarılabilsinler diye yurt dışı alışverişi yurt içi ile kafa kafaya getirdi.

Ha sizin derdiniz olan "ürün bulamama" konusu işte tam da bu "sinekli bakkal" zihniyeti ile alakalı. Sadece en çok satılan şeyleri getirip koyarlar dükkanlarına. Köy kahvesi gibi. Çay var, içersen iç. Yoksa kalk git. Bu Amariga denen memlekette Walmart diye bir alışveriş zincir var, ki herkesin afedersiniz "ta....ak" geçtiği bir firmadır, fakat bizde olsa önümüzü ilikler öyle gireriz içeri, resmen içinde "yok yok", hem de ucuz. Sadece bisiklet reyonu bile bizim bisiklet dükkanlarından daha büyük diyeyim siz anlayın.

Hani "üretim üretim" diyip duruyor ya herkes, daha biz ondan on kat daha kolay olan "tüketim"i beceremiyoruz, nerede kaldı üretim. Serbest piyasa adı altında komünist ülke gibi takılıyoruz. Tekelleşmenin önüne geçilecek diye BTK diye bir şey kuruyorlar, bi bakıyosun fiyatları bu kurum belirliyor, sonra herkes aynı fiyatı uyguluyor. E nerede rekabet? Bunun adı devlet tekeli değil mi şimdi?
 
@mhlc
"yeni mi çıktı" ve "ancak sanayide çıkarttırırsın" olayı çok iyiymiş :)
 
Başlığa cevap veriyorum: Zincir yağlamak ve yama yapmak için. Çoğu bisikletçi bundan ötesini beceremez, kaliteli yedek parça getirecek ya parası yoktur ya da vizyonu... Arada tek tük düzgün bisikletçiler vardır bunların çoğu da az olduklarının bilinciyle fahiş fiyat uygulaması yaparlar.
 
CST marka iç lastik kullandım, bayağı da dayandı. Demek ki sorun bendeymiş dünyanın en büyük lastik üreticilerinden birinin (Maxxis'in sahibi aynı zamanda) çöp olduğunu bilmiyormuşum. Yarın ilk işim CST'yi çıkarıp başka bir iç lastik takmak olacak. :)
 
  • Hahaha
Tepkiler: Özcan
Cst yi bilmem de yıllardır decathlon iç lastiği kullanırım 1 kez Sibop kenarından kesildi oda sorun janttaydı bana kalırsa. yol lastiğine 110 psi hava basarım hiç sorun olmadı ara ara havayı ölçer tekrar şişiririm. Sonuçta lastik bu patlayacak elbet. daha kalın olan dış lastiği delen cisim ince olan iç lastiği hayli hayli deler bunu bir düşünüp illa kaliteli diye pahalı markalara gitmemek lazım.

@alicangul29
Şaka yapıyorsunuz dimi hadi söyleyin şaka bu. başkası kötülediği için sizin kullanmakta olduğunuz sağlam ürünü neden değiştiriyorsunuz.
 
İnternete girin DIY (do it yourself) videolarında Türkçe kaynak yok denecek kadar azdır, ya da yurtdışı videoların taklitleridir.

Burada kaç kişi boya badana yapmasını biliyor? Kaç kişi eline torna alıp ahşap işleyebilir? Kaç kişi patlayan su tesisatını yapabilir?

Amerika ve Avrupa'da herkes çok profesyonelce olmasa da bu işlerden az çok anlar.

Sebebini biliyor musunuz? Çünkü "usta" isteyen işler "çok" pahalıdır. Bakın, pahalı değil, çok pahalıdır. Evinize tesisatçı falan çağırdığınızda bizdeki fiyatlara göre ufak bir servet bırakırsınız.

Peki neden? Çünkü "usta"lık budur. Ustalık yılların tecrübesidir ve ederi vardır. Pahalıdır.

Türkiye'de ustalık, ustalığı geçtim kalfalık müessesei yerlerde sürünüyor. Çünkü 3 gün çıraklık yapan ustayım diye piyasaya çıkıyor. İş alabilmek için de 3 kuruşa yapıyor.

Bisikletforum'da bir dolu yazı bulabilirsiniz. Falanca bisikletçiye gittim, bir akora 50 lira istedi, bilmem nereye bakıma götürdüm şu kadar para aldı. Kimse demiyor ki emeğin karşılığı bu mudur? X 10 liraya akord yapıyor, Y 20 liraya, alt tarafı akord işte, demek ki X'e gidelim? Alt tarafı akord mu hakikaten?

Pahalı demek işinde en iyisi demek değil tabii ki. Ama buradaki çoğu kullanıcının ucuza meyletme isteği, Türkiye'nin genel problemi. Hepimiz öyleyiz.

Bir örnek: Mahallenizde iki tane bisikletçi var. Birisi çok usta, eski bir UCI takımı teknikeri (oha), en doğru parçaları kullanıyor, en temiz şekilde çalışıyor, saat 2'de teslim ederim dediği bisiklet 1.30'da hazır oluyor falan. Diğer bisikletçi alaylı, bisiklet tamiri yanında motor bakımı falan da yapıyor, bugün git yarın gel, şimdi müşteri var, ooo uzun iş o ekolünden. Genel olarak ilk bisikletçi, ikincisinden daha pahalı.

Hangisini kullanırsınız sürekli?

Yüzde yüz eminim, ikincinin yapamayacağı bir iş olmadığı sürece kolay kolay ilkinin kapısından içeri girmezsiniz. Çünkü pahalıdır.

Dolayısıyla ilk bisikletçi bir gün kapatıp dükkanı gidecek. Geriye yalnız ikinci kalacak; siz de niye o ikinci var diye sızlanıyorsunuz.
 
Son düzenleme:
benim bisikletçi akort için 150 tl almıştı geçen yaz :) 2 saatte çay ,kahve ,cıgara içerken 150 tl iyi para.
 
@Mert E.

Genelde ucuzunu tercih ederim, ama bazen acil bir işim olduğunda pahalı olanı tercih ediyorum. Yalnız bu pahalı olanların ukala olmak gibi kötü özellikleri var, onu napacaz bilmiyorum. Yok "zincir yağ içinde" bir azarlamadığı kalıyor adamın. Bisiklet düşük donanımlı ucuz bir şeyse, sorulan sorulara fazla alakadar olmama, konsantrasyonu bozuluyor haspamın.
 
  • Beğen
Tepkiler: mhlc
@Mert E.
Mesajınıza kelimesi kelimesine katılıyorum. Düzgün hizmetin ücreti de genel olarak yüksek oluyor ama yan taraftaki "dandik" bisikletçi o işi yarım yamalak 10 liraya yaptığından dolayı, bu düzgün iş yapan ustaların istediği ücret pahallı gibi lanse ediliyor. İnsanlar 200 bin liraya araba alıp sonra sanayi sanayi geziyorlar ucuz çıkma parça bulabilmek için. Bu mantığı anlamak mümkün değil gerçekten. Her yerde shimano center açılmaya başladı şimdilerde, en azından standardın üstünde bir servis hizmeti sağlıyorlar ve ücretleri de sokak arası bisikletçilerine göre biraz daha yüksek haliyle. Benim gittiğim servis (bisikletçi demiyorum karıştırılmasın diye) olmaz ne varsa oldurdular, kendileri birçok konuda yaratıcılıklarını kullandılar ve tavsiyelerde bulundular. Diğer bisikletçiye 3 lira vereceğime buraya 5 lira vermeyi tercih ederim, en azından sonrasında sinir olmam. Ama hem 3 lira veriyim hem 5 liralık hizmet aliyim mantığı yerleşmiş insanımızda. O işler öyle olmuyor ama, Türkiye'de değil hiçbir yerde olmuyor
 
  • Beğen
Tepkiler: Aruera
Bir başlık bu kadar denk gelir ya. Dün doğubank'ın oradan meghna marka zırhlı olan lastiği tanesi 12 dolardan aldım! Üstelik dün biraz kullandım sabah kalktığımda patlamıştı lastik. Tamamen aceleye gelen bir alışveriş oldu. Aynı lastik n11'de 44 tlymiş. Satıcı ürünü sattıktan sonra yüzümüze bile bakmadı üstelik! Biraz muhabbet açıldığı için görüşürüz dedik 3 defa ve hiçbirini sallamayıp telefonda konuştu. Duymadığını sandık ama kasıtlıydı bildiğiniz. Oysa satana kadar bolca laf yapıyordu. Siz siz olun hiçbir satıcıya güvenmeyin arkadaşlar. Çekinmeyin, gerekirse sattığı ürünün fiyatına orada internetten bakın. Güleryüzle, sohbetle ayaküstü kazıklıyorlar adamı. Yazık.
 
@Mert E.
Dedikleriniz doğru, ancak ufak bir detay var. O ilk bisikletçi genellikle sadece görüntüde öyle oluyor. İşini bilme anlamında pek fark olmuyor. Ya da o kadar ukala oluyor ki bunu mu çekecem ben ya diye bir daha uğramıyorsun. Motosiklette de yaşadım ben bunu.

Ayrıca gözlemime göre araba olsun, başka ustalık gerektiren şey olsun ilk dediğiniz tip ustanın da iki türlüsü oluyor. İşçilikten geçirenler, parçadan geçirenler. Ben ilkini tercih ederim. Ama halkımız genelde parçadan geçirilmeyi tercih ediyor. Emeğe değil mala değer vermek mantığı. Tabi bir süre sonra akıllı adam ustalıkla ne uğraşacam diye oturup ustalık görünümünde parça satmaya başlıyor. Bu da yine yukarıda belirttiğim görüntüde usta olanları ortaya çıkarıyor.

İstisnalar vardır bir şey diyemem. Genel gözlemim bu.
 
İyi ki öyle bisikletçiler var. (işini hakkıyla yapanlara bir lafım yok) O arkadaşlar sayesinde bakım, tamir, jant örme, bisiklet toplama hepsini öğrendim. Tabi ilk bisikletimin giriş seviyesi salcano olmasının da payını unutmamak gerek!
 
  • Beğen
Tepkiler: yenhesa
@Duru Kırtasiye
Aynen sormayın jant bile örüyorum artık sayelerin de:harika:
 
Bisikletçiler, anlımızın teriyle kazandığımız parayı çatır çatır yemek için var....

Aranızda yeniyim, bir ay önce ikinci el ama garantisi daha 1 yıl geçmiş tertemiz bir bianchi aspid 29d bisikletim oldu. Bisikleti çok sevdim,ne kadar iyidir yada kötüdür bilemiyorum, ama günde 42 km yol yapıyorum ve zevk alıyorum.

İlk bisikletçi deneyimi (komşu kazığı)
Bundan 2 hafta önce jant,vites ve frenlerimi ayarlasın lastiklere hava bassın diye oturduğum sitede yeni açılan bisikletçiye bisikletimi bıraktım. 1-2 saat sonra gel al dedi, bisikleti teslim aldığımda 20 lira para verdim ama ne jant ne vites ne de fren ayarlarım yapılmıştı,hatta ön dişliden zincir atmaya başlamıştı, döndüm, durumu anlattım,bir iki birşey yaptı,tamam dedi ama yine viteste sıkıntı var. tekrar döndüm, artık biraz gergin bir şekilde hocam bu yine olmamış dedim,abi senin zincir ölmüş o yüzden dedi,iyi değiştir dedim, 30 liraya zinciri değişti,aynı gün yolda ön aktarıcı yerinden çıktı,zorla teli gerdirip orta dişliye sabitleyip yola devam ettim,arka vites değişmiyor,hiçbirşey yapmamama rağmen kendi kendine vites değiştiği oluyor,akşam iş çıkışı 22 km yi o bisikletle geri döndüm,bisikletçiye bıraktım,sabah al dedi yine vitesler sıkıntı.

İkinci bisikletçi, ( 22 yıllık bisikletçiyim abi)
Şeytana lanet edip verdiğim parayıda başımın gözümün nafakası sayıp yine oturduğum yere yakın başka bir bisikletçiye gittim,25 lira da oraya verdim,frenler tamam,jant tamam ama asıl problem yaratan viteste yine değişiklik yok,önde orta dişliden en büyük dişliye geçmek istediğimde hareket yok, arka dişlileri değiştiğimde tıkır tıkır ses geliyor, 2 defa vites atıyorum tek vites değişiyor aynı anda zincir ön kaydıraca sürtüyor. Bisikletçiye döndüm, abi senin arka aktarıcının kadroya bağlanan yerindeki yay ölmüş, bunu değiştirmen gerek dedi. sana shimano acera takalım derdin kalmaz dedi. Allahtan yok dedim.

3. bisikletçi (bianchi servisi)
Bu sabah bianchinin servisinin nerde olduğunu öğrendim, gittim, derdimi anlattım, tamam dediler,aldılar bisikleti, başımdan geçenleri anlattım zinciri söyledim, başta zincirim ktm ( yanlış hatırlamıyorsam ) zincirmiş,bir shimano olmazmış ama bayağı güzel bir zincirmiş dediler, vitesi ayarladılar, arka aktarıcının değişmesine gerek yok dediler,15 lirada oraya verdim,bisikleti teslim aldım,daha 100 metre gitmeden vitesler gene sıkıntılı, artık utanıyorum geri dönmeye,bu olmadı diye, ama döndüm, aldılar,abi senin zincir sıkıntılı dediler, bakalım yarın sabah götürücem zinciri shimano zincirle değiştirecekler.

kısacası 15 günde 90 lira para verdim,orjinal shimano zincirimden oldum, ve yarında eğer zincir değişirse bir zincir + servis parası daha vereceğim. Bakalım ne olacak...
 
Çözüm basit, vites ayarı yapmayı öğrenin. Arka vites değiştirdiğinizde çıt çıt sesi gelmesi veya 2 vites atınca tek vites düşmesinin sebebi tel gerginliğinin yanlış olması. arka aktarıcının üzerinde bulunan tel gerdirme vidasını çevirerek problemi çözebilirsiniz. Büyük dişliye geçerken problem yaşıyorsanız bisiklete arka tekerden bakarken sola, küçük dişliye geçerken problem yaşıyorsanız bisiklete arka tekerden bakarken sağa çevirin problemi çözün.
 
Geri